POLİTİKA - 15 Mart 2015 Pazar 16:15

'Bu ülkede Abaza’nın, Çerkez’in, Laz’ın da meselesi var'

A
A
A
'Bu ülkede Abaza’nın, Çerkez’in, Laz’ın da meselesi var'

Balıkesir'de katıldığı toplu açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt meslesi ile ilgili olarak 'Bu ülkede Abaza’nın, Çerkez’in, Laz’ın da meselesi var. 36 etnik azınlığın kendine göre meselesi var' dedi.

Renk ve inkar politikalarını yıktıklarını belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz 80 milyonun tamamını Allah için sevdik. Ama bunlar ikide bir ortaya çıktılar, Kürtçülük yaptılar. Evlatları dağa çıkarıp Diyarbakır’da anaları ağlatmayın. Hakkari havaalanını yaptırmadılar. Ama yine yapacağız, bölücü terör örgütüne rağmen yapacağız” dedi. Bütün dünyayı bir ülkenin iki dudağı arasına terk edecek kadar haktan, adaletten, özgürlükten uzak olmanın insanlığa saygısızlık olduğunu söyleyen Erdoğan, “Batı nezdinde Müslüman evvela biziz, bu topraklardır, bu ülkedir. Müslümanlara yönelik her hareketin ilk hedefi de biz oluyoruz. Mümin, insanların canları ve malları konusuna emin olduğu kişidir. Bu emri alan hiçbir mümin masumların gırtlağını kesemez. Masumlara kurşun sıkamaz, bomba atamaz” dedi. 

Balıkesir’de 38 kalemden oluşan 2 katrilyon 645 trilyon liralık kamu ve özel teşebbüs yatırımının toplu açılışını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı külliyesi cumhurun, milletin evidir. Anlamayan anlamasın, bize yolumuza devam edeceğiz. Gözü vardır göremez, kulağı vardır duyamaz. Dili vardır söyleyemez” diye konuştu. 

Çanakkale’de dökülen kanların boşa gitmediğinin altını çizen Erdoğan, “Çanakkale’de ikinci bir Balkan faciası yaşasaydık bugün çok farklı bir yerde olurduk. Çanakkale’de dökülen her damla kan boşa gitmemiştir. Çanakkale savaşımızın yüzüncü yılını kutluyoruz. Sayısız destanı bu savaşta yazıldı. Kendi yarasını, kendi acısını bırakıyor, gömleğini yırtarak düşmanın yarasını sarıyor. Bu millet bir kabile, göçmen değil, bu milletin şuuru çok çok farklı. Bu millet bilincine kavuşmak herkesin harcı değil. Çanakkale aynı zamanda bir insanlık dersidir, ahlak dersidir. Bugün bile bize pek çok ibretler sunan, ışık tutan bir zirvedir. Belgeselcilerin, herkesin Çanakkale’yi dünyaya tanıtmasını arzu ediyoruz. Bunu iki kapı arasına kapatamayız. Dualarımız, aminlerimiz, onların üzerine olsun. Allah bu milleti bir daha o imtihandan geçirmesin. Ama aynı zamanda o inançtan, o ruhtan, o iradeden de ayrı komasın” şeklinde konuştu.
Günümüz dünyasının siyasi, ekonomik, ahlaki, her bakımdan büyük savrulmaların içinden geçtiğini ifade eden Erdoğan, “Biz de bu savrulmaların içine yuvarlanırsak kaybeden sadece kendimiz olmayız. Bugün de sorumluluğumuz sadece kendi sınırlarımızdan ibaret değil. Balkanlar’dan çekilmiş olabiliriz, ama akrabalık bağımız devam ediyor. Ortadoğu ile aramıza sınırlar girmiş olabilir, ama oradaki kardeşlerimizle gönül bağımız sürüyor. Afrika hiçbir zaman bizim için Kafdağı’ının arkasındaki bir yer olmadı. Oralara gitmek zorundayız. Oralarda ecdadımız Osmanlı’nın gittiği yerleri gösterdiler. Oradaki yıkılmış eserleri ayağa kaldırıyoruz. Orta Asya bizim içih atalarımız geldiği meçhul topraklar haline gelmedi. Pakistan, Moğolistan bize yabancı yer olmadı. Ta Karakurum’a, Orhun’a giden biz olduk. Milli değerlere sahip çıkan biz olduk. Mısır’da Esma yavrularımıza sahip çıkan biz olduk. Rabia sadece bir Esma kızın şehadeti değildi. O izi sürmek önemliydi. Dünya beşten büyüktür diyorsak bunun anlamı vardı. Bunu biz dillendirdik. Bütün dünyayı bir ülkenin iki dudağı arasına terk edecek kadar haktan, adaletten, özgürlükten uzak olmak dünya halklarına saygısızlıktır. Bunu biz dillendirdik. BM’de, uluslar arası toplantılarda da, ikili görüşmelerde de bizzat kendilerine söyledik. Dünyanın şartları artık güncelleniyor. 196 ülkenin mukadderatını 5 ülke belirleyemez. Bu hak mıdır? Bu demokrasi midir? Biz bu coğrafyaların hepsiyle gönül ve kardeşlik bağımızı, ortak medeniyet tasavvurumuzu sürdürüyoruz. Dünyanın yaşadığı o büyük dönüşümün sancıları içinde kıvranan kardeşlerimiz bizi izliyor, rehber olarak Türkiye’yi görüyor. Bu büyük medeniyetin günümüzdeki temsilcisi, varisi olarak gördükleri Türkiye’nin kendilerini kurtaracağına inanıyorlar. Bu mücadele sürüp gidiyor. Ne kendi evlatlarımızı, ne bu insanları hayal kırıklığına uğratamayız. Böyle vebali asla üstlenemeyiz” diyerek, Türkiye'ye bel bağlayanları ümitsizliğe uğratmayacaklarını söyledi.

