POLİTİKA - 24 Nisan 2025 Perşembe 13:07 | Son Güncelleme : 24 Nisan 2025 Perşembe 13:42

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Deprem günlük siyasete alet edilemez''

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Deprem gibi hepimizi sarsan, hepimizi etkileyen konuların günlük siyasetin polemiklerine alet edilmesini asla tasvip etmiyoruz. Selden kütük kapma yarışında olan fırsatçıları sorumluluk duygusu ile hareket etmeye davet ediyorum. Artık laf üstüne laf değil taş üstüne taş koyma zamanıdır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı programda İstanbul'da yaşanan 6.2'lik depreme yönelik açıklamalarda bulundu. Tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, "Dün bakanlarımızın bürokratlarımızı katılımı ile AFAD’da yaptığımız toplantıda en güncel bilgileri aldık, gerekli talimatları verdi. Can kaybımızın olmaması en büyük teselli kaynağımız. Devlet olarak tüm birikimimizle seferberlik anlayışı ile çalışıyoruz. Önümüzdeki kabine toplantımızda konuyu enine oyuna değerlendirecek, gerekli açıklamaları kamuoyuna yapacağız" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Deprem günlük siyasete alet edilemez''

Deprem üzerinden siyaset yapılmasını eleştiren Erdoğan, "Deprem gibi hepimizi sarsan, hepimizi etkileyen konuların günlük siyasetin polemiklerine alet edilmesini asla tasvip etmiyoruz. Biz böyle hassas zamanlarda hiç kimse ile tartışmaya girmek istemiyoruz. Dahası bunu milletimize karşı saygısızlık olarak görüyoruz. Selden kütük kapma yarışında olan fırsatçıları sorumluluk duygusu ile hareket etmeye davet ediyorum. Bu günler siyaset yapma değil, bir olma, beraber olma, dayanışma, milletçe kardeşliğimizi hatırlatma dönemleri. Bu duygudaşlığa zarar veren her şey yanlıştır, vakitsizdir, lüzumsuzdur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Deprem günlük siyasete alet edilemez''

Artık laf üstüne laf değil taş üstüne taş koyma zamanıdır. Bahane aramak yerine daha fazla iş ve icraat üremeli, tüm enerjimizi yapı stokumuzu biran evvel yenilemeye harcamalıyız Her işe karşı çıkan marjinallerin ne dediğine bakmadan kentsel dönüşüm projelerini süratle hayata geçirmeye odaklanmalıyız. Elele verip birlikte çalıştığımızda kısa sürede çok büyük mesafe almamız mümkündür. Biz bunu yapacak kudrete, kapasiteye, pratikliğe sahip bir milletiz. Yeter ki enerjimizi kaynaklarımız doğru kullanalım. Yeter ki aramıza nifak sokulmasına müsaade etmeyelim. Rabbim ülkemizi ve milletimiz her türlü afetten muhafaza buyursun.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Deprem günlük siyasete alet edilemez''

