POLİTİKA - 25 Haziran 2019 Salı 11:41

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan seçim sonrası önemli açıklamalar

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan seçim sonrası önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pazar günü yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçiminin İstanbul ve Türkiye’ye hayırlar getirmesini diliyorum. Gayri resmi sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı görevine seçilen CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nu bir kez daha tebrik ediyorum. İstanbul halkının kararının başımızın üzerinde yeri vardır” dedi. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra yaşanan süreci anlatan Erdoğan, “Şu ana kadar yaşadığımız süreç tamamen hukuki bir süreçtir. Elbette Cumhur İttifakı adayı Binali Bey’in seçimi kazanmasını arzu ettik. Kendisine gayreti ve mücadelesi için buradan teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. 

Asıl önemli olanın milli iradenin en sağlıklı, güvenli, şaibesiz şekilde tecelli etmesi olduğunun altını çizen Erdoğan, “Son seçim kimin kazandığının ötesinde milli iradenin tecellisi ile ilgili tereddütleri ortadan kaldırmış olması bakımından başlı başına kıymetlidir. 31 Mart’ın galibi ise tartışmasız bir şekilde Cumhur İttifakı’dır. AK Parti ve MHP’dir. Milletimiz 31 Mart seçimlerinde ülke genelinde bize il genel meclisinde yaklaşık yüzde 60’lık, büyükşehir belediye başkanlıklarında yüzde 52’lik, il belediye başkanlıklarında yüzde 55’lik bir oranla destek vermiştir. İstanbul’da da Cumhur İttifakı olarak 39 ilçenin 25’ini, 312 meclis üyeliğinin 180’ini kazanarak tartışmasız bir zafere imza attık. Büyükşehir seçimlerinde İstanbul’da 2004’de yüzde 45,3, 2009’da yüzde 44,7 oranında, 2014’de de 47,9 oranında oy almıştık. 

Geçtiğimiz Pazar günü oy oranımız yüzde 45 olarak gerçekleşti. Bu oran kazanmamıza yetmedi. 2024 seçimlerine kadar AK Parti ve MHP olarak İstanbul’da sahip olduğumuz 25 ilçe belediyesi ve 180 belediye meclis üyesi ile halkımıza en güzel hizmetleri vermenin gayreti içinde olacağız. Aşkla bağlı olduğumuz bu şehre hizmet etmeyi en büyük paye görerek son nefesimize kadar bu yolda yürüyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Bizim siyasetimizde milleti darılmak, milleti suçlamak yoktur. Tam tersine gerek 31 Mart’ta, gerek 23 Haziran’da milletimize kendimizi niçin anlatamadığımızın muhasebesini yapacağız” açıklamasında bulunan Erdoğan, milletin verdiği mesajları görmezden gelmeyeceklerini söyledi.

“S-400 meselesinden bundan geri adım atmayacağız”

“Türkiye’nin bir türlü çökertemedikleri istikrarına yönelik saldırılar dün de eksilmedi, bugün de sürüyor, yarın da devam edecektir. Kim ne yaparsa yapsın biz milletimizle birlikte kendi hedeflerimiz doğrultusunda kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadelerini kullanan Erdoğan, "S-400 Hava Savunma Sistemlerine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

“Sipariş ettiğimiz S-400 Hava Savunma Sistemlerini önümüzdeki ay teslim almaya başlıyoruz. Güvenlik ihtiyaçlarımız konusundaki farklı tedarik seçeneklerine kapılarımız daima açık olmuştur. Türkiye kendi güvenlik gereksinimlerini karşılama konusunu hiçbir ülke ile müzakere etmek, bu konuda izin almak, baskılara boyun eğmek durumunda değildir. S-400 meselesi doğrudan egemenlik haklarımızla ilgili bir konudur, bundan geri adım atmayacağız.”

Çin ve Amerika arasında süren ticaret savaşını herkes için kazanca dönüştürecek bir istikamete çevirecek tüm girişimlere destek verdiklerini söyleyen Erdoğan, “Dünya çapında İslam’a, Müslümanlara ve bunların en büyük temsilcisi olarak görülen Türklere karşı yürütülen husumet politikalarına en gür seda ile karşı çıkmaya devam ediyoruz” dedi.  