“BATI NEZDİNDE MÜSLÜMAN EVVELA BU ÜLKEDİR”

Dünyada bütün Müslümanları töhmet altında bırakan, terörist olarak gösteren bir kapıyı araladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Batı nezdinde Müslüman evvela biziz, bu topraklardır, bu ülkedir. Müslümanlara yönelik her hareketin ilk hedefi de biz oluyoruz. Avrupa’da neler yaşandığını, hangi camilerimizin, kültür merkezlerinin saldırıya uğradığını biliyoruz, takip ediyoruz. Müslümanlarla teröristlerle birleştirme bir süreç olabilir. Bunun alt yapısı olabilir. Birileri bunu emelleri için kullanmak isteyebilir. Bize düşen, insanlığı kucaklayan değerlerimizle mukabele etmektir. Kem aletle kemalat olmaz. Müslümanı terörist, İslam dünyasını terörün, cinayetlerin, kavganın kaynağı olarak gösterenlere karşı kendi değerlerimizle mücadele edeceğiz. Biz daima masumların, mağdurların yanında olacağız. Onlar kendilerine refah düzeni kurabilir. Dünyayı ateşe atmayı göze alabilir. Biz adaletin, merhametin, şefkatin yanında yer alacağız. Bizim tarihimiz, kültürümüz bunu emrediyor. Ne diyor Hazreti Peygamber? Müslüman dilinden ve elinden insanların selamette olduğu kişidir. Mümin ise insanların canları ve malları konusuna emin olduğu kişidir. Bu emri alan hiçbir mümin mazlumlara kötü söz söyleyemez. Masumlara el kaldıramaz. Gırtlağını kesemez. Masumlara kurşun sıkamaz, bomba atamaz. Irkçılık da olamaz. Soykırım da olamaz. Bugün İslam dünyası mezhepçilik fitnesinin, siyasi bölünmüşlüğün çalkantıları içinde kıvranıyorsa kendimizi sorgulayacağız. Alevilik, Sünniliği, olmamış şeyi pompalamak”.

