EKONOMİ - 26 Eylül 2022 Pazartesi 12:14

Chery, Tiggo 8 Pro modelinde akıllı sürüş teknolojisini kullandığını duyurdu

A
A
A
Chery, Tiggo 8 Pro modelinde akıllı sürüş teknolojisini kullandığını duyurdu

Çinli otomobil şirketi Chery, Tech Chery Tiggo 8 Pro modelinde akıllı sürüş teknolojisi sunduğunu açıkladı.

Yapay zeka hayata daha fazla girdikçe, otomobiller sadece seyahat araçları olmaktan çıkıp kullanıcılarla daha fazla etkileşime giren ve sürücülerle yolculardan daha fazla talimat alabilen taşıtlar haline geliyor.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, akıllı sürüş yardımı söz konusu olduğunda, akla her zaman ACC adaptif sürüş gelir. Otomobiller ayarlanan hızda öndeki otomobille her zaman güvenli bir mesafeyi otomatik olarak koruyabilir. Otomobillerin çoğu ACC özelliğine sahip ve uzun mesafeli sürüş sırasında sürücünün ayaklarını serbest bırakmasına izin veriyor. Bununla birlikte, geleneksel ACC adaptif hız kontrolünün viraj takibinin yapılamaması, tıkanmış yolların kullanılamaması gibi bazı dezavantajları var ve bu yüzden sürücüler daha fazla özelliğe ihtiyaç duyar. Bu nedenle, bazı şirketler akıllı sürüş yardımının tek bir özellik olmamasının yanı sıra sistematik olarak gelişmesi gerektiğinin bilincinde. Örneğin, Tech Chery Tiggo 8 Pro yeni nesil 4.0 ADAS sistemiyle donatılmış amiral gemisi ürünü. Ondan fazla yardımcı sürüş özelliğiyle tüm sahneleri kapsıyor. ACC haricinde, Tiggo 8 Pro aynı zamanda LDW şeritten ayrılma uyarısı ve LKA şeritte kalma desteği ile donatıldı, sıkışık trafikteyken ya da yüksek hızda seyrederken, Tiggo 8 Pro önündeki otomobili kendi kararlarıyla izleyebilir, gazı ve freni otomatik olarak kontrol etmeye yardımcı olabilir, böylelikle sürücü sürekli olarak gergin ve dikkatini vermiş olmaktan kurtulup yol yorgunluğunu etkin bir şekilde azaltabilir.

Açıklama şöyle sonlandı: Tiggo 8 Pro aynı zamanda RCW arka çarpışma uyarısı ile donatıldı. Bu işlev genellikle lüks otomobillerde buluyor. Arka taraftan olası çarpışmaları algılayabilir, arkadaki otomobilin sürücüsünü bilgilendirmek için alarmı önceden çalıştırabilir ve araba sakinlerini koruması için emniyet kemerini uyarabilir. FCW çarpışma uyarı sistemi ve AEB otomatik acil frenleme, DOW kapı açma uyarısı, ISLI akıllı hız sınırı anımsatıcı ve uzaktaki ışığa otomatik geçiş gibi sürücü ile birlikte kullanılan özellikler de modelde bulunuyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.