POLİTİKA - 25 Haziran 2019 Salı 11:41

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan seçim sonrası önemli açıklamalar

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan seçim sonrası önemli açıklamalar

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pazar günü yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçiminin İstanbul ve Türkiye’ye hayırlar getirmesini diliyorum. Gayri resmi sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı görevine seçilen CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nu bir kez daha tebrik ediyorum. İstanbul halkının kararının başımızın üzerinde yeri vardır” dedi. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra yaşanan süreci anlatan Erdoğan, “Şu ana kadar yaşadığımız süreç tamamen hukuki bir süreçtir. Elbette Cumhur İttifakı adayı Binali Bey’in seçimi kazanmasını arzu ettik. Kendisine gayreti ve mücadelesi için buradan teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. 

Asıl önemli olanın milli iradenin en sağlıklı, güvenli, şaibesiz şekilde tecelli etmesi olduğunun altını çizen Erdoğan, “Son seçim kimin kazandığının ötesinde milli iradenin tecellisi ile ilgili tereddütleri ortadan kaldırmış olması bakımından başlı başına kıymetlidir. 31 Mart’ın galibi ise tartışmasız bir şekilde Cumhur İttifakı’dır. AK Parti ve MHP’dir. Milletimiz 31 Mart seçimlerinde ülke genelinde bize il genel meclisinde yaklaşık yüzde 60’lık, büyükşehir belediye başkanlıklarında yüzde 52’lik, il belediye başkanlıklarında yüzde 55’lik bir oranla destek vermiştir. İstanbul’da da Cumhur İttifakı olarak 39 ilçenin 25’ini, 312 meclis üyeliğinin 180’ini kazanarak tartışmasız bir zafere imza attık. Büyükşehir seçimlerinde İstanbul’da 2004’de yüzde 45,3, 2009’da yüzde 44,7 oranında, 2014’de de 47,9 oranında oy almıştık. 

Geçtiğimiz Pazar günü oy oranımız yüzde 45 olarak gerçekleşti. Bu oran kazanmamıza yetmedi. 2024 seçimlerine kadar AK Parti ve MHP olarak İstanbul’da sahip olduğumuz 25 ilçe belediyesi ve 180 belediye meclis üyesi ile halkımıza en güzel hizmetleri vermenin gayreti içinde olacağız. Aşkla bağlı olduğumuz bu şehre hizmet etmeyi en büyük paye görerek son nefesimize kadar bu yolda yürüyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Bizim siyasetimizde milleti darılmak, milleti suçlamak yoktur. Tam tersine gerek 31 Mart’ta, gerek 23 Haziran’da milletimize kendimizi niçin anlatamadığımızın muhasebesini yapacağız” açıklamasında bulunan Erdoğan, milletin verdiği mesajları görmezden gelmeyeceklerini söyledi.

“S-400 meselesinden bundan geri adım atmayacağız”

“Türkiye’nin bir türlü çökertemedikleri istikrarına yönelik saldırılar dün de eksilmedi, bugün de sürüyor, yarın da devam edecektir. Kim ne yaparsa yapsın biz milletimizle birlikte kendi hedeflerimiz doğrultusunda kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadelerini kullanan Erdoğan, "S-400 Hava Savunma Sistemlerine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

“Sipariş ettiğimiz S-400 Hava Savunma Sistemlerini önümüzdeki ay teslim almaya başlıyoruz. Güvenlik ihtiyaçlarımız konusundaki farklı tedarik seçeneklerine kapılarımız daima açık olmuştur. Türkiye kendi güvenlik gereksinimlerini karşılama konusunu hiçbir ülke ile müzakere etmek, bu konuda izin almak, baskılara boyun eğmek durumunda değildir. S-400 meselesi doğrudan egemenlik haklarımızla ilgili bir konudur, bundan geri adım atmayacağız.”

Çin ve Amerika arasında süren ticaret savaşını herkes için kazanca dönüştürecek bir istikamete çevirecek tüm girişimlere destek verdiklerini söyleyen Erdoğan, “Dünya çapında İslam’a, Müslümanlara ve bunların en büyük temsilcisi olarak görülen Türklere karşı yürütülen husumet politikalarına en gür seda ile karşı çıkmaya devam ediyoruz” dedi.  

