CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki Gazze panelini terk etmesini, "Türkiye'yi yönetme ehliyeti olmayan ve Türkiye'nin yönetiminde tıkanan Başbakan, kendince kendisine başka çıkış yolları arıyor. Kendi tabanına mesaj vererek başka rollere soyunma girişiminde bulunuyor ve günü kurtarmaya çalışıyor" şeklinde değerlendirdi.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı'nda görevli emniyet amiri Emrullah Uslu'nun burslu olarak gittiği ABD'den 7-8 yıldan bu yana neden dönmediğini sorarak, bu bursun yasal ve azami süresi ile Uslu'ya yapılan ödemelerin açıklanmasını istedi.
Genelkurmay'ın talebi üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bu konuda soruşturma başlattığı iddiasının da gündemde olduğunu belirten Kart, Emrullah Uslu gibi kaç emniyet görevlisinin yurtdışında burslu veya başka statüde görev yaptığı sorusunu yöneltti.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in, verdiği bir yazılı soru önergesine cevabında Ergenekon soruşturması kapsamında soruşturmanın gizliliğini ihlalden dolayı 2008'in ilk 3 ayında 472 suç duyurusu işlemi yapıldığını belirttiğini hatırlatan Kart, bu soruşturma sürecinde soruşturmanın gizliliğini ihlale yönelik yasa dışı ilişkilerin devam ettiğini öne sürdü.
İlgili savcılık ve hükümetin bu ihlallere göz yumduğunu savunan Kart,
hükümet ve savcılık bu konuda işbirliği içinde görev ve yetkilerini kötüye kullandıkları için Adalet Bakanlığı ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na ilgili savcı hakkında soruşturma açılması için başvuru yaptığını söyledi.
"Hükümet Ergenekon soruşturmasında doğrudan müdahil durumda"
Anayasa Mahkemesi'nin telefon dinlemeleri konusunda verdiği kararı da değerlendiren Kart, bu yasanın 2005 yılında CHP'nin katılmadığı bir Meclis Genel Kurulu oturumunda çıkarıldığını hatırlattı. 3 Temmuz 2005 tarihli bu oturumun bir demokrasi utancı olarak tarihe geçeceğini söyleyen Kart, hükümetin Ergenekon soruşturmasında doğrudan müdahil durumunda olduğunu iddia etti.
Basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını cevaplayan Kart, Başbakan Erdoğan'ın dün Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı'na karşı sergilediği tavırla ilgili soru üzerine Türkiye'yi yönetme ehliyeti olmayan ve Türkiye'nin yönetiminde tıkanan Başbakan'ın kendince kendisine başka çıkış yolları aradığını söyledi.
Kart, Erdoğan'ın kendi tabanına mesaj vererek başka rollere soyunma girişiminde bulunduğunu ve günü kurtarmaya çalıştığını ifade etti.
Türkiye'nin çıkarlarını koruduğunu iddia eden Başbakan'a hamaset yapmadan bir soru sormak istediğini belirten Kart, "Siz AK Parti hükümeti olarak Türkiye'nin ulusal güvenliğini, istihbaratını ve milli çıkarlarını neden İsrail'e teslim ettiniz? Neden sizin döneminizde 10 adet Heron uçağı alımı ve keşif kodu projesi olaylarında, sözleşmelerin İsrail tarafından yerine getirilemeyeceği açıklık kazandığı halde sözleşmelerin askıya alınması ve tazminatların talep edilmesi noktasında üstünüze düşeni yapmıyorsunuz? Gidiyorsunuz ondan sonra bu imkanı yakalamış olmanıza rağmen 2007 Eylül ayında Türkiye'yi radar ve istihbarat anlamında, her bakımdan bağımsız hale getirme imkanı elinizde olmasına rağmen, 5 Kasım 2007'de ABD'nin anlık desteğine yönelik istihbarat bilgileri paylaşımını bir zafer olarak sunuyorsunuz" şeklinde konuştu.
Kart, 'Başbakan Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı'nın sözlerine rağmen orada oturmaya devam etse ne düşünürdünüz?' sorusu üzerine şunları söyledi:
"Peres'in o çıkışına karşı elbette bir tepki verilmeli. Ama o tepki böyle verilmez. Peres'in söylediklerine karşı tepkisiz kalmaktan sözetmiyorum. Ama tepkinizde tutarlı olmalısınız. Salt o anda hamaset yaparak, günü kurtarma anlayışına kapılmadan o süreci değerlendirmeli, dengeli bir tavır içinde tepkinizi ortaya koymalısınız. O tepkiyi, İsrail'e yönelik olarak uyguladığınız politikalarda tutarlı olarak ortaya koyarsınız."
Kart, yapılan bir ankete göre Türk halkının yüzde 70'inin, CHP'ye o verenlerin ise yüzde 50'sinin Ergenekon örgütünün varlığına inandığı sonucunun ortaya çıktığının hatırlatılması üzerine Türkiye Cumhuriyeti devleti içinde 1980 öncesinde de, 1980 sonrasında da çeteler olduğunu ifade etti. Devlet yetkisini siyasi nüfuz aracı olarak kullanan çeteler bulunduğunu vurgulayan Kart, bu kamu yetkisini çıkar ilişkilerine alet eden yapılanmalar olduğunu dile getirdi.
CHP olarak bunun mücadelesini verdiklerini belirten Kart, şu anda yapılan mücadelenin ise bu olmadığını öne sürdü.
Ergenekon soruşturması süreci ile 5-6 temel noktada siyasi çalışma yapıldığını öne süren Kart, "AK Parti, Ergenekon soruşturması sürecinde Türkiye Cumhuriyeti devleti içinde kendi devletini kuruyor. Bir taraftan 28 Şubat'ın rövanşını alıyor. Bir taraftan muhalif ses ve düşünceleri sindiriyor, bir taraftan da soruşturma usullerini altüst ediyor. Hukuki tecrübeme dayanarak söylüyorum. Bunun sonucunda o soruşturmada yargılanan insanların çok büyük bir bölümü soruşturma ihlalleri nedeniyle beraat edecektir. 20-30 civarında aslında suçlu olan, kamuoyunun suçlu olduğuna inandığı o grup da beraat edecek veya hakettikleri cezayı almayacaklar. Aslında hükümetin amacı da Ergenekon olarak adlandırdığı çeteye ulaşmak değil. Bu soruşturma ihlalleri, bu hukuk katliamı sebebiyle orada gerçek anlamdaki o çeteler varlığını koruyacak. Hükümet bir anlamda o çeteleşmeyi kamufle ediyor, o çeteleşmeyi gizlemiş oluyor" diye konuştu.
ZAFER ÇAKMAK - ANKARA








