GÜNDEM - 03 Ocak 2022 Pazartesi 19:34

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine sonrası önemli açıklamalar

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine sonrası önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son 12 aydaki çalışan sayısını koruyup, meslek lisesi veya üniversite mezunu gencimizi en az 12 ay boyunca istihdam etme taahhüdünde bulunan işletmelere 100 bin lira destek veriyoruz. Kadın istihdamında bu rakam 110 bin lirayı buluyor. Mikro işletmeler 2 ve küçük işletmelerde 5 personele kadar uygulanacak bu destek rakamı, faizsiz olarak 2 yıl sonra 24 ayda geri ödenecek" dedi.

 2 yıla damgasını vuran korona virüs salgınının ve onun tetiklediği küresel ekonomik sorunların bir müddet daha herkesle birlikte ülkemizi de olumsuz etkilemeyi sürdüreceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Sağlık hizmetlerinden maskeye, sağlık malzemelerinden aşıya kadar pek çok alanda salgının ortaya çıkardığı adaletsizlikler büyük ve güçlü Türkiye hedefimize bir an önce ulaşmamızın önemini açıkça göstermiştir. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizin kalkınma altyapısında sağladığı ilerleme sayesinde Türkiye'yi küresel sağlık ve ekonomik krizinden olumlu yönde ayrıştırmayı artık her ne kadar birileri bir kısmı yalan bir kısmı yanlış haberler üzerinden milletimizin moralini bozmaya çalışsa da, dünyayı izleyen herkes bu sıkıntılı tabloda Türkiye'nin durduğu yeri takdirle karşılıyor” dedi.

“Geçtiğimiz yıl ulaştığımız 225 milyar 368 milyon dolarlık ihracatla Cumhuriyet tarihinde ilk defa küresel ihracattan aldığımız payı yüzde birini üzerine taşıdık”

Bugün açıklanan 2021 yılı ihracat rakamlarına yönelik konuşan Erdoğan, “Salgının ekonomiler üzerindeki baskısını arttığı geçtiğimiz yıl Türkiye ihracatın lokomotifi olduğunu hızlı büyüme eğilimini sürdürmüştür Bu dönemde imalat Sanayi'nde kapasite kullanım oranımız yüzde 80’e dayanırken istihdamda yıllık 2 milyonu bulan bir artış sağladık. Küresel mal ticaretinin yüzde 10 arttığı geçtiğimiz yıl Biz ihracatımızı yüzde 33 yükseltmeyi başararak bu alanda da farkımızı ortaya koyduk. Türkiye olarak geçtiğimiz yıl ulaştığımız 225 milyar 368 milyon dolarlık ihracatla Cumhuriyet tarihinde ilk defa küresel ihracattan aldığımız payı yüzde birini üzerine taşıdık “ diye konuştu.

“225 milyar 368 milyon dolarlık 2021 ihracatımızın ülkemize milletimize sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum”