“HAKKARİ HAVAALANINI BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNE RAĞMEN YAPACAĞIZ”

“Bizim bu ülkede Kürt diye bir sorunumuz olmadı” diyen Erdoğan şunları söyledi:
“Ama kasıtlı olarak gündemde tutuluyor. Bu ülkede Abaza’nın, Çerkez’in, Laz’ın da meselesi var. 36 etnik azınlığın kendine göre meselesi var. Türkiye’yi yıllardır bununla meşgul ediyorlar. 40 bin insan öldürüldü. Güneydoğu bölgesi ne hale getirildi, biliyorsunuz. Biz havalimanı yapacağız, yatırmıyorlar. Hani sen Kürt’ü seviyordun. Yalan. Iğdır, Ağrı havaalanını yaptık. Bunlar mı yaptı? Hakkari havaalanını yaptırmadılar. Ama yine yapacağız, onlara rağmen yapacağız. Bölücü terör örgütüne rağmen yapacağız. İstemeseler de yapacağız. Batıda ne varsa güneyde de olacak, doğuda da, kuzeyde de olacak. Biz Türk’ü Kürt’ten, Kürt’ü Türk’ten ayırmadık. Biz renk politikalarını yıktık. İnkar politikalarını yıktık. Asimilasyon politikalarını yıktık. Biz 80 milyonun tamamını Allah için sevdik. Ama bunlar ikide bir ortaya çıktılar, Kürtçülük yaptılar. Evlatları dağa çıkarıp Diyarbakır’da anaları ağlatmayın. Bu ülkede nice anneler ağladı. Buna hakkınız yok. Bunları yaşamak istemiyoruz. Hep beraber bir olmaya gayret edeceğiz. Biz hep tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik. Yeni Türkiye’ye hazır mıyız? Başkanlık sistemine hazır mıyız? 400 milletvekiline hazır mısınız? Bunun için kapı kapı dolaşmak lazım, ki yeni Türkiye’nin temelleri atılsın. Yeni anayasa hazırlansın. Başkanlık sistemine geçilsin ki, hızla mesafe alalım”.

Şiddeti merhametle yeneceklerini ifade eden Erdoğan, “Tabiat boşluğu kabul etmez. Bizim medeniyetimizin boş bıraktığı yerler, başkalarının zalim, ayrıştırıcı, kan dökücü elleriyle doluyor. Biz medeniyetimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Şiddeti merhametle yeneceğiz. Kalemin kılıçtan üstün olduğunu unutmayacağız. Ailemizi, çocuklarımızı en iyi şekilde, donanımlı şekilde yetiştireceğiz” şeklinde konuştu.

“YENİ TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETME ZAMANI”

Yorgun sistemi değiştirme çağrısı yapan Erdoğan, “Değişen dünyada Türkiye’nin yerinde kalması düşünülemez. Şimdi yeni Türkiye’yi inşa etmenin zamanı. Eski Türkiye bütün alışkanlıkları ile geride kaldı. Gelin bu yorgun sistemi değiştirelim. Yeni Türkiye yolunda yeni bir anayasa yapalım ve başkanlık sistemine geçelim. Başkanlık sistemi deyince birilerinin tüyleri diken diken oluyor. Bugün dünyada en geçerli sistem olarak bunu görüyoruz. Başkanlık sisteminde denetim mekanizması mevcut sistemden daha güçlü. Milletin denetimi daha güçlü. Muhalefet niye istemiyor biliyor musunuz? Çünkü başkanlık sisteminde milletin karşısına çıkıp projelerini anlatma ve hesap verme var” diyerek, başkanlık sistemindeki hesap verme mekanizmasından bahsetti.

Paralel yapıya da yüklenen Erdoğan, “Her akşam beddua seansları yapıyorlarmış. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz insanların hidayetiyle görevliyiz” dedi. 

