POLİTİKA - 22 Mart 2019 Cuma 16:00

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Konya'da önemli açıklamalar

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Konya'da önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konya mitinginde sert açıklamalarda bulundu, "Bu seçimi sırf kızgınlıkla sandık hesaplaşmasına döndürmeye çalışanlar şunu aklından çıkarmasın hesap sorulacaktır" dedi.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları

Konya'da düzenlenen mitingde halka hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener'e çok sert çıktı, "İçlerinden biri var güya hanımefendi yurt konseyinin temsilcisi ayın 15’inden sonra Başbakan olacağım dedi. Oldu mu? Şu anda senin iyi günlerin sen Erdoğan’a söylememiş olduğu sözleri söylemiş gibi yaptın, asıl fatura sana kesilecek. Be halkıma nasıl terörist derim? Bu ülkede adalet var gereken hesabı vereceksin dirsek temasında olduğun Bay Kemal vekilliğine güveniyor. Onunla ilgili çalışmaları da avukatlarımla yaptırıyorum. Seçimden sonra bir taraftan parlamento bir taraftan yargıyla işin üzerine gideceğiz, bu seçimi sırf kızgınlıkla sandık hesaplaşmasına döndürmeye çalışanlar şunu aklından çıkarmasın hesap sorulacaktır" dedi.

Konya'da Kılıçarslan Kent Meydanı'nda düzenlenen mitingde kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, meydandaki vatandaşların kendisini karşılarken birlikte söyledikleri Kayahan’ın “Bir aşk hikayesi” isimli şarkısına eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gönül belediyeciliği her şehre yakışır ama en çok da Konya’ya yakışır” diyerek, “Büyükşehir belediye başkan adayımız ile ilçe belediye başkan adaylarımızın her birinin gönülleri fetih edecek projeleri var. Bugüne kadar nasıl geldin bundan sonra da devam inşallah. Bakanlıklar, Cumhurbaşkanlığı olarak bugüne kadar nasıl olduysa yeni sistemde Konya’nın yanında yer alacağız.

Artık eskisi gibi değil. Üçlü mekanizma. İnşallah el ele Konya’yı daim edeceğiz. Metro başta olmak üzere, şehrimizin geleceği için söz verilen yatırımların yerine getirilmesi için milletvekili arkadaşlarımla beraber takipçisi olacağım. Ülkemizin şu anda en genç büyükşehir belediye başkan adaylarından birini Konya’da tecrübesiyle sizlerin emrine verdik. Ama deneyimi ve tecrübesiyle beraber içimizden biri. Bundan sonra da size efendilik yapmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Oy var, hizmet var diyor Hatay’da. Kim bu, CHP. Ya sen kimsin? Ama bizdeki anlayış ne? Bizdeki anlayış biz millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geliyoruz. Eskiler, yitik kaybedildiği yerde bulunur derler. Biz de inşallah Konya’da kaybettiğimizi Konya’da bulacak ve tüm Türkiye sathına, tüm dünyaya yayacağız” dedi.

"Dönem ders vermek değil, iki elin parmakları gibi el ele verilecek durumdur"

"Tarihi konuşup, tarihi değerlendiriyoruz, bunun için 31 Mart’ta sandığa iyi sahip çıkmamız gerekiyor” diyen Erdoğan, “Ülkemizin içinden geçtiği kritik durumla yakından uzaktan alakası olmayan AK Parti’ye ders vermeye çalışıyor. Dönem ders vermek değil, iki elin parmakları gibi el ele verilecek durumdur. Türkiye belki de en kritik seçimlerin birini 31 Mart’ta yaşayacak. Önümüzde 4,5 yıllık kesintisiz hizmet dönemi var. Gençler, şunu unutmayın. Bugüne kadar hep dik durduk. Biz sadece ve sadece Allah’ın huzurunda, rükuda ve secdede eğiliriz. Başka bir yerde asla. Aksi takdirde sınırlarımıza kadar gelen teröristlerin oyununu bozmak zorlaşır. Aynı şekilde bu seçimde ortaya çıkacak bir olumsuzlukta Yeni Zelenda’daki teröristin tüm açıklıkla ortaya serdiği gibi ülkemize göz dikenlere gün doğar” ifadelerini kullandı.

