GÜNDEM - 11 Mayıs 2015 Pazartesi 12:32

Çayın rengi kızıla döndü, balık ölümleri başladı

A
A
A
Çayın rengi kızıla döndü, balık ölümleri başladı

Çanakkale’nin Çan İlçesine 12 kilometre uzaklıktaki Büyükpaşa köyünden geçen Kocabaş Çayının suları kızıl renkte akmaya başladı. Çayda meydana gelen balık ölümleri, köylüleri tedirgin ediyor.

Çan ilçesine bağlı Büyükpaşa köyü kenarından akan Kocabaş Çay'ının rengi kızıl bir görünüm aldı. Çayın renginin değişmesinden sonra başlayan toplu balık ölümleri köylüleri tedirgin etti. Kocabaş çayının ana kolu olan Etili köyü deresi Katrandere bölgesinden gelen suyun kızıl bir renkte Kocabaş çayına akması ile Kocabaş Çayındaki Sazan, Turna ve Sarıkanat cinsi balıkların ölmeye başladığını söyleyen köylüler, çay yatağında 2007 yılı, 2013 ve 2014 yıllarında aynı şekilde balık ölümleri yaşandığını, bu ölümlerin, Etili köyünde bulunan eski ocakların göletlerinde bulunan ağır metallerin çaya akması sonucu meydana geldiğini düşündüklerini söylediler. Karabiga’ya kadar akan bir çay yatağı olan Kocabaş çayında meydana gelen bu kirliliğin, bu bölge boyunca tüm canlılara zarar vermesinden de endişe ediliyor. Kocabaş çayını sulamada kullanan köylüler, Kızıl renkte akarak binlerce balığın ölümüne sebep olan suların çay yatağı kenarında bulunan 25 köyün içme suyu kuyularına karışmasından da korkuyor.

köy sakinlerinden Tarık Tayhan "Kocabaş çayında 2007 yılından buyana her yıl balık ölümleri yaşanıyor. Bir saat önce balıklar ölmeye başladı. Yetkililerden bu konuda yardım istiyoruz.2007 yılındaki balık ölümlerinin ardından başka yerlerden balık getirerek Koçabaş çayına bıraktık. Turna, sazan ve sarıkanat cinsi bu balıklar bugün yine ölüyor" dedi.

Kocabaş Çayında balık ölümlerinin duyulmasının ardından Büyükpaşa köyüne gelen Çanakkale İl Genel Meclis Başkan Vekili Recep Cahit Özer, "Yaşanan çevre felaketinin araştırılması ve gerekli tedbirlerin alınması için gerekli girişlerde bulunacağım ve konunun takipçisi olacağım” dedi. CHP Çan ilçe başkanı İmalettin Meriç ve CHP Çanakkale İl Genel Meclis üyesi Hicri Nalbant Büyükpaşa köyüne gelerek balık ölüleri hakkında bilgi aldı. 

HABER : GÜRKAN DÜZENLİ
KAMERA : GÜRKAN DÜZENLİ 
ÇANAKKALE

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da kurtlar ahıra girdi: 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı Erzincan’ın Otlukbeli ilçesinde kurtların ahıra girmesi sonucu 10 koyun telef oldu, 10 koyun yaralandı. Hayvan sahibi, kurtların yerleşim yerleri için tehdit oluşturduğunu söyledi. Otlukbeli ilçesinde yaşanan kurt saldırısı, hayvan yetiştiricilerini tedirgin etti. İlçede Yasin Yıldırım’a ait ahıra giren kurtlar, 10 koyunu telef ederken 10 koyunu da yaraladı. Edinilen bilgilere göre, kurtlar ahıra girerek kısa sürede büyük zarara yol açtı. Sabah saatlerinde hayvanlarının telef olduğunu gören Yıldırım, yaşanan durum karşısında büyük üzüntü yaşadı. Hayvan sahibi Yasin Yıldırım, kurtların artık insanlardan kaçmadığını belirterek, "Kurtlar köpeklerimizi bile kaçırıp öldürüyor. İnsanlara ve yerleşim yerlerine çok yakınlar. Doğaya salınan ve insanlara alışmış bu hayvanlar yıl boyunca bizim için ciddi bir tehdit oluşturuyor" dedi. Sürü sahibi Yasin Yıldırım açıklamasında şunları söyledi; "Erzincan Otlukbeli Küçük Otlukbeli’nde küçükbaş hayvancılık yapıyorum. 6 yıldır burada hayvancılık yapıyorum. İki senedir, bu son iki senedir bu yırtıcı hayvanlar yani kurtlara karşı mücadele veriyoruz ama mücadelemiz hep yarım kalıyor. Geçen sene iki defa çadırlarıma girdi. Biz bir şekilde uyandık çıkardık, yani üç beş tane telefat verdik. Köpeklerimizi alıp götürüyorlar, geçen sene iki tane köpeğimi götürdü. Şu an gördüğünüz gibi gece girip içeriye girmiş. 10’a yakın hayvanım telef oldu. 10’a yakın hayvanım da içeride, onlar da yaralı yani onların kurtulma şansları da yok. Biz bir türlü bunlara önlem alamıyoruz. Önlem alamamamızın sebebi sopayla kovalıyoruz çünkü bunların avlanması, vurulması yasak. Ama yani biz baş edemiyoruz çünkü meraya gittiği zaman hayvanımız, haftada 3-4 tane hayvanımızı çalıp götürüyorlar. Köpekler baş edemiyor, çok akıllı hayvanlar oldukları için bir tanesi köpekleri alıp götürüyor, bir tanesi çobanı oyalıyor, diğeri de hayvanı alıp götürüyorlar. Yani yaklaşık ben diyeyim, iki yılda benim 200-300 hayvan varlığım yani üç beş üç beş şeklinde katledildi ve öldürüldü. Şu anda gördüğünüz gibi içeride de 15-20 tane hayvanım telef oldu. Yani 10 tane telef oldu, 10 tane de yaralı, onlar da telef olacaklar. Biz buna karşı bir önlem alamıyoruz. Aldığımız önlem şurada, bu sene 3 tane çadır Ankara’dan sipariş ettik. İşte bunlarda sıkıntı yok ama o diğerlerinde maliyetin altında olduğumuz için yani maliyeti çok yüksek olduğu için biz bir türlü yani bunu da seneye artık evvelki seneye bir şekilde toparlamaya çalışacağız ama yetkililerden bir önlem istiyoruz. Yoksa durumumuz kötü çünkü bugün bunu yaptı, yarın bir daha gelecek, öbür gün bir daha gelecek. Şimdi biz de sabahtan akşama kadar hayvanla uğraşıyoruz, akşam da işte yorgun düşüp yatıyoruz. Gece de nöbet tutuyoruz ama bu her gün böyle gidemez." Bölgede benzer olayların sıkça yaşandığını ifade eden Yıldırım, yetkililerden önlem alınmasını talep ederek, hem hayvanların hem de vatandaşların can güvenliğinden endişe duyduklarını sözlerine ekledi.
Trabzon Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit Trabzon’da Türk sinemasının usta ismi Hülya Koçyiğit, "Trabzon Film Festivali" dolayısıyla geldiği Trabzon’da Kadın Yaşam ve İstihdam Merkezi’ni ziyaret etti. Burada atölyeleri gezen Koçyiğit’e Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in eşi Arzu Genç eşlik ederken, Koçyiğit, kadınların sergilediği ürünleri hayranlıkla inceledi. Koçyiğit, Karadeniz yöresinin geleneksel ve yöresel dokumaları arasında yerini alan yaklaşık bir asırdan beri kullanılan coğrafi işaretli keşanı dokumaya çalışması dikkat çekti. Koçyiğit, Trabzon’a ilk kez 5 yaşında geldiğini belirterek, "Trabzon’a ilk kez 5 yaşındayken gelmiştim ve ömür boyu birçok kez geldim. O nedenle bu gelişim ilk değil ama Trabzon’da ilk kez bir Film Festivali düzenleniyor. ’İlk’ demek biraz cesaret demek. Dilerim başladığı gibi bol bereketiyle inşallah hem şehrimize hem de sinemamıza çok büyük katkılarda bulunur bu festival. O nedenle bugün buradayım, çok da mutluyum. İyi ki bu seferki gelişimde böylesine faydalı bir mekânı ziyaret etmişim. Her biri birbirinden değerli geleneksel el sanatlarımız burada tekrardan hayat buluyor. Genç kadınlar burada bu mesleği, bu sanatı öğreniyor ve yaşatmaya devam ediyorlar. Bu beni çok gururlandırdı. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Burası bir yaşam merkezi. Buradan istifade eden bütün kadınları sevgiyle selamlıyorum. Daha nice nice kadınımızın bu imkânlardan yararlanmasını diliyorum" dedi.