AHMET FARUK ÇABUK - BAHADIR DEMİRÇEVİREN - OSMAN AKIN - OTAĞ FIRINCIOĞULLARI - SERHAT ŞENKÖKÇÜ - TAŞKIN SARICA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "Mahmut Boynukara" taziye evi dualarla açıldı Yeşilyurt Belediyesinin destekleriyle, 25. ve 26. Dönem AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara tarafından, merhum Mahmut Boynukara anısına yaptırılan Taziye Evi, düzenlenen törenle ve edilen dualarla hizmete açıldı. 510 metrekarelik alan üzerinde inşa edilen Mahmut Boynukara Taziye Evi modern ve işlevsel yapısıyla dikkat çekerken, içerisinde 400 kişilik bay ve bayan oturma salonları, mescid, mutfak, çay ocağı ve WC bölümleriyle hizmet verecek şekilde tasarlandı. Taziye evi, vefat eden vatandaşların yakınlarına destek olmayı amaçlarken, mahalle halkının da uzun süredir talep ettiği önemli bir ihtiyacı karşılamış oldu. Büyük bir katılım altında gerçekleşen açılış töreninde konuşan merhum Mahmut Boynukara’nın kardeşi Fatih Boynukara, "Merhum abimiz Mahmut Boynukara’nın aziz hatırasını yaşatmak amacıyla hayata geçirilen taziye evinin açılışını yapmanın heyecanını yaşıyoruz. İnsanın doğduğu, büyüdüğü, ekmeğini yediği, suyunu içtiği memleketine hizmet edebilmesi, ardında bir eser bırakabilmesi büyük bir nasiptir. Bizler de bu topraklara, bu güzel ilçeye olan vefa borcumuzu bir nebze olsun ödeyebilmek için bu projeyi hayata geçirdik. Bu özel mekanının, şehrimizdeki birlik, beraberlik, paylaşma ve kardeşliğe hizmet etmesini; hüzünlü günlerde insanlarımızın yükünü hafifletmesini temenni ediyorum. Vefatının ardından bize bıraktığı ahlaki mirasla yolumuzu aydınlatan, bizleri doğruluk, çalışkanlık ve insan sevgisiyle yetiştiren kıymetli büyüğümüz Merhum Mahmut Boynukara’yı rahmetle, minnetle anıyorum. Mekanı cennet, ruhu şad olsun. Allah kendisinden razı olsun. Bu eserin hayata geçmesinde emeği geçen başta Yeşilyurt Belediye Başkanımız olmak üzere değerli büyüğümüz Adnan Boynukara’ya ve katkı sunan herkese teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit ise, taziye evinin yapımına katkı sunan hayırsever Adnan Boynukara’ya teşekkür ederek, merhum Mahmut Boynukara’ya Allah’tan rahmet diledi. Taziye evlerinin toplum hayatında önemli bir ihtiyacı karşıladığını vurgulayan Başkan Geçit, "Malaya Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Battalgazi Belediye Başkanımızla birlikte seçim dönemindeki vaatlerimiz arasında yer alan ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi amaçlayan ’Taziye Evi’ projemiz kapsamında ilk taziye evimizi Çilesiz’de hizmete sunuyoruz. Taziye evleri acıların paylaşıldığı, dayanışmanın en güçlü şekilde hissedildiği mekanlardır. Kültür ve inanç dünyamızın önemli bir parçası olan taziye evleri, toplumsal birlik ve beraberliğin de en somut göstergelerinden biridir. Bu mahallemizde büyümüş, buranın bir evladı olan merhum Mahmut Boynukara adına yapılan taziye evimiz hayırlı olsun. Bu yılın 9 Mayıs’ında temelini attığımız taziye evimizle birlikte ilçemizdeki ilk taziye evini hemşerilerimizin hizmetine sunmuş oluyoruz. İnşallah bu taziye evimiz; vatandaşlarımızın acı günlerinde bir araya gelerek dayanışma içinde olacakları, dualarla teselli bulacakları, birlik ve beraberliğin pekişeceği bir mekan olacaktır. Bizler de Yeşilyurt Belediyesi olarak, hayırseverlerimizin katkılarıyla bu tür sosyal projeleri artırmaya, ilçemizin her mahallesine dokunmaya devam edeceğiz. Bu anlamlı eserin ilçemize kazandırılmasında büyük bir gönül örneği sergileyen, 25 ve 26’ncı dönem AK Parti Adıyaman Milletvekilimiz Sayın Adnan Boynukara’ya ve