“Örgüt içinde ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır”

Terör örgütlerine yönelik yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirilen terör operasyonlarına yönelik de açıklamada bulunan Erdoğan, “Bölücü terör örgütünü yurt içinde ve yurt dışında etkisiz hale getirecek adımları kararlılıkla atıyoruz. Yaptığımız operasyonlarla Kuzey Irak’tan ülkemize yönelik terör tehditleri kaynağında önleyecek başarılar elde ettik. Suriye’de terör örgütünün kazanımlarımıza yönelik saldırılarının tamamını da boşa çıkardık. Türkiye’yi bölgemizdeki krizin ve yıkımın bir parçası haline getirmeye yönelik tüm çabaları akim bıraktık” diyerek teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın son günlerde kamuoyuna yaptığı açıklamalar ve bununla ilgili değerlendirmelerin örgüt içinde hem iç politikada hem de bölge politikalarında ciddi görüş ayrılıklarının ortaya çıktığının işareti olduğunu kaydetti.

“Fransa sen konuşamazsın”

Doğu Akdeniz’de yaşanan son gelişmelere de değinen Erdoğan, konuya yönelik şunları söyledi:

“Doğu Akdeniz’de bulunan ve bulunacak olan her türlü kaynağın adil bir şekilde paylaşımına rıza gösterilmesini sağlayana kadar bölgede attığımız adımları kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu havzadaki petrol, doğalgaz arama faaliyetleri konusunda Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını, hukukunu yok sayan girişimlere asla izin vermeyeceğiz.

Yunanistan Başbakanı kendine göre bir şeyler söyleyip duruyor. Ne söylerse söylesin. Bizim orada haklarımız var, aynı şekilde bu haklarımızı koruma adına hem arama tarama yapacak olan gemilerimiz hem sondaj gemilerimiz bu faaliyetlerini yürütecek, bunun yanında da silahlı kuvvetlerimiz gerekli tedbiri alacaktır.
Ülkemizde siyaset yapanlar, sözde siyaset yapanlar bizim bu noktada ‘ne için böyle adımlar atıyoruz’ gibi eleştiriler yapıyorlar. Ama bunların böyle bir derdi yok, sıkıntısı yok.

Bunlar benim Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımın hakkı nedir, bu haklar kendilerine veriliyor mu? gibi bir derdi yok ama bizim derdimiz var. Soydaşlarımızın bütün o bölgede çıkan ne kadar petrol, doğalgaz varsa orada hakları var ve bu haklarının tespitinde orada Kuzey Kıbrıslı yöneticilerinin de yer alması bizim başından beri savunduğumuz tezdir. Burayla ilgili Fransa’nın söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. Burada Türkiye konuşur garantördür, Yunanistan, İngiltere konuşur garantördür ama Fransa sen konuşamazsın, senin böyle bir yetkin yok.”

“Münbiç ve Fırat’ın Doğusundaki sorunları çözdüğümüzde rakam milyonlara ulaşacaktır”

Suriye’deki krizin Türkiye’nin güvenlik endişelerini ve insani yüklerini ortadan kaldıracak bir çözüme kavuşturulmasını sağlayacak siyasi, diplomatik ve askeri çözüm yollarını sonuna kadar zorladıklarını vurgulayan Erdoğan, “Şu anda en önemli buralardaki konu bir terör koridoru olayıydı. Bunu yaptığımız müdahaleler ile ortadan kaldırdık.

Şu anda bu terör koridorunu istiyoruz ki bir güvenlik koridoru haline getirelim. Bunun içinde bu güvenlik koridorunda Türkiye’deki mültecilere oralarda bir yerleşim imkanı sağlayalım ve bu yerleşim imkanıyla birlikte hani konuşanlar var ya biz koalisyon güçleriyiz, şuyuz buyuz diyenler. Tamam gelin o zaman, hadi verin desteklerinizi, birlikte bu güvenlik koridorunda onlara yerleşim yerlerini kuralım, onları oraya yerleştirmeye çalışalım. Bu konuda ABD gelsin lojistik desteğiyle, hava noktasındaki korumalarıyla desteğini versin. Biz burada özellikle deneyimimizin çok ileri olduğu TİKA ile burada yerleşim noktasında yoğun bir şekilde altyapı, üstyapı çalışmalarını yaparız.