Geçmişle mukayeseli olarak bakıldığında ise 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatın 6 kattan fazla arttığını, aynı şekilde 20 yıl önce 88 milyar doları bulmayan dış ticaret hacminin 500 milyar dolar sınırına dayandığını belirten Erdoğan, ”Geçtiğimiz yıl itibariyle dış ticaret açığımız 46 milyar dolara gerilerken ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 83'ün üzerine çıktı. Bu oranın 2000'lerin başında yüzde 51 olduğunu özellikle hatırlatmak istiyorum. Dış ticaretimizde milli paramızı kullanım seviyemizin 183 milyar liraya ulaşmış olması da bir diğer önemli gelişmedir. Ayrıntılarını bugün yaptığımız basın toplantısında verdiğimiz 225 milyar 368 milyon dolarlık 2021 ihracatımızın ülkemize milletimize sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum. Bu ihracat rakamına özellikle ulaşılmasında emeği geçen tüm kurumlarımızı, iş dünyamızı, çalışanlarımızı ayrı ayrı tebrik ediyorum. Girdiğimiz yeni yılda ihracatımızı çok daha ileri seviyelere çıkarmak için gündemimizde pek çok program, plan, proje var. İnşallah hepsini de kararlılıkla hayata geçirerek önümüzdeki yıl bu vakitler milletimize çok daha büyük müjdeler verebilmeyi ümit ediyoruz. Dış ticaret fazlası veren Türkiye hedefimizde giderek daha çok yaklaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Geçtiğimiz yılı güzel haberlerle kapattığımız bir diğer sektörde turizmdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
“Salgının turizm sektöründe yol açtığı sorunları ortadan kaldırmak için aldığımız tedbirlerin, verdiğimiz teşvik ve desteklerin karşılığını özellikle gördüğümüz bir sezonu geride bıraktık. Bu sektörde 2021 29 milyon turist sayısı ve 24 milyar doları aşan bir turizm geliri ile kapattık. Bir başka ifadeyle turizmde önceki yıla göre ziyaretçi sayısında yüzde 83'lük gelirde yüzde100’lük bir artış sağladık. Devlet ve özel sektörün yakın işbirliği ile gerçekleştirdiğimiz büyük atılım sayesinde sadece kayıtlarımızın önemli bir kısmını telafi etmekle kalmadık, Akdeniz havzasındaki rakiplerimizi de geride bıraktık. Artık hedefimiz salgın öncesi ziyaretçi sayısına ulaşmanın ötesinde çok daha yüksek bir gelir seviyesine çıkmaktır. İnşallah 2022 yılı bu hedefe biraz daha yaklaştığımız, verimli, bereketli, kazançlı bir sezon olacaktır. Sahiplerinden çalışanlarına kadar turizm sektörümüzün tüm mensuplarına ülkemize kazandırdıkları bu başarı için şahsım milletim adına teşekkür ediyorum.”

“Kadın istihdamında bu rakam 110 bin lirayı buluyor”

“KOSGEB destekleri ile ilgili bir müjdemizi de sizlerle paylaşmak istiyorum” diyen Erdoğan, “Bilindiği gibi nisan ayında mikro ve küçük işletmelere yönelik bir hızlı destek programı başlatmıştık. Bu programın kapsamını yeni mezun gençlerimizin istihdamını teşvik edecek şekilde genişletiyoruz. Son 12 aydaki çalışan sayısını koruyup, meslek lisesi veya üniversite mezunu gencimizi en az 12 ay boyunca istihdam etme taahhüdünde bulunan işletmelere 100 bin lira destek veriyoruz. Kadın istihdamında bu rakam 110 bin lirayı buluyor. Mikro işletmeler 2 ve küçük işletmelerde 5 personele kadar uygulanacak bu destek rakamı faizsiz olarak 2 yıl sonra 24 ayda geri ödenecek . Amacımız bu programda 75b in yeni meslek lisesi veya üniversite mezunu gencimizi istihdama dahil etmektir. İşletmelerimizi başvuruları bugün açılan bu programa katılmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“2021’de büyümede çift haneli rakamları yakalayacağımıza inanıyoruz”

Türkiye’nin 2021 yılında ekonomide, yatırım, istihdam, üretim cari denge odaklı bir büyüme yaşadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Dünya ticaret hacminin yüzde 5,3 küçüldüğü 2020 yılını biz yüzde 1,8 büyüme ile kapatmıştık. Küresel ticaretin yeniden hareketlenmeye başladığı 2021’de büyümede çift haneli rakamları yakalayacağımıza inanıyoruz. Geçtiğimiz yılın ilk çeyreğinde 7, 4’lük ikinci çeyreğinde yüzde 22’liki üçüncü çeyreğindeki yüzde 7, 4’lük büyüme bunun işaretini veriyor” dedi.

