POLİTİKA - 27 Mayıs 2025 Salı 16:29 | Son Güncelleme : 27 Mayıs 2025 Salı 17:58

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni anayasa için 10 hukukçu arkadaşımızı görevlendirdik"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yeni anayasa için 10 hukukçu arkadaşımızı görevlendirdik"

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yeni anayasayı evrensel ölçüleri yansıtan eksiksiz bir hürriyetler listesi olarak aziz milletimizin ve demokrasimizin envanterine katmakta kararlıyız" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. 27 Mayıs darbesinin bugün 65. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Mayıs darbesinin Türkiye'de daha sonra neredeyse 10 yılda bir tekrarlanan darbeler zincirinin ilk halkası olma yanında Adnan Menderes'i, Hasan Polatkan Fatin Rüştü Zorlu'yu idam sehpasına götüren sürecin de başlangıcı olduğunu, darbenin üzerinden 65 seneye rağmen milletin kalbinde halen kanayan yara olduğunu ifade etti. 27 Mayıs'ın bir diğer özelliği demokrasi ve kalkınma atılımlarının kesintiye uğratılması olduğunu bildiren Erdoğan, "Demokrat partinin iktidara gelmesiyle milletin tek parti döneminde maruz kaldığı zulüm ve sefalet önemli ölçüde sona ermiş sosyal adalet ve siyasi eşitliğin sağlanmasına yönelik ciddi adımlar atılmıştır. Türkiye ezan eziyetine son veren Anadolu'nun dört bir yanına yollar, barajlar inşa eden imam hatip okullarını ve Kur'an kurslarını açan tarihimize kültürümüze, medeniyetimize dönük faşizan uygulamaları rafa kaldıran Adnan Menderes ve arkadaşlarıdır. Yıllardan beri Türk milletini hor ve hakir gören mütekallibe Menderes hükümetleriyle birlikte milletin evlatlarının ayağına ayakkabı giymesini temel hak ve özgürlüklerden istifade etmesini içine sindirememiştir. Mütekallibenin siyasetteki temsilcisi ise tıpkı bugün olduğu gibi geçmişte de CHP'den başkası değildir. 27 Mayıs'a giden yolun taşlarını döşeyen dönemin CHP liderliğidir. Sokakları karıştırarak üniversite gençliğini kışkırtarak toplumsal gerilimi tırmandırarak ülkemizi darbe atmosferine sokan yine CHP'dir. Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır diyerek darbeden yalnızca bir ay önce müdahaleye davetiye çıkaran dönemin CHP genel başkanıdır" diye konuştu.
27 Mayıs'ta sadece Menderes hükümetine değil aynı zamanda milletin takdirine tercihine ve umutlarına darbe vurulduğunu aktaran Erdoğan, "Asıl darbe yeter söz milletindir ifadesinde anlamını bulan ruha iradeye cesarete indirilmiştir. 27 Mayıs'ta başlayan ve Yassıada tiyatrosuyla devam eden neticede de merhum Menderes ve arkadaşlarının idamıyla sonuçlanan süreçte aslında siyasetçilere ve millete şu mesaj verilmek istenmiştir. Çizgiyi açmayın. Haddinizi bilin. Yoksa sizin de akıbetiniz dar ağacında sallanmak olur. 27 Mayıs'ın esas mesajı işte budur. Şahsımız dahi vesayete karşı direnen tüm aktörlerin siyasi hayatlarının bir devresinde Menderes'in akıbetiyle uyarılması asla tesadüf değildir. Bunun da en büyük sebebi siyasetin mütegallibe yerine sadece millet için millete hizmet için halkın rızasını kazanmak için yapılıyor olmasıdır. Bu rahatsızlıklarını ellerine geçirdikleri her fırsatta gösterdiler. 12 Mart Muhtırası 12 Eylül darbesi bin yıl sürecek denilen 28 Şubat postmodern müdahalesi karşısında dik durarak yırtıp attığımız 27 Nisan bildirisi. Sokak terörü üzerinden yapılmak istenen gezi kalkışması. 17-25 Aralık emniyet yargı darbe teşebbüsü. Son olarak 2 bin 53 vatan evladını şehit verdiğimiz 15 Temmuz ihaneti. Bunlar ve daha nicesi aynı zihniyetin farklı tezahürleriydi. Devir ve aktörler değilse de milleti mümeyiz ve muteber görmeyen kibirli anlayış hiç değişmedi. Neredeyse her on yılda bir tekerrür eden bu fasit daireye 15 Temmuz gecesi milletimizin desteği ve direnişiyle hamdolsun biz son verdik. 27 Mayıs 1960 darbesiyle açılan parantezi 15 Temmuz gecesi yazılan milli irade destanıyla bir daha açılmamak üzere biz kapattık. O gece sadece demokrasimiz sadece istiklal ve istikbalimiz kurtulmadı. O gece aynı zamanda Menderes ve arkadaşlarının ruhu da şad oldu. Bugün bir kez daha demokrasimize yönelik karanlık müdahalenin altmış beşinci yıl dönümünde Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatih'in rüştü zorluyu rahmetle minnetle kemali edeple iade ediyoruz. Allah onlardan razı olsun. Mekanları cennet olsun diyoruz" ifadelerini kullandı.

