GÜNDEM - 18 Kasım 2014 Salı 14:21

Çerkes Ethem’e verilen ‘vatan haini’ sıfatına tepki

A
A
A
Çerkes Ethem’e verilen ‘vatan haini’ sıfatına tepki

Eskişehir Kuzey Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ghuche Ufuk Çevik, Çerkes Ethem ile ilgili ülke gündeminde yer alan 'vatan haini' tartışmalarını değerlendirdi.

Çevik, hain olmayan Çerkes Ethem’in iade-i itibarının sağlanmasını desteklediklerini, ancak toplumda yanlış değerlendirildiği için 'Ethem Bey' isminin önüne 'Çerkes' lakabınyla anılmasına karşı olduklarını söyledi.
Çevik, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Çerkes Ethem’in ‘Vatan haini’ olmadığı ve itibarının iadesi için parlamentoda bir komisyon kurulacağını yönündeki açıklamalarını değerlendirdi. Çerkes Ethem’in ders kitaplarında öğretilenlerden farklı yanları olduğunu ve yıllarca ders kitaplarında tek yönlü olarak öğretildiğini, nasıl ‘Vatan haini’ ilan edildiğinin anlatılmadığından bahseden Ghuche Ufuk Çevik; “Çerkes Ethem ile ilgili bugüne kadar anlatılan birçok konu var. Ancak Ethem’in ‘Vatan haini’ ilan edilmesi, meclise yolladığı telgraf yüzündendir. Yolladığı telgrafın içeriğinin, milletvekillerine mecliste sadece maaşlarıyla ilgilendiği kendilerinin ise vatan savunması için çok çaba sarf ettiklerini ifade ettiği bilinmektedir. 21 Ocak 1921’de, Mili Ordu’ya tek bir kurşun sıkmadan ‘Vatan haini’ ilan edilmiştir Çerkes Ethem ‘Hain’ ilan edildikten sonra emrindeki orduyu, bu şartlar altında vatan savunmasında bulunamayacağını ifade ederek dağıtmış ve yakınında bulunan 8 kişi ile Yunanlılara sığınmıştır. Yunanistan’da hapiste yaşayan Çerkes Ethem, sağlık durumunun ağırlaşması sonucu Almanya’ya, tedavisinin ardından da 1864 yılında Rusya tarafından Kafkas sürgünü sonucu Osmanlı toprakları olan Ürdün’deki Çerkeslerin yanına yerleşmiş ve burada hayatının sonuna kadar yaşamıştır. Ancak burada yaşarken bile Şeyh Sait İsyanı'nda aktif olarak rol aldığı iddia edilmiştir. Dolayısıyla biz Çerkesler bu iddialara pek muktedir bakmıyoruz” şeklinde konuştu.

“HAİN İLAN EDİLENE KADAR ‘ÇERKES’ LAKABI YOKTU”
Çerkes Ethem’in meclis tarafından ‘Vatan haini’ ilan edilene kadar isminin Ethem Bey olarak anıldığını, kullanılan lakaptan dolayı Çerkeslerin rahatsız olduğunu belirten Eskişehir Kuzey Kafkas Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ghuche Ufuk Çevik; “Başbakan Yardımcımızın bir demeci sonrası tekrar gündeme geldi. Çerkes Ethem olayı, biz Çerkesleri tabiî ki ilgilendiriyor. Mecliste telgrafının okunmasının ardından ismi Ethem Bey iken, neden oylamadan hemen sonra “Çerkes Ethem” olarak anılmaya başlanıyor ve neden tarih kitaplarına Çerkes Ethem İsyanı olarak geçiyor? Çopur Musa neden Türk Çopur Musa diye anılmıyor ya da Çerkes Ethem yerine Emreköylü Ethem kullanılmıyor? Kurtuluş savaşı sonrasında 150’likler meselesi var. İstiklal Mahkemelerinde 150 kişi yargılandı ve bunların hepsi vatan haini olarak ilan edilerek asıldı. Kaçabilenler ülkeden kaçtı ve 1930 sonrası kaçanlar affedildi. Ethem bu affı kabul etmedi ve Ürdün’den Ankara’ya bir telgraf çekerek, 'ben bağımsız mahkemelerde yargılanmak şartıyla gelirim' diyerek affı kabul etmedi ve isteği de kabul edilmedi. Bu bir iktidar kavgasıdır ve Ethem kaybeden tarafta olmuştur. Yeni bir devlet kurulmuştur ve dolayısıyla kazanan taraf, kaybeden tarafı hain olarak ilan etmiştir. Fakat bu hain olarak ilan edinin kişinin adının başına Çerkes lakabı gelmesi biz Çerkesleri rahatsız ediyor” ifadelerini kullandı.

