GENEL - 08 Temmuz 2008 Salı 12:50

Büyükanıt: "Dünya barışının tehdidi terörizm"

A
A
A
Büyükanıt: "Dünya barışının tehdidi terörizm"

İpekyolu 2008 General Amiral Semineri (Silk Road 2008 Flag Officers Saminer) Antalya'da başladı.

TSK Barış için Ortaklık Eğitim Merkezi (BİOEM) Komutanlığı tarafından düzenlenen İpekyolu General Amiral Semineri'ne NATO ve Avrupa Birliği Komite Başkanları ile 49 ülkeden toplam 104 general ve amiral katılıyor.

Gloria Golf Resort Otel'de gerçekleştirilen toplantının bu yılki konusu terörizm, enerji güvenliği ve deniz güvenliği olarak belirlendi.

Seminerin açılış bölümünde konuşan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, küreselleşme çağında dünya barışı ve güvenliği için en büyük tehdidin terörizm olduğunun herkes tarafından bilindiğini ifade etti.

Terörizmin küresel bir tehdit haline dönüşmesiyle tehdit algılamalarının da konvansiyonel ve ülke sınırlarına odaklı olmaktan çıktığına, asimetrik ve küresel bir boyut kazandığına dikkat çeken Orgeneral Büyükanıt, "Güvenlik anlayışındaki bu kavramsal değişim terörizm tehdidiyle mücadele yaklaşımında da bir değişik gerekmektedir.

Artık terörizmle sadece ulusal düzeyde, ulusal politikalarla mücadele itmek imkansızdır" şeklinde konuştu.

Bu kapsamda uluslararası işbirliğinin terörle mücadelenin olmazsa olmazı haline geldiğini belirten Büyükanıt, "Bu nedenle bu yılki seminerin ana konusunu küresel güvenlik ve uluslararası işbirliği olarak belirledik.

Günümüzde güvenlik ortamı küreselleşmeye paralel olarak yeni bir şekil almış, klasik risk ve tehditler yerini terörizm gibi asimetrik tehditlere enerji ve deniz güvenliği konularına bırakmıştır" dedi.

Terörizmin 21'inci yüzyılın en ciddi hastalığı olduğunu ifade eden Orgeneral Büyükanıt, sözlerine şöyle devam etti:

"Terörizm kavramını daha iyi anlayabilmek ve terörizmle mücadele etmek için terör örgütlerinin gerçekleştirdikleri eylemlerle neye ulaşılmaya çalıştıklarının irdelenmesi gerekir.

Terörist öldürdüğü masum ile ilgilenmez. Terörist için önemli olan eylemin hedef kitlede meydana getirdiği etkidir. İdeoloji ne olursa olsun terörün hiçbir türü meşru görülemez.

Hatta terörü meşru görmeye yakın eğilimler dahi kabul edilemez. Terörizm gün geçtikçe daha küresel bir boyut kazanmaktadır. Doğal olarak tehdit küresel boyutta iken, bu tehdide karşı alınacak tedbirlerin ulusal düzeyde kalması düşünülemez.

Bunun için eylem alanlarına bakılmaksızın finans ve insan kaynağı temini için başka ülkelerde yasal ya da yasal olmayan faaliyette bulunan terör örgütleri de herkes tarafından uluslararası terör örgütü kapsamında değerlendirilmelidir. Aksi takdirde küresel terörizmle mücadele etkinliğini yitirecektir.

Bu nedenle bu konuda sağlıklı bir uluslararası işbirliği kaçınılmazdır." Küreselleşme ile insanlığa sunulan teknolojik imkanların aynı zamanda terörist örgütlerce istismar edildiğine dikkati çeken Orgeneral Büyükanıt, küreselleşme çerçevesinde özellikle iletişim alanında meydana gelen gelişmelerin terörist örgütlerin propaganda araçlarını çeşitlendirdiğini söyledi.

Bugün patlayıcılar ve düzeneklerin yanı sıra internet, kamera ve fotoğraf makinelerinin de teröristlerin eylemlerinin bir parçası haline geldiğini belirten Orgeneral Büyükanıt, teröristlerin sahip oldukları bu medya olanaklarını, eylemlerinin etkilerini artıracak bir kuvvet olarak kullandığını söyledi.

Terör örgütlerinin, eleman temin etmek için küreselleşmenin bir yan etkisi olarak ortaya çıkan ve etkileri bugünlerde daha fazla hissedilen gelir dağılımındaki orantısızlık ve adaletsizlikleri de istismar ettiğini bildiren Orgeneral Büyükanıt, "Bu tür istismara açık alanlarla ilgili tedbir alamadığımız takdirde geliştirilen kinetik yöntemler sorunlara sadece geçici çözümler üretmemizi sağlayacaktır" diye konuştu. 

