GÜNDEM - 09 Ekim 2020 Cuma 12:17

Çin’den getirilen Covid-19 aşısı İstanbul’da ilk gönüllüye yapıldı

A
A
A
Çin’den getirilen Covid-19 aşısı İstanbul’da ilk gönüllüye yapıldı

Korona virüse karşı Çin’de geliştirilen ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TUSEB) tarafından onaylanarak ülkemizde Faz 3 klinik çalışmalarına başlanan aşı araştırması, uygulanmaya başlandı. Klinik çalışmanın ilk gönüllüsü Acil Tıp Uzmanı Dr. Cem Gün oldu.

Covid-19 karşı Çin’de geliştirilen ve Türkiye Sağlık Ensitüleri Başkanlığı(TUSEB) tarafından onaylanarak ülkemizde Faz 3 çalışmalarına başlanan aşı araştırması, İstanbul'da Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi'nde uygulanmaya başlandı.

Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İftihar Köse’nin yürüttüğü klinik çalışmaların ilk gönüllüsü Acil Tıp Uzmanı Dr. Cem Gün oldu. Faz 3 çalışmaları tamamlanan Verosel aşısı uygulanan Dr. Gün ‘Umarım antikor kazanıp kendimi ve çevremi korurum’ dedi.

Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İftihar Köse, ilk gönüllünün olması bizim için mutluluk verici bir durum olduğunu ifade ederek, “Aşılama enfeksiyon hastalığından korunmada en önemli yollardan biridir. Neredeyse 1 sene olacak Kovid-19 hastalığıyla uğraşmaktayız ve geldiğimiz noktada hiçbir şekilde yol kat edemediğimizi vaka sayılarındaki azalmamalarla görüyoruz. O zaman koruyucu önlemler tek başına yeterli olmuyor aşı insanlığın beklediği büyük bir umut bizde çok umutluyuz. Faz 3 çalışmalarına kadar gelindi birçok aşıda bu aşılardan birisi de Verosel aşısı bugün itibariyle de bizde ilk gönüllümüzü aldık. Gönüllü olan kişiye hemen aşı yapılmaz önce formu imzalaması gerekiyor. Daha sonra hastanın tıbbi öyküsünü alıp bir sakınca olmaması şart. Fizik muayenesinde herhangi bir patalojik bulgu bulmadık. Gönüllümüzde herhangi bir Covid-19 bulgusunun olmadığını tespit ettik” dedi.

“Umarım antikor kazanırım”

İlk gönüllü olan Acil Tıp Uzmanı Dr. Cem Gün ise heyecanlı olduğunu belirterek, “Tüm sağlık çalışanları ön cephede bir şekilde çalışıyorlar hocamızın dediği gibi çok fazla yol kat edemedik. Maalesef şu dönemde hasta sayılarımız daha da artmakta. Her gün yeni vak'alar geliyor. Bir korunmamız lazım. İki hastalığı taşımayarak çevremizdekileri korumamız lazım. Aşı bunların en önünde gelen koruyucu yöntemlerden bir tanesi. Faz 3 çalışmalarına gelen çok nadir aşılar var, bunlardan bir tanesi Verosel. Hocam bundan bahsedince seve seve katıldım. Çünkü aşının faz 1 ve faz 2 incelediğimde ufak etkileri vardı hafif ateş halsizlik gibisinden, umarım antikor oluşturup kendimi ve çevremi korurum” diye konuştu.

Armağan Yılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”