“Tedbir paketiyle piyasaların önemli ölçüde yeniden dengeye gelmesini sağladık”

“Salgın döneminde G20 içinde en hızlı toparlanan ve büyüyen ülkelerin başında geliyoruz” diyen Erdoğan, “Küresel ticaret dengelerinin yeniden oluştuğu bir dönemde Türkiye’nin sergilediği bu performans bizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimize adım adım yaklaştırıyor. Elbette bu süreçte karşı karşıya kaldığımız sıkıntılar, ödediğimiz bedeller var. Bunlardan biri döviz kurunda yaşanan ve esasen ülkemiz ekonomisinin gerçekleriyle uyumlu olmayan dengesiz dalgalanmadır. Kurdaki yükselişi bir seviyeye kadar ekonomik işleyişe ve ülkemizin ihracattaki hedeflerine uygun olduğu için sorun etmiyorduk ama bir yerden sonra iş serbest piyasa ekonomisi kurallarının dışına çıkarak arkasında kötü niyetlerin belirdiği farklı bir görünüme büründü. Yurt dışından ve ülkemiz içinden kimi siyasetçiler, medya kuruluşları, akademisyenler, piyasaları paniğe sürükleyerek, dövize yönelişi artıracak senkronize bir kampanya başlattılar. Hatırlarsanız bundan 3- 4 yıl önce yurt dışı kaynaklı benzer saldırılara, benzer tuzaklara maruz kalmıştık. Aldığımız tedbirler ve geliştirdiğimiz mekanizmalar sayesinde yurt dışından Türk ekonomisine yönelik serbest piyasa kurallarına uygun olmayan sinsi saldırıların önünü büyük ölçüde kesmiştik. Son kampanyada ise daha çok yurt dışındaki yatırımcıları panikleterek aynı amaca varılmak istenmiştir. Dalgalanmanın kendi tabii seyri içinde durulmadığını görünce 20 Aralık’ta kamuoyuna açıkladığımız tedbir paketiyle piyasaların önemli ölçüde yeniden dengeye gelmesini sağladık” dedi.

“Kur korumalı Türk lirası mevduatına kısa sürede 78 milyar liralık bir geçişin yaşanması, vatandaşlarımızın ekonomi programımıza olan güveninin işaretidir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Ekonominin kendi tabi seyri dışında niyetlerle dışardan yapılabilecek saldırılara karşı oluşturduğumuz mekanizmaların bir benzerini içeride de kurmuş olduk. Parasının değerini korumak isteyen vatandaşlarımız, özellikle önünü görme ihtiyacı duyan iş dünyamıza sunduğumuz alternatiflerin piyasalar tarafından da benimsendiğini memnuniyetle gördük. Kur korumalı Türk lirası mevduatına kısa sürede 78 milyar liralık bir geçişin yaşanması, vatandaşlarımızın ekonomi programımıza olan güveninin işaretidir. Katılım finans kuruluşlarını da sisteme dahil ederek bu uygulamayı genişletiyoruz. Ülkemiz ekonomisinin istikrar ve güven iklimi içinde büyümesine katkı sağlayacak bu yaklaşımı yeni araçlar ve yöntemlerle 2022’de daha da güçlendireceğiz. Açıkladığımız tedbir paketinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin getirdiği imkanlarla bizim ve ya ilgili kurumlarımız tarafından hayata geçirilebilecek olanların tamamını uygulamaya soktuk. Bu çerçevede merkez Bankası, döviz tevdiat ve altın hesaplarından Türk Lirası Mevduata dönüşüm desteklenmesine ilişkin tebliğlerinin yayınlandı” diye konuştu

“Talep edenler, bankalarda altın hesaplarında tuttukları birikimleri fiziki altın olarak da alabilecek”

Döviz ve altın cinsi hesaplardan vadeli Tük lirası hesaplara dönüşen tutarların zorunlu karşılıktan muaf tutulurken stopaj oranının da sıfırlandığını ifade eden Erdoğan, ”İhracatçı ve ithalatçı firmalara Türk lirası vadeli döviz satım ihalesine başlandı. Bu satışlarda temettü gelirlerine uygulanan stopaj oranı yüzde 15’ten yüzde 10’a indirildi. Yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması çalışmaları kapsamında hurda altın derlemesinde kullanılacak asgari rakamında değişiklik yapıldı. Vatandaşlarımızın altınlarını bankaları darphane ve kuyumcular vasıtasıyla sisteme dahil etmelerine imkan sağlanıyor. Talep edenler, bankalarda altın hesaplarında tuttukları birikimleri fiziki altın olarak da alabilecek. Bankalar nezdinde darphane altın ürünleri bazında açılan hesaplar da fiziki altın olarak istenebilecek. Kredi garanti fonunun daha aktif ve daha kapsayıcı şekilde çalıştırılmasıyla ilgili protokol yakında hayata geçiyor. Kanuni düzenleme gerektiren hususlarla ilgili çalışmalarımızı tamamladık. Bu çerçevede, Türk Lirası için; hazine desteğine, ihracat ve, imalat sanayi şirketleri için kurumlar vergisinde bir puanlık indirim yapılmasına, bireysel emeklilik sistemindeki devlet katkısını yüzde 25’ten yüzde 30’a çıkartılmasına, yatırım fonlarından elde edilen kar paylarına istisna uygulanmasına, gelire endeksli senetlerin ihracına, tüm bunlara ilişkin hazırlanan kanun değişikliği düzenlemeleri yarın meclisin takdirine sunuluyor” açıklamasında bulundu.