"Darbe anayasası utancından da bu milleti mutlaka kurtaracağız"

Darbe anayasası utancından da bu milleti mutlaka kurtaracaklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nasıl 15 Temmuz direnişiyle darbecilere meydanları dar ettiysek nasıl Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle milli iradenin egemenliğini perçinlediysek nasıl sandığın üzerindeki bütün vesayet gölgelerini ortadan kaldırdıysak inşallah darbe anayasası utancından da bu milleti mutlaka kurtaracağız. Yapılan değişikliklerle ayıplarından geniş ölçüde arındırılan 82 anayasası maalesef hala darbe döneminin tortularını taşıyor. Yeni ve sivil bir anayasa bu tortulardan ebeden temizlenme üstümüzdeki ölü toprağını tamamen atma imkanını bizlere sunacaktır. Türk siyasetinin rüştünü ispat etmesine de vesile olacak yeni anayasayı evrensel ölçüleri yansıtan eksiksiz bir hürriyetler listesi olarak aziz milletimizin ve demokrasimizin envanterine katmakta kararlıyız. Dün itibariyle 10 hukukçu arkadaşımı görevlendirdim ve şimdi bu hukukçu arkadaşlarımız çalışmaya başlayacaklar. Bu çalışmayla birlikte de inşallah yeni anayasa hazırlık çalışmalarını yürüteceğiz. Biz 23 yıl boyunca demokrasimizi yeni sivil ve özgürlükçü anayasayla taşlandırma konusundaki hüsnü niyetimizi defalarca gösterdik. Ancak her seferinde muhalefetin uzlaşmaz tavrıyla muhatap olduk. Cumhur İttifakı olarak inşallah bu defa meclisteki diğer siyasi partilerin de katkılarıyla ortak bir zeminde buluşabilmeyi ümit ediyoruz" açıklamalarında bulundu.

"Örgütün aldığı fesih ve silah bırakma kararıyla yeni bir safhaya geçilmiş oldu"

Türkiye'nin adeta kangren olmuş sorunlarına çözüm üretme mücadelelerin kararlılıkla devam ettiğini söyleyen Erdoğan, "86 milyonun tamamının huzuru güvenliği ve sosyal barışı adına önemli adımlar atıyoruz. İç cepheyi güçlendirme çağrımızla başlayan Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi'nin saygıdeğer genel başkanı Devlet Bahçeli'nin tarihi ve cesur çıkışıyla olgunlaşan terörsüz Türkiye çalışmalarında hamdolsun kritik bir eşiği daha suhuletle açtık. Örgütün aldığı fesih ve silah bırakma kararıyla yeni bir safhaya geçilmiş oldu. Türkiye'yi yaklaşık yarım asırdır mücadele ettiği nice vatan evladının hayatına mal olan büyük bir beladan kurtarmanın arifesindeyiz. Şurası bir gerçek ki her yeni aşamayla birlikte hem ümitlerimiz hem de yükümüz artmaktadır. Önceliklere nazaran daha hassas daha narin provokasyona daha açık bu aşamanın da inşallah kazasız belasız tamamlanacağına inanıyoruz. Sürecin başarısına dair güçlü irademizi her fırsatta vurguluyoruz" ifadelerini kullandı.

"Cumhur İttifakı'nın iki güçlü ve tecrübeli lideri olarak Sayın Bahçeli'yle ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz"

İlk günden beri yapıcı olmaya tüm tarafları yüreklendirmeye 86 milyonun tamamına güven veren bir dil kullanmaya özen gösterdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "DEM Parti başta üzere diğer siyasi partilerin de bu konuda oldukça sorumlu bir üslup benimsediğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Bu yapıcı siyaset tarzını son derece kıymetli buluyoruz. Cumhur İttifakı terörü bitireceğine terör hiç bitmesin diyen muhterisleri zaten muhatap almıyoruz. Bunların 110 sene önce ‘Edirne'ye Enver gireceğine düşman girsin' diyenlerden zihniyet olarak hiçbir farkı yoktur. Bunların sayıları belki az ama etrafa yaydıkları cüruf rahatsız edicidir. Milletin açısından ikbal devşirmeye çalışanlar unutmayın yine kaybedecektir. Cumhur İttifakı'nın iki güçlü ve tecrübeli lideri olarak Sayın Bahçeli'yle ne yaptığımızı gayet iyi biliyoruz. Terörsüz Türkiye hedefine ulaşıldığında ülkemizin özellikle ekonomi, özgürlükler ve diplomasi alanlarında büyük bir şahlanış yaşayacağını çok net görebiliyoruz. Güvenlik birimlerimiz başta olmak üzere devletimizin tüm kurumları tüm kadroları aynı şekilde ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar" şeklinde konuştu.