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni’ semineri düzenlendi Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen ’Otomatik Dikkatin Bilimsel Serüveni: Son 22 Yılda Yanıldıklarımız ve Keşfettiklerimiz’ başlıklı seminer, Turuncu Salon’da gerçekleştirildi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’ın konuşmacı olduğu seminere; Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aslı Aslan’ın yanı sıra öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Sunumunda bilişsel süreçlerin tarihi gelişimini ve Stroop etkisini ele alan Prof. Dr. Nart Bedin Atalay, dikkatin yalnızca stratejik ve yavaş bir süreç olmadığını, çevresel ipuçlarıyla tetiklenen otomatik bir kontrol mekanizmasının devrede olduğunu ifade etti. Günlük hayattan örneklerle otomatik kontrolün evrimsel önemine değinen Atalay, "Çevre sürekli değişiyor ve biz adapte olmak zorundayız. Eğer her seferinde stratejik ve yavaş bir kontrol mekanizması kullansaydık, hayatta kalmamız zor olurdu. Otomatik kontrol, tehlike anında hızlı karar vermemizi ve enerjiden tasarruf etmemizi sağlar. Beyin enerjiyi verimli kullanmayı sever" dedi. İki dilli bireylerde dikkat süreçleri Konuşmasında laboratuvar ortamında yürütülen deneylere de yer veren Atalay, özellikle iki dilli bireyler üzerindeki dikkat çalışmalarına değindi. Dil hâkimiyetinin dikkat kontrolü üzerindeki etkilerini açıklayan Atalay, yapay zekâ ile insan beyni arasındaki ilişkiye de dikkat çekti. Modern yapay zekâ modellerinin, insan beynindeki hata düzeltme mekanizmalarına benzer şekilde çalıştığını belirten Atalay, buna karşın insan beyninin hâlâ daha esnek bir yapıya sahip olduğunu vurguladı. Seminer, soru-cevap bölümünün ardından Prof. Dr. Aslı Aslan’ın, Prof. Dr. Nart Bedin Atalay’a plaket takdim etmesiyle sona erdi.
Kastamonu Yaşlı adam para ve altınlarla kayıplara karışan eşinden 8 aydır haber alamıyor Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki adam evdeki altın, para ve kredi kartını alarak ayrıldığı iddia edilen 35 yıllık eşinden yaklaşık 8 aydır haber alamıyor. Yaşlı adam, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki Hüseyin Demirel’in 35 yılık eşi Dudu Demirel’den (50) nisan ayında evdeki 30 bin TL nakit para ile evde bulunan iki adet Cumhuriyet altını ve 40 bin TL limitli kredi kartıyla ayrıldıktan sonra haber alınamıyor. Demirel, 5 çocuk annesi eşinin evden ayrıldıktan sonra kredi kartıyla da altın aldığını iddia etti. Eşini, kaybolduktan sonra telefonla aradığı ve ailecek tanıdıkları F.K. isimli şahısla birlikte olduğunu söylediğini, daha sonra bir daha kendisinden haber alamadığını söyledi. 5 çocuk annesi eşinin kendisini sevdiğini ve büyü yapıldığı için evden ayrılarak kaybolduğunu belirten Hüseyin Demirel, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Eşinin daha önce F.K. ile kaçtığını daha sonra eve döndüğünü söyleyen Demirel, "Ben rahatsızım, içeride odada yatıyorum. Bir gün saat 03.00 gibi kalktım. Eşim yoktu. Telefonla aradım, eşim açtı, ’Dudu neredesin’ diye sordum, ’ben F.K.’nin yanındayım’ dedi. ’F.K.’nin yanında ne yapıyorsun’ diye sorduğumda, ’F.K. ne yaptı etti beni aldı, götürüyor, yoldayız, gidiyoruz’ dedi. ’Nereye gittiklerini sordum, ’nereye gittiğimizi bilmiyorum’ dedi. Sonra avukata boşanma dilekçesi vermiş, mahkemeye çıktık, sadece avukat gelmişti. ’Ben karımdan vazgeçmeyeceğim, ben karımı er ya da geç alacağım’ dedim. Ondan 10 gün sonra eşim geldi. İstanbul’a gidip dilekçe verdi, ’ben kocamı seviyorum, ayrılmak istemiyorum’ dedi ve mahkeme düştü. Altın almıştık, iki tane altın vardı. Altın alınca kart eşimin cebinde kalmış. Kartı da almış, cebimde 60 bin TL para vardı, 30 bin TL’sini de almış. Karttan para çekilmiyor, o yüzden kartla altın almış. Kartın 40 bin TL limiti vardı, hepsiyle altın almışlar. Evde de iki tane Cumhuriyet altını vardı, onları da almış" şeklinde konuştu. Şu an eşinden haber alamadığını belirten Demirel, "Eşimin telefonunu arıyorum, ’numara kullanılmıyor’ diyor. Ben, eşimin geri gelmesini istiyorum, çocuklarımın yanına gelmesini istiyorum. Eşimin bende çok emeği var, bu evi eşim ile birlikte satın aldık. Ben kanser tedavisi gördüm, eşim 3 yıl bana baktı, bir kez ’niye böyle yapıyorsun’ demedi. Benim eşim evini, köyünü bırakacak birisi değildi. Eşim kendisi çıkıp evden gitti ama F.K.’nin eşime büyü yaptırdığını düşünüyorum. Çünkü evden muska çıktı, muskanın içinde de F.K.’nin saçı çıktı. Biz bunu bir hocaya okutturamadık" ifadelerini kullandı.