“Verdiğimiz her sözü getirmeye devam edeceğiz”

Türkiye’de ve dünyada hammadde temininde tedarik zincirlerindeki aksaklıklar ve girdi fiyatlarındaki beklenmedik artışlar sebebiyle hazırlanan fiyat farkı çalışmasının da meclisin takdirine sunulma aşamasında olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bugüne kadar milletimize ne söz verdiysek yaptık. Bundan sonra da verdiğimiz her sözü getirmeye devam edeceğiz. Geçtiğimiz yıl hepimizin canını yakan bir diğer sıkıntımız yüksek enflasyon ve onun ötesinde bir vakayı ifade eden fahiş fiyat artışlardır. Ülkemizdeki fiyat artışlarının iki sebebi vardır. Birincisi salgın döneminde küresel emtia fiyatlarında görülen fevkalade yükselmedir. Öyle ki salgın döneminde dünyada petrol fiyatları neredeyse iki katına, kömür fiyatları 3 ila 5 katına doğalgaz fiyatları 6 ile 10 katına çıkarken metal ve mineral fiyatları yüzde 50 tarım ürünleri fiyatları yüzde 25 arttı. Enerji fiyatlarındaki aşırı yükseliş sebebiyle pek çok ülke elektrik tariflerini ortalama üç kat artırmak mecburiyetinde kaldı. Biz ise her konuda olduğu gibi enerji fiyatları hususunda da vatandaşımızı koruyacak bir yol izledik. Geçtiğimiz yıl elektriği yarı fiyatının bile altına, doğalgazı 5’te biri fiyatına vatandaşlarımıza sunarken akaryakıt fiyatlarında da eşe mobil sistemiyle oldukça düşük satış fiyatları sağladık. 2021 yılında vatandaşlarımız lehine doğal gazda 80 milyar, elektrikte 20 milyar, akaryakıtta 65 milyar liralık kamu adına fedakarlık yaptık. Bir başka ifadeyle vatandaşlarımızın cebinden doğalgaz faturası, elektrik faturası, benzin, mazot faturası olarak çıkacak 165 milyar lirayı kamu kaynaklarından karşıladık. Yeni yıl itibari ile yürürlüğe giren tarifelere rağmen kamunun vatandaşlarımıza desteği sürmektedir. Mesela hane halkının kullandığı doğalgaz ve hane halkını kapsayan elektrik faturalarında tarifeler vatandaşlarımız lehine düzenlenmiştir. Ülkemizde 2002 yılında 150 kilowatt elektrik be 125 metreküp doğalgaz kullanımı karşılığında bir vatandaşımızın ödediği fatura asgari ücretin yüzde 47’sini oluşturuyordu. Şimdi aynı miktardaki elektrik ve doğalgaz kullanımı için yeni tarife ile ödenen tutar asgari ücretin yüzde 13’ü seviyesindedir. Görüldüğü gibi vatandaşımızı fiyat artışlarına ezdirmeme sözümüzü burada da yerine getirmiş oluyoruz” dedi.

