POLİTİKA - 15 Mart 2018 Perşembe 06:30

CHP’li Tezcan’dan ittifak yasasına tepki

A
A
A
CHP’li Tezcan’dan ittifak yasasına tepki

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, “İttifaka karşı değiliz. Bu ittifak, partileri kimliksizleştirme üzerine kurulmuş bir ittifak sistemidir” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tezcan, ittifak yasası ve şeker fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin açıklamalarda bulundu. İttifak yasasına ilişkin olarak Tezcan, “AK Parti ve MHP grubunun el çabukluğuyla milletten gizleyerek ittifak ve seçim hileleri yasasını geçirdiler. Kanun teklifi, televizyonların kapalı olduğu bir saatte Meclisi sabaha kadar milletin göremediği bir ortamda çalıştırarak geçti. Neden milletin bu tartışmaları dinlemesinden korktunuz? Neyi kaçırdınız? İttifak yapmaları ile ilgili kimsenin bir şey söylediği yok. Ama bu teklifin iç yüzünü milletin öğrenmesinden neden rahatsız oldunuz? TBMM’den geçirilen teklif, yasa bir ittifak yasası değil, seçim hileleri yasasıdır. Milli iradenin gasp edilmesi yasasıdır. Bir iktidar seçim kanunuyla oynamaya başladıysa yolun sonu görünmüş demektir. AK Parti için artık yolun sonu görünmüştür. Onun kuyruğuna takılıp da kendisine bir istikbal bekleyen MHP yönetimi için de yolun sonu görünmüştür. Bu kanun teklifi haksız temsili arttırıyor. Yüzde 10 seçim barajı siyaseti kimliksizleştiren, barajın altındaki partileri yok etmeyi planlayan bir uygulamadır. Barajın kaldırılması gerekir. Millet kime oy veriyorsa o parti Mecliste yer almalıdır. Bu teklif barajı ortadan kaldırmıyor, barajın etkisini fiilen arttırıyor. Bunun için karşı çıkıyoruz. Bu eşit yarışı ortadan kaldıran bir sistemdir. İttifaka karşı değiliz. Bu ittifak, partileri kimliksizleştirme üzerine kurulmuş bir ittifak sistemidir” ifadelerini kullandı.

“Bu yasa seçim hilelerini meşrulaştırma yasasıdır” diyen Tezcan, “Mühürsüz seçimi şimdi yasal hale getirmeyi planlamışlardır. Bu bir sopalı seçim hazırlığıdır. Jandarma ve polisi, sandık başkanı çağırmasa dahi sandık alanına sokabilecek ve sandığa müdahale etme imkanını sağlayacak bir hazırlıktır. Türkiye 21. yüzyılda böyle bir seçim uygulamasını hak etmiyor. Siyasi partilerin denetimini azaltmayı planlayan bir yasadır. Siyasi partilere sandık başkanı önerme yetkisi ellerinden alınmıştır. Bu bütün sandıkları parti devletinin memurlarına emanet etme teklifidir. Türkiye parti devleti rejimi altındadır, şu anda sandıklar siyasi partilerin etkisi azaltılarak parti devletinin memurlarına teslim edilme noktasına gelmiştir. Sandığı seçmenden kaçırma planı söz konusudur. Valinin talebiyle seçim kurulları sandıkları vatandaşın ayağından alınacak, başka yerlere götürebilecektir. Bu iktidar bloğunun oy alamayacağı sandıklarda sandığı vatandaşın önünden kaçırıp, gitmesinler kardeşim, oy vermesinler deme teklifidir ya da oralarda denetim imkanını ortadan kaldırıp sandıklar üzerinde katakulli yapabilmek için sandıkları vatandaşın güçlü olduğu yerden alıp katakulli yapabileceği alana çekebilme çabasıdır. Türkiye bir güvenli seçim hareketi başlatacaktır. Bütün sivil toplum, millet önünden sandığını çalmaya çalışan bu seçim hileleri yasasına fırsat vermeyecektir. Bu yasayı da çıkartsalar millet sandığa gidecek ve sandıkta her şeye rağmen seçim güvenliğini sağlayacak. Önümüzdeki seçimlerde CHP başta olmak üzere bütün bu hilelere karşı çıkan ve milletin iradesine saygı duyan siyasi partilerle, demokrasiyi isteyenlerle beraber, sivil toplum örgütleri ile beraber, halkla beraber milletin iradesini çaldırmayacağız, sandıkları koruyacağız. Buna müsaade etmeyeceğiz” açıklamasını yaptı.