ailesine, merhum Mahmut Boynukara anısına böyle kalıcı ve hayırlı bir hizmeti Yeşilyurt’umuza kazandırdıkları için şahsım ve hemşehrilerim adına teşekkür ediyorum. Merhum Mahmut Boynukara’ya Allah’tan rahmet diliyor, mekânının cennet olmasını temenni ediyorum" diye konuştu. Malatya’nın güçlü ve modern yatırımlarla daha güçlü bir şekilde ayağa kalktığını, dönüşüm sürecinde sosyal hayata katkı sunan yatırımlara da önem verdiklerini ifade eden Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er ise, "Şehrimizde deprem yaraları hızla sarılırken aynı zamanda bu tür sosyal sorumluluk isteyen projelerin hayata geçmesine ayrı bir önem veriyoruz. Merhum Mahmut Boynukara adına böylesine özel bir mekanı şehrimize kazandıran Adnan Boynukara ve ailesine teşekkür ediyorum. Seçim döneminde şehrimizde çadır anlayışını geride bırakıp, modern ve çok amaçlı alanlara sahip taziye evleri kurmaya karar vermiştik. Bugünde bunun güzel bir örneğini hep birlikte taşıyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak TOKİ ile işbirliği halinde 20’ye yakın taziye evi inşa ediyoruz, ilçe belediyelerimizde bu tür mekanların sayısını hızla artırıyor. Yeni inşa edilen camilerimizin olduğu alanlara da taziye evleri de kuruyoruz. Çadırlar şehrimize yakışmıyor, bunu kaldırıyoruz. Taziye evlerinin yanı sıra sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif mekanlarla şehrimizi modern ve yaşam standardı yüksek bir şehir kimliğine kavuşturmak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz" diye konuştu. AK Parti Milletvekili Bülent Tüfenkci ise, Malatya’nın yeni sosyal mekânlara kavuşmasından ziyadesiyle memnun olduklarını ifade ederken, Yeşilyurt’ta ilk olarak hizmete sunulan taziye evinin yapımında emeği geçen Yeşilyurt Belediyesine ve Adnan Boynukara’ya teşekkür etti. Tüfenkci, "Büyükşehir, Yeşilyurt ve Battalgazi Belediye Başkanlarımıza seçim dönemindeki vaatlerinden bir tanesini gerçeğe dönüştürdükleri için teşekkür ediyorum. 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan şehrimiz hızla toparlanıyor, yeniden inşa ve ihya sürecinde taziye evleri, kültür ve sanat merkezlerinin sayısını hızla artırmaktayız. Şehrimizin her noktasının daha yaşanabilir bir kimliğe kavuşması için böylesine sosyal mekanların sayısının artması için her türlü desteği veriyoruz. Çilesiz mahallemizde hizmete sunulan Taziye Evimiz şehrimize ve ilçemize hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu. Yeşilyurt İlçe Müftüsü Hüseyin Bayrak tarafından okunan duaların ardından kurdele kesimi gerçekleştirilerek "Mahmut Boynukara Taziye Evi" resmen hizmete girdi. Açılış törenine; AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Malatya TSO Başkanı Oğuzhan Sadıkoğlu, Adıyaman TSO Başkanı Mehmet Torunoğlu, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, Boynukara ailesinin fertleri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti mensupları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Çorum Milyonlarca liralık vurgun yapan şebekenin çökertildiği operasyonda 7 tutuklama Araç satmak isteyen 55 vatandaşı "senet hilesiyle" milyonlarca liralık dolandıran şahıslara yönelik Çorum merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan şüphelilerden 7’si tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Çorum il Emniyet Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri tarafından, internet üzerinden araçlarını satmak için ilan veren vatandaşları ağına düşüren ve satın almak istedikleri araçların ücretinin bir kısmını güvenli ödeme ya da elden ödeyip, geri kalan tutarı ise senet