“Örgüt içinde ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır”

Terör örgütlerine yönelik yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirilen terör operasyonlarına yönelik de açıklamada bulunan Erdoğan, “Bölücü terör örgütünü yurt içinde ve yurt dışında etkisiz hale getirecek adımları kararlılıkla atıyoruz. Yaptığımız operasyonlarla Kuzey Irak’tan ülkemize yönelik terör tehditleri kaynağında önleyecek başarılar elde ettik. Suriye’de terör örgütünün kazanımlarımıza yönelik saldırılarının tamamını da boşa çıkardık. Türkiye’yi bölgemizdeki krizin ve yıkımın bir parçası haline getirmeye yönelik tüm çabaları akim bıraktık” diyerek teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın son günlerde kamuoyuna yaptığı açıklamalar ve bununla ilgili değerlendirmelerin örgüt içinde hem iç politikada hem de bölge politikalarında ciddi görüş ayrılıklarının ortaya çıktığının işareti olduğunu kaydetti.

“Fransa sen konuşamazsın”

Doğu Akdeniz’de yaşanan son gelişmelere de değinen Erdoğan, konuya yönelik şunları söyledi:

“Doğu Akdeniz’de bulunan ve bulunacak olan her türlü kaynağın adil bir şekilde paylaşımına rıza gösterilmesini sağlayana kadar bölgede attığımız adımları kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu havzadaki petrol, doğalgaz arama faaliyetleri konusunda Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını, hukukunu yok sayan girişimlere asla izin vermeyeceğiz.

Yunanistan Başbakanı kendine göre bir şeyler söyleyip duruyor. Ne söylerse söylesin. Bizim orada haklarımız var, aynı şekilde bu haklarımızı koruma adına hem arama tarama yapacak olan gemilerimiz hem sondaj gemilerimiz bu faaliyetlerini yürütecek, bunun yanında da silahlı kuvvetlerimiz gerekli tedbiri alacaktır.
Ülkemizde siyaset yapanlar, sözde siyaset yapanlar bizim bu noktada ‘ne için böyle adımlar atıyoruz’ gibi eleştiriler yapıyorlar. Ama bunların böyle bir derdi yok, sıkıntısı yok.

Bunlar benim Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımın hakkı nedir, bu haklar kendilerine veriliyor mu? gibi bir derdi yok ama bizim derdimiz var. Soydaşlarımızın bütün o bölgede çıkan ne kadar petrol, doğalgaz varsa orada hakları var ve bu haklarının tespitinde orada Kuzey Kıbrıslı yöneticilerinin de yer alması bizim başından beri savunduğumuz tezdir. Burayla ilgili Fransa’nın söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. Burada Türkiye konuşur garantördür, Yunanistan, İngiltere konuşur garantördür ama Fransa sen konuşamazsın, senin böyle bir yetkin yok.”

“Münbiç ve Fırat’ın Doğusundaki sorunları çözdüğümüzde rakam milyonlara ulaşacaktır”

Suriye’deki krizin Türkiye’nin güvenlik endişelerini ve insani yüklerini ortadan kaldıracak bir çözüme kavuşturulmasını sağlayacak siyasi, diplomatik ve askeri çözüm yollarını sonuna kadar zorladıklarını vurgulayan Erdoğan, “Şu anda en önemli buralardaki konu bir terör koridoru olayıydı. Bunu yaptığımız müdahaleler ile ortadan kaldırdık.

Şu anda bu terör koridorunu istiyoruz ki bir güvenlik koridoru haline getirelim. Bunun içinde bu güvenlik koridorunda Türkiye’deki mültecilere oralarda bir yerleşim imkanı sağlayalım ve bu yerleşim imkanıyla birlikte hani konuşanlar var ya biz koalisyon güçleriyiz, şuyuz buyuz diyenler. Tamam gelin o zaman, hadi verin desteklerinizi, birlikte bu güvenlik koridorunda onlara yerleşim yerlerini kuralım, onları oraya yerleştirmeye çalışalım. Bu konuda ABD gelsin lojistik desteğiyle, hava noktasındaki korumalarıyla desteğini versin. Biz burada özellikle deneyimimizin çok ileri olduğu TİKA ile burada yerleşim noktasında yoğun bir şekilde altyapı, üstyapı çalışmalarını yaparız.