Bunları birçok Batı ülkelerine, geçmişte başta Obama’ya söyledim, bu dönemde de Trump’a söyledim ve o da dikkat ederseniz bu güvenli bölge ifadelerini birkaç kez kullandı. Ama mali desteğe gelince hiçbirisi bu konuda mali desteği vermedi. Merkel ile de bunları konuştum. O da bu noktada böyle bir desteği verebileceğini ve bu projenin isabetli olduğunu söyledi. Hep söylüyorlar, laf ola beri gele. Ondan sonra herhangi bir şey yok. Bütün bunlara rağmen ülkemizde bulunan Suriyelilerin geri dönüşlerini temin noktasında sınırlarımız ötesindeki güvenli bölgeleri mümkün olduğunca genişletmeye çalışıyoruz. Şu ana kadar 330 bin kişi geri döndü. Münbiç ve Fırat’ın Doğusundaki sorunları da çözdüğümüzde kısa sürede bu rakam inanıyorum ki milyonlara ulaşacaktır” diye konuştu.

Önümüzdeki dönemde ekonomi ve güvenlik konularının gündemin en üst sıralarında yer alacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ekonomideki asıl hedefinin yüksek teknolojiye, tasarıma, markalaşmaya, yüksek katma değere dayalı üretimi ve ihracatı geliştirmek olduğunu söyledi.

“Teşekkür etmesini bilin”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in TBMM Grup Toplantısında söylediği sözlere yönelik Erdoğan, “Maalesef, Türkiye’de sözde siyaset yapan birileri eğitimde, sağlıkta attığımız adımları küçümsemeyle prim yapmaya çalışıyor. Adalet, emniyette attığımız adımlarla kendilerine prim yapmaya çalışıyor. Ulaşımda attığımız adımlarla prim yapmaya çalışıyor. Bugün bir tanesi öyle söylüyor. ‘Şu kadar bölünmüş yol yaptım demekle mi oy alacaksınız’ diyor. Öbür taraftan şunu da söyle: Yüksek Hızlı Tren getirdik diye mi size bu millet oy verecek. Daha da ileri gidiyorum, 26 tane havaalanını 56’ya çıkarttık diye mi bu millet size oy verecek. Ya ne kaldı o olmayacak, bu olmayacak filan ne olacak, sen niye varsın o zaman.

Yani siyasi kadrolar bu ülkede ne yapar. Beni Kahramanmaraşlı kardeşim bunu anladı ama bu hanımefendi hala anlayamadı. Bu tabi bir tanesi. Yüzlerce tünel, dağları yüzlerce tünelle deldik. Bunlar bugüne kadar niye yapılmıyordu, şimdi yapınca neden rahatsız oluyorsun. Biride bir teşekkür etmesini bilin. Siz de geçmişte bakanlık yaptınız, niye sizler bunu yapamadınız. İşte kıskançlık çok kötü bir illet. Fakat isteseler de istemeseler de biz yine bu yolları yapmaya devam edeceğiz. Bu tünelleri inşallah açmaya devam edeceğiz, köprüleri yapmaya devam edeceğiz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü de yapacağız, Osman Gazi Köprüsü de yapacağız, Marmaray gibilerini de yapacağız, Avrasya Tünelini de yapacağız ve yapmaya devam edeceğiz” dedi.

“Yakında yeniden ekonomimizin yükselişe geçmeye başladığını göreceğiz”

Erdoğan, ekonomiye yönelik ise şu mesajları paylaştı:

“Türkiye’nin geleceğini karartmaya, önünü kesmeye yönelik ekonomik tuzakların milletimizi günlük hayatında nasıl bunalttığının da biz çok iyi farkındayız. Kur, faiz, enflasyon üçgeninde bunalan girişimcilerimizin, iş adamlarımızın, esnafımızın hangi sıkıntıları çektiğini de gayet iyi biliyoruz. Bunun için ekonomiyi dengeye oturtmaya, kurdaki istikrarsızlığı gidermeye, faizleri düşürmeye, enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirmeye, istihdamı artırmaya çalışıyoruz.