"Terörsüz Türkiye menziline vardığımızda sadece bir zümre veya kesim değil inşallah 86 milyonun tamamı kazanacak"

Terörsüz Türkiye menziline vardıklarında sadece bir zümre veya kesim değil, 86 milyonun tamamını kazanacağının altını çizen Erdoğan, "Şehit yakınlarımız ve gazilerimizle birlikte vatan uğruna bedel ödeyen herkes kazanacak. Terör duvarı yıkılınca inşallah kardeşliğimiz daha da güçlenecek. Sivil siyasetin tepesinde 40 yıldır sallanan silah baskısı ortadan kalkınca demokrasimizin sorun çözme kapasitesi daha da genişleyecek. Türkiye'nin ufku aydınlanacak, yola açılacak. Tüm negatif söylemlere, şiamet tellallarına güvensizlik iklimi oluşturmak için her gün yeni bir fitne kazanı kaynatan nifak tüccarlarına rağmen biz son derece umutluyuz. Allah'ın izniyle bu sefer hedeflerimize ulaşacağız. El ele gönül gönüle verecek Türkiye'yi bu musibetten kurtaracağız. Türkiye Yüzyılını inşallah kardeşliğin de yüzyılı haline getireceğiz" dedi.

"Görev ve yetki karmaşasının bir türlü aşılamaması ise yerel yönetimlerin asli vazifelerini yerine getirmelerine ket vuruyor"

Son grup toplantısında belediyelerle ilgili çıkan sıkıntıları ve çözüm önerilerini paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, "Milletimizden ve farklı siyasi partilerden oldukça olumlu tepkiler aldık. Dile getirdiğimiz hususlar sizlerin de aşina olduğu bizar olduğu konulardı. Kaynak yetersizlikleri, vesayet sorunları, gelir bölüşüm ve koordinasyon eksikliğinden neşet eden problemlerle mali, idari ve operasyonel güçlükler belediyelerimizin hizmet standardını günden güne aşağı çekiyor. İmar planlamalarında şeffaflığın yeterince sağlanamama sebebiyle belediye vatandaş arasında ciddi bir güven bunalımı oluşuyor. Görev ve yetki karmaşasının bir türlü aşılamaması ise yerel yönetimlerin asli vazifelerini yerine getirmelerine ket vuruyor. Personel konusunda yaşanan sıkıntıları en iyi sizler biliyorsunuz" diye konuştu.
Belediyelerin borç yönetimi meselesi üzerinde uzun uzun konuşulması gereken bir başka sorun alanı olduğunu söyleyen Erdoğan, "İstisnalar haricinde belediyelerin çoğu özellikle de muhalefet belediyeleri ne yazık ki borç işindedir. Sosyal Güvenlik Kurumu prim borçlarını gündeme getirdiğimizde maruz kaldığımız eleştirileri hepimiz hatırlıyoruz. Oysa Sosyal Güvenlik Kurumu borçları bunları ödersek dükkanı kapatmak zorunda kalırız diyen muhalefet belediyelerinin konser üzerinden vurgun yapmaya gelince kesenin ağzını nasıl açtıklarını yine hepimiz gördük. Ciddi miktarda yan geliri olan belediyeler bile Sosyal Güvenlik Kurumu'na borçlarını ödemekten kaçınmaktadır. Birçok belediyede talih harcamalar, asli ihtiyaçların önüne geçmiştir. Deprem bir tehdidiyle yüzleşen bir belediyenin reklam bütçesi depreme hazırlık için ayırdığı tutarı aşıyorsa burada ciddi sorun var demektir. Bakın bunun kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Belediye başkanlığı yaptım. Nerede? İstanbul'da. Açık net söylüyorum. Personel giderleri bütçenin yüzde 30'u aşamaz, açmamalıdır. Ama bunlarda böyle bir hesap var mı? Yok. Böyle bir hatayı bizim arkadaşlarımız da yapsa tavrımız yine değişmez. Milletin parası kimsenin şahsi PR arpalı değildir ve olamaz. Daha burada saymaya kalksak saatler sürecek nice başlıkta sorunlar yumağıyla karşı karşıyayız. Bu sorunlara neşter vurulmasının vaktinin çoktan geldiği kanaatindeyiz. Sadece AK Parti belediyelerini değil 86 milyonun tamamını ilgilendiren bu konuyu siyaset üstü bir yaklaşımla ele almak istiyoruz" diye konuştu.

"Bizim tek bir gayemiz vardır. O da milletin sorunlarına çözüm bulmaktır."

Gerek yeni anayasa, gerekse belediyelere dair ıslah çalışmalarında muhalefete yaptıkları çağrının arkasında olduklarını belirten Erdoğan, "Bizim tek bir gayemiz vardır. O da milletin sorunlarına çözüm bulmaktır. Muhalefetin de en azından deprem gibi anayasa gibi terörsüz Türkiye girişimi gibi konularda uzlaşıya açık olmasını bekliyoruz" dedi.
14-28 Mayıs seçimleri üzerinden yarın itibariyle 2 sene geçmiş olacağını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu iki yıllık süreçte yaşananlara şöyle bir baktığımızda başka ülkelerin başka toplumların on yılda hatta yirmi yılda yaşadıklarından kat be kat daha fazla olayla hadiseyle gerilim ve krizle muhatap olduğumuzu görüyoruz. Tüm bu sancılı süreçlerden hiçbir vatandaşımızın kılına zarar gelmedi. Ülkemizi sahili selamete çıkarmayı başardık. Güvenlikte dış politikada enerjide, ekonomide, enflasyonla mücadelede, sağlıkta, turizmde, eğitimde ve daha birçok alanda yeni kazanımlar elde ettik. İşte geçtiğimiz günlerde enerjide bir müjdemizi daha milletimizle paylaştık. Yedinci nesil sondaj gemimiz Abdülhamit Han ile Göktepe 3 kuyusunda 49 gün süren çalışmalarımız neticesinde 75 milyar metre küplük yeni bir doğal gaz keşfi yaptık. Ekonomik değeri ne biliyor musunuz? Ekonomik değeri 30 milyar doları bulan bu keşifle enerji bağımsızlığımıza doğru yeni bir adım daha atmış olduk. Her başarı gibi bunu da küçümseyenler akıllarınca dalga geçenler ‘yine doğal gaz bulmuşlar' diyen zavallılar çıksa da biz onları kale almıyoruz. Bizim başardıklarımızı onların hafızası zaten almaz. Bizim yaptıklarımıza onların hayalleri dahi yetişemez" şeklinde konuştu.