düzenleyip ödeme yapmayan şebekeye yönelik çalışma başlattı. Ekipler tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, şüphelilerin devri alınan araçların kaydını kendi aralarında ya da üçüncü şahıslara devrettiği, bu yöntemle elde ettikleri gelirleri kendilerine ait şirketler üzerinden akladıkları tespit edildi. Şebekenin yöntemiyle toplam 55 araç sahibini dolandırdığını belirleyen ekipler, MASAK’tan temin edilen raporlarda şüphelilerin banka hesaplarında 2025 yılı içerisinde tam 45 milyon TL’lik işlem hacmi bulunduğu ve bu paranın 15 milyon TL’lik kısmının şirketler üzerinden aklandığını belirledi. Düğmeye basan ekipler, Çorum merkezli Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat ve Ankara’da belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında 14 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin suçtan elde ettikleri değerlendirilen ve piyasa değeri yaklaşık 46 milyon 500 bin TL olan 58 araca ve 2 taşınmaza da el konuldu. Gözaltına alınan 14 şüpheli, emniyetteki işlemlerin ardından Çorum Adliyesi’ne sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan şüphelilerden 7’si tutuklanırken, 7’si ise adli kontrol adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Karabük Bakan Tunç: "Adaleti sadece köhne binalardan kurtarmadık, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük Adalet Sarayı’nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası inşa ettiklerini belirterek, adaletin sadece fiziki mekanlarla değil vesayetçi ve darbeci anlayışlardan arındırılarak milletin yargısı haline getirildiğini söyledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük’te yapımı gerçekleştirilecek Adalet Sarayı’nın temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Tunç, AK Parti iktidarları döneminde Karabük’ün önemli yatırımlar aldığını belirtti. Bakan Tunç, Karabük’ün eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu hizmet binalarına, sanayi tesislerinden altyapı projelerine kadar birçok önemli esere kavuştuğunu ifade ederek, "AK Parti iktidarlarıyla Karabük’ümüz çok önemli yatırımlar aldı, birçok esere sahne oldu. Türkiye genelinde olduğu gibi eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu binalarına, kamu hizmet yapılarından sanayi tesislerine varıncaya kadar Karabük’ümüz çok büyük eserlere kavuştu. Bugün de bunun devamını sağlamış oluyoruz" dedi. Adalet sarayının Karabük için önemli bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Tunç, göreve geldikleri ilk günden itibaren çalışmaların başlatıldığını belirterek, "Kamu hizmet binalarımızdan bir eksiğimiz vardı. Adalet binamızın bir an önce yapılması noktasında valimiz ve milletvekillerimiz, Bakanlığımızın ilk günlerinde ‘hayırlı olsun’ ziyaretine gelir gelmez, memleketimize bir adalet binası kazandıralım dediler. Biz de ilk günden itibaren hemen proje çalışmalarına başladık" ifadelerini kullandı. Bakan Tunç, adalet sarayının yapım sürecine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: "Saraylı binamızın temelini attıktan sonra, inşallah 600 gün süresi olan bu projeyi müteahhit firma 2 yıldan önce bitirerek Karabük’ümüze bu güzel eseri kazandıracak. Böylece adalet hizmetlerinin daha uygun bir mekânda, adaletin makamına yakışır bir şekilde yürütülmesini sağlamış olacağız." Türkiye genelinde adalet altyapısına yönelik yatırımlara da değinen Tunç, "Biz bugüne kadar Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası yaptık. 