“Kömür yardımlarının, doğalgaz faturası desteği olarak da verilebileceğinin haberini paylaşmak istiyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaşlarımıza yapılan kömür yardımlarının yeni yılla birlikte altını çiziyorum. Kömür yardımlarının, yeni yılla birlikte 'doğalgaz faturası desteği' olarak da verilebileceğinin haberini paylaşmak istiyorum. Akaryakıtta ise eşel mobil sisteminden normal tarifeye dönüldüğü için petrol fiyatlarındaki ve döviz kurundaki değişime bağlı olarak belirlenen otomatik tarife yürürlüğe girmiştir. Buna rağmen vatandaşlarımız akaryakıta diğer ülkelerdeki fiyat artışlarına nispeten daha hesaplı bir tarife ile erişebilmektedir. Düşme eğiliminde olan petrol fiyatları ve istikrar kazanmaya başlayan kur dikkate alındığında petrol fiyatları üzerindeki baskının yakında tersine dönmesi beklenebilir. Diğer yandan dünya piyasalarında ülkemizde de çok tartışılan bitkisel yağ fiyatlarındaki artış yüzde 70’i, şeker fiyatlarındaki artış yüzde 50’yi, tahıllardaki artış yüzde 32‘yi bulmuştur. Market raflarındaki artışın bir kısmının kaynağı bu küresel fiyatlandırmalardandır. Ancak bazı ürünlerdeki artışların ne küresel emtia ve enerji fiyatları ile ne kurdaki dalgalanma ile izah edilemeyecek derece fahiş olduğunu görüyoruz. Bu konunun takipçisi olmaları ve gereken işlemleri yapmaları için ilgili tüm kurumlarımıza talimatlarımızı verdik. Aynı kapsamda stokçuluk yapılacaklara uygulanacak cezaları artıran bir kanun değişikliği meclisimizin gündeminde bulunuyor. Tüm bunlara rağmen dünya ekonomisi ile entegre piyasaya sahip bir ülke olarak fiyat artışlarından ister istemez biz de etkileniyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Kutsal topraklara gideceklere seminer DÜZCE (İHA) – Düzce Müftülüğü tarafından kutsal topraklara gidecek olanlar içih Umre hazırlık kursu eğitim seminerleri düzenlendi. Diyanet İşleri Başkanlığı Umre Organizasyonu aracılığıyla umre vazifesi için Düzce’den kutsal topraklara gidecek olan 32 umreci "Umre Hazırlık Kursu Eğitim Seminerleri" ile bilgilendirildi. İl Müftülüğü Konferans Salonunda Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan seminerde umre ibadetinin önemine değinen Müftü Osman Aydın; "Bu yolculuk cennete gitme yolculuğudur. Bu yolculukta önemli olan ise eğitim seminerleridir. Bizler de bu eğitim seminerlerini düzenleyerek bu yolculuğu sizler için kolaylaştırma gayretindeyiz. Sizler Rahman’ın misafirleri olmaya gidiyorsunuz. Çıktığınız bu yolculukta dilinizden duanızı ve zikrinizi eksik etmeyin. Bu yolda gerekli olan samimiyet, ibadet niyeti ve rıza-ı ilahinden asla taviz vermeyin. Umre ibadeti için gittiğiniz kutsal topraklarda bol bol tövbe edin, dua edin, Kur’an-ı Kerim tilavet edip nafile namazlarla vaktinizi dolu dolu geçirin. Duaların kabul edildiği topraklarda Filistin’e Arakan’a ve tüm İslam coğrafyasına dua etmenizi istiyorum" ifadelerini kullandı. Seminer İl Müftü Yardımcısı Hasan İzmirli’nin ‘’Umrenin Hikmet ve Sembollerin Anlamı’’ ve ‘’Umrede Bir Arada Yaşama Bilinci ve Yolculukta Önemli Hususlar’’, Şube Müdürü Cengiz Akça’nın "Mekke ve Medine Ziyaret Yerleri", "Umrede Çevre Bilinci" ve "Temel Sağlık Bilgileri" dersleriyle devam etti. İl Vaizesi Betül Aydın’ın "Kadınlara Özgü Konular" dersi ile seminer sona erdi.
