KÜLTÜR SANAT - 07 Nisan 2016 Perşembe 15:43

Burcu Salman: Resim yapmak, insana sayısız fayda sağlar

A
A
A
Burcu Salman: Resim yapmak, insana sayısız fayda sağlar

Resim yapmak için ille de ressam olmanın gerekmediğini söyleyen Galeri Bohem' in kurucusu Burcu Erkal Salman, eğer bir kişinin az da olsa yeteneği varsa, bu yeteneği geliştirmek için en uygun resim kurslarına katılabilineceğini söyledi.

Resim yapmak için ille de ressam olmanın gerekmediğini söyleyen Galeri Bohem' in kurucusu Burcu Erkal Salman, eğer bir kişinin az da olsa yeteneği varsa, bu yeteneği geliştirmek için en uygun resim kurslarına katılabilineceğini söyledi. Sadece yetişkinler için değil çocuklar için de resim yapmanın sayısız faydası olduğunu vurgulayan Salman, bu faydaları şöyle sıraladı:

"Resim yaparak çocuk, küçük kaslarını etkin bir biçimde kullanmayı öğrenir ve böylece göz-el koordinasyonunu da sağlamış olur.

Çocuk yeni figürler çizdikçe bundan hoşnut olur. Çevresinden de onay alıyorsa bu hoşnutluk oranı artar. Bir şeyler başardığına inanır ve bu da öz güven oluşturmasını sağlar. Kişiliğini, arzularını, kaygılarını yansıtır.
Resim bir iletişim aracıdır. Çocuk kullandığı renklerle, çizdiği çizgilerle iç dünyasını kağıda yansıtır.
Çocuklar resim ile birlikte, yaptıkları çizgilerle kullandıkları boya kalemleri ve çeşitli fırça darbeleri ile gün içinde yaşadıkları çeşitli kızgınlıklarından soyunabilecekleri gibi içlerinde biriken enerjiyi meşru bir biçimde boşaltma imkanı bulurlar".

Bohem’ i kurarken aşkla yola çıktığını söyleyen Burcu Erkal Salman, "Amacım her şeyden önce bir ressam olarak, sanat ile iç içe bir mekan oluşturmaktı. Galeri sadece sergilerden ibaret olmamalı diye düşünüyorum. Bu bağlamda zaman zaman çocuklara da atölye çalışmaları düzenleyerek farklı etkinlikler yaptık. Bu yıl da yetişkinlere resim kursu başlattık. En büyük destekçim, benim de hocam olan Ressam Semra Hasgüleç oldu. Bohem’ de Salı günleri resim kursumuz, onun farklı teknikleri ile çok daha renkli geçiyor. Avantajımız, arkadaş ortamında, eğlenerek öğrenmek isteyenlere tek teknik değil, karakalemden akriliğe, pastelden yağlı boyaya, kolaja kadar farklı bir çok teknik görebilecekleri ve sonunda da 'kendileri hazır olduğunda' sergi açabilecekleri bir mekan olmamız. Bütün bu etkinliklerdeki amacımız ise 'Yaşamımızda; ruhumuzu dinlendirmek, kendimizi yeniden keşfetmek ve bir iz bırakabilmek için üretmek' olacak” dedi.

Galeri Bohem' in 16 ay önce kurulduğunu belirten Salman, bu süre içinde 25 sergi, 1 sanat fuarı, 2 atölye çalışması, resim kursu düzenlediklerini ve web sitelerinde, online sergi imkanı, hediyelik bölümü ve online alışveriş seçeneği kurduklarını söyledi.

Resimseverlerin sık sık sergileri ziyaret etmesinin çalışmalarında etkili olabileceğini vurgulayan Salman, "Resimle uğraşanların en büyük sorunlarından biri ilham alamamak. Bunun için sık sık sergi ziyaretleri yaparlarsa akıllarında farklı fikirler oluşabilir. Galeri Bohem' de Nursel Bayram’ın 'Yüz' isimli sergisi bu nitelikleri taşıyan cinste. Nursel Bayram’ın 9 Nisan’da sonlanacak 'Yüz' isimli sergisinde birbirinden etkili eserlerden oluşuyor" dedi.

Galeri Bohem' in kurucusu Burcu Erkal Salman, son olarak şunları kaydetti: "Galeri Bohem ‘in bir sonraki sergisinin 15-30 Nisan tarihlerinde Bakü doğumlu değerli sanatçı Yusif Katanov’ un ‘Anatomy of Colours’ isimli resim sergisi olacak. İşlerinde çoğunlukla soyut ve soyut içinde figüratif kompozisyonları ele alan sanatçının birçok eseri yurt dışında özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Türkiye ve Almanya’ da 5 kişisel sergiye sahip olan Katanov, 2014 V Madeira International Art Biennale (MIAB) / Madeira Adasi, Portugiz,2013 28. ASROPA International Art Exhibition / Korean Cultural Center, Viyana gibi katıldığı pek çok farklı sergilerden sadece bir kaçı”. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.