"CHP’ye gönül verenlere sesleniyorum; böyle bir adamın genel başkanlığında daha ne kadar buraya oy vereceksiniz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına ara vererek meydandaki vatandaşlara büyük ekranlardan, Yeni Zelenda’daki terör katliamından görüntüler, silah üzerindeki mesajlar ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından bir bölüm izletti. Konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasındaki, “İslam dünyasından kaynaklanan terör” ifadelerine sert tepki göstererek, “Ya sen o zaman Avusturalya’daki terörist senatörden ne farkın var. Özellikle CHP’ye gönül verenlere sesleniyorum; Böyle bir adamın genel başkanlığında daha ne kadar buraya oy vereceksiniz. Her şey açık ve net ortada. Ya bunu Batı’ya anlatamadık, demek ki sana da anlatamamışız. Şu ifadeye bak. O zaman senin iç dünyanda farklı şeyler var. Sen tehlikeli bir adamsın. Girdiğin tüm seçimleri kaybettin, bu seçimi de kaybedeceksin. Tek dayanağı var. Nasıl olsa ben oturduğum koltuktan kalkmam diyor” şeklinde konuştu.

"Bizler teröristlerle omuz omuza yürüyenlere hadi yürüyün diyemeyiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:

"Şimdi 31 Mart’ta bu zillet ittifakına öyle bir Osmanlı tokadı atalım ki bir daha bellerini doğrultamasın. Bir tanesi var içlerinde, güya hanımefendi. Bir ara da bir yurt konseyi çıkardılar, onun temsilcisi. Ayın 15’inden sonra başbakan olacağım dedi. Oldu mu? Dur bakalım, şu anda senin iyi günlerin. Sen, Tayyip Erdoğan’a söylemediği sözleri söylemiş gibi hissettirerek fatura kestireceksin. Asıl fatura sana kesilecek. Yurt konseyi faturan, Cumhurbaşkanına iftira ben halkıma nasıl terörist derim. Böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Aydın’da, Denizli’de söylediğimi söylüyor. Yurt konseyi mensubuymuş, oradan yırtarmış. Bu ülkede adalet var, gereken hesabı vereceksin. Tabii senin şimdi dirsek temasında olduğun bay Kemal, milletvekilliğine güveniyor. Ama onunla ilgili de çalışmaları ben yargıya müracaat etmek sureti ile avukatlarımı yönlendirdim. Bizler teröristlerle omuz omuza yürüyenlere hadi yürüyün diyemeyiz. YPG bize mi saldıracak diyor. Senin gözün var görmüyorsun. Saldırıyor işte. Bunlara da gereken dersler verilecek. Seçimden sonra bir tarafta parlamento ve yargıyla işin üzerine üzerine gideceğiz."  

Mitingde konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milletimize yanlış yapan kimse bizim dünyamızda doğru olarak kalamaz” diyerek sözlerine şöyle devam etti:

"Milletimize söz verip yerine getirmemiş kimse bizimle olamaz. Bizim niyetimiz ülkemiz ve milletimiz için sadece hayırdan ibarettir. Rabbim hepinizden razı olsun. Biz ülkemizi ve şehirlerimizi sadece aşkla sevmekle kalmadık, aynı zamanda en büyük hizmetlerle büyüttük geliştirdik. Gençler, son 17 yılda Konya’ya yapılan yatırımı söylüyorum, bunları bilmeyenlere anlatmanız lazım. 17 yılda 51 katrilyon yatırım yaptık. Eğitimde 8 binin üzerinde yeni derslik. 133 bin üniversite öğrencisinin öğrenim gördüğü Konya’ya 2 dev üniversite kazandırdık. 18 bin 225 kapasiteli yurtlar açtık. Konya’da, Sarayönü, Doğanhisar’da 7 bin 550 kişilik yurt binası daha açacağız.

42 bin seyirci kapasiteli stadyumu yaptık mı? Milli maçlar da oynanıyor mu? 10 tane gençlik merkezini hizmete sunduk, yüzme havuzları, spor salonları gibi 9 tesisin yapımı, 4 tesisin ise proje ve ihale devam ediyor. Millet Bahçemizi şehrimize kazandırdık mı? 2 Millet Bahçesi daha yapmak için çalışmaları başlattık. Bitmedi, her Millet Bahçesi'nin içine de gayet güzel Millet Kıraathanesi'ni yerleştireceğiz ve gençler orada derslerini çalışacak. Siz olmazsanız biz olmazdık. Konya’daki ihtiyaç sahiplerine, engelli, şehit yakınlarına toplamda 3,5 katrilyon tutarında sosyal yardım yaptık. Bin 200 yataklı Karatay şehir hastanemiz ve Hüyük Devlet Hastanemiz ile birlikte 10 sağlık tesisimizin yapımı devam ediyor.