Hatay Kavurucu sıcakta pamuk tarlasında 650 TL yevmiyeye zorlu mesai Hatay’da termometrelerin 40 dereceye aşmasıyla birlikte pamuk tarlasında çapa yapan tarım işçileri 650 TL yevmiyeyle zorlu şartlarda çalışmalarını sürdürüyorlar. , Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte Hatay’da termometreler 40 dereceyi aştı. Kavurucu sıcak en çok tarım arazilerinde zorlu şartlarda çalışan tarım işçilerini etkiliyor. Reyhanlı ilçesi Beşaslan Mahallesi’nde bulunan 150 dönümlük pamuk tarlasında yabani otları temizleyen tarım işçileri, 650 TL yevmiyeyle zorlu mesaiyi sürdürüyorlar. Kavurucu sıcaklılara rağmen zorlu şartlarda mesai yapan tarım işçileri, sıcaklığın yüksek olduğu günlerde yarım gün mesai yaparak çalışıyorlar. "Ziraat Odası’nın kestiği yevmiye 725 TL’nin 75 TL’sini çavuş alıyor ve işçinin eline kalan temiz para 650 TL’dir" Tarlada çalışan tarım işçilerinin yevmiyelerinin 650 TL’ye geldiğini söyleyen Süleyman Dolgun, "Burası 150 dönüm pamuk tarlası, şu an biz pamuk tarlasında kazma işi yapıyoruz. Pamuk tarlasında istenmeyen otları alıyoruz. Gördüğünüz gibi 40 derece ve 38 derece sıcaklıkta çalışıyoruz. Biz Ziraat Odası’nın kestiği fiyat üzerinden yevmiye alıyoruz. Ziraat Odası’nın kestiği yevmiye 725 TL’nin 75 TL’sini çavuş alıyor. İşçinin eline kalan temiz para 650 TL’dir. Geçen bir çavuşlar arasında herhalde bir anlaşmazlık oldu. Kesinlikle ne 800 TL ne de 1000 TL alıyoruz. Aldığımız yevmiye 650 TL’dir" dedi. "Sıcaklık 44 dereceyi gördüğümüz günlerde bazen mecburen yarım yevmiye çalışıyoruz, işçiler sıcağı sevmiyor" Sıcak havalarda açık alandaki tarım arazisinde çalışmanın zor olduğunu söyleyen çavuş Süleyman Dolgun, "Sıcak ama biz de bunun için sabah 04.00’te işçileri toplamaya başlıyoruz. Tarlaya yetişene kadar 5’te iş başı yapıyoruz. Öğlen yemeğine oturmuyoruz. Hava sıcak olduğu için saat 12.30’ta paydos yapıyoruz. Sıcağı kalmamak için. Yabani otlar olursa pamuk yetişmez, pamuğun geliştiğini varsayalım, B bu otların yüzünden yani hasat yapılmaz. Bu otları bırakırsak pamuktan daha yüksek olur ve verimi düşer. Hayat şartları biraz zor ve yevmiyeler de aslında yetersiz. Şimdi doğruyu konuşmak lazım ama bir yandan çiftçiyi de düşünmek lazım. Yine de mecbur çalışıyoruz yani ne yapalım. Ben 5 yıldır bu işi yapıyorum, Sıcaklıklara alıştım. İşçi de alıştı. Bazen işte böyle hava çok sıcak oluyor. Mesela 42 derece veya 44 dereceyi gördük. Sıcaklık 44 dereceyi gördüğümüz günler mesela bazen mecburen yarım yevmiye çalışıyoruz. İşçiler sıcağı sevmiyor, genelde ağaç işlerini tercih ediyor ama sürekli ağaç işi de olmaz" ifadelerini kullandı.
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten "Piyasa fiyatlama hesabını Merkez’in enflasyon tahmin aralığında yapmalı" vurgusu İTO Başkanı Şekib Avdagiç, "Enflasyonda gelinen noktayı memnuniyet verici kabul ediyoruz. Ama teyakkuzda olmayı da ihmal etmememiz gerektiğini düşünüyoruz. Aylık enflasyonun alt bileşenlerine baktığımızda, enflasyonun yıl sonunda yüzde 30’un altına inerek Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalacağına inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın temmuz ayı Meclis toplantısında iş dünyasının gündemine ilişkin