Terörle mücadele sürecini bıçakla çorba içmeye benzeten araştırmacılar olduğunu belirten Orgeneral Büyükanıt, "Bu çok doğru bir tespittir. Terörizme karşı mücadele alışılmış yöntemlerin dışında uzun ve sabır gerektiren uygulamaları da içeren bir süreçtir. Askeri yöntemler terörle mücadelenin boyutlarından sadece biridir" dedi.

Terör örgütlerinin kanlı eylemlerine kaynak sağlamak amacıyla insan ve uyuşturucu kaçakçılığı, kara para aklama, haraç toplama, korsanlık, fidye alımı için adam kaçırma faaliyetleri ile uluslararası suç örgütleri gibi hareket ettiğinin altını çizen Orgeneral Büyükanıt, şunları söyledi:

"Örneğin PKK KONGRA GEL terör örgütünün Avrupa'ya kaçırılan eroinin yüzde 80'nden sorumlu olması, çeşitli Avrupa ülkelerinde zorla para toplaması hatta Sri Lanka'daki Tamil Kaplanları adlı terör örgütüne silah satması terör örgütlerinin faaliyetlerinin ulaştığı uluslararası boyutlarını göstermesi açısından anlamlıdır.

ABD yönetiminin PKK'yı dünyada uyuşturucu kaçakçılığı yapan örgütler listesine sokmuş olması terörle mücadele eden ülkelere büyük bir moral desteği sağlamıştır. Şüphesiz bu tür suç örgütlerini terör listesine dahil etmek yeterli değildir.

Uygulamaya yansımayan bu tür listeler tek başına terörle mücadelede yararlı olamaz.Mevcut koşullarda terörizmle mücadelede işbirliğinin Birleşmiş Milletler çerçevesinde gerçekleştirilebileceğine inanıyorum.

Yeter ki Birleşmiş Milletlerin ve diğer uluslararası kuruluşları terörizmle mücadele konusunda aldığı kararlar ve geliştirdiği insiyatifler, ülkelerin iç hukuk sistemlerine de yansıtabilsin.

Bu kapsamda terörizmle mücadelede ulus devletlerin küresel düşünerek empatik bir yaklaşımla etki alanlarında bu faaliyetlere karşı gerekli önlemleri almaları gerekmektedir."

"21'inci yüzyılda ortaya çıkan diğer bir güvenlik tehdidi de enerji güvenliğidir" diyen Orgeneral Büyükanıt, Dünya'da 193 ülkeden hiçbirinin enerji açısından bağımsız olmadığını belirtti.

Suudi Arabistan, Rusya, Norveç, Birleşik Arap Emirlikleri ve Nijerya gibi önemli petrol ihracatçısı ülkelerin dahi ya rafine edilmiş petrol ürünleri, ya da elektrik doğal gaz ve kömür şeklinde enerji ithal ettiğini ifade ederek,

"Artan küresel petrol talebi enerji arzının yeterliliği, güvenilirliği ve fiyatlandırılması ile ilgili endişe, fosi yakıtlarının artan kullanımının sebep olduğu çevresel sorunlar, bu arzın gelişmiş ve aynı zamanda gelişmekte olan ülkeler için maliyeti, ticaret hacmindeki artış sermayenin dolaşımı ve küresel jeopolitik son yıllarda hükümetleri ve iş dünyasını öncelikle meşgul eden konular olmuştur" dedi.

Enerji güvenliği, ekonomik güvenlik ve ulusal güvenliğin birbirinden ayrılmaz kavramlar olduğunu söyleyen Orgeneral Büyükanıt, bu kavramların bir bütünsellik içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.

Dünyada yeni bir enerji kaynağı keşfedilmediği sürece petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarının önemini korumaya devam edeceğini söyleyen Orgeneral Büyükanıt,

"Bu enerji kaynaklarına sahip ülkeler avantajlarını başka ülkeler üzerinde baskı unsuru olarak kullanmamalı ve enerji politikalarını güvenlik ihlallerine dayandırmamalıdır.

