SAĞLIK - 08 Kasım 2017 Çarşamba 10:26

Çocuklarda suç eğilimine dikkat

A
A
A
Çocuklarda suç eğilimine dikkat

Günümüzde tüm dünyada, çocuk suçluluğunun önemli bir sorun olduğunu belirten Uzman Psikolog Merve Demir, bu nedenle çocuklarda suç eğilimine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Çocuk-Ergen Psikoterapisti Uzman Psikolog Merve Demir, çocuklarda suç eğilimi konusunda yaptığı açıklamada, “Giderek artış gösteren bu duruma doğru müdahale edebilmek için, çocukların neden suça sürüklendiğini anlamak gerekiyor. Zihinsel yetersizlikler, düşük zeka düzeyi, suça karışma ihtimalini arttırır. Çünkü etki altında kalmayı kolaylaştırır. Bu çocuklar kötü niyetli kişiler tarafından kolaylıkla kandırılabilirler. Ayrıca, bu durum çocuğun okuldaki başarısını ve uyumunu etkiler. Çocuğun okula ilgisi azalır, okuldan kaçabilir. Böylece olumsuz ortamlarda bulunabilir” dedi.

“Çocuğun adil olmayan bir dünyaya inanması da, çocuk suçluluğunu hazırlayan önemli bir etkendir”
Suça karışmış çocukların yaşamlarında, aileleri tarafından ihmal edilme, şiddete maruz kalma ve cinsel istismar oranının yüksek olduğunun bilinmekte olduğunu ifade eden Uzman Psikolog Merve Demir, “Çocukken fiziksel şiddete maruz kalan bireyler, şiddet içeren suçlar işleyebilirler. Çocukluk travmaları, çocuğun adil ve güvenilir dünyaya olan inancını sarsar. Çocuğun adil olmayan bir dünyaya inanması da, çocuk suçluluğunu hazırlayan önemli bir etkendir. Suça yönelmiş çocuklarda davranış bozuklukları, alkol ve madde bağımlılığı ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi tanılarla sık karşılaşılmaktadır. Ayrıca anne ve babadaki ruhsal bozukluklar da, çocukta suça zemin hazırlamaktadır” diye konuştu.
Suça yönelen çocukların çoğunlukla geniş ailelerden gelmekte olduğunu kaydeden Uzman Psikolog Merve Demir, “Ailede çocuk sayısı arttıkça, ebeveynlerin çocuklarının ihtiyaçlarını karşılaması zorlaşır. Anne-babalar çocuklarını denetimde yetersiz kalabilirler. Gereksinimlerini aileleri tarafından karşılanmayan çocuklar, farklı baş etme yollarına yönelebilir ve suça sürüklenebilirler. Ayrıca suça itilmiş çocukların ailelerinin, genellikle düşük eğitim seviyesine sahip oldukları görülmektedir. Baskıcı, fiziksel cezalara yer veren, tutarsız ailelerde yetişen çocuklarda; saldırganlığa sık rastlanmaktadır. Bunun tam tersi şekilde, çocuğun tüm isteklerini karşılayan, çocuğu aşırı serbest bırakan ve şımartan ailelerde büyüyen çocuklar ise, kendi istek ve davranışlarını kontrol etmeyi öğrenemezler. Kurallara uyum sağlayamazlar. Anne babanın bu tutumu, çocukta kontrolsüz davranışlara ve suça yol açabilir. Anne ve baba arasındaki problemli ilişki, çocuklar için güvensiz bir ortam oluşturur. Çocuk ev ortamını tercih etmez ve zamanı ev dışında geçirmeyi tercih eder. Bu suça yönelmeye sebep olabilir. Bazen çocuk bu olumsuz davranışları yalnızca anne babasına tepki olarak gösterir. Ölüm, boşanma gibi nedenlerle aile bütünlüğünün bozulması, çocukta uyum ve davranış bozukluklarına yol açabilir. Özellikle tek ebeveynli aileler, gelir yetersizliği yaşayabilir. Çocuklarını daha az kontrol edebilirler. Böylece çocuk suça yönelebilir. Evlilik ilişkilerindeki problemler, yoksulluk, çocuktaki fiziksel ya da gelişimsel problemler, çocuğun anne ya da baba tarafından istenmemesine sebep olabilir. Ailesi tarafından istenmediğini hisseden çocuk, ailesine karşı öfke hisseder. Saldırgan davranışlarda bulunabilir. Suça karışabilir. Ailede suça karışmış bir kişi olduğunda, çocuğun suça sürüklenme olasılığı da artar. Çünkü çocuk, anne ve babasını model alır. Anne ya da baba tutuklanarak cezaevine girmişse, aile parçalanmış olur. Ayrıca bu durum; çocuğun arkadaş çevresinde dışlanmasına ve daha olumsuz arkadaş gruplarına yönelmesine sebep olabilir” açıklamalarında bulundu.

“Okulda ki arkadaşları tarafından reddedildiğini algılaması da suça yönelme davranışlarını artırır”
Olumlu okul şartlarının, çocuğun hayatındaki dezavantajları telafi edebildiğini vurgulayan Uzman Psikolog Merve Demir, “Ailenin bir sebeple çocuğun ilgi ve sevgi ihtiyacını karşılayamaması durumunda, bu görevi okul üstlenebilir. Düzenli okula gitmek, çocuğun kötü çevrelerle olan ilişkisini kesebilir. Ayrıca çocuğun toplumsal kurallara uymasını sağlar. Ancak tam tersi şekilde okullarda hissedilen sert disiplin, kurallar ve topluma karşı saygılarının azalmasına da sebep olabilir. Çocukların okuldaki arkadaşları tarafından reddedildiğini algılaması da suça yönelme davranışlarını arttırmaktadır. Özellikle ergenlik döneminde çocuk; arkadaş grubunun etkisine, her zamankinden daha açıktır. Arkadaş grubunda saldırgan davranışları olan, suça eğilimli çocukların olması, çocuğu suça yöneltebilir” ifadelerini kullandı.

“Kültürel farklılıklar düşmanlık duygularını ortaya çıkarabilir”
Suça yönelen çocukların büyük bir kısmının, suç öncesinde boş zamanlarını İnternet kafelerde geçirdiklerinin saptandığına dikkat çeken Demir, “Göç sürecinde, alışılmış sosyal çevreden kopma, maddi ve manevi destekten yoksun kalma ve ekonomik sıkıntılar suça neden olabilir. Kültürel farklılıklar düşmanlık duygularını ortaya çıkarabilir. Göç eden genç, kendisinin bir parçası olmadığını düşündüğü sosyal kurumlara ve düzene saygı duymayabilir. Bu nedenle hangi davranışın yanlış veya suç olduğu konusunda karmaşaya düşer. Göç ve kentleşmenin getirdiği yoksulluk, çocukların çalışma hayatına girmesine neden olur. Çalışan çocuk; aile denetiminden uzak kalır, olumsuz davranışlara karşı korumasız hale gelir ve suça yönelebilir. Ekonomik olarak zayıf bölgelerde yaşayan çocuklarda suç oranı daha fazladır. Çünkü çocuk, isteklerine yasal yollarla ulaşma fırsatının olmadığını düşünür. Ümitsizlik yaşar ve suça yönelebilir. Düşük sosyoekonomik düzey, suçluluk için tek neden olmasa da, suça elverişli bir ortam hazırlamaktadır” şeklinde konuştu.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.