Çünkü benim insanıma bunlar layık. Çünkü biz Kanuni terbiyesiyle büyüdük. Derbent, Akören, Yunak’a yeni hastaneler yapmak için çalışmalarımızı başlattık. Son 17 yılda 21 bin 870 konut projesini yapıp sahiplerine teslim ettik. Ulaşımda 167 kilometreden devraldığımız bölünmüş yolu 974 kilometre ilave ile bin 140 kilometreye çıkardık. 22 istasyonlu raylı sistemimizin etüt çalışmaları tamamlandı ve yatırım programına aldık. Bir diğer raylı sistem projemiz daha var. Bunun da ihalesini gerçekleştireceğiz. Hedef, 2023 yılına kadar hızlı tren hatlarını 29 ilimizle buluşturmak. İlk müjdemi veriyorum. İstanbul’da Marmaray, İzmir’de Egeray gibi Konya’ya da yeni bir raylı sistem projesi kazandırıyoruz. Kayacık Konya arası hat kesiminde 2 adet yüksek hızlı tren konvansiyonel olmak üzere 3 adet hat bulunuyor. Konvansiyonel hatta bir tane daha ilave edilerek bu kesimdeki hat sayısını 4’e çıkartıyoruz. Böylece Konya’ya günlük toplam 20 banliyö seferiyle 15 bin kişilik hattı inşa ediyoruz."

“Kulağa var ama duymuyor”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bay Kemal bunları duy. Bay Kemal bunları duymaz, kulağa var ama duymuyor. Geçenlerde Hatay ile ilgili söylemiştim. Kalktı ‘Hatay’da baraj yok’ dedi. Çünkü kılavuzu karga! Daha buna başka cevaba gerek var mı? ‘17 yılda ne yaptın’ diyor. Bak ben Türkiye’yi değil, sadece Konya bunlar. Yarın Ankara’da konuşacağız. Ankara’da da ne yaptığımızı ona göstereceğiz. Ya sen kiminle oynuyorsun, kendine gel kendine. Konya’nın ve KOP’un Avşar, Hadimi, Bozkır Barajında çalışmaları tamamladık. Son 17 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleri ile 740 bin araziyi sulamaya açtık. 593 bin dekar arazi daha sulamaya açılacak. 240 bin arazinin daha şebeke sistemi kapalı sisteme dönüştürülecek. Son 17 yılda Konyalı çiftçilerimize 7,6 katrilyon liralık tarımsal destek verdik. Konya’ya Karapınar enerji ihtisas endüstriyel bölgesini faaliyete geçirmek için çalışmalara başladık” diye konuştu.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Golan Tepeleri'nin de takipçisi olacağız" 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Trump kalktı bir ifade kullandı. Golan Tepeleri'nin artık buraların İsrail’e ait olduğuna dair açıklama yaptı. Bir defa sayın Trump tarih bilinci çok önemli, yenilemeniz lazım. Golan Tepeleri'nin de takipçisi olacağız” dedi.

Türkiye’nin mutlaka 2023 hedeflerine ulaşması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi bu zillet ittifakının önemli bir boyutu var ya, kardeşlerim, bu adam Kürt değil ama Kürtler üzerinden geçiniyor. Türkiye’de Kürdistan diye bir bölge var mı? Türkiye’de ne var? Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz, Akdeniz, Orta Anadolu, Egemiz, Marmaramız var. Sen eğer Kürdistan’ı merak ediyorsan Irak’ın Kuzeyinde var. Defol git orada yaşa. Seninle beraber gelmek isteyenler varsa onları da al git. Bu ülkeyi böldürtmeyeceğiz. Bu Anadolu topraklarını bölemeyeceksiniz. Senin o Yeni Zelanda’dakinden ne farkın var, aynısınız. Ne diyor, Avrupa Yakası'nda yaşayamazsınız. Vay ahlaksız. Ulan senin buna gücün yeter mi?” dedi.

“Golan Tepeleri'nin de takipçisi olacağız”

Geçmişte bu oyunların oynandığını belirten Erdoğan, “Şimdi de İsrail’in başındaki adam, onun oğlu aynı şeyleri konuşuyor. Şimdi bak yeni bir adım daha atıyorlar. Bir araya geliyorlar. Doğu Akdeniz’deki petroller üzerinde oyun oynuyorlar. Talihsiz bir açıklama yapıldı. Trump kalktı bir ifade kullandı. Golan Tepeleri'nin artık buraların İsrail’e ait olduğuna dair açıklama yaptı. Bir defa Sayın Trump tarih bilinci çok önemli, yenilemeniz lazım. Golan Tepeleri'nin de takipçisi olacağız. Geçmişte bu ülkeyi terörün kaynağı olarak Türkiye’de ana muhalefetin başındaki zat İslam dünyasından kaynaklandığını söylüyor.

Terörist başının heykelini dikeceklermiş. Biz sırtımızı YPG-PYD’ye yasladık diyor. Diğeri 1 Temmuz’a kadar terörle mücadele yasasını kaldırmazsanız bir savaş kapıyı çalar. Kandil’deki ne diyor. Oylar doğuda HDP, batıda da malum AK Parti ve MHP’yi silecekler. Onlar sırtını nereye dayarlarsa dayasınlar. Biz sırtımızı milletimize ve Allah’a dayadık. Farkımız bu. İnşallah 31 Mart’ta bunlara bu fırsatı vermeyeceğiz. Hep birlikte Rabia’mıza sahip çıkalım” diye konuştu.  