"Türkiye'nin başarıları karşısında karalar bağlayanlara bugün bir haberim daha var"

"Türkiye'nin başarıları karşısında karalar bağlayanlara bugün bir haberim daha var" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

"Geçen yıl Temmuz ayında duyurduğumuz yüzer üretim platformunda önemli bir aşamaya geldik. Türkiye'ye yeni bir üretim kabiliyeti kazandıracak üç futbol sahası uzunluğundaki platformun adını Osman Gazi olarak belirledik. İstanbul'un fethinin 572 yıl dönümünde Osman Gazi'yi inşallah Dolmabahçe'den Filyos'a uğurlayacağız. Platform 2026 yılında Sakarya gaz sahasında üretime başlayacak ve 20 yıl boyunca belirlediğimiz lokasyonda görev yapacak. Karadan 161 kilometre uzaklıkta adeta bir fabrika gibi çalışarak doğal işleyecek. Halihazırda günlük dokuz buçuk milyon metre küp olan üretimimizi iki katına yani 20 milyon metre küpe çıkartacak. Osman Gazi'nin devreye girmesiyle 2026'da altıda ülkemizdeki 8 milyon hanenin doğal gaz ihtiyacını kendi kaynaklarımızla karşılayacağız. Filomuza yeni katılan Osman Gazi'nin ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Bundan sonra da milletimize yeni müjdeler vermeyi sürdüreceğiz. Allah'ın izniyle en büyük müjdeyi terörsüz Türkiye hedefimizi tüm unsurlarıyla hayata geçirdiğimizde vereceğiz."

"CHP Genel Başkanı Sayın Özel ne yazık ki bulunduğu makamın hakkını veremiyor"

Kendileriyle ile ana muhalefet arasındaki dev vizyon farkını ortaya koymak için ziyadesiyle kafi olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin ana muhalefet partisi şeklen mevcuttur. Ancak ruhen ve fiilen münhaldir. CHP Genel Başkanı Sayın Özel ne yazık ki bulunduğu makamın hakkını veremiyor. Çok konuşup genellikle boş konuşarak hem kendisini hem partisini komik durumlara düşürüyor. Ne dünyadan ve bölgeden haberi var ne de Türkiye'yi tanıyor. Biz onun yanlışlarını gaflarını düzeltmekten usandık ancak o bunlara her gün yeni bir yenisini daha eklemekten bıkmadı. Hadi bunları acemiliğine veriyor, hoş görüyoruz. Ama aralarında bizim de dostlarımızın olduğu yabancı misafirlerin önünde süklüm püklüm yalvarmasını açıkçası izah edemiyoruz. Halbuki o dost bildiklerimiz nedir bu işin aslı diye şahsıma soruyor. Ben de kendilerine anlatıyorum. O da şok oluyor. Fakat daha sonra toplantıda bakıyorum ki o da önüne bir ufak tablo koymuş. Onunla birilerine cevap veriyor" ifadelerini kullandı.

"Ülkesini ona buna şikayet etmesini Türkiye'nin ana muhalefet liderine yakıştıramıyorum"

Ülkesini ona buna şikayet etmesini Türkiye'nin ana muhalefet liderine yakıştıramadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yolsuzlukların üzerini örtmek, hırsızlıkları aklamak için yabancı konukların huzurunda adeta taklacı güvercin misali şekilden şekle girmesini tacüple seyrediyoruz. Açık söylüyorum biz CHP'nin sırf bir avuç muhterisi savunmak uğruna İngiliz muhipler cemiyetine dönüşmesinden hiç memnun değiliz. Temennimiz Sayın Özel'in bir an önce titreyip kendine gelmesidir. Sayın Özel kendisini ne kadar hızlı toparlar, sorumluluklarının farkına ne kadar erken varırsa ülkemiz ve milletimiz için daha hayırlı olacaktır" dedi.