görüşlerini açıkladı. Avdagiç, enflasyonla mücadele ve finansal istikrarın tesisi amacıyla uygulanan ekonomi politikalarında, 2 yılın geride bırakıldığını hatırlattı. Avdagiç, "Bu 2 yıl içeride ve dışarıda olağanüstü gelişmeler eşliğinde geçti. Tüm bu küresel ve bölgesel sıkıntılara rağmen enflasyonda belirgin ve hedeflenen bir iyileşme devam ediyor" yorumunu yaptı. "Enflasyonda gelinen noktayı memnuniyet verici kabul ediyoruz" Avdagiç, enflasyonda gelinen noktayı memnuniyet verici kabul ettiklerini, TÜİK Tüketici Fiyatları Endeksi’nin (TÜFE) Haziran’da yüzde 1,37 artarken, yıllık TÜFE’nin yüzde 35,05 ile 3,5 yılın en düşük seviyesine gerilediğini söyledi. Avdagiç, "Ama teyakkuzda olmayı da ihmal etmememiz gerektiğini düşünüyoruz. Aylık enflasyonun alt bileşenlerine baktığımızda, enflasyonun yıl sonunda yüzde 30’un altına inerek Merkez Bankası’nın tahmin aralığında kalacağına inanıyoruz. Piyasa aktörleri ile mal ve hizmet üreticilerinin de fiyatlama davranışlarını ve hesaplamalarını bu seviyeleri dikkate alarak yapmalarında büyük yarar bulunuyor" değerlendirmesinde bulundu. Enflasyonun kalıcı olarak tek haneli rakamlara çekilmesini önemsediklerini vurgulayan Şekib Avdagiç, böylece hem üretici hem tüketici kesiminde büyük bir rahatlama meydana geleceğini ve finansal istikrarın yeniden tesisi yolunda önemli bir sonuç oluşturacağını vurguladı. Avdagiç, fiyat istikrarının, kalıcı refahın olmazsa olmaz koşulu olduğu gerçeğinden hareketle, tüm kesimlerin bu sürece daha güçlü şekilde destek vermesinin önemine dikkat çekti. "Temmuz ayı ile birlikte Türkiye ekonomisinde yeniden bir dengelenme sürecine girilmesini öngörüyoruz" İTO Başkanı Avdagiç, temmuz ayı ile birlikte Türkiye ekonomisinde yeniden bir dengelenme sürecine girilmesini öngördüklerini belirtti. Avdagiç, "Açıkçası, ekonomik aktivitede yeniden olumlu bir sürece girilecek olmasını heyecanla bekliyoruz. Faizde indirim döngüsüne girilmesi, reel kesimin ve özellikle KOBİ’lerin 2 yıldan bu yana yaşadığı finansmana erişim sorununun hafifletilmesi ve üretim-istihdam-ihracat sacayağında yeniden ivmelenmenin kapısını da aralayacaktır" değerlendirmesini yaptı. "Doların rezerv para tahtı sorgulanıyor" Uluslararası piyasalara değinen Avdagiç, doların rezerv para tahtının sorgulandığını söyledi. ABD’nin yakın müttefiki Suudi Arabistan’ın bile petrolünü fiyatlandırma modeline Yuan cinsinden vadeli işlem sözleşmeleri eklemeyi düşündüğünü hatırlatan Şekib Avdagiç, "Doların rezerv para tahtı sallanıyor mu? Dünyanın hâlâ birincil rezerv para birimi ve uluslararası ödeme aracı niteliğini sürdürmesine karşın, son dönemde ortaya çıkan jeopolitik ve jeostratejik değişimler nedeniyle ABD dolarının hegemonyası artık açıktan sorgulanıyor. Dolarizasyondan kurtulma, yatırımcılar, şirketler ve ülkeler arasında giderek daha fazla öne çıkan bir tartışma konusu haline gelmiş durumda" ifadelerini kullandı. Avdagiç, doların rezerv para niteliğinin aşınmasının kimi potansiyel fırsatlara da kapı aralayabileceğini, gelişmekte olan ülkelerin kendi para birimlerini veya bölgesel çözümleri kullanmasının bu ülkelerin ABD politikalarına bağımlılığını azaltabileceğini, ayrıca finansman koşullarında da avantaj sağlayabileceğini vurguladı.