“SOKAKTAKİ İNSANLARIN KAFASINDAKİ ÇERKES ALGISI BENİ RAHATSIZ EDİYOR”
Çerkes kelimesi kullanıldığında insanların kafalarında canlanan belli başlı kalıplar olduğunu vurgulayan Çevik, bu kalıpların eksik bilgilerden kaynaklandığını savundu. Kurtuluş Savaşı sırasında Çerkeslerin önemli roller aradığını vurgulayan Çevik, rahatsız olduğu konuları şöyle ifade etti: “Beni asıl rahatsız eden olay, hain olarak ilan edilmesinden ziyade sokakta yaşayan bir insanın kafasındaki Çerkes algısı beni rahatsız ediyor. Bugün televizyonda tartışma programlarına baktığımız zaman programın sunucusunun bir tarafında oturan kişiler bu ülkenin kurucusu olan biz Türkler diye başlıyor, diğer tarafındaki kişiler ise bu ülkenin kurucusu olan biz Kürtler diye söze başlıyor. Bu ülkenin kurucu unsurları Kürtler ve Türkler midir? Bu Cumhuriyeti Türk, Kürt, Laz, Çerkes olarak hep beraber kurduk. Ve iddia ediyorum ki Çerkesler olmasaydı, Kurtuluş Savaşı başlayamazdı. Kurtuluş Savaşı ve Çerkes kelimeleri bir arada kullanıldığında akıllara anında Çerkes Ethem geliyor. Ama şu da bir gerçektir ki, Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a inmesinden itibaren Erzurum, Sivas ve Amasya Kongreleri’ni yapıp, bir başka deyişle Atatürk Ankara’ya gelene kadar onun yakın korumalığını yapan Çerkes süvarileridir. Bunları kimse neden görmüyor, neden dile getirilmiyor? Beni asıl rahatsız eden bu.”

“CUMHURİYETİMİZİN OLMAZSA OLMAZ BORCUDUR”
Çerkes Ethem’in hainliğinin kaldırılması yanı sıra esas önemli olan konunun Türkiye’deki diğer etnik unsurlara verilen haklardan faydalanılamaması olduğundan söz eden Ghuche Ufuk Çevik; “Çerkes Ethem’in iade-i itibarının sağlanması tabii ki doğrudur, olması gereken de budur. Ancak biz Çerkeslerin asıl talepleri yıllardan beri dillendirdiğimiz farklı konulardır. Biz anadilimizde yayın yapan bir televizyon kanalı talep ettik. Kürtçe yayın yapan TRT6 gibi Çerkesce yayın yapan bir kanal talebimiz var. Anadil eğitimi konusunda bir adım atıldı ancak daha da genişletilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve taleplerimizi iletiyoruz. Rusya’nın nezdinde çifte vatandaşlık verilmesinde Cumhuriyetimizin bize ön ayak olmasını istiyoruz. Biz Çerkesler iki tane anavatan kabul ediyoruz, Türkiye Cumhuriyeti ve sürgün geldiğimiz Kuzey Kafkasya toprakları. Anayasal vatandaşlığın demokratik olarak tanımlanmasını istiyoruz. Bunlar sağlandığı zaman gerçekleşecek itibarın iadesi. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar, hain sıfatıyla ders kitaplarında anılan bir halkın çocukları olan bizlere Cumhuriyetimizin olmazsa olmaz borcudur” şeklinde konuştu. 