78 olan sayı, üç yüz doksan beşe yükseldi" dedi. Sadece bina yapmakla yetinmediklerini dile getiren Tunç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Tabii bunu söylediğimizde ‘Sadece bina mı yaptınız? Bina yapmakla adalet gerçekleşir mi?’ deniliyor. Hayır, biz sadece adalet binaları yapmakla kalmadık. Eğitimden sağlığa, üniversitelerden tünellere, limanlardan altyapı ve üstyapı projelerine kadar Türkiye’nin fiziki kalkınmasını sağlarken, ekonomik ilerlemesini de destekledik. Kamu binalarımızı da yeniledik, adaleti köhne binalardan kurtardık." Adaletin vesayetçi anlayıştan kurtarıldığını vurgulayan Tunç, "Ama biz adaleti sadece köhne binalardan ya da merdiven altı duruşma salonlarından kurtarmadık. Adaleti birilerinin arka bahçesi olmaktan, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık ve milletin yargısı haline getirdik" şeklinde konuştu. Anayasal reformlara değinen Tunç, "Anayasada ‘darbeciler yargılanamaz’ anlayışı vardı. Sizin oylarınızla bunlar değişti. 30-40 yıl sonra 12 Eylül darbecileri ve 28 Şubat postmodern darbecileri yargı huzuruna çıkarıldı ve millet önünde hesap vermeleri sağlandı" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin demokratikleşme sürecine dikkat çeken Tunç, terörle mücadele konusunda da kararlı olduklarını belirterek, "İnşallah terörsüz bir Türkiye’yi de hep birlikte inşa edeceğiz. Terörden kurtulacağız ve bu noktada kararlı bir çalışmamız var" dedi. Terörün sona erdirilmesine yönelik yürütülen sürece de değinen Tunç, "İnşallah terörün sona erdirilmesi ve terör örgütünün tasfiyesiyle ilgili süreci şu anda yürütüyoruz. Terör örgütü silah bırakma kararı aldı" ifadelerini kullandı. Sürecin Meclis ve devlet kurumlarının koordinasyonu içinde sürdüğünü vurgulayan Tunç, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına da değinerek, terörün kalıcı olarak Türkiye gündeminden çıkarılması için kararlılıkla çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Konuşmaların ardından protokol üyelerinin katılımıyla butonlara basılarak adalet sarayının temeli atıldı.
Kastamonu Kastamonu’da vatandaşlar Filistin için ses yükseltti Kastamonu’da cuma namazı çıkışında bir araya gelen vatandaşlar, Gazze’deki insanlık dramı için İsrail’i protesto etti. İnsanlık İttifakı ve Milli İrade Platformu tarafından Kastamonu’da cuma namazı çıkışında basın açıklaması düzenlendi. Nasrullah Meydanı’nda bir araya gelen grup Filistin’de devam eden İsrail saldırılarını kınadıklarını belirterek ’barışçıl şahitlik’ çağrısını yeniledi. Grup adına konuşan TÜGVA Kastamonu İl Temsilcisi Selim Önen, "Gazze’de yaşam, ‘normalleşme’ değil, hayatta kalma mücadelesi üzerinden sürmektedir. Uluslararası hukuk, güçlüye kalkan, zayıfa verilen sus payı olmamalıdır. İnsan hakları söylemi yalnızca rahat coğrafyaların dekoru olarak görülmemelidir. Bugün Gazze’de sivillerin korunması, sağlık sisteminin ayakta tutulması, gıda ve suya erişim gibi en temel başlıklar hala tartışma konusuysa burada yalnızca bir ‘kriz’ değil, aynı zamanda uluslararası düzenin ‘itibar kaybı’ yaşanmaktadır. Bugün yaşadığımız iletişim çağında, bir çocuğun soğukta can verdiği haberini ‘akış’ içinde tüketebiliyorsak, burada bir sorun vardır. Bir toplumun ihtiyaç duyduğu ‘insani yardım’ kavramı bile süslenerek tartışmalı hale getiren ‘prosedürler’ var ise burada bir sorun vardır. Bu çağrımız bir ülkeye, bir halka, bir kuruma karşı önyargı değil; insan hayatını merkeze alan evrensel bir tutarlılık talebi içermektedir. Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında 400’ü aşkın paydaş sivil toplum kuruluşuyla birlikte, kamu vicdanını diri tutmak ve insanlık onurunu savunmak amacıyla barışçıl ‘şahitlik’ çağrımızı yineliyoruz" dedi.