Mehmet Kalay - Gazi Taş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Melikgazi Belediyesi tasarrufta kararlılığını sürdürüyor Enerji verimliliği alanında hayata geçirdiği örnek uygulamalarla dikkat çeken Melikgazi Belediyesi; TS EN ISO 50001:2018 Enerji Yönetim Sistemi kapsamında üçüncü yılında gerçekleştirilen denetimi, sıfır uygunsuzluk ile tamamlayarak enerji yönetimindeki sürekliliğini ve kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. Melikgazi Belediyesi, denetim sonucunda belgeyi başarıyla almaya hak kazandı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, enerji yönetiminin belediyecilik hizmetlerinde stratejik bir öneme sahip olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı; "Enerji verimliliği alanında 2022 yılından bu yana yürüttüğümüz çalışmalar, yalnızca belge almakla sınırlı kalmayıp, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kamu binalarında hayata geçirilen enerji tasarrufu ve verimlilik hedefleriyle tam uyumlu şekilde, Enerji Yönetim Sistemi kapsamında elektrik, doğalgaz ve akaryakıt gibi enerji kaynaklarında toplam 928.760 kWh enerji verimliliği kazanımı elde edilmesini sağlamıştır. Bu çalışmalar sonucunda toplamda %37,5 oranında Enerji Kazanım Potansiyeli ortaya konulmuştur. Elde edilen bu kazanımların, her yıl gerçekleştirilen düzenli denetimler aracılığıyla sürdürülebilir şekilde devam etmesinden büyük mutluluk duyuyoruz." TS EN ISO 50001:2018 Enerji Yönetim Sistemi kapsamında 2025 yılı denetiminin de başarıyla tamamlandığını belirten Başkan Palancıoğlu, bu sonucun Melikgazi Belediyesi’nin enerji yönetimini sistematik, disiplinli ve sürekli iyileştirme yaklaşımıyla ele aldığının somut bir göstergesi olduğunu vurguladı. Başkan Palancıoğlu; enerji tüketimlerinin düzenli olarak izlenmesi, analiz edilmesi ve iyileştirme faaliyetlerinin hayata geçirilmesi sayesinde elektrik, doğalgaz ve akaryakıt tüketimlerinde önemli kazanımlar elde edildiğini belirterek, bugüne kadar yapılan çalışmalar sonucunda yaklaşık 5.750.000 TL tutarında enerji tasarrufu sağlandığını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti; "Enerji tüketimlerini izleyen, analiz eden ve veriye dayalı kararlar alan bir belediye olarak; kaynaklarımızı daha etkin kullanıyor, enerji maliyetlerimizi azaltıyor ve aynı zamanda sera gazı emisyonlarının düşürülmesine katkı sağlıyoruz." Açıklamasında yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarına da değinen Başkan Palancıoğlu, Melikgazi Belediyesi’nin yalnızca mevcut tüketimi azaltmaya değil, aynı zamanda temiz ve sürdürülebilir enerji kaynaklarını yaygınlaştırmaya da büyük önem verdiğini ifade ederek; "Yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliği projelerini birlikte değerlendiriyor, belediyemizin enerji ihtiyacını mümkün olan en yüksek oranda çevre dostu ve sürdürülebilir kaynaklardan karşılamayı hedefliyoruz. Bu yaklaşımımız hem çevreye duyarlılığımızın hem de gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzun bir sonucudur" dedi. Başkan Palancıoğlu; Enerji Yönetim Sistemi’nin kurulmasından bugüne kadar emeği geçen Bilgi İşlem Müdürlüğü başta olmak üzere Enerji Yönetim Birimine teşekkür ederek, Melikgazi Belediyesi’nin enerji verimliliği alanındaki örnek uygulamalarını kararlılıkla sürdüreceğini sözlerine ekledi.
Düzce DTSO Meclis Başkanı Acar "2026 Yatırımlarımızın tamamlanacağı yıl olacak" Düzce Ticaret ve Sanayi Odası 2025 yılını dolu dolu geçidi. Düzce Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Meclis Başkanı Tanju Acar, 2026’nın tüm yatırımların tamamlandığı bir yıl olacağını söyledi. Düzce’de iş dünyasının kalbi olan Düzce Ticaret ve Sanayi Odası, 2025 yılında birçok projeye imzasını attı. Yıllardır yapımı yılan hikayesine dönen yeni hizmet binasının temellerini atarak hızla yükselmesini sağlayan DTSO yönetimi aynı zamanda Düzce’de turizmin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürüttü. Meclis Başkanı Acar, 2025 yılında yaptıkları çalışmalarla ilgili olarak şunları aktardı, "2025 yılında eğitimlere çok önem verdiğimiz için bunları yerine getirdik. Ekonomi, iş dünyası, bilişim gibi. Haftada bir taneye denk gelecek şekilde eğitim furyası yaptık. Çokta başarılı olduğunu söyleyebilirim. Önemli bir projemiz uzun yıllardır yapılamayan, değişik sebeplerle başlanamayan hizmet binamızdı. Temelini attık, hızlı bir şekilde ilerledi 4. katı çıkıldı, çatısı