Bunun sinyalleri gelmeye başlamıştır. Ekonomide istikrarı sağlamadan üretimi, yatırımı, ticareti, istihdamı istediğimiz seviyeye getiremeyeceğimiz açıktır. Türkiye’nin üretimdeki ve insan gücündeki potansiyelini, kabiliyetlerini bilenler ülkemiz ekonomisine yönelik saldırıları işte hep bu istikrar noktasına yoğunlaştırıyor. Biz de tedbirlerimizi ona göre aldık, alıyoruz. Geçtiğimiz yıldan itibaren şoklara karşı dirençli, uluslar arası rekabete daha güçlü, sağlıklı sürdürülebilir ve dengeli büyümeli hedef alan bir program uyguluyoruz. Yakında yeniden ekonomimizin yükselişe geçmeye başladığını göreceğiz. Her şeye rağmen geçtiğimiz yıl yüzde 2,6 oranında büyümüştük.

Bu yılın ilk çeyreğini de yıllık bazdaki daralmaya rağmen mevsim etkisinden arındırılmış olarak baktığımızda bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,3 büyümeyle kapattık. Haziran ayı itibariyle her alanda göstergeler olumlu yönde bir yükselişi işaret ediyor. Dolar kuru bir süredir 6 liranın altında seyrediyor. Merkez Bankası döviz rezervlerimiz yeniden 100 milyar dolar seviyesine yaklaştı.

Borsa bir ayda 86 binden 95 binin üzerine çıktı. Tahvil faizleri yüzde 19’un altına indi. Ülke risk primimiz geriliyor. Ekonominin nabzını tutan güven endekslerinin hepsinde de Haziran ayında olumlu yönde yükseliş gözleniyor. İmalat sanayindeki kapasite kullanım oranında da artış var. İhracatımızdaki ve turizm sektöründeki olumlu yükseliş sürüyor. İhracatta 170’in üzerine ve turizmde de 50 milyon turistin üzerine çıkacağız, şu andaki görüntü bu.”  