HAMZA YAZGAN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız: "Bu şehir bizim şehrimiz, biz İstanbul’un emniyetiyiz" İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nce, Taksim Meydanı’nda ve İstiklal Caddesi’nde suçla mücadele, suçluların yakalanması ve caydırıcı olmak amacı ile dron destekli asayiş uygulaması gerçekleştirildi. Uygulamada konuşan İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız, "Yeni yılın arifesinde sokaklarda meslektaşlarımızla beraber sahadayız" dedi. Yeni yıla günler kala İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü tarafından Taksim Meydanı’nda ve İstiklal Caddesi’nde dron destekli asayiş uygulaması gerçekleştirildi. Gerçekleşen uygulamaya İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami Yıldız katıldı. Asayiş uygulamasını gerçekleştiren meslektaşlarına iyi çalışmalar dileyen Yıldız çalışmalar hakkında bilgi aldı. Çalışmalar hakkında konuşan Yıldız, "İstanbul’un huzuru Türkiye’nin huzurudur anlayışıyla yeni bir yılın arifesinde bu akşam da Beyoğlu ve Şişli ilçelerimizde vatandaşlarımızın can ve mal emniyeti için tüm birimlerimizle sahadayız. Kararlılıkla zehir tacirleri ve şehir eşkıyalarıyla 7/24 mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu mücadele sadece bugünün değil, yarınlarımızın da güvenlik ve huzuru için sürdürdüğümüz bir mücadeledir. İstanbul’umuzun sadece Beyoğlu’nda değil, bütün sokaklarında, caddelerinde, her köşesinde uygulamalarımızı devam ettiriyoruz. Bu uygulamalarda bize destek olan aziz İstanbul’umuzun değerli vatandaşlarına ve fedakârca görev yapan kıymetli meslektaşlarıma ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum" ifadelerini kullandı. "Yeni yılın huzur ve güven içerisinde geçirilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" Yılbaşı arifesinde olduklarını belirten Yıldız, "Elbette ki bütün personelimizle 7-24 İstanbul’umuzun huzuru ve güvenliği için, yeni bir yılın arifesinde sokaklarda meslektaşlarımızla beraber buradayız, sahadayız. Yeni yılın huzur ve güven içerisinde geçirilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son olarak şunu ifade edeyim; bu şehir bizim şehrimiz, biz İstanbul’un emniyetiyiz." Öte yandan asayiş uygulamasını gerçekleştiren ekipler, kurallara uymayan sürücülere cezai işlem uygulandı.
Ağrı Kar ve tipi nedeniyle Tendürek’te yolda kalanlara Kızılay yardım ulaştırdı Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesi ile Van’ın Çaldıran ilçesini birbirine bağlayan yüksek rakımlı Tendürek Geçidi’nde etkili olan yoğun kar yağışı ve tipi, ulaşımı durma noktasına getirdi. Geçidin 2 bin 400 rakımlı Somkaya köyü mevkisinde çok sayıda ağır tonajlı araç yolda mahsur kalırken, Türk Kızılay Doğubayazıt Şubesi ekipleri bölgeye giderek sürücülere kumanya dağıttı. Bölgede gün boyunca aralıklarla etkisini gösteren kar yağışı, gece saatlerinde şiddetini artırarak tipiye dönüştü. Görüş mesafesinin yer yer birkaç metreye kadar düştüğü Tendürek Geçidi’nde ilerleyemeyen tırlar ve kamyonlar yol kenarında beklemek zorunda kaldı. Zorlu hava şartları nedeniyle sürücüler saatlerce araçlarında mahsur kaldı. Doğubayazıt Kaymakamlığı koordinesinde harekete geçen Türk Kızılay Doğubayazıt Şubesi ekipleri, olumsuz hava şartlarına rağmen bölgeye ulaşarak mahsur kalan sürücülere sıcak kumanya ikramında bulundu. Soğuk hava ve uzun bekleyiş nedeniyle zor anlar yaşayan sürücüler, yapılan yardımlarla bir nebze olsun rahatladı. Kızılay ekipleri, bölgede mahsur kalan bir vatandaşı da güvenli alana tahliye ederek kurtardı. Yardımlar sırasında sürücülerin temel ihtiyaçları karşılanırken, sağlık durumu yakından takip edildi. Jandarma ekipleri bölgede çalışmalarını sürdürürken, karla mücadele ekipleri de yolu yeniden ulaşıma açmak için yoğun mesai harcıyor. Edinilen bilgilere göre, hava şartlarının zaman zaman daha da ağırlaşabileceği Tendürek Geçidi’nde sürücülerin dikkatli olmaları ve zorunlu olmadıkça yola çıkmamaları istendi.