Mustafa Beşer - Mustafa Uslu - Yasin Can


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Ulusal Sanayi Odaklı Ar-Ge ve İnovasyon Proje Yarışması sonuçları açıklandı Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü tarafından bu yıl 4’ncüsü gerçekleştirilen 600.000 TL ödül havuzlu, Ulusal Sanayi Odaklı Ar-Ge ve İnovasyon Proje Yarışması sonuçları açıklandı. AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar, konuya ilişkin açıklamasında, yenilikçi fikirlerin üretilmesi ve bu fikirlerin üretime aktarılmasının, rekabetin gittikçe arttığı global dünyada rekabet avantajı ve pazar payının genişletilmesinin yolunun Ar-Ge ve İnovasyondan geçtiğini ifade etti. Ar-Ge ve inovasyonun başarıya ulaşmasının, sürekli olarak gelişim ve yenilikçilik üzerine odaklanmayı gerektirdiğine vurgu yapan Akpınar, bu yıl 4’ncüsünü düzenledikleri ulusal çaptaki yarışma ile bu faaliyetleri desteklemeyi hedeflediklerini bildirdi. Akpınar, bu yılki yarışmaya ülke çapında 57 üniversiteden 144 projenin sunulduğunu belirterek, “Projelerin değerlendirilmesi uzman akademisyenler ve ilgili firma temsilcileri tarafından kör hakem etik kurallarına uygun olarak yapılan yarışmada ödül kazanan katılımcıları tebrik ediyor, sunulan projelerin bölgemize ve ülkemize katkı sağlamasını diliyorum” dedi. Türkiye çapında Akademik/Lisansüstü Mezun, Lisansüstü Öğrenci / Lisans Mezun ve Lisans Öğrenci kategorilerinde düzenlenen yarışmanın ödül töreni 15 Mayıs 2024 tarihinde AOSB Bölge Müdürlüğü Seyhan Salonu’nda gerçekleştirilecek. KAZANAN PROJELER Kategori: Akademisyen/ Lisansüstü Mezun 1. Şükran Kara- Dokuz Eylül Üniversitesi / Tekstilde Sürdürülebilirlik ve Çevre Dostu Kullanım: 120.000 TL 2. İlhan Altay- İnönü Üniversitesi/ Tekstilde Sürdürülebilirlik ve Çevre Dostu Kullanım: 90.000 TL 3. Nimet Özmeral- Konya Teknik Üniversitesi / Sanayi Sektörlerinde Atık Yönetim Sistemleri : 75.000 TL Kategori: Lisansüstü Öğrenci / Lisans Mezun: 1. İlknur Bağlan: Akdeniz Üniversitesi / Sanayi Sektörlerinde Karbon Ayak izi Azaltma Projeleri: 70.000 TL 2. Mehmet Türkoğlu: Artvin Çoruh Üniversitesi / Sanayi Sektörlerinde Karbon Ayak izi Azaltma Projeleri: 60.000 TL 3. Türkan Uzlaşır: Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi/ Doğal Gıda Ürünlerinin Üretim Yöntemleri: 50.000 TL Kategori: Lisans Öğrenci 1. Emrullah Erdeve: İstanbul Medeniyet Üniversitesi / Doğal Gıda Ürünlerinin Üretim Yöntemleri: 60.000 TL 2. Musa Malkoç : Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi / Elektronik Kart Sistemleri: 45.000 TL 3. Hatice Öztekin: Gebze Teknik Üniversitesi / Sanayi Sektörlerinde Endüstriyel Simbiyoz Modelleri: 30.000 TL
İstanbul Türkiye’nin ilk ayakkabı üreten lisesi Türkiye’de ilk ayakkabı eğitimi ve üretimi yapan okul olma özelliğini taşıyan TASEV Ayakkabı ve Saraciye Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, ihtiyaç sahibi öğrenciler ve afet durumlarında bölgedekiler için yardım ayakkabıları üretiyor. Aynı zamanda İstanbul’da Çağlayan, Anadolu ve Gaziosmanpaşa adliyelerine güvenlik görevlileri için ayakkabı üretimi yapan öğrenciler, üretimden gelir elde ediyor. Son yıllarda en çok karşılaşılan kalifiye eleman sorununa merhem olan meslek liseleri alanındaki sektörlerin gelişmesi için büyük katkı sunuyor. Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) tarafından kurulan ve 2003 yılından Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlanan okul, yardıma muhtaç öğrencilere ayakkabı üretiyor. Malzeme desteği vakıf tarafından okula veriliyor. Buradaki öğrenciler ise yardıma muhtaç olan okullardaki öğrencilere ayakkabıları üretiyorlar. Ardından vakıf aracılığı ile üretilen ayakkabılar okullardaki öğrenciler ulaştırılıyor. Okulda eğitim gören her 9’uncu sınıf öğrencisi asgari ücretin yüzde 10’u kadar burs alıyor. Daha sonraki yıllarda ise başarılı öğrencilere bu burs verilmeye devam ediliyor. Öğrenciler aynı zamanda okulun döner sermayesine katkıda bulunan üretimler de yapıyor. İstanbul’da Çağlayan, Anadolu ve Gaziosmanpaşa adliyelerinin güvenlik görevlileri için ayakkabı üretimi yapan öğrenciler hem üretim aşamalarını iyi bir şekilde öğreniyorlar hem de kendilerine harçlık kazanıyor. Okul aynı zamanda malzeme ve lojistik desteği alarak afet durumlarında bölgedeki vatandaşlar için yine gönüllü olarak ayakkabı üretimi yapıyor. “Adliyelerde güvenlik görevlileri için ayakkabı üretimi yaptık” TASEV Ayakkabı ve Saraciye Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Selim Şahin, “2002 yılında Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) tarafından kurulup bakanlığa devredilmiş bir okuluz. O günden bu yana vakfın ve sektörün de destekleriyle ayakkabı sektöründe eğitim vermeye devam ediyor. Bizim çapımızda ayakkabı eğitimi veren ilk okul olma özelliğini taşıyoruz. Bizden yıllar sonra bir iki okul da bu eğitimi vermeye başladı. Uzun yıllar boyunca ayakkabı eğitimi veren tek okulduk. Okulumuz içerisinde ayakkabı tasarım ve üretim dalı var. Öğrenciler el ile tasarıma başlayarak oradan 3D uygulama ile tasarımına oradan kesim, dikim, montaj süreçleri ve son olarak paketlemeye kadar sıfırdan bir ayakkabıyı üretip paketlemeye kadar tüm süreçleri öğrenmiş oluyorlar. Biz burada iki tip üretim yapıyoruz. Birincisi döner sermayeye katkı sağlamak için yaptığımız üretim. Yıllar içerisinde İstanbul’da Çağlayan, Anadolu ve Gaziosmanpaşa adliyelerine güvenlik görevlileri için ayakkabı üretimi yaptık” dedi. “Döner sermaye için çalışan öğrenciler üretimden pay alıyorlar” Yardım yapmak için ayakkabıları TASEV Vakfı’nın destekleri ile ürettiklerini ifade eden Şahin, “Vakıfın bize sağladığı malzemeler ile öğrencilerimi atölyelerimizde üretimlerini yapıyorlar. Daha sonra ürünleri vakıfa teslim ediyoruz. Vakıfta bunları Türkiye’nin her yerindeki ihtiyaç sahibi öğrencilere gönderiyor. Özellikle vakıf ihtiyaç sahibi öğrencilere vermeye öncelik gösteriyor. Deprem yangın ve doğal afet durumlarında ise o bölgeye yine yardım için ayakkabı üretip gönderiyoruz. Vakıf öğrenicilere 9 sınıfta askeri ücretin yüzde 10’u kadar bir burs sağlıyor. Eğer öğrenci başarılı ise bu son sınıfa kadar devam ediyor. Bunun dışında döner sermaye için çalışan öğrenciler üretimden pay alıyorlar” diye sözlerini tamamladı. “Öğrenciye askeri ücretin yüzde 10’u kadar bir burs veriliyor” Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) Genel Koordinatörü Atilla Başlar ise, “2002 yılında tüm ayakkabı sektörünün destekleri ile 4 ay gibi kısa bir sürede içerisinde bulunduğumuz kampüs inşa ediliyor. 2003 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlanıyor. 20 yıldır eğitim devam ediyor. Eğitim kampüsümüzün içerisinde bir laboratuvar ve ARGE merkezi de var. Şu anda ayakkabı sektörünün test ve analiz ihtiyaçlarını karşılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve vakfımız arasında yapılan bir protokol ile her yeni kaydolan öğrenciye askeri ücretin yüzde 10’u kadar bir burs veriliyor. Diğer üst sınıflara geçtiklerinde ise başarılı olan öğrencilere burs verilmeye devam ediliyor” diye konuştu. “Ürettiğim ayakkabıyı babam giyiyor” 12’nci sınıf öğrencisi Cansu Yakar, okulda perşembe günleri atölye dersi olduğunu söyleyerek, “Burada farklı tarzda babet, spor ve bot gibi ayakkabılar yapmayı öğreniyoruz. Geçen sene çizim ve model üretim eğitimimizi tamamladık. Bu yıl ise üretim kısmına