Şeker fabrikaları ile ilgili problemin devam ettiğini kaydeden Tezcan, “İktidar bocalıyor şu anda. Bakanlarından bir tanesi çıkıyor, sattıkları fabrikaları kooperatiflere nasıl alırız diye açıklama yapıyor. Kararları, niyetleri bozuk. 24 şeker fabrikasını özleştirmeye kalktılar, 21 tanesi kar ediyor. Kar eden işletmeleri satıp, yandaşlarına peşkeş çekerken, diğer taraftan Türk halkını nişasta bazlı şekere mahkum etme peşindeler. Türkiye’de şeker fabrikalarına halk sahip çıkmaya başladı. Ne yaparlarsa yapsınlar özelleştirmeyi engellemek için mücadele edeceğiz. Halkımıza söz veriyoruz. CHP iktidarında bugün engelleyemeyip satılsa dahi bu şeker fabrikalarını geri alıp yeniden köylüye vereceğiz” dedi.  

İlker Turak

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Tunceli’de Urartu mağaralarının bilinmeyenlerini halk hafızası yaşatıyor Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde bulunan Urartu mağaraları resmi olarak bilinenlerin dışında, resmi olmayan bilgilerle sözlü tarih olarak halk hafızasında yaşatılıyor. Resmi kayıtlarda Derviş Hücreleri, yöre halkı tarafından İn Delikleri olarak adlandırılan tarihi mağaralar, halk hafızasında dilden dile söylenen rivayetlerle ihtişamını arttırıyor. Çemişgezek ilçe merkezinin batısında Tağar Çayı Vadisinde kaya üzerine konut amaçlı oyulmuş 20 civarında oda bulunuyor. Urartular dönemine ait olduğu bilinen mağaralar, üç kat halinde sıralı odalar ve bu odaları aydınlatan büyük pencereler ile uzun koridorlardan oluşuyor. ’’Tağar Çayının İn Deliklerinin önünden geçtiği anlatılıyor’’ Derviş Hücrelerini anlatan Araştırmacı Yazar Kağan Gökalp, tarihi mağaralar hakkındaki bilgi verdi. Kendisi de Çemişgezekli olan Gökalp, "İn Delikleri yani Derviş Hücreleri hakkında tarihi bilgiler var. Bunun yanı sıra bir de halk hafızasında olan sözlü kültür geleneğiyle günümüze ulaşan bilgiler var. Kaybolmaması adına bunlardan sizlere bahsetmek istiyorum. İn Delikleri resmi kayıtlarda bilindiği gibi Urartular döneminde yapılmış tarihi yapıdır. Fakat tarihin çok eski dönemlerinde İn Deliklerinin önünden Tağar Çayının daha yüksekte yani vadi yatağının İn Deliklerinin önünden geçtiği anlatılmaktadır. Hatta İn Deliklerindeki yaşayan insanların o dönem itibariyle oradan iplere bağlı kovalarla Tağar Çayından su aldıkları anlatılmaktadır. Tabi burası çöküntü bir alan olduğu için zamanla suyun aşındırması ve jeolojik olaylarla birlikte, şimdi Tağar Çayının kotu İn Deliklerinin seviyesinden aşağıya düşmüş durumdadır. Bu anlatılan halk hafızasında canlılığını koruyan bir anlatım şeklidir. Ayrıca ilçemizin Kale Mahallesi’nde kaya mezarları var. Oranın da İn Delikleri ile ilişkili olduğu biliniyor’’ dedi. Mağaraların kullanılış amacı ile ilgili bilgi veren Gökalp, konuşmasına şöyle devam etti: ’’Dönemin Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak Paşa Tunceli’yi ziyaretinde Çemişgezek ilçemizi de ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında tarihi kayıtlardan veya sözlü kültürden edindiği bilgiye, düşünceye istinaden, Kale Mahallesi’nden İn Deliklerine, Tağar Vadisinin altından bir geçit olduğu bilgisiyle orayı araştırıp bulmak istediği söylenmektedir. İlçemizin Kale Mahallesi’nde kaya mezarı olarak bilinen Nergiz