Enerji güvenliğinin daha etkin sağlanabilmesi için ülkeler arasındaki işbirliğine ek olarak yakıt kaynaklarının çeşitlendirilmesi fiziksel altyapının güvenli hale gelmesi gibi pek çok seçenek mevcuttur" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydın’da Bağımlılıkla Mücadele Paneli düzenlendi Aydın, Nazilli ve Söke Denetimli Serbestlik Müdürlükleri tarafından, Denetimli Serbestlik Sisteminin 20. kuruluş yılı kapsamında "20. Yılında Denetimli Serbestlik ve Bağımlılıkla Mücadele" paneli gerçekleştirildi. Adnan Menderes Üniversitesi Atatürk Kongre Merkezi Aydın Bey Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlik; Aydın Cumhuriyet Başsavcısı Celal Tekin, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Önder Kürşad Mutlu, 1. İdare Mahkemesi Başkanı Ahmet Kılıç, 2. İdare Mahkemesi Başkanı Soner Akbaş, Aydın Baro Başkanı Utku Devrim Barış Arslan, Adnan Menderes Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Özarslan, Nazilli Cumhuriyet Başsavcısı Murat Dilsiz, Söke Cumhuriyet Başsavcısı Yaşar Özkan ile yargı mensupları, üniversite akademisyenleri, öğrenciler ve denetimli serbestlik ile ceza infaz kurumu personelinin katılımıyla gerçekleştirildi. Panelde, denetimli serbestliğin gelişim süreci ve bağımlılıkla mücadele çalışmaları ele alındı. Aydın Denetimli Serbestlik Müdürlüğü Öğretmeni Ayhan Türk "Geçmişten Günümüze Denetimli Serbestlik Sistemi", Nazilli Denetimli Serbestlik Müdürlüğü Sosyal Çalışmacısı Sertan Akdağ "Denetimli Serbestlik Sisteminde Eğitim ve İyileştirme Faaliyetleri", Söke Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nden Ömer Faruk Altınbaşak "Denetimli Serbestlik Sisteminde Bağımlılıkla Mücadele", Doç. Dr. Eyüp Yılmaz ise "Teknolojik Bağımlılık" başlıklı sunum yaptı. Ayrıca Uzman Hemşire Ü. Öğr. Üyesi Süleyman Ümit Şenocak "Kumar Bağımlılığı" konulu bir sunum gerçekleştirdi. Aydın, Nazilli ve Söke’de bulunan kamu kurumları, odalar, borsalar, derneklerin üst düzey yöneticilerinin de katıldığı etkinlik, fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Bursa BOSAB’ın yeni vizyonu ’yeşil çevre’ Barakfakih Organize Sanayi Bölgesi (BOSAB), 2025 yılı genel değerlendirme ve 2026 yılı bilgilendirme toplantısını BOSAB Konferans Salonu’nda, bölge sanayicilerinin katılımıyla gerçekleştirdi. Toplantıda, geride kalan yılın çalışmaları ele alınırken, önümüzdeki döneme ilişkin hedefler ve öncelikler de paylaşıldı. Toplantının açılışında konuşan Barakfakih OSB Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akyıldız, göreve geldikleri günden bu yana bölgenin altyapıdan çevreye, hizmet kalitesinden dijitalleşmeye kadar pek çok alanda önemli bir dönüşüm sürecinden geçtiğini ifade etti. Akyıldız, "Sanayicimizin üretim gücünü kesintisiz ve sürdürülebilir şekilde desteklemek temel önceliğimiz. Bu anlayışla, su arzının sürekliliği, altyapı arıza müdahale kapasitesinin güçlendirilmesi, yol ve yüzey kaplama çalışmaları ile çevre ve temizlik hizmetlerinde ciddi mesafeler aldık" dedi. Konuşmasında Yeşil OSB sürecine de özel bir parantez açan Akyıldız, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından zorunlu tutulan Yeşil OSB başvurusunda sona gelindiğini belirterek, "Enerji verimliliği, çevre yönetimi, sıfır atık ve sürdürülebilir üretim anlayışı artık bir tercih değil, zorunluluk. Barakfakih OSB olarak bu dönüşüme hazırız ve sanayicimizi de bu sürecin güçlü bir paydaşı haline getirmek istiyoruz" ifadelerini kullandı. Akyıldız, proses suyu geri kazanımı ve alternatif su kaynakları konusunda yürütülen çalışmalara da dikkat çekerek, yeni projenin DSİ onaylarının tamamlanmasının ardından ihale aşamasına geçildiğini ve bu sürecin bölge sanayisi için stratejik bir kazanım olacağını vurguladı. Ayrıca Yeşil Çevre Kooperatifi ile iş birliği içinde hayata geçirilen uygulamalarla, doğal kaynakların daha verimli kullanılması ve çevresel etkilerin azaltılmasının hedeflendiğini ifade etti. Akyıldız konuşmasının sonunda, 2026 yılı hedeflerine de değinerek, bölgenin yangın güvenliği için hayati önem taşıyan İtfaiye Binası’nın yer tahsisi ve hafriyat işlemlerinin tamamlandığını, inşaatın hızla başlayacağını belirtti. Toplantıda sunum gerçekleştiren Barakfakih OSB Bölge Müdürü Semih İdil ise 2025 yılı boyunca yürütülen teknik çalışmalar, altyapı yatırımları ve idari faaliyetler hakkında katılımcılara kapsamlı bilgiler verdi. İdil; kayıp-kaçak oranlarının önemli ölçüde düşürülmesi, altyapı bakım ve onarım süreçlerinin güçlendirilmesi, yüzey kaplama uygulamaları, temizlik ve sıfır atık faaliyetleri ile kalite ve çevre yönetim sistemleri kapsamında yapılan çalışmaları detaylarıyla aktardı. Programın son bölümünde sanayicilerin görüş ve değerlendirmeleri alınarak karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Toplantı, 2026 yılına ilişkin planlamalar ve bütçe bilgileri paylaşımıyla sona erdi.