geçerek çizdiğimiz modeller tamamen bir ayakkabı haline geliyor. Okula başladığım ilk günden bu yana yaklaşık 10 tane ayakkabı üretimi yapmışımdır. Ürettiğim ayakkabıyı babam giyiyor evde kullanıyoruz” dedi. “En sevdiğimiz ders günü üretim yaptığımız perşembe günleri” Üretim yapılan atölye derslerinin eğlenceli geçtiğini ifade eden 12’nci sınıf öğrencisi İrem Nur Koç ise, “Bizim en sevdiğimiz ders günü üretim yaptığımız perşembe günleri oluyor. Ayakkabının ön arka montaj işlemleri, dikimleri her şeyini yapabiliyoruz. Burada öğrendiklerimiz sayesinde bir ayakkabının nasıl üretildiğini ve nerelerinde hataları olduğunu anlayabiliyoruz. İlk önce kesim makinasından sayalarını çıkartıyoruz. Sayalarının dikimini yaptırıyoruz. Daha sonra atölyelerimizde ayakkabının üretimini yapıyoruz” diye konuştu.
İstanbul Türkiye’nin ilk ayakkabı üreten lisesi Türkiye’de ilk ayakkabı eğitimi ve üretimi yapan okul olma özelliğini taşıyan TASEV Ayakkabı ve Saraciye Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, ihtiyaç sahibi öğrenciler ve afet durumlarında bölgedekiler için yardım ayakkabıları üretiyor. Aynı zamanda İstanbul’da Çağlayan, Anadolu ve Gaziosmanpaşa Adliyelerine güvenlik görevlileri için ayakkabı üretimi yapan öğrenciler üretimden gelir elde ediyor. Son yıllarda en çok karşılaşılan kalifiye eleman sorununa merhem olan meslek liseleri alanındaki sektörlerin gelişmesi için büyük katkı sunuyor. Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) tarafından kurulan ve 2003 yılından Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlanan okul, yardıma muhtaç öğrencilere ayakkabı üretiyor. Malzeme desteği vakıf tarafında okula veriliyor. Buradaki öğrenciler ise yardıma muhtaç olan okullardaki öğrencilere ayakkabıları üretiyorlar. Ardından vakıf aracılığı ile üretilen ayakkabılar okullardaki öğrenciler ulaştırılıyor. Okulda eğitim gören her 9’uncu sınıf öğrencisi asgari ücretin yüzde 10’u kadar burs alıyor. Daha sonraki yıllarda ise başarılı öğrencilere bu burs verilmeye devam ediliyor. Öğrenciler aynı zamanda okulun döner sermayesine katkıda bulunan üretimler de yapıyor. İstanbul’da Çağlayan, Anadolu ve Gaziosmanpaşa Adliyelerinin güvenlik görevlileri için ayakkabı üretimi yapan öğrenciler hem üretim aşamalarını iyi bir şekilde öğreniyorlar hem de kendilerine harçlık kazanıyor. Okul aynı zamanda malzeme ve lojistik desteği alarak afet durumlarında bölgedeki vatandaşlar için yine gönüllü olarak ayakkabı üretimi yapıyor. “Adliyelerde güvenlik görevlileri için ayakkabı üretimi yaptık” TASEV Ayakkabı ve Saraciye Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Selim Şahin, “2002 yılında Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) tarafından kurulup bakanlığa devredilmiş bir okuluz. O günden bu yana vakıfın ve sektörün de destekleriyle ayakkabı sektöründe eğitim vermeye devam ediyor. Bizim çapımızda ayakkabı eğitimi veren ilk okul olma özelliğini taşıyoruz. Bizden yıllar sonra bir iki okulda bu eğitimi vermeye başladı. Uzun yıllar boyunca ayakkabı eğitimi veren tek okulduk. Okulumuz içerisinde ayakkabı tasarım ve üretim dalı var. Öğrenciler el ile tasarıma başlayarak oradan 3D uygulama ile tasarımına oradan kesim, dikim, montaj süreçleri ve son olarak paketlemeye kadar sıfırdan bir ayakkabıyı üretip paketlemeye kadar tüm süreçleri öğrenmiş oluyorlar. Biz burada iki tip üretim yapıyoruz. Birincisi döner sermayeye katkı sağlamak için yaptığımız üretim. Yıllar içerisinde İstanbul’da Çağlayan, Anadolu ve Gaziosmanpaşa Adliyelerine güvenlik görevlileri için ayakkabı üretimi yaptık.” dedi. “Döner sermaye için çalışan öğrenciler üretimden pay alıyorlar” Yardım yapmak