kaya olarak tanımlanan kayaların olduğu bölgede bu geçidi bulma çalışmalarına Fevzi Çakmak Paşa bizzat katıldığı söylenmektedir. Bu da halk hafızasında yer alan, büyüklerimizden, dedelerimizden dinlediğimiz bir bilgi notu olarak zihinlerde kalsın istiyoruz. Hatta az ilerisinde Kara Mağara olarak bilinen yerin İn Deliklerinin askeri anlamda ileriyi gözetleme güvenlik noktası olarak, askeri öncü grupların beklediği bir yer olduğu anlatılmaktadır. Yani orası da Derviş Hücrelerinin bir parçasıdır. Asurlular savaşçı bir toplum olarak tarihte bilinir. Tarihi kayıtlar da bu şekilde geçer. Çemişgezek bölgesinin ele geçirilmesi sürecinde Urartular sağlam bir direniş göstermişler Asurlulara karşı ve İn Deliklerini bir türlü ele geçirememişlerdir. Nihayetinde Mırnahi diye tabir ettiğimiz İn Deliklerinin bulunduğu kayanın üstündeki düz araziden sepetlerin içerisinde okçuları İn Deliklerine salmak suretiyle, İn Deliklerini ele geçirme faaliyetini gerçekleştirmişlerdir. Bunu da rahmetli Erhan Saraçoğlu hocamızdan dinlemiştim. O da daha büyüklerden, yaşlılardan bu şekilde dinlediğini bizlere nakletmişti." (SA-YRT-
Denizli Toz taşınımı akciğerlerde tahribat oluşturuyor Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden rüzgar ile taşınan tozun ülke üzerindeki hava kalitesinin yanı sıra insan sağlığını da etkilediğini ifade eden Dr. Ferit Özen, “Bu maddeler hava yollarına girdiklerinde nefes darlığı, öksürük ve tıkanmadan ziyade akciğer tahribatlarına da yol açar” dedi. Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferit Özen, yurdun tamamını etkileyen Afrika çöl tozları hakkında uyarılarda bulundu. Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden kalkan tozun ülke üzerindeki hava kalitesiyle birlikte insan sağlığına da olumsuz etkisi olduğunu ifade eden Dr. Özen, “Toz taşınımı atmosferde bulunan özellikle bitki polenlerinin, kum tanelerinin rüzgarlarla birlikte taşınmasını gösteren bir şeydir. Bu taşınan polenler ve kum taneleri insanların solunum yollarına girdikleri için ciddi göğüs hastalıkları sorunları oluşturmaktadır. Özellikle astım, KOAH, hava yolu aşırı duyarlı olan insanlar ve bağışıklık sistemi düşük olan insanlarda ciddi rahatsızlıklara yol açar. Bu sebepten dolayı kronik rahatsızlığı bulunan hastaların ciddi bir rahatsızlık yaşamamaları için bir takım önerilerimiz var. Özellikle toz taşınımının olduğu süreçte dışarı çıkmamalarını öneriyoruz. Dışarı çıkmak zorundalar ise maske kullanmalarını öneriyoruz. Hastaların öksürük, nefes darlığı ve hırıltılı nefes alma durumlarında mutlaka doktora görünmeliler” dedi. Toz taşınımı akciğer tahribatına yol açabilir Astım hastalarının ilkbahar aylarında sık geldiğini aktaran Dr. Özen, “Bu sene daha bir yoğun görüyoruz. Çünkü sebebi polenler nedeniyle astım hastalarının atak sayılarının artması. Toz taşınımı sürecinde polenler havada asılı kalıyor. Havada asılı kalan polenleri teneffüs ediyoruz. Teneffüs ettiğimiz zaman da hava yollarında kasılma ve ödeme bağlı bir takım şeyler oluyor. Bu da bize nefes dağlığı, öksürük ve hırıltılı solunma olarak geliyor. Daha önceki süreçlerde yağmur daha fazla yağdığı için bu polenler havada asılı kalmayıp, yere gittiği için daha az görüyorduk. Şu anda bu tarz