kapatılacak. Bunun dışında gümrükle ilgili ciddi çalışma yapıldı. Yeri tahsis edildi. Gümrük binası yapılacak 2026 yılında oda bitmiş olacak. Bir başka önemli projemiz ise DOSKİM. Zihinsel özel korumalı arkadaşlarımızın çalışacağı bir proje. Bunun protokolü yapıldı, imzalar atıldı ve bir yürütme kurulu Düzce Belediye Başkanımız Dr. Faruk Özlü başkanlığında oluşturuldu. Hızlı bir şekilde ilerliyor. Geçtiğimiz hafta hafriyat çalışmaları bitti, bu hafta sıkılaştırma çalışmalarına başlandı ve havalar iyileşirse kalıpları çakılacak ve çalışmalar başlayacak. Ona birde temel atma töreni planlıyoruz. Dolayısıyla dolu dolu geçen bir 2025 yılı. Turizm konusunda çok ciddi çalışmalarımız var. Oda bünyesinde bir ARGE bölümü kurduk. Birçok kurumdan Turizm sizin işiniz mi diyenler oldu. Turizm tamda Ticaret ve Sanayi Odalarının işi. Tek işi değil ama işlerinden bir tanesi. TSO’nun 5 bine yakın üyesi var. Bunun 500’ü sanayici, 4 bin 500’ü otelci, tesisçi, restorancı, taşımacı. Yani turizm ile direk alakalı. Demek ki TSO’nun turizm ile baya işi varmış. ARGE Birimini kurmamız çokta iyi oldu, bizi öne çıkarttı. Doğru yolda olduğumuzu görüyoruz. Turizm ile ilgili bir portal oluşturduk. Çok kişiye ulaşabiliyoruz." "Fuar eleştirilerine cevap verdi" Tanju Acar, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nın turizm çalışmalarının ve fuarlarda yer alması ile ilgili eleştirilere cevap vererek, "Fuarlara katıldığımız için zaman zaman eleştiriliyoruz. Ama fuarlar şehrimizin tanıtımı için gerekli olduğunu düşünüyorum. Fuardan hemen sonuç alınmaz, sepetimiz dolu gelinmez ama sepeti doldurmak için fuarlar gerekli. Bu sene YÖREX Fuarı’na Ticaret ve Sanayi Odaları TOBB’un aldığı karar gereği katılmadı ama başka fuarlarla bunu telafi ettik. Önümüzdeki yıllarda sonuçlarını görmeye başlarız. Düzce turizm anlamında çok bakir bir şehir. Doğru yönlendirme ile turizmde doğru yerlere gidecektir" ifadelerinde bulundu. "2026 Yılı projelerin tamamlanma yılı olacak" Tanju Acar; odanın 2026 yılı hedeflerini de anlatarak "2026 yılı ise tartışmasız başladığımız projelerin bitirilme yılı olacak. Hizmet binamız, DOSKİM, gümrükle ilgili çalışmalar 2026 yılında tamamlanacak. Yani 2026 yılının sonlarına doğru bitecek olanlar var, 2027 yılına sarkacak olanlar var. Biz bunlardan ciddi başarılar elde ediyoruz. Şöyle ki; Bir kere biz bu çalışmaları komisyonlar üzerinden yapıyoruz. Ben yaptım dersek yanlış olur. Biz yaptık, biz yapıyoruz olacak. Başkanlar her şeye yetişemez bu nedenle komisyonlar kurduk. Mesela inşaat komisyonu kurduk. Hizmet binamız o komisyon üzerinden devam ediyor. Turizm komisyonu var. Bunun gibi komisyonlar var. Birde 11 meslek grubumuzun komiteleri var. Onlarda ayrıca çalışıyor. Hatta bizim çalışmamıza da vesile oluyorlar. Yani 2026 yılı da dolu dolu geçecek. Bazı işler bizim tek işimiz değil ama bizim de işimiz. Mesela turizm gibi, eğitim gibi. Dolayısıyla bu işlerin hep içinde olduk ve olmaya da devam edeceğiz" dedi.
Kütahya Gediz’in genç yazılımcıları dışa bağımlılığa son veriyor Kütahya’nın Gediz ilçesinde, Şehit Hüseyin Gürlekli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, piyasa değeri binlerce lirayı bulan personel takip sistemini sıfırdan yazarak Milli Eğitim Müdürlüğünün hizmetine sundu. ’Meslek lisesi yapamaz’ önyargısını kıran gençler, düşük maliyetli ve yüksek teknolojili çözümleriyle dijital devrim başlattı. Kütahya’nın Gediz ilçesinde eğitim veren Şehit Hüseyin Gürlekli Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, geliştirdiği RFID tabanlı Akıllı Personel Yoklama ve Takip Sistemi ile mesleki eğitimde dijital dönüşüme öncülük ediyor. Bilişim teknolojileri alanında tamamen yerli imkanlarla yürütülen proje, eğitim kurumlarında personel takibini hızlı, güvenilir ve şeffaf hale getirerek ulusal ölçekte dikkat çekiyor. Sistem; personelin kartlar aracılığıyla giriş çıkışlarının otomatik kayıt altına alınmasını, verilerin anlık olarak dijital ortama aktarılmasını ve yöneticiler tarafından kolayca raporlanabilmesini sağlıyor. Projede yer alan öğrencilerden Batuhan Korkmaz, ekip arkadaşlarıyla disiplinli bir şekilde çalışarak bu projeyi başarılı bir şekilde tamamladıklarını, bu sürecin kendilerine hem kişisel hem de eğitim anlamında çok önemli deneyim kazandırdığını ifade etti. Öğrenci Mustafa Gümüş ise projenin en önemli özelliğinin düşük maliyetli olması olduğunu belirterek, piyasadaki yüksek