Bunları birçok Batı ülkelerine, geçmişte başta Obama’ya söyledim, bu dönemde de Trump’a söyledim ve o da dikkat ederseniz bu güvenli bölge ifadelerini birkaç kez kullandı. Ama mali desteğe gelince hiçbirisi bu konuda mali desteği vermedi. Merkel ile de bunları konuştum. O da bu noktada böyle bir desteği verebileceğini ve bu projenin isabetli olduğunu söyledi. Hep söylüyorlar, laf ola beri gele. Ondan sonra herhangi bir şey yok. Bütün bunlara rağmen ülkemizde bulunan Suriyelilerin geri dönüşlerini temin noktasında sınırlarımız ötesindeki güvenli bölgeleri mümkün olduğunca genişletmeye çalışıyoruz. Şu ana kadar 330 bin kişi geri döndü. Münbiç ve Fırat’ın Doğusundaki sorunları da çözdüğümüzde kısa sürede bu rakam inanıyorum ki milyonlara ulaşacaktır” diye konuştu.

Önümüzdeki dönemde ekonomi ve güvenlik konularının gündemin en üst sıralarında yer alacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ekonomideki asıl hedefinin yüksek teknolojiye, tasarıma, markalaşmaya, yüksek katma değere dayalı üretimi ve ihracatı geliştirmek olduğunu söyledi.

“Teşekkür etmesini bilin”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in TBMM Grup Toplantısında söylediği sözlere yönelik Erdoğan, “Maalesef, Türkiye’de sözde siyaset yapan birileri eğitimde, sağlıkta attığımız adımları küçümsemeyle prim yapmaya çalışıyor. Adalet, emniyette attığımız adımlarla kendilerine prim yapmaya çalışıyor. Ulaşımda attığımız adımlarla prim yapmaya çalışıyor. Bugün bir tanesi öyle söylüyor. ‘Şu kadar bölünmüş yol yaptım demekle mi oy alacaksınız’ diyor. Öbür taraftan şunu da söyle: Yüksek Hızlı Tren getirdik diye mi size bu millet oy verecek. Daha da ileri gidiyorum, 26 tane havaalanını 56’ya çıkarttık diye mi bu millet size oy verecek. Ya ne kaldı o olmayacak, bu olmayacak filan ne olacak, sen niye varsın o zaman.

Yani siyasi kadrolar bu ülkede ne yapar. Beni Kahramanmaraşlı kardeşim bunu anladı ama bu hanımefendi hala anlayamadı. Bu tabi bir tanesi. Yüzlerce tünel, dağları yüzlerce tünelle deldik. Bunlar bugüne kadar niye yapılmıyordu, şimdi yapınca neden rahatsız oluyorsun. Biride bir teşekkür etmesini bilin. Siz de geçmişte bakanlık yaptınız, niye sizler bunu yapamadınız. İşte kıskançlık çok kötü bir illet. Fakat isteseler de istemeseler de biz yine bu yolları yapmaya devam edeceğiz. Bu tünelleri inşallah açmaya devam edeceğiz, köprüleri yapmaya devam edeceğiz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü de yapacağız, Osman Gazi Köprüsü de yapacağız, Marmaray gibilerini de yapacağız, Avrasya Tünelini de yapacağız ve yapmaya devam edeceğiz” dedi.

“Yakında yeniden ekonomimizin yükselişe geçmeye başladığını göreceğiz”

Erdoğan, ekonomiye yönelik ise şu mesajları paylaştı:

“Türkiye’nin geleceğini karartmaya, önünü kesmeye yönelik ekonomik tuzakların milletimizi günlük hayatında nasıl bunalttığının da biz çok iyi farkındayız. Kur, faiz, enflasyon üçgeninde bunalan girişimcilerimizin, iş adamlarımızın, esnafımızın hangi sıkıntıları çektiğini de gayet iyi biliyoruz. Bunun için ekonomiyi dengeye oturtmaya, kurdaki istikrarsızlığı gidermeye, faizleri düşürmeye, enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirmeye, istihdamı artırmaya çalışıyoruz.

Bunun sinyalleri gelmeye başlamıştır. Ekonomide istikrarı sağlamadan üretimi, yatırımı, ticareti, istihdamı istediğimiz seviyeye getiremeyeceğimiz açıktır. Türkiye’nin üretimdeki ve insan gücündeki potansiyelini, kabiliyetlerini bilenler ülkemiz ekonomisine yönelik saldırıları işte hep bu istikrar noktasına yoğunlaştırıyor. Biz de tedbirlerimizi ona göre aldık, alıyoruz. Geçtiğimiz yıldan itibaren şoklara karşı dirençli, uluslar arası rekabete daha güçlü, sağlıklı sürdürülebilir ve dengeli büyümeli hedef alan bir program uyguluyoruz. Yakında yeniden ekonomimizin yükselişe geçmeye başladığını göreceğiz. Her şeye rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 2,6 oranında büyümüştük.