için ayakkabıları TASEV Vakfının destekleri ile ürettiklerini ifade eden Şahin, “Vakıfın bize sağladığı malzemeler ile öğrencilerimi atölyelerimizde üretimlerini yapıyorlar. Daha sonra ürünleri vakıfa teslim ediyoruz. Vakıfta bunları Türkiye’nin her yerindeki ihtiyaç sahibi öğrencilere gönderiyor. Özellikle vakıf ihtiyaç sahibi öğrencilere vermeye öncelik gösteriyor. Deprem yangın ve doğal afet durumlarında ise o bölgeye yine yardım için ayakkabı üretip gönderiyoruz. Vakıf öğrenicilere 9 sınıfta askeri ücretin yüzde 10’u kadar bir burs sağlıyor. Eğer öğrenci başarılı ise bu son sınıfa kadar devam ediyor. Bunun dışında döner sermaye için çalışan öğrenciler üretimden pay alıyorlar” diye sözlerini tamamladı. “Öğrenciye askeri ücretin yüzde 10’u kadar bir burs veriliyor” Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) Genel koordinatörü Atilla Başlar, “2002 yılında tüm ayakkabı sektörünün destekleri ile 4 ay gibi kısa bir sürede içerisinde bulunduğumuz kampüs inşa ediliyor. 2003 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağışlanıyor. 20 yıldır eğitim devam ediyor. Eğitim kampüsümüzün içerisinde bir laboratuvar ve ARGE merkezi de var. Şuanda ayakkabı sektörünün test ve analiz ihtiyaçlarını karşılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve vakfımız arasında yapılan bir protokol ile her yeni kaydolan öğrenciye askeri ücretin yüzde 10’u kadar bir burs veriliyor. Diğer üst sınıflara geçtiklerinde ise başarılı olan öğrencilere burs verilmeye devam ediliyor” diye belirtti. “Ürettiğim ayakkabıyı babam giyiyor” 12’ıncı sınıf öğrencisi Cansu Yakar, “Bizim okulumuzda Perşembe günleri atölye dersimiz oluyor. Burada farklı tarzda babet, spor ve bot gibi ayakkabılar yapmayı öğreniyoruz. Geçen sene çizim ve model üretim eğitimimizi tamamladık. Bu yıl ise üretim kısmına geçerek çizdiğimiz modeller tamamen bir ayakkabı haline geliyor. Okula başladığım ilk günden bu yana yaklaşık 10 tane ayakkabı üretimi yapmışımdır. Ürettiğim ayakkabıyı babam giyiyor evde kullanıyoruz” dedi. “En sevdiğimiz ders günü üretim yaptığımız Perşembe günleri” Üretim yapılan atölye derslerinin eğlenceli geçtiğini ifade eden 12’ıncı sınıf öğrencisi İrem Nur Koç, “Bizim en sevdiğimiz ders günü üretim yaptığımız Perşembe günleri oluyor. Ayakkabının ön arka montaj işlemleri, dikimleri her şeyini yapabiliyoruz. Burada öğrendiklerimiz sayesinde bir ayakkabının nasıl üretildiğini ve nerelerinde hataları olduğunu anlayabiliyoruz. İlk önce kesim makinasından sayalarını çıkartıyoruz. Sayalarının dikimini yaptırıyoruz. Daha sonra atölyelerimizde ayakkabının üretimini yapıyoruz” diye konuştu. (AFS-SB-
Hatay Havaların ısınmasıyla tozun etkisini hissettirdiği enkaz kentte yaşayan vatandaşlara maske uyarısı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’da yaşayan vatandaşlara, uzmanından maske takmaları konusunda uyarı geldi. Doktor Ercan Nural, astım ve alerjik reaksiyonu olan hastalarda toza bağlı olarak geçmeyen öksürükler, burun akıntıları ve hapşırıklar görüldüğünü söyledi. Kahramanmaraş merkezli depremler Hatay’da büyük yıkıma yol açmış ve 25 bine yakın insan vefat etmişti. Hatay’da bahar aylarının gelmesiyle birlikte hava sıcaklığı da 35 dereceyi bulmaya başladı. Yaz mevsimiyle birlikte artan toz bulutları sağlık üzerinde olumsuz etkilere neden oluyor. Dr. Ercan Nural, astım ve alerji hastalarını maske kullanmaları ve dışarıda giyindikleri kıyafetleri yüksek sıcaklıkta yıkamaları konusunda uyardı. Yağışlı havanın etkisini yitirmeye başlamasıyla toz bulutlarının etkisini arttırmaya başladığını dile getiren Dr. Nural, "Yaşadığımız 6 Şubat depremlerinden ötürü çok fazla enkaz mevcut. Yağmurun azalmasına bağlı olarak yaz ayının gelmesiyle birlikte toz bulutları çok fazla olmaya başladı. Astım, alerjik reaksiyonları olan hastalarımızda çok sıkıntılar yaşıyoruz. Hastalarımda özellikle geçmeyen öksürükler, burun akıntıları, hapşırıklar, deri döküntüleri ve kaşıntılar çok fazla olmaya başladı. Bu tip hastalarımızın tedavilerini aksatmamaları, dışarıya çıkarken maske takmaları ve dışarı çıkarken giyilen kıyafetinin tekrar eve sokulmaması lazım. Dışarıya giyilen kıyafetin çıkartılıp 60 ya da 90 derece aralığında yıkanması gerekiyor. Toz bulutları çocuklarda ileri ki yaşlarda bağışıklık sistemlerinin gelişimi için fazla toza maruz kalmamaları gerekiyor. Çocukların ve yetişkinlerin iyi beslenmesi gerekiyor. Protein içeren yemekler, bol yoğurt ve sıvı tüketmeleri konusunda önerilerim var. Çocukları ne kadar dengeli beklerseniz bağışıklık sistemleri gelişmiş olacak. Asıl tedavinin etkenden uzaklaştırmak olduğunu düşünüyorum. Bu inatçı öksürüklerde hastalarımda deprem sonrası artış görüyorum" dedi.
Elazığ Kayısıyı ’sis’ vurdu, rekoltede yüzde 60 düşüş bekleniyor Elazığ’da geçen sene don vuran kayısıyı bu sene de sis vurdu. Üretici rekoltede yüzde 60 düşüş beklerken, bazı ağaçlarda hiç meyve olmadığını ifade etti. Türkiye’nin önemli kayısı üretim merkezlerinden olan ve 100 bin dekar alanda bir milyona yakın kayısı ağacı bulunan Elazığ’ın Baskil ilçesinde, yılda ortalama 60 bin ton kayısı üretimi gerçekleşiyor. Elazığ’daki bu kayısının yüzde 95’i ise Baskil ilçesindeki bahçelerde oluyor. İlçede üretilen kalitesi ve aroması ile ilk sıralarda yer alan Baskil kayısısının önemli pazar yeri ise Malatya’da bulunuyor. 2 yıldır çeşitli meteorolojik olaylardan ve hastalıklardan dolayı çiftçi istediğini bir türlü alamazken bu sene de kayısı sis vurdu. Bahçelerin üzerlerini kaplayan sis, kayısı tomurcukları üzerinde su tanecikleri biriktirdi. Gece yaşanan en ufak bir soğukta su tanecikleri donarak kayısıyı adeta öldürdü. Her sene bir olayla karşılaştıklarını ve yaklaşık 3 sezondur istediklerini alamadıklarını dile getiren çiftçiler, rekoltede bu sene ortalama yüzde 60 düşüş beklediklerini söyledi. Bu sene kayısının olmamasının en büyük etkeninin sis olduğunu belirten üreticilerden Nusret Abiç, "Sis, ağaç üzerinde su tanecikleri bırakıyor. Bu tanecikler buz dönüştüğü zaman meyve kalmıyor. Hepsi yanıp gidiyor. En büyük etken sistir. Aşırı soğuk veya sıcaktan değil, bu seneki kayısının olmamasının sebebi sistir. Bu sene geçen seneden de düşük. Geçen sene zaten düşüktü, bu sene onun da altında kaldı. Bu sene işçiliği, elektriği, suyu ve gübresini çiftçi cebinden ödeyecek. Geçen seneye göre kayısıda yüzde 60 düşüş var. Geçen sene kadar olması imkansız gibidir. İklimlerin bozulması mı diyelim artık kayısı olmuyor. Geçen sene don vurdu, bu sene sis vurdu. Seneye de ne vurur onu Allah bilir" dedi. Üreticilerden Hamza Abiç ise, "Geçen sene çiçeğe yağmur vurdu ve dondurdu. Bu sene ise aşırı bir sis vardı. Sis tomurcukların üzerinde su olarak birikti. Gece de dondurduğu için tomurcukların hepsi dondu. Bu sene yapacak bir şey yok. Her zaman kazandırmıyor bazen de götürüyor. Bu sene de cepten götürecek. Rızkın kefili Allah’tır. Yapabileceğimiz bir şey yok. Geçen seneye göre bazı yerlerde yüzde 60, bazı yerlerde ise yüzde 100 düşüş var. Bazı ağaçlarda 3-5 kilo var. Bazı ağaçların üzerinde ise hiç yok. 3 sezondur bahçeden verim alamıyoruz. Bahçenin üzeri kırmızı sürgülerle dolu. Bu bahçenin artık verimden düştüğünün bir göstergesidir. Artık bahçe kendi gelişime verdi. 3 senedir meyve olmadığı için ağaç, meyve vermeyi bir nevi unuttu gibi, bu yüzden artık sadece kendini büyütüyor" diye konuştu.