maliyetli sistemlere karşı kendi imkanlarıyla hayatın içinde karşılığı olan bir çözüm sunduklarını söyledi. Hamza Sazaklıoğlu da hem donanımsal hem de yazılım aşamalarında görev aldığını belirterek öğretmenlerine teşekkür etti. Bilişim Teknolojileri Alan Şefi Öğretmen Serdal Özçelik, hedeflerinin öğrencilere sadece teorik bilgi değil, günlük hayatta kullanılabilecek programlar yazdırmak olduğunu vurguladı. Özçelik, öğrencilerle birlikte çalışarak, onlara sorumluluk ve özgüven vererek bu projeyi tamamladıklarını, doğru rehberlik yapıldığında meslek lisesi öğrencilerinin çok büyük işler ortaya koyabildiğini dile getirdi. Çalışmaları yerinde inceleyen İlçe Milli Eğitim Müdürü Recep Aydın, projenin onur verici olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: Öğrencilerimiz kurumumuzun ihtiyaç duyduğu bir programı kendileri hiçbir şeye ihtiyaç duymadan sıfırdan yazdılar. Dışarıdan hizmet alımı yoluyla almaya çalıştığımızda yüksek miktarlarda meblağlar karşımıza çıkarken, öğrencilerimizin bu çalışmasıyla kurumumuza katkı sunmaları bizler için gurur verici oldu. Mesleki eğitime imkan tanındığında öğrencilerimizin neler yapabileceklerini kurumumuzda uygulama şansı bulduk. Okullarımızdan bu tarz projelerin çıkacağına ve öğrencilerimizin aldığı eğitimi uygulamayla birleştirdiklerinde başarılı olacaklarına inancımız tamdır. Gediz’de hayata geçirilen bu proje, kamu kaynaklarının daha etkin kullanılmasına katkı sağlarken akıllı okul altyapısının temel bileşenlerinden biri olarak örnek teşkil ediyor.
İzmir Tüm paydaşlar ’İzmir Körfezi’ için bir araya geldi Koku, renk değişimi ve balık ölümleriyle kentin gündeminde yer alan İzmir Körfezi’ni kurtarmak için çözüm önerilerinin görüşüldüğü, İzmir Ticaret Odası öncülüğünde, Su Ürünleri Derneği iş birliği ile yapılan toplantı, 5’i profesör olmak üzere 10 kurumdan 16 temsilciyi bir araya getirdi. Her biri alanında uzman isimler bir gün boyunca devam eden programda konuyu bilimsel açıdan ele aldı. Çalıştayın sonuç bildirgesinin kamuoyuyla paylaşılacağı ve Bakanlıklar nezdinde takibinin yapılacağı ifade edildi. İzmir Körfezi’nde Güncel Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan ile Su Ürünleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükrü Yıldırım’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Çakan: "Körfez yükü taşıyamıyor" İzmir’de alt yapı çalışmalarının önemini vurgulayan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan, yaşanan iklim değişikliği, su kıtlığı gibi çevresel sorunların, artan nüfusun İzmir Körfezi’ni olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Çakan, Körfezin yükü taşıyamadığını, balık ölümlerinin yaşandığını, suyun içindeki oksijenin tükendiğini, buna bağlı olarak da içerisinde canlı barınamadığını ve bu durumun kokuya neden olduğunu paylaştı. Tarımda kullanılan kimyasalların doğa içerisinde kaybolmadığına, yeraltı sularına karışarak tekrar hayatımıza girdiğine dikkat çeken Çakan, bu durumun sağlık sorunlarına da yol açtığını vurguladı. Yıldırım: "Gelecek nesillerin izmir körfezi’ne ihtiyacı var" 1992 yılında Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesindeki Öğretim üyeleri tarafından kurulan Su Ürünleri Derneği’nin çalışmalarına ilişkin bilgi veren Su Ürünleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Şükrü Yıldırım, su kaynaklarının korunması ve üretimde kullanılması ile ilgili her konu ile yakından ilgilenildiğini, İzmir körfezinin hidrodinamik özellikleri, akıntı sistemleri, tuzluluk değişimleri, su kolonunun yapısı ve biyolojik çeşitliliği ile ilgili değişimlerin yakından takip edildiğini ifade etti. Yıldırım, İzmir Körfezi’nin uzun yıllardır büyük bir metropolün artan baskısını taşımaya çalıştığını, diğer yandan Akdeniz’in sıcaklık artışı, deniz suyu seviyesindeki değişimler ve iklim krizinin de yıldan yıla tüm dünyada olduğu gibi şehrimizde de hissedildiğini, sonuç olarak İzmir Körfezi’ne gelecek nesillerin de ihtiyacı olacağının altını çizdi. 10 ayrı sunum yapıldı Açılış konuşmalarının ardından, Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Uluturhan Suzer, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Levent Yurga, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ortaç Onmuş, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dr. Deniz Erdoğan Dereli, Hollanda-Amsterdam Su Kurulu Üyesi Songül Akkaya, Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuri Azbar, İzdeniz A.