şikayetleri daha fazla görüyoruz. Hastalar bizlere uzun süren öksürük şikayetleriyle geliyor. Göğüs Hastalıkları uzmanı arkadaşlarımızla görüştüğümüzde 1 ay, 2 ay, hatta 3 ay süren öksürük şikayetiyle başvuran hastaların olduğunu duyuyoruz. Toz taşınımı da bunun aktif faktörlerinden biri. Bu maddeler hava yollarına girdiklerinde nefes darlığı, öksürük ve tıkanmadan ziyade akciğer tahribatlarına da yol açar. Kronik rahatsızlığı bulunan insanlarda daha fazla olsa bile normal insanlarda da olabilir” şeklinde konuştu.
İstanbul Türk Telekom Ventures’ın yatırım yaptığı girişimlerin portföy değeri 190 milyon dolar Girişimlere verdiği desteği bir üst seviyeye taşıyarak 2018 yılında Girişim Sermayesi Şirketi Türk Telekom Ventures’ı kuran Türk Telekom’un, bugüne kadar yatırım yaptığı girişimlerin değeri 190 milyon doları buldu. Türk Telekom, yarının teknolojilerini üreten ve ihraç eden Türkiye vizyonuna katkı sunmak adına 2013 yılından bu yana girişimcilere büyük destek sağlıyor. Kurumsal girişim hızlandırma programı PİLOT ile teknoloji birikimini aktararak yenilikçi fikirlerin büyümesine rehberlik eden Türk Telekom, nakit desteği ve sayısız fırsat sunarak girişimleri destekliyor. Yapılan açıklamaya göre, PİLOT ile bugüne kadar 111 girişime 32 milyon TL nakit desteği sunan Türk Telekom, bu girişimlerin dünyaya açılarak 35 milyon doları aşan yatırım almasını sağladı. Ekonominin kaldıracı haline gelen girişimcilik ekosistemine verdiği desteği 2018 yılında Türk Telekom Ventures’ı kurarak bir üst seviyeye taşıyan Türk Telekom, yenilikçi fikirlerin yarına taşınmasında lokomotif görevi üstleniyor. 2018’den bu yana yatırım yaptığı 21 girişimin toplam portföy değeri 190 milyon dolara ulaşan Türk Telekom Ventures, ABD Silikon Vadisi’nde yer alan ofisiyle yerli girişimlerin dünyaya açılmasına olanak sunuyor. Girişimleri her konuda destekleyerek uçuşa geçiren Türk Telekom PİLOT, girişimcilerin Stanford Üniversitesi’nde özel tasarlanan bir programda eğitim almasını sağladı. “Türk Telekom Ventures ile teknoloji ihraç eden Türkiye vizyonuna katkı sunuyoruz” Türk Telekom Ventures Genel Müdürü Muhammed Özhan, “Girişimcilik, kurum kültürümüzün en önemli değerlerinin başında geliyor. Türkiye’nin iletişim tarihinde kilometre taşlarını döşemiş bir şirket olarak ekonomik ve teknolojik ilerlemenin anahtarının girişimcilik olduğunu biliyor ve bu bilinçle hareket ediyoruz. Türkiye’nin ilk kurumsal girişim hızlandırma programı PİLOT ile 2013’ten bu yana 111 girişime 32 milyon TL’lik nakit desteğinin yanı sıra şirketin paha biçilemez teknoloji birikiminin aktarımını sağladık. Girişimcilik ekosistemine biotech alanından eğitime, yapay zekâdan görüntü işleme ve büyük veri çözümlerine kadar pek çok alanda destek veriyoruz. Türk Telekom Ventures ile 2018’den bu yana geleceği şekillendirecek teknolojiler alanında yenilikçi fikir sunan girişimlere yatırım yapıyoruz. Şirket ile bugüne kadar yatırım yaptığımız girişimlerin portföy değeri 190 milyon dolara ulaştı. Ülkemizin teknoloji üreten ve ihraç eden ülke olma vizyonuna, yerli girişimlerimizi dünyaya açılmasında köprü rolü üstlenerek öncülük ediyoruz. Yerli ekosistemi destekleyerek yenilikçi fikirleri yarınlara taşımaya kararlıyız” diye konuştu.