Burundan alınan hava yetmediğinde veya rahat nefes alınamadığında kullanımı gündeme gelen burun damlaları, bir dizi sorunu da beraberinde getiriyor. Özellikle burun tıkanıklığının sebebi sorgulanmadan kullanılan bu ilaçlar, uzun dönem kullanıldığında hem burun hem de dolaşım sistemi başta olmak üzere birçok vücut sistemi üzerinde olumsuz etkiler oluşturabiliyor. Burun damlalarının güvenli kullanımı konusunda bilgi veren Acıbadem Ankara Hastanesi KBB Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, 'Yapısal olarak baktığımızda burnumuzun içinde konka olarak adlandırılan burun etleri içinde salgı bezleri bulunur.
Burnumuz bu bezler sayesinde nemli kalır ve burun fonksiyonlarının normal şekilde olması sağlanır. Burun damlaları, bu bezlerin salgı yapımını önce azaltır ve burun etlerinin küçülmesine neden olur. Bir iki haftayı geçmeyen kullanımlarda burun içerisinde hasar oluşturmadan yararlı etkileri görülürken, uzun ve sık kullanımlarda burun içindeki bu dokularda oluşturdukları hasar ve salgı azlığı sonucu doku duyarsızlaşması gibi etkileri sonucu bağımlılık olarak bilinen kullanım sıklılıkları ve kullanım dozları artmakta, buna bağlı olarak burun içerindeki dokularda incelme ve salgı bezlerinde kalıcı kuruma ortaya çıkar' dedi.
Bu kalıcı kuruma durumunun atrofik rinit olarak adlandırıldığını ifade eden Doç. Dr. Titiz, 'Burun içinde kabuklanma ve iltihaplanmaya neden olan bir hastalığa yol açar. Bu hastalık sonucunda nefes almada zorluk ve burundan kötü koku gelmesi ile kişinin günlük yaşantısında olumsuz etkiler görülür. Burun damlalarının uzun ve sık kullanımı sadece burun içinde olumsuz etki yaratmamakta, ayrıca sistemik etki olarak adlandırılan tüm vücut dokularını ilgilendiren rahatsızlıklara da neden olabilmektedirler. Bunların başlıcaları kan basıncını ve kalbin iş yükünü artırarak, kalp hastalığı veya yüksek tansiyonu olan hastalarda hastalık seyrinin kötüleşmesine veya tedavi kontrollerinin bozulmasına yol açabilmektedir. Yine tiroid ve diyabet gibi hastalıklarda görülen kalp damar rahatsızlılıklarında olumsuz yönde rol oynarlar' diye konuştu.
“BURUN TIKANIKLIĞINDA İLK TERCİH DAMLA KULLANMAK OLMAMALIDIR”
Uzman Doç. Dr. Ali Titiz, şöyle devam etti:
'Burundan nefes alamamanın çözümü, öncelikle neden rahat nefes alınamadığının ortaya konulmasıdır. Çocuklarda özellikle geniz eti ve bademcik problemleri, erişkinlerde ise septum deviasyonu ve konka hipertrofisi olarak adlandırılan burun eti şişlikleri ile nazal polip hastalıkları göz önünde bulundurulmalı ve ardından problemin bazen medikal bazen de cerrahi yöntemlerle çözülmesi yoluna gidilmesi uygun olabilmektedir. Eğer cerrahi müdahale tercih edilecekse, burun fonksiyonlarını bozmadan yapılacak işlemler tercih edilmelidir. Bu girişimler arasında endoskopik geniz eti, nazal polip ve burun kemiği ameliyatları ile burun etlerindeki büyümeler için uygulanan radyo frekans ve lazer ameliyatları sayılabilir. Artık günümüzde uygulanan cerrahi teknikler ile hastalar aynı gün veya bir iki gün içerisinde günlük yaşamlarına rahatlıkla dönebilmektedirler. Bu girişimler sonucu kişinin burun damlalarına olan bağımlılık ve ihtiyaçları tamamen ortadan kalkmaktadır' dedi.
ARZU TÜRKUÇAR