Ş. Genel Müdürü Gökhan Marım, S.S. İzmir Su Ürünleri Kooperatifleri Bölge Birliği Başkanı İbrahim Güven ve Midye Çiftliği Sorumlu Mühendisi Mahmut Ergün birer sunum gerçekleştirdi. Bakanlıklar nezdinde girişimlerde bulunulacak Çalıştay’ın "İzmir Körfezi’nin Geleceği Bilim, Yerel Yönetim, Sektör ve Toplumun Birlikte Rolü" başlıklı kapanış panelinde İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin Çakan, tüm paydaşlarla genel bir değerlendirme yaparak görüşülen hususlara yönelik Sonuç Bildirgesi’nin hazırlanacağını ve Çalıştay kapsamında tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ilgili Bakanlıklar nezdinde girişimlerde bulunularak konunun takipçisi olunacağı ifade etti. Toplantıya kimler katıldı? Toplantıya, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkulu, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Tolga Tolon, İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Bülent Üngür, İzmir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Su Ürünleri Şube Müdürü Bülent Canatan, İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi ve İzmir Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Üreticileri Birliği Başkanı Ufuk Atakan Demir, İzmir Ticaret Odası Meclis Başkan Yardımcısı Mehmet Tahir Özdemir, Genel Sekreter Prof. Dr. Mustafa Tanyeri ve Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Öğretim Üyeleri ile İzmir Ticaret Odası üyeleri katıldı.
İstanbul CarrefourSA 60’ıncı Gurme mağazasını açtı CarrefourSA, 2025 yılının son günlerinde önemli bir yatırımı hayata geçirdi. Marka, 60’ıncı Gurme CarrefourSA mağazasını İstanbul Anadolu Yakası’nda hizmete açtı. Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, 2025 yılının son yatırım hamlesini gerçekleştirdi. CarrefourSA’nın premium gıda deneyimini merkezine alan Gurme CarrefourSA Mağazası, CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu ve icra kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen açılışla İstanbul Anadolu Yakası’nda hizmete girdi. Yatırımlarına devam eden marka, 2025 sonu itibarıyla 77 ilde bayileri de dahil bin 250’den fazla mağazaya ulaşarak çok kanallı ve segment bazlı büyüme stratejisini istikrarlı biçimde güçlendirdiğini açıkladı. Yapılan açıklamaya göre, toplam 650 metrekarelik alan üzerine kurulan yeni mağaza, modern marketçilik mimarisiyle tasarlandı. Mağaza, geniş ürün yelpazesinin yanı sıra hızlı ve pratik alışveriş imkânı sunan "Hızlı Kasa" noktalarıyla müşteri deneyimini en üst seviyeye taşıyor. Gurme konseptinin vazgeçilmezi olan taze ürün gruplarında; uzman kasapların hazırladığı et ve kasap reyonu, günlük balık, zengin şarküteri seçenekleri ile taze meyve-sebze bölümleri öne çıkıyor. Mağaza, tüm bunlara ek olarak sağlıklı yaşamı odağına alan, organik ve vegan beslenmeyi tercih eden tüketiciler için oluşturulan özel ürün seçkisiyle de fark olulturuyor. Mağaza içerisinde konumlanan kahve noktası ise dünya kahvelerinden yerel tatlara kadar uzanan geniş seçenekleri bir araya getiriyor. Markanın evcil hayvan odaklı yeni büyüme stratejisinin bir parçası olan "Petfood" alanı da mağazadaki yerini aldı. Gurme CarrefourSA; zengin içecek yelpazesi, kozmetik, deterjan ve kuru gıda reyonlarıyla bir evin tüm ihtiyaçlarını "gurme" kalitesiyle karşılıyor. "Katma değerli yatırımlara 2026 yılında da devam edeceğiz" Yılın son günlerine yaklaşırken premium segmentte önemli bir yatırıma imza atmanın gururunu yaşadıklarını belirten CarrefourSA CEO’su Kutay Kartallıoğlu, "Gurme CarrefourSA, stratejik büyüme yolculuğumuzda önemli bir yatırım adımı. Değişen tüketici beklentilerini yakından takip ederek, katma değer oluşturan konseptlere odaklanıyoruz. Seçkin ürün gamı, dünya mutfaklarından özel lezzetleri ve gastronomi odaklı alışveriş deneyimiyle öne çıkan mağaza, misafirlerimize fark oluşturan bir mağazacılık anlayışı sunuyor. Gurme mağazalarımızla hem premium segmentteki varlığımızı güçlendiriyor hem de kârlı ve sürdürülebilir büyüme hedefimizi destekliyoruz. Bu noktada rahatlıkla söyleyebiliriz ki, 2025 yılı boyunca hayata geçirdiğimiz yatırımlar, uzun vadeli vizyonumuzun ve Türkiye perakende sektörüne duyduğumuz güvenin en somut göstergesi. Biz, 32 yıldır olduğu gibi ‘Ne Lazımsa CarrefourSA" anlayışını rehber kabul ederek 2026 yılında da müşteri deneyimini odağımıza alacak, markamızın farkını her noktaya taşımaya devam edeceğiz" dedi.