Bu yılın ilk çeyreğini de yıllık bazdaki daralmaya rağmen mevsim etkisinden arındırılmış olarak baktığımızda bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,3 büyümeyle kapattık. Haziran ayı itibariyle her alanda göstergeler olumlu yönde bir yükselişi işaret ediyor. Dolar kuru bir süredir 6 liranın altında seyrediyor. Merkez Bankası döviz rezervlerimiz yeniden 100 milyar dolar seviyesine yaklaştı.

Borsa bir ayda 86 binden 95 binin üzerine çıktı. Tahvil faizleri yüzde 19’un altına indi. Ülke risk primimiz geriliyor. Ekonominin nabzını tutan güven endekslerinin hepsinde de Haziran ayında olumlu yönde yükseliş gözleniyor. İmalat sanayindeki kapasite kullanım oranında da artış var. İhracatımızdaki ve turizm sektöründeki olumlu yükseliş sürüyor. İhracatta 170’in üzerine ve turizmde de 50 milyon turistin üzerine çıkacağız, şu andaki görüntü bu.”  

Derya Yetim - İlker Turak - Hülya Keklik - Ömer Çetin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bu ilçede 15 yıldır hırsızlık olayı yaşanmadı Kütahya’nın Aslanapa ilçesi Belediye Başkanı Necati Kulik, ilçede asayişle ilgili herhangi bir olumsuz durumun yaşanmadığını belirterek, Aslanapa’nın güvenli ve huzurlu bir ilçe olduğunu vurguladı. Başkan Kulik, yaptığı açıklamada ilçede suç olaylarının neredeyse hiç yaşanmadığını ifade ederek, "İlçemizde kötü bir şekilde işlenen herhangi bir suç bulunmuyor. Vatandaşlarımız son derece duyarlı. Herkes malını, aracını güvenle dışarıda bırakabiliyor. İnşaat malzemeleri, marketler, bakkallar rahatlıkla açıkta durabiliyor. Kimse kimsenin malına göz dikmiyor" dedi. Aslanapa’nın bu yönüyle anılmasından büyük memnuniyet duyduklarını dile getiren Kulik, "İnsanlarımız birbirlerinin malına ve canına saygılı. Bu durumdan dolayı çok mutluyuz. Vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum, Allah hepsinden razı olsun" ifadelerini kullandı. Herhangi bir siyasi ya da emniyetle ilgili olumsuz olayın yaşanmadığını belirten Başkan Kulik, bu huzur ortamının temelinde insanların birbirine duyduğu saygının yattığını söyledi. İlçede uzun süredir asayiş olayının yaşanmadığını kaydeden Kulik, "Yaklaşık iki-üç yıldır buradayım. Daha önce de ilçeyi iyi tanıyordum. Köylerimizde ya da ilçe merkezimizde bugüne kadar büyük bir olay yaşanmadı" diye konuştu. İlçenin nüfus bilgilerini de paylaşan Kulik, Aslanapa’nın köyleriyle birlikte toplam nüfusunun yaklaşık 8 bin 700 olduğunu, ilçe merkezinin ise 2 bin civarında seyrettiğini belirtti. Ocak ayından itibaren mahalle sayısının dörtten beşe çıkacağını aktaran Kulik, ilçede şu anda 30 köy bulunduğunu ifade etti. Aslanapa’da hırsızlık olaylarının yok denecek kadar az olduğunun altını çizen Başkan Kulik, "Yaklaşık 15 yıldır böyle bir olaya ne şahit oldum ne de duydum. Güvenlik birimleri daha net bilir ama ilçemizde huzur ortamı hamdolsun devam ediyor" dedi.
Ordu Dünyanın en iyileri arasında olan Çambaşı Kayak Merkezi sezona hazır Ordu’nun Kabadüz ilçesinde bulunan ve "2026 Dünyanın En İyileri" listesinde kış sporları için önerilen destinasyonlar arasında yerini alan Çambaşı Kayak Merkezi, sezona hazır. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler tarafından 5 yıl önce bungalov evleri, 5 yıldız konforunda oteli ile Ordu’ya kazandırılan 2 bin rakımlı Çambaşı Kayak Merkezi, geçen aylarda dünyaca ünlü bilim ve keşif dergisi National Geographic’in "2026 Dünyanın En İyileri" listesinde kış sporları için önerilen destinasyonlar arasında yerini almıştı. Şehir merkezine de yakın olması itibariyle tercih edilen kayak merkezinde etkili olan yağışların ardından kar yüksekliği istenilen seviyeye ulaştı. Kar ezme işlemlerinin yapıldığı bölgede hazırlıklar tamamlanırken, tesisin açılışı ise 20 Aralık Cumartesi günü yapılacak. "Kartpostallık görüntülerin olduğu bir yer" Hatay’dan gelen Müslüm Keseroğlu, Çambaşı Yaylası’nı çok beğendiklerini belirterek, "Burayı sosyal medya üzerinden görüyorduk ve gelmek istedik. Beklediğimiz güzel ve kartpostallık görüntülerin olduğu bir yer. Çok memnun kaldık" diye konuştu. Yusuf Keseroğlu da kar motorları ile aktivite yaptıklarını ve yaylayı çok beğendiklerini kaydetti. Öte yandan her yıl yaz ve kış sezonu olmak üzere yıllık yaklaşık 1 milyon turist ağırlayan Çambaşı Yaylası’nda, kayak merkezinin açılması ile birlikte yoğunluk olması bekleniyor.