Derya Yetim - İlker Turak - Hülya Keklik - Ömer Çetin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "Mahmut Boynukara" taziye evi dualarla açıldı Yeşilyurt Belediyesinin destekleriyle, 25. ve 26. Dönem AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara tarafından, merhum Mahmut Boynukara anısına yaptırılan Taziye Evi, düzenlenen törenle ve edilen dualarla hizmete açıldı. 510 metrekarelik alan üzerinde inşa edilen Mahmut Boynukara Taziye Evi modern ve işlevsel yapısıyla dikkat çekerken, içerisinde 400 kişilik bay ve bayan oturma salonları, mescid, mutfak, çay ocağı ve WC bölümleriyle hizmet verecek şekilde tasarlandı. Taziye evi, vefat eden vatandaşların yakınlarına destek olmayı amaçlarken, mahalle halkının da uzun süredir talep ettiği önemli bir ihtiyacı karşılamış oldu. Büyük bir katılım altında gerçekleşen açılış töreninde konuşan merhum Mahmut Boynukara’nın kardeşi Fatih Boynukara, "Merhum abimiz Mahmut Boynukara’nın aziz hatırasını yaşatmak amacıyla hayata geçirilen taziye evinin açılışını yapmanın heyecanını yaşıyoruz. İnsanın doğduğu, büyüdüğü, ekmeğini yediği, suyunu içtiği memleketine hizmet edebilmesi, ardında bir eser bırakabilmesi büyük bir nasiptir. Bizler de bu topraklara, bu güzel ilçeye olan vefa borcumuzu bir nebze olsun ödeyebilmek için bu projeyi hayata geçirdik. Bu özel mekanının, şehrimizdeki birlik, beraberlik, paylaşma ve kardeşliğe hizmet etmesini; hüzünlü günlerde insanlarımızın yükünü hafifletmesini temenni ediyorum. Vefatının ardından bize bıraktığı ahlaki mirasla yolumuzu aydınlatan, bizleri doğruluk, çalışkanlık ve insan sevgisiyle yetiştiren kıymetli büyüğümüz Merhum Mahmut Boynukara’yı rahmetle, minnetle anıyorum. Mekanı cennet, ruhu şad olsun. Allah kendisinden razı olsun. Bu eserin hayata geçmesinde emeği geçen başta Yeşilyurt Belediye Başkanımız olmak üzere değerli büyüğümüz Adnan Boynukara’ya ve katkı sunan herkese teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit ise, taziye evinin yapımına katkı sunan hayırsever Adnan Boynukara’ya teşekkür ederek, merhum Mahmut Boynukara’ya Allah’tan rahmet diledi. Taziye evlerinin toplum hayatında önemli bir ihtiyacı karşıladığını vurgulayan Başkan Geçit, "Malaya Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Battalgazi Belediye Başkanımızla birlikte seçim dönemindeki vaatlerimiz arasında yer alan ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi amaçlayan ’Taziye Evi’ projemiz kapsamında ilk taziye evimizi Çilesiz’de hizmete sunuyoruz. Taziye evleri acıların paylaşıldığı, dayanışmanın en güçlü şekilde hissedildiği mekanlardır. Kültür ve inanç dünyamızın önemli bir parçası olan taziye evleri, toplumsal birlik ve beraberliğin de en somut göstergelerinden biridir. Bu mahallemizde büyümüş, buranın bir evladı olan merhum Mahmut Boynukara adına yapılan taziye evimiz hayırlı olsun. Bu yılın 9 Mayıs’ında temelini attığımız taziye evimizle birlikte ilçemizdeki ilk taziye evini hemşerilerimizin hizmetine sunmuş oluyoruz. İnşallah bu taziye evimiz; vatandaşlarımızın acı günlerinde bir araya gelerek dayanışma içinde olacakları, dualarla teselli bulacakları, birlik ve beraberliğin pekişeceği bir mekan olacaktır. Bizler de Yeşilyurt Belediyesi olarak, hayırseverlerimizin katkılarıyla bu tür sosyal projeleri artırmaya, ilçemizin her mahallesine dokunmaya devam edeceğiz. Bu anlamlı eserin ilçemize kazandırılmasında büyük bir gönül örneği sergileyen, 25 ve 26’ncı dönem AK Parti Adıyaman Milletvekilimiz Sayın Adnan Boynukara’ya ve ailesine, merhum Mahmut Boynukara anısına böyle kalıcı ve hayırlı bir hizmeti Yeşilyurt’umuza kazandırdıkları için şahsım ve hemşehrilerim adına teşekkür ediyorum. Merhum Mahmut Boynukara’ya Allah’tan rahmet diliyor, mekânının cennet olmasını temenni ediyorum" diye konuştu. Malatya’nın güçlü ve modern yatırımlarla daha güçlü bir şekilde ayağa kalktığını, dönüşüm sürecinde sosyal hayata katkı sunan yatırımlara da önem verdiklerini ifade eden Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er ise, "Şehrimizde deprem yaraları hızla sarılırken aynı zamanda bu tür sosyal sorumluluk isteyen projelerin hayata geçmesine ayrı bir önem veriyoruz. Merhum Mahmut Boynukara adına böylesine özel bir mekanı şehrimize kazandıran Adnan Boynukara ve ailesine teşekkür ediyorum. Seçim döneminde şehrimizde çadır anlayışını geride bırakıp, modern ve çok amaçlı alanlara sahip taziye evleri kurmaya karar vermiştik. Bugünde bunun güzel bir örneğini hep birlikte taşıyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak TOKİ ile işbirliği halinde 20’ye yakın taziye evi inşa ediyoruz, ilçe belediyelerimizde bu tür mekanların sayısını hızla artırıyor. Yeni inşa edilen camilerimizin olduğu alanlara da taziye evleri de kuruyoruz. Çadırlar şehrimize yakışmıyor, bunu kaldırıyoruz. Taziye evlerinin yanı sıra sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif mekanlarla şehrimizi modern ve yaşam standardı yüksek bir şehir kimliğine kavuşturmak için yoğun bir şekilde çalışıyoruz" diye konuştu. AK Parti Milletvekili Bülent Tüfenkci ise, Malatya’nın yeni sosyal mekânlara kavuşmasından ziyadesiyle memnun olduklarını ifade ederken, Yeşilyurt’ta ilk olarak hizmete sunulan taziye evinin yapımında emeği geçen Yeşilyurt Belediyesine ve Adnan Boynukara’ya teşekkür etti. Tüfenkci, "Büyükşehir, Yeşilyurt ve Battalgazi Belediye Başkanlarımıza seçim dönemindeki vaatlerinden bir tanesini gerçeğe dönüştürdükleri için teşekkür ediyorum. 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan şehrimiz hızla toparlanıyor, yeniden inşa ve ihya sürecinde taziye evleri, kültür ve sanat merkezlerinin sayısını hızla artırmaktayız. Şehrimizin her noktasının daha yaşanabilir bir kimliğe kavuşması için böylesine sosyal mekanların sayısının artması için her türlü desteği veriyoruz. Çilesