TSK Barış için Ortaklık Eğitim Merkezi (BİOEM) Komutanlığı tarafından düzenlenen İpekyolu General Amiral Semineri'ne NATO ve Avrupa Birliği Komite Başkanları ile 49 ülkeden toplam 104 general ve amiral katılıyor.
Gloria Golf Resort Otel'de gerçekleştirilen toplantının bu yılki konusu terörizm, enerji güvenliği ve deniz güvenliği olarak belirlendi.
Seminerin açılış bölümünde konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, küreselleşme çağında dünya barışı ve güvenliği için en büyük tehdidin terörizm olduğunun herkes tarafından bilindiğini ifade etti.
Terörizmin küresel bir tehdit haline dönüşmesiyle tehdit algılamalarının da konvansiyonel ve ülke sınırlarına odaklı olmaktan çıktığına, asimetrik ve küresel bir boyut kazandığına dikkat çeken Orgeneral Büyükanıt, "Güvenlik anlayışındaki bu kavramsal değişim terörizm tehdidiyle mücadele yaklaşımında da bir değişik gerekmektedir.
Artık terörizmle sadece ulusal düzeyde, ulusal politikalarla mücadele itmek imkansızdır" şeklinde konuştu.
Bu kapsamda uluslararası işbirliğinin terörle mücadelenin olmazsa olmazı haline geldiğini belirten Büyükanıt, "Bu nedenle bu yılki seminerin ana konusunu küresel güvenlik ve uluslararası işbirliği olarak belirledik.
Günümüzde güvenlik ortamı küreselleşmeye paralel olarak yeni bir şekil almış, klasik risk ve tehditler yerini terörizm gibi asimetrik tehditlere enerji ve deniz güvenliği konularına bırakmıştır" dedi.
Terörizmin 21'inci yüzyılın en ciddi hastalığı olduğunu ifade eden Orgeneral Büyükanıt, sözlerine şöyle devam etti:
"Terörizm kavramını daha iyi anlayabilmek ve terörizmle mücadele etmek için terör örgütlerinin gerçekleştirdikleri eylemlerle neye ulaşılmaya çalıştıklarının irdelenmesi gerekir.
Terörist öldürdüğü masum ile ilgilenmez. Terörist için önemli olan eylemin hedef kitlede meydana getirdiği etkidir. İdeoloji ne olursa olsun terörün hiçbir türü meşru görülemez.
Hatta terörü meşru görmeye yakın eğilimler dahi kabul edilemez. Terörizm gün geçtikçe daha küresel bir boyut kazanmaktadır. Doğal olarak tehdit küresel boyutta iken, bu tehdide karşı alınacak tedbirlerin ulusal düzeyde kalması düşünülemez.
Bunun için eylem alanlarına bakılmaksızın finans ve insan kaynağı temini için başka ülkelerde yasal ya da yasal olmayan faaliyette bulunan terör örgütleri de herkes tarafından uluslararası terör örgütü kapsamında değerlendirilmelidir. Aksi takdirde küresel terörizmle mücadele etkinliğini yitirecektir.
Bu nedenle bu konuda sağlıklı bir uluslararası işbirliği kaçınılmazdır." Küreselleşme ile insanlığa sunulan teknolojik imkanların aynı zamanda terörist örgütlerce istismar edildiğine dikkati çeken Orgeneral Büyükanıt, küreselleşme çerçevesinde özellikle iletişim alanında meydana gelen gelişmelerin terörist örgütlerin propaganda araçlarını çeşitlendirdiğini söyledi.
Bugün patlayıcılar ve düzeneklerin yanı sıra internet, kamera ve fotoğraf makinelerinin de teröristlerin eylemlerinin bir parçası haline geldiğini belirten Orgeneral Büyükanıt, teröristlerin sahip oldukları bu medya olanaklarını, eylemlerinin etkilerini artıracak bir kuvvet olarak kullandığını söyledi.
Terör örgütlerinin, eleman temin etmek için küreselleşmenin bir yan etkisi olarak ortaya çıkan ve etkileri bugünlerde daha fazla hissedilen gelir dağılımındaki orantısızlık ve adaletsizlikleri de istismar ettiğini bildiren Orgeneral Büyükanıt, "Bu tür istismara açık alanlarla ilgili tedbir alamadığımız takdirde geliştirilen kinetik yöntemler sorunlara sadece geçici çözümler üretmemizi sağlayacaktır" diye konuştu.
Terörle mücadele sürecini bıçakla çorba içmeye benzeten araştırmacılar olduğunu belirten Orgeneral Büyükanıt, "Bu çok doğru bir tespittir. Terörizme karşı mücadele alışılmış yöntemlerin dışında uzun ve sabır gerektiren uygulamaları da içeren bir süreçtir. Askeri yöntemler terörle mücadelenin boyutlarından sadece biridir" dedi.
Terör örgütlerinin kanlı eylemlerine kaynak sağlamak amacıyla insan ve uyuşturucu kaçakçılığı, kara para aklama, haraç toplama, korsanlık, fidye alımı için adam kaçırma faaliyetleri ile uluslararası suç örgütleri gibi hareket ettiğinin altını çizen Orgeneral Büyükanıt, şunları söyledi:
"Örneğin PKK KONGRA GEL terör örgütünün Avrupa'ya kaçırılan eroinin yüzde 80'nden sorumlu olması, çeşitli Avrupa ülkelerinde zorla para toplaması hatta Sri Lanka'daki Tamil Kaplanları adlı terör örgütüne silah satması terör örgütlerinin faaliyetlerinin ulaştığı uluslararası boyutlarını göstermesi açısından anlamlıdır.
ABD yönetiminin PKK'yı dünyada uyuşturucu kaçakçılığı yapan örgütler listesine sokmuş olması terörle mücadele eden ülkelere büyük bir moral desteği sağlamıştır. Şüphesiz bu tür suç örgütlerini terör listesine dahil etmek yeterli değildir.
Uygulamaya yansımayan bu tür listeler tek başına terörle mücadelede yararlı olamaz.Mevcut koşullarda terörizmle mücadelede işbirliğinin Birleşmiş Milletler çerçevesinde gerçekleştirilebileceğine inanıyorum.
Yeter ki Birleşmiş Milletlerin ve diğer uluslararası kuruluşları terörizmle mücadele konusunda aldığı kararlar ve geliştirdiği insiyatifler, ülkelerin iç hukuk sistemlerine de yansıtabilsin.
Bu kapsamda terörizmle mücadelede ulus devletlerin küresel düşünerek empatik bir yaklaşımla etki alanlarında bu faaliyetlere karşı gerekli önlemleri almaları gerekmektedir."
"21'inci yüzyılda ortaya çıkan diğer bir güvenlik tehdidi de enerji güvenliğidir" diyen Orgeneral Büyükanıt, Dünya'da 193 ülkeden hiçbirinin enerji açısından bağımsız olmadığını belirtti.
Suudi Arabistan, Rusya, Norveç, Birleşik Arap Emirlikleri ve Nijerya gibi önemli petrol ihracatçısı ülkelerin dahi ya rafine edilmiş petrol ürünleri, ya da elektrik doğal gaz ve kömür şeklinde enerji ithal ettiğini ifade ederek,
"Artan küresel petrol talebi enerji arzının yeterliliği, güvenilirliği ve fiyatlandırılması ile ilgili endişe, fosi yakıtlarının artan kullanımının sebep olduğu çevresel sorunlar, bu arzın gelişmiş ve aynı zamanda gelişmekte olan ülkeler için maliyeti, ticaret hacmindeki artış sermayenin dolaşımı ve küresel jeopolitik son yıllarda hükümetleri ve iş dünyasını öncelikle meşgul eden konular olmuştur" dedi.
Enerji güvenliği, ekonomik güvenlik ve ulusal güvenliğin birbirinden ayrılmaz kavramlar olduğunu söyleyen Orgeneral Büyükanıt, bu kavramların bir bütünsellik içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
Dünyada yeni bir enerji kaynağı keşfedilmediği sürece petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarının önemini korumaya devam edeceğini söyleyen Orgeneral Büyükanıt,
"Bu enerji kaynaklarına sahip ülkeler avantajlarını başka ülkeler üzerinde baskı unsuru olarak kullanmamalı ve enerji politikalarını güvenlik ihlallerine dayandırmamalıdır.
Enerji güvenliğinin daha etkin sağlanabilmesi için ülkeler arasındaki işbirliğine ek olarak yakıt kaynaklarının çeşitlendirilmesi fiziksel altyapının güvenli hale gelmesi gibi pek çok seçenek mevcuttur" diye konuştu.








