SAĞLIK - 05 Haziran 2019 Çarşamba 12:12

Çağın kabus gibi hastalığı: Panik atak

A
A
A
Çağın kabus gibi hastalığı: Panik atak

Psikolog Gülcem Yıldırım panik atak hastalığı konusunda önemli bilgiler verdi.

Psikolog Gülcem Yıldırım, “Panik atak dışarıdan baktığımızda ölme, daha derin baktığımızda ise öldürülme korkusudur. Kişi panik atak geçirirken öleceğinden korkar. Bu korku ölüm korkusu değil öldürülme korkusudur. Kişi zihinsel olarak bulunduğu ortamda duygusal olarak öldürülme tehdidine maruz kalıyorsa beynimiz hayatta kalabilmek için vücudumuzda pek çok değişiklik yapar. Aslında Panik atak; fiziksel bir saldırı olmaksızın kişinin kendisini fiziksel bir saldırıya hazırlamasıdır. Bizim beynimiz fiziksel saldırıya karşı gösterdiği belirtileri duygusal saldırılara karşı da gösterme eğilimindedir. Panik atak belirtileri: panik atak esnasında vücudumuz savaşmaya veya kaçmaya programlandığı için vücudumuzda birtakım belirtiler meydana gelir. Sempatik sinir sistemimiz devreye girer, vücudumuz adrenalin ve kortizol hormonları salgılamaya başlar. Adrenalin tehlike anında salgılanan bir hormondur. Adrenalin salgılandığı zaman aşağıdaki belirtiler ortaya çıkar, kalp atışlarımız hızlanır, solunumumuz hızlanır, damarlarımız kasılır, muhakeme yetimizi kaybederiz, öleceğimizden korkarız, kalp kanı beyne ve kaslara gönderir, tansiyonumuz çıkar ve çarpıntı olur. 

Psikolog Gülcem Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
“Bunlar olurken hızlı nefes alıp vermeye başlarız. Hızlı nefes alıp verdikçe de hava açlığımız artar. Oksijen ihtiyacımız artar. Uzun süre hızlı nefes alıp veren kişide de yine fiziksel bir sonuç olan vücuttaki kalsiyumun azalmasından kaynaklanan ellerimizde kasılmalar olur. Bütün fiziksel belirtiler olup biterken kişiyi en çok korkutan kısım çoğunlukla bu olur. Ellerin kasılmasıyla beraber felç oluyorum ya da ölüyorum korkusu daha da artar. Panik atak esnasında bunların yaşanması çok normaldir. Fiziksel olarak yaşanan her şey gerçekken, gerçek bir ölüm tehlikesi yoktur. Buradaki önemli olan nokta şudur. Bu mekanizma sadece fiziksel bir saldırıyla karşı karşıya kaldığımızda devreye girmez. Tehdit ve savunma mekanizmamız duygusal bir saldırıyla karşı karşıya kaldığımızda da devreye girer. Panik atak krizi yaşayanların ki duygusal bir saldırıdan kaynaklanan bir korkudur.” 

Psikolog Yıldırım, panik atak sırasında yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Zihni başka yöne kaydırma; Örneğin parmağa odaklanıp, parmağın üzerindeki çizgilere bakmak. Zihnin aynı anda iki şeye odaklanamıyor. Nefese odaklanmak; Nefes alıp vermeye odaklanmak kriz anında yapılabilecek bir diğer davranıştır. Eft; Kişinin yaşadığı duyguyu içinden sürekli tekrarlaması panik atak anında yapılabilecek bir diğer davranıştır. Yani öldürülmekten korkuyorum, öldürülmekten korkuyorum. Panik atak sebepleri: Preödipal Sebepler: panik Atağın çocukluk yaşantılarıyla bağlantısı vardır. Panik atakta iki tane temel sebep vardır. Birincisi ailede panik olan bir ebeveyn veya bakıcı vardır. Ailede panik olan bu kişiyle çocuk özdeşim kurar. Yani bu kişiyi taklit eder. Panik atak geçiren kişiler çoğunlukla normal hayatlarında çok hızlı hareket eden kişilerdir. Hızlı yürürler, hızlı yemek yerler, hızlı sevişirler. Kişi bunu çocukluğunda bir ebeveyninden ya da bakıcılarından birinden(anne,baba, hala, babane,teyze vs) görmüş olabilir. Ödipal Sebepler: Bir diğer sebep ise Ödipal sebeplerdir. Yani kişi çocukluğunda ödipal dönem dediğimiz ortalama 3-6 yaşlar arasında kalan dönemde annesiyle ya da babasıyla aşk yaşar. Çocuğun karşı cinsi keşfetmesiyle beraber ebeveyninin beğenisi almak için uğraşır. Örneğin erkek çocuğu bu dönemde büyüdüğü zaman annesiyle evlenme hayalleri kurar. Bu bu dönem için geçici ve normal bir şeydir. Çocuk bu hayalleri kurarken ona rakip olan hemcinsinden de korkar yani babasından. Annesiyle evlenirse babası ona kızar diye düşünür. Babanın kızması tehlikelidir yani baba kızarsa çocuğu öldürebilir. Panik atak hastalığı olan kişiler çocukluklarında yaşadıkları bu korkuyu yetişkin hayatlarına taşırlar. Dışarda bir kadın beğendiklerinde babanın onu cezalandırmasından ya da öldürmesinden korkarlar. Panik Atak Tedavisi: Panik atak hastalarının çoğunun en büyük korkusu tekrar panik atak geçireceğim korkusudur. Psikoterapi tekniği ile panik atağın tedavisi mümkündür. Terapide panik atağın öncelikli olarak sebebi bulunur ve danışana fark ettirilir. Farkındalıkla beraber danışan süreçte duygularını anlamlandırmayı ve kontrol altına almayı öğrenir. Bizim zihnimiz karışıklıktan endişe duyar, duygularını anlamak ve kendi kendine yorumlamayı öğrenmek danışanın dışarıdaki hayatında daha konforlu ve daha az kaygılı yapar.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Şiddetli yağış Aksaray’da sele neden oldu Aksaray’da akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış sele neden oldu. Tarım arazileri sular altında kalırken, taşan Melendiz Çayı park ve kafeleri yıktı. Teyakkuzda olan Aksaray Belediyesi mobil vidanjörlerle müdahale ederek olumsuzluğa geçit vermedi. Aksaray’da gün boyu aralıklarla devam eden yağmur yağışı akşam saatlerinde yerini sağanak yağışa bıraktı. Saatlerce devam eden şiddetli yağış nedeniyle birçok belde ve köyde tarım arazileri sular altında kaldı. Ihlara Vadisi içerisinden geçen Melendiz Çayı taştı, bölgede bulunan turistlik alanlar, park ve bahçeleri sular altında kaldı. Sel, Melendiz Çayı etrafından bulunan birçok kamelyayı da yıktı geçti. İl Jandarma Komutanlığı belde ve köylerde güvenlik önlemleri alırken İl Afet Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü ekipleri hummalı bir çalışma başlattı. Şehir merkezinde de etkili olan sağanak hayatı olumsuz etkiledi. Bazı yollarda su birikintileri oluşurken trafikte de kısmen aksamalar yaşandı. Meteorolojinin uyarısı üzerine hazır kıta halinde teyakkuzda bekleyen Aksaray Belediyesi, 8 ayrı mobil vidanjörler ile şehir genelinde hummalı bir çalıma yaptı. Yollardaki sular çekilerek herhangi bir olumsuzluğa geçit verilmezken, belediye ekipleri ayrıca 2 ayrı binanın bodrum katındaki su basma olayına da müdahale ederek vatandaşlara yardımcı oldu. Şehir genelinde yağış halen devam ederken ekiplerin çalışmaları da aralıksız devam ediyor.
Erzincan Vali Aydoğdu: “Emekçinin gücü, toplumun yüreğidir” Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir mesaj yayımlayarak, “Emekçinin gücü, toplumun yüreğidir” dedi. Vali Aydoğdu, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Alın terinin damlaları, yarının umutlarını yeşertir; emekçinin gücü, toplumun yüreğidir. Bugün, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, alın teri ve emekleriyle büyük ve güçlü Türkiye idealimize katkı sağlayan emekçi kardeşlerimizin günüdür. Bir yandan evlerine helal lokma götürmeye çalışırken aynı zamanda ülkemizin kalkınması ve refahı için çaba sarf eden gayret gösteren tüm çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum. Her bir çarkın dönüşüyle, her bir makinenin çalışmasıyla, ülkemizin sanayi ve ekonomik yapı taşları daha da sağlamlaşmaktadır. Bugün savunma sanayinden yerli otomotive, ulaşımdan enerji tesislerine, şehir hastanelerinden hayatımızı kolaylaştıran pek çok teknolojik ürün ve alete kadar göğsümüzü kabartan bütün eserlerde işçilerimizin, çalışanlarımızın emekleri ve alın teri vardır. Üreten emek veren ve gayret gösteren işçilerimizin bu özverili çalışmaları sayesinde ülkemiz her alanda daha da güçlü bir konuma ulaşacaktır. Devletimiz, emeğin kıymetini bilen yaklaşımları ve sürekli geliştirdiği politikalarla çalışma hayatını iyileştirmek için kararlı adımlar atmaktadır. Özellikle son yıllarda yapılan reformlar, iş güvenliği ve çalışma şartlarını önemli ölçüde iyileştirmiştir. İşçi kardeşlerimizin yanında yer almak, onların refahını ve güvenliğini sağlamak, devletimizin önceliklerinden olmuştur. Bu duygu ve düşüncelerle, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyor, bu özel günün bir bayram havasında geçmesini temenni ediyor, tüm çalışanlarımıza aileleriyle birlikte sağlık, huzur ve bereket dolu bir yaşam diliyorum.”