SAĞLIK - 05 Mayıs 2018 Cumartesi 11:45

Canan Karatay: 'Kurtlu elma yiyebilirsiniz'

A
A
A
Canan Karatay: 'Kurtlu elma yiyebilirsiniz'

Toprakların tarım zehirleri ile dolu olduğunu belirten Prof. Dr. Canan Karatay, “Topraktaki canlılar öldüğü için toprakta mineral kalmadı. Onun için meyvelerin hepsi maalesef şeker dolu. Ben meyve yemeyin demiyorum. Sağlıklı 3 türlü meyve var. Biri kurtlu elmadır. Dağdan toplayıp kurtlu elma yiyebilirsiniz” dedi.

Elazığ Belediyesi tarafından yapılan şehrin nefes alacağı 1,5 milyon metrekarelik CİP Mesire Alanını gezen ünlü Prof. Dr. Canan Karatay Ramazan pidesi, ekmek, meyve ve tuz hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

“Ramazan pidesi tereyağsız olmaz” 

Ramazanın çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Canan Karatay, “ Ramazan geldi hoşgeldi, ramazan tepsisi boş geldi’ demeyeceğiz. Ama pide ramazanın bulunmaz objelerinden biri. Yapılırken ince ve yaş maya ile yapılması lazım. Ben istediğim kadar tüketmeyin deyim, tabii ki tüketilecek. İftarda ve sahurda ince bir ramazan pidesi, 2'ye ayrılacak. Bunun yarısına bol tereyağı sürülecek ve o şekilde tüketilecek. Tereyağsız olmaz” şeklinde konuştu.

“Tuzsuz insan olmaz” 

Sağlık için sofra tuzunun çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karatay, “Sofra tuzu endüstriyel ve rafine olduğu için aynı zamanda işlem gördüğü için yüzde 90-99 sodyum klorürdür. Yani endüstrinin kullanımı için yapılmıştır. Endüstride yağ, deterjan ve makinelerin yapımında kullanılıyor. Tuz asırlardan beri çok önemli. Ama sofra tuzunu saflaştırıp kullanıyorlar. Fakat kaya tuzu saf değildir. Onda da sodyum klorür vardır. Ama kaya tuzunun sodyum klorürü yüzde 30’dur. Sofra tuzunun ise yüzde 90’dır. Bir de kaya tuzu rafine edilmemiş olduğu için içerisinde bir çok mikro elementler vardır. Burada 84 mikro element var. 84 olan bu mikro element potasyum, magnezyum, silisyum, selenyum, krom insan vücudunun en önemli beyninden ayak ucuna kadar her hücremizin ihtiyacı olan elementleri içerir. Onun için onun o kadar tehlikesi yoktur, tüketilebilir diyorum. İnsan vücudunda yüzde 60 su vardır. Bu su saf su değildir. Şişedeki su gibi değildir. İçi element doludur. En önemli element de sodyum klorür ve potasyumdur. Hücre içi elementleri mineralleri bunlar dengeli olarak insan vücudunda bulunursa gözümüz, beynimiz, kalbimiz, dizlerimiz çalışır. Onu anlatmaya çalışıyorum. Tuzsuz insan olmaz” diye ifade etti.

“Dağdan toplayıp kurtlu elma yiyebilirsiniz” 

Sağlıklı meyve konusuna değinen Karatay, “İbn-i Sina’ya soruyorlar. ‘Hiç mi meyve yemeyeceğiz’ diyorlar. İbn-i Sina da ‘ Eğer bir meyve yerseniz 5 kilometre koşmanız lazım ki, meyvenin zehirli etkisini vücudunuzdan atasınız’ diyor. Bu onun zamanındaki meyve. Yani petrol, uçak, egzoz ve fabrika yok. O meyveyi söylüyor. Şimdiki meyveye geldiğimiz zaman, topraklar tarım zehirleri ile dolu. Topraktaki canlılar öldüğü için toprakta mineral kalmadı. Onun için meyvelerin hepsi maalesef şeker dolu. Bu yüzden de yapılan araştırmalar hastalıkların arttığını gösteriyor. Ben meyve yemeyin demiyorum. Sağlıklı 3 türlü meyve var. Biri kurtlu elmadır. Dağdan toplayıp kurtlu elma yiyebilirsiniz. Ama dikkat edin ısırdığınız kadar kurdun yarısı orada kalmasın. İkincisi Anamur muzu ve üçüncüsü zeytindir. En sağlıklı meyvelerdir. İlaçlanmadığı zaman en sağlıklı meyvelerdir. İstediğiniz kadar tüketin”diye aktardı.

“Tam buğday ekmek bile tehlikeli” 

Türkiye’de dünya sağlık organizasyonun 2006 raporuna göre, kişi başına 200 kilo ekmek tüketildiğine dikkat çeken Karatay, “Ekmek tüketimi çok fazla. Azıcık yemenin bir şeyi yok. Ben bunu şimdi yiyorum. 1 ay sonra yine bu kadar bir şey yiyeceğim. Bu her gün oturup 2 somun ekmek veya tam buğday ekmek yemek değil. Tam buğday bile tehlikeli. Ona da inanmayın. Çünkü modern buğday ve cüce buğday tehlikeli. Cüce buğdayda da yüzde 80 oranında gluten var. Cüce buğdaydan yapılan ekmekler iştahı açıyor. İştahı kamçılıyor. Onun için yemeyin diyorum” ifadelerini kullandı. 

Mesire alanında Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz'ın görevi nedeniyle az uyuduğunu öğrenen Karatay;"Kendinize de vakit ayırmanız lazım. Bizlere, Elazığ'a ve ülkemize daha iyi hizmet edebilesiniz. Sağlıklı kalmanız şart" tavsiyesinde bulundu.  

Kamil Can Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
Elazığ Başkan Şerifoğulları, Kent Müzesi’ni inceledi Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Elazığ’ın kültür ve turizmine yeni bir değer olarak hayata geçirilecek olan Kent Müzesi’nin sona gelinen çalışmalarında incelemelerde bulundu. Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, ‘Müzeler Şehri Elazığ Projesi’ kapsamında hayata geçirdiği Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’nin ardından Kent Müzesi’ni de kente kazandırmaya hazırlanıyor. 1896 yılında dönemin Elazığ Valisi Enis Paşa tarafından Çarşı Mahallesi’nde inşa edilen ve geçmişte hükümet konağı olarak hizmet veren, Osmanlı döneminin izlerini taşıyan tarihi bina, çalışmaların ardından kent belleğinin kayıt altına alındığı, toplumsal hafızayı canlı tutacak Kent Müzesi olarak faaliyet gösterecek. Kent Müzesi bünyesinde, şehrin tarihi dönemleri, coğrafi, sosyal ve ekonomik yapısı, unutulmaya yüz tutmuş meslekler bölümü ile geleneksel yaşam kültürü bölümleri yer alacak. Başkan Şerifoğulları, müzede devam eden çalışmaları inceledi. Yetkililerden bilgi alan Başkan Şerifoğulları; “Aziz Şehrimiz Elazığ’ımızın kültür ve turizmine katkı sağlama adına Müzeler Şehri Elazığ projemiz doğrultusunda Harput Musiki Müzesi, Basın Müzesi ve Hoca Hasan Hamam Müzesi’ni kentimize kazandırmanın onurunu ve gururunu yaşamıştık. Şehrimizin kadim kültür ve medeniyetini, övündüğümüz tarihini geleceğe taşımanın bilinciyle, geleceğimizi inşa etme hedeflerimize adım adım ilerliyoruz. Bu kapsamda Elazığ’ın tarihi ve kültürel değerlerinin geleceğe aktarılması, yaşatılması, ve korunması için kent belleğinin nesilden nesile aktarabileceği Kent Müzemize ilişkin çalışmalarımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Şehir merkezimizde hayata geçireceğimiz bu Kent Müzemiz, hem kıymetli hemşehrilerimize, hem de farklı illerden şehrimizi ziyaret edecek olan vatandaşlarımıza kentimizin geçmişine dair önemli bir deneyim yaşatacaktır. Kent Müzemizi de geleceğimize kazandırmış olmanın gururunu hep birlikte yaşayacağız” dedi.