SAĞLIK - 20 Mart 2017 Pazartesi 10:12

'Burun estetiği sadece güzelleşmek için yapılmaz'

A
A
A
'Burun estetiği sadece güzelleşmek için yapılmaz'

Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Defne Erkara burun estetiği ile ilgili bilgi verdi. Erkara, Rinoplasti adıyla da bilinen burun estetiği ameliyatını yaptırmanın en önemli nedeni olarak güzelleşme isteğini gösterdi.

Estetik Cerrahi Uzmanı Dr. Defne Erkara, burun estetiği ile ilgili bilgi verdi. Burun estetiği yaptıranların sayısının arttıkça konu ile ilgili merak edilenlerin de arttığını dile getiren Erkara,”Etrafında bu ameliyatı olan kişiler kendileri için de burun estetiğinin uygun olup olmadığını sorguluyorlar. Rinoplasti adıyla da bilinen burun estetiği ameliyatı yaptırmanın en önemli nedeni güzelleşme isteğidir. Burun şeklinden memnun olmayan kişilerin estetik cerrahlara başvurarak bu sorunlarından kurtulmaları mümkün. Özellikle akıllı telefon ve sosyal medyada fotoğraf paylaşımlarının artması kişilerin daha güzel görünme isteklerini arttırdı. Özellikle yüz yapısına uygun ve doğal görünümlü burun estetiği ile ameliyat olunduğu belli olmadığı için imkanı ve şikayeti olan kişiler bu operasyonu yaptırır oldular. Neredeyse saç boyatmak kadar doğal hale geldi. Sosyal alanda kendine güven duyabilmek için yani güzelliği ile de ön planda olabilmek için burun estetiği yaptırmak en önemli ameliyat olma sebebidir” dedi.

“Rahat nefes almak”

Birçok kişinin burun şeklinden memnun olmadığını ama burnun asli görevi olan nefes alma fonksiyonun problemli olduğunun farkında olmadıklarını söyleyen Erkara, “Burun yapısındaki anatomik bozukluklar, burun kanalını da daraltarak sağlıklı nefes almayı da engelleyebilir. Bazen sadece kanala müdahale yeterli olurken çoğu zaman da burun çatısını düzelterek rahat nefes almak mümkün hale gelebilir. Yine burun çatısındaki bozukluklar normal burun fizyolojisini bozarak iç yapıyı değiştirebilir. Bu da burun işlevlerinden biri olan koku alma duyusunu azaltır. Akabinde tat alma duyusu da bozulur. Burun estetiği ameliyatından sonra çoğunlukla koku alma duyusu da yerine gelir” şeklinde konuştu.

“Sosyal sorunlardan kurtulmak”

Çocukluktan itibaren burun şekli yüzünden şakalara maruz kalan kişilerde sosyal ortamlardan uzaklaşma görülebildiğinin altını çizen Erkara, “Başka kişilerin eleştirilerine maruz kalınmasa bile eğer kişi kendi burun şeklinden mutsuz ise kendini toplumsal hayatta rahat hissetmeyebiliyor. Eğer sosyal handikapın sebebi burun eğriliği ise estetik ameliyat sonrası kişi birden bire özgüvenine kavuşabilir. Burun pasajı dar olan ve rahat nefes alamayan kişilerde zaman içinde nasone ses yapısı dediğimiz burundan konuşma diye de tabir edilen bir ses yapısı ortaya çıkar. Bazen sadece burun içindeki yapıların düzeltilmesi ile bu sorun halledilebilirken bazen de burun estetiği yapmak elzem hale gelebilir” diye konuştu.

“Sinüzitten kurtulma”

Erkara, burun sinüslerinin alınan nefesin ısıtılmasında, nemlendirilmesinde ve süzülmesinde görevli olduğunu belirterek “Burun çatısı bozulunca fonksiyonlarını yerine getiremez hatta enfeksiyon kapabilirler. Buna sinüzit diyoruz. Bazı durumlarda burun estetiği sonucu nefes kanalı düzeltilince rahatlayan sinüsler, var olan enfeksiyonu kendileri temizleyebilirler. Horlamanın pek çok sebebinden birisi de yine burun kanalının darlığı veya eğriliğidir. Horlama şikayeti kişinin ve etrafındakilerin uyku düzenini bozduğu için hem sağlık hem de sosyal yönden kişinin sıkıntı yaşamasına sebep olur. Burun estetiği operasyonu sebebi burun pasajının darlığı olan horlamaları tedavi eder” dedi. Erkara son olarak şunları paylaştı: “Sonuç olarak; burun estetiği ameliyatı sadece görselliği düzeltmekle kalmaz, birçok burun fonksiyonunu da normal hale getirir. Unutulmaması gereken şu: bahsettiğimiz rahatsızlıkların tamamı burun estetiği ile düzelecek diye bir şey yok. Sadece eğer sebep burundaki darlık ve eğrilikse düzelme sağlama ihtimali çok yüksek”. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri CZN Burak, kazada ölen Kayserili fenomenin taziyesine katıldı CZN Burak, kendisiyle görüşmek için İstanbul’a yürüyerek giden ve canlı yayın yaptığı sırada kamyonun çarpması sonucu hayatını kaybeden ’Yürüyen Adam’ lakaplı sosyal medya fenomeni Neşet Turan’ın taziyesine katıldı. Geçtiğimiz günlerde CZN Burak ile görüşmek için Kayseri’den yola çıkan ve İstanbul’a yürüyerek gitmeye çalışan ’Yürüyen Adam’ lakaplı sosyal medya fenomeni Neşet Turan’a, Aksaray-Ankara karayolu Sapmaz köyü yakınlarında kamyon çarptı. Kamyon şoförü kaza yerinden kaçarken, ihbar üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Jandarma ekipleri yolda güvenlik önlemi alırken, ağır yaralanan Turan, ambulansla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Talihsiz adam burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kayseri’de toprağa verildi Feci kazada hayatını kaybeden sosyal medya fenomeni Neşet Turan, öğle namazını müteakip Hulusi Akar Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Erkilet Bülbülpınarı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenazeye Turan’ın yakınları ve vatandaşlar katıldı. CZN Burak taziye evinde Turan’ın cenazesine katılmadığı için sosyal medyada tepki alan ’CZN Burak’ olarak dünyaca tanınan Burak Özdemir, Neşet Turan’ın Kayseri’de bulunan taziye evine geldi. Burada aileye başsağlığı dileyen Burak Özdemir; taziye evinde dağıtılması için irmik helvası pişirdi. Özdemir, Neşet Turan’ın sosyal medyada çok sevildiğini söyleyerek, "Gerçekten çok seveni var. Ben mesajlarla tanıdım. Rahmetli olduktan sonra belki de milyonlarca mesaj aldım. Allah mekanını cennet eylesin. Günahlarını affetsin. Kendisi gerçekten ailesinde, arkadaşlarında ve tüm Kayseri’de çok güzel iz bırakmış. Rahmetli olduktan sonra 5 kardeş kalmışlar. Artık yine 6 kardeşler. Ben de onların bir kardeşi sayılırım" dedi. Neşet Turan’ın 1988 doğumlu ve çok da genç olduğunu dile getiren Özdemir, sosyal medyadan kaza ile ilgili kötü yorumlar yapıldığını, bu tür yorumların yapılmaması gerektiğini söyledi. Kazada hayatını kaybeden fenomen Neşet Turan’ın kardeşi Ahmet Turan ise, "Biz yürüyüşe çıktığımızda Burak ağabey bizi bilmiyordu. Videolardan bizi görmedi. Yani kaza olduktan sonra bizden haberi oldu. Bugün de taziye için Burak ağabey buraya geldi" ifadelerini kullandı. Ayrıca Özdemir’in hayranları da taziye evinde yoğunluk oluşturdu.
Zonguldak Prostat ve meme kanserinde umut ışığı Zonguldak’ta prostat ve meme kanseri gibi yumuşak doku kanserinin tedavisinde kullanılabilecek olan ilaç adayı patent aldı. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Fen Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zuhal Gerçek ile İstanbul Medipol Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Güzel ve öğrencisi Betül Yaşin’in "Kanser Tedavisinde İlaç Adayı Olarak Kullanılabilecek Arilidin Barbitürat Türevi Özgün Moleküller" başlıklı ortak çalışmasına Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından patent verildi. Çalışmanın sentez kısmı Prof. Dr. Gerçek tarafından gerçekleştirilirken; sentetik olarak üretilen özgün moleküllerin anti-kanser aktivitesi ise Prof. Dr. Güzel ve doktora öğrencisi Yaşin tarafından tespit edildi. Yapılan testler sonucunda, bu moleküllerin tirozin kinaz inhibitörü olarak kullanılabileceği belirlendi. “Sentezlenen moleküller yumuşak doku kanserinde çok etkili oldu” Anti kanser ilaçları üzerinde yapılan çalışmalarda sentezlenen maddelerin kanserli hücrelerin üzerinde etkili olduğunu ifade eden Gerçek, “Yeni sentezlediğimiz maddelerin tirozin kinaz enzim inhibisyonunu kanıtlayarak sonuçlandırdık. Bu proje kapsamında pek çok yeni ürün sentezledik. Bunların sentezi üniversitemizde gerçekleştirildi. Sentezlenen ürünlerin anti kanser aktivitelerini Prof. Dr. Mustafa Güzel ve doktora öğrencisi Betül Yaşin çalıştılar. Pek çok kanserli hücre hakkında moleküllerin aktivitesi çalışıldı. Özellikle yumuşak doku kanserlerinde çok etkili olduğu bulundu. Bunun üzerine biz de patent başvurumuzu gerçekleştirdik. Patentimizi de aldık, çok mutluyuz. Dileriz pek çok ortak çalışmayla bu buluşlarımız devam eder” diye konuştu. “Dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz” Prof. Dr. Gerçek, günümüzde en çok meme ve prostat kanserinin zarar verdiğini ve bu kanser türlerinin tedavisine bir ışık da kendilerinin yaktığını belirtti. Üç yıldır devam eden projenin henüz tamamlanmadığını belirten Gerçek, “Şu anda dünyanın en çok zarar gördüğü kanserin tedavisine bir ışık da biz yakmış oluruz. Özellikle yumuşak doku derken meme ve prostat kanserinde çok etkili olduğunu kanıtladık. Bizim sentezlediğimiz 8-9 molekül vardı. Bunların türevlerinin aktivitesi de çalışılacak tabi ki. Proje burada bitmedi aslında. Bu bir başlangıçtı. Türevlerine de çalışacağız. Projeyi yaklaşık üç sene boyunca çalıştık. Sonuçlarını daha yeni alıyoruz. İnşallah ilaç olarak görürsek de hepimiz için daha mutluluk verici bir sonuç olacaktır” şeklinde konuştu. Patenti alınan ilaç adayı; eczacılar ve ilaç enstitüleri tarafından ilaca dönüştürülerek satışa sunulabilecek.