İstanbul Kısa vadeli dış borç stoku Ekim ayında 165,7 milyar dolar oldu Türkiye’nin Kısa Vadeli Dış Borç (KVDB) stoku, bir önceki aya göre 21 milyon dolar azalarak Ekim ayı itibarıyla 165,7 milyar dolar oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekim ayı Kısa Vadeli Dış Borç İstatistikleri Gelişmeleri’ni paylaştı. Türkiye’nin Kısa Vadeli Dış Borç (KVDB) stoku, bir önceki aya göre 21 milyon dolar azalarak Ekim ayı itibarıyla 165,7 milyar dolar oldu. Orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış borçları gösteren kalan vadeye göre KVDB stoku, 226,0 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bankalar kaynaklı KVDB stoku, bir önceki aya göre yüzde 0,8 oranında artarak 73,4 milyar ABD doları olurken, Merkez Bankası yükümlülükleri yüzde 0,4 oranında azalarak 27,6 milyar ABD doları oldu. Yurt içi bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, bir önceki aya göre yüzde 16,7 oranında azalarak 7,8 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Yurt dışı yerleşik bankaların yurt içindeki mevduatı yüzde 0,5 oranında azalışla 19,4 milyar ABD doları olmuştur. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 0,4 oranında artışla 21,1 milyar ABD doları olurken, TL cinsinden mevduatları yüzde 9,2 oranında artarak 25,1 milyar ABD doları oldu. Diğer sektörler kaynaklı KVDB stoku, bir önceki aya göre yüzde 0,7 oranında azalarak 64,7 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti. Dış ticaret işlemlerinden kaynaklanan ticari krediler yüzde 0,7 oranında azalarak 59,2 milyar ABD doları olurken, nakit kredi kaynaklı yükümlülükler yüzde 1,1 azalarak 5,5 milyar ABD doları oldu. Döviz kompozisyonu incelendiğinde, KVDB stokunun yüzde 34,5’inin ABD doları, yüzde 26,8’inin euro, yüzde 23,0’ının Türk lirası ve yüzde 15,7’sinin diğer döviz cinslerinden oluştuğu görüldü. Kalan vadeye göre KVDB stokunda, bankalar ve diğer sektörlerin kredi ve tahvil yükümlülükleri yaklaşık 65,4 milyar dolara düşerken, yurt dışı yerleşiklerin Türkiye’de yerleşik bankalardaki mevduat stoku ise yaklaşık 65,6 milyar dolara yükseldi.
Eskişehir ’Dijital Gelecek’ projesi yükümlülere yeni kapılar açacak Eskişehir’de denetimli serbestlik yükümlülerinin dijital dünyaya uyum sağlaması ve topluma yeniden kazandırılması amacıya yürütülen ’Dijital Gelecek: Genç Denetimli Serbestlik Yükümlülerinin İstihdama Entegrasyonu’ projesin kapanış toplantısı gerçekleştirildi. 2025 yılının mart ayında başlayan proje çalışmaları kapsamında, geçen 10 aylık süreç içerisinde gerçekleştirilen çalıştaylarda Eskişehir’de bulunan denetimli serbestlik yükümlüsü gençler ile işverenler bir araya getirilerek sektörün ihtiyaçları ve gençlerin talepleri tespit edildi. Çalıştayların sonunda ’İstihdama Katılım ve Uyum Strateji Belgesi’, ’Yaşam ve Meslek Becerilerinin Geliştirilmesi Eskişehir Eylem Planı’ ile ’Bilgi ve Teknoloji Becerilerinin Geliştirilmesi Eskişehir Eylem Planı’ hazırlandı. Projenin sonunda ise, ’Denetimli Serbestlik Yükümlüsü Gençlerin Dijital Araçlar Yoluyla İstihdamı Türkiye Modeli Oluşturulması’ yönünde çalışmalara devam edileceği ifade edildi. Çalışmanın çıktılarının ilgili bakanlıklar ile paylaşılarak projenin Türkiye genelinde yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir olması hedeflendiği vurgulandı. Türkiye’de bir ilk olma niteliği taşıyor Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın öncülük ettiği projede, uygulayıcı ortaklar olarak Sakin Okul Eğitim, Kültür ve Sanat Derneği, Eskişehir Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ve Eskişehir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) yer alıyor. Avrupa Birliği Erasmus+ Programı kapsamında desteklenen ve Türkiye’de bir ilk olma niteliği taşıyan projenin 18-30 yaş arası, Eskişehir’de denetimli serbestlik altında bulunan ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin dijital becerilerini ve yaşam kapasitelerini artırarak, onları üretken bir yaşama yeniden entegre etmeyi amaçlıyor. "Gençlerimizin hayata yeniden tutunması için atılmış önemli bir adımdır" Eskişehir Haller Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen Proje Değerlendirme ve Kapanış Zirvesi’nde proje ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah, projenin sadece bir mesleki eğitim veya sosyal destek faaliyeti olmanın ötesine geçtiğini belirterek, "Bu proje, gençlerimizin hayata yeniden tutunması, üretken bireyler olarak toplumla bağlarını güçlendirmesi ve dijital çağın gerekliliklerine uyum sağlamaları için atılmış önemli bir adımdır. Yükümlülerimizin denetimli serbestlik süreci, özellikle gençlerimiz için kritik bir dönüm noktasıdır. Bu dönemde sunulan doğru fırsatlar, onların hayatlarında derin ve kalıcı değişiklikler oluşturabilmektedir. İşte bu proje, tam da bu noktada gençlerimize yeni bir yön, yeni bir umut ve yeni bir gelecek sunmayı amaçlamaktadır. Bu proje vesilesiyle ortaya çıkan iş birliği kültürünün, gelecekte daha kapsamlı ve etkili projelerin temelini oluşturacağına yürekten inanıyorum. Hep birlikte, gençlerimize daha güçlü bir gelecek hazırlamak için çalışmayı sürdüreceğiz" dedi. "Geçmişiniz değil, attığınız adımlar ve kurduğunuz hayaller sizi tanımlar" Eskişehir Sakin Okul Derneği Başkanı Ferhat Taşdelen, eğitimde ve istihdamda olmayan genç yükümlülerin umutsuz olmadıklarını vurgulayarak şunları söyledi: "Proje kapsamında ortaya koyulan işbirliği sayesinde gençler için güvenli, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir öğrenme ve istihdama geçiş alanı oluşturulmuştur. Bu proje yalnızca bilgi aktaran bir süreç olmadı. Gençlere ’yapabilirim’ duygusunu yeniden hatırlattı. Kamu, sivil toplum ve iş dünyası gençler için aynı masada buluştu. Değerli gençler, burada kazandığınız her bilgi, beceri ve deneyim sizlerin geleceği için bir temel oluşturuyor. Geçmişiniz sizi tanımlamaz. Attığınız adımlar, kurduğunuz hayaller ve gösterdiğiniz çaba sizi tanımlar." "Sosyal bir sorumluluk meselesinden çok daha fazlasını ifade ediyor" Eskişehir Sanayici İş İnsanları Derneği Başkanı Kenan Işık ise, denetimli serbestlik altında bulunan gençlerin istihdamının sadece bir sosyal mesele olmadığını, aynı zamanda değişen ekonomik şartlarda sanayi ve hizmet sektörü içerisinde iş gücüne erişim konusunda önemli bir çözüm sunduğunu söyledi. Başkan Işık, "Bu proje iş dünyamız için sosyal bir sorumluluk meselesinden çok daha fazlasını ifade ediyor. Doğru model ve destekle hızlı, verimli, katma değeri yüksek nitelikli işgücü oluşturmak konusunda önemli bir fırsat sunuyor" şeklinde konuştu. Katılımın yoğun olduğu projenin kapanış zirvesine Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Üzeyir Karakülah, Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanı Arif Hamdi Sazak, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Murat Özgen, ESİAD Başkanı M.Kenan Işık, Sakin Okul Derneği Başkanı Ferhat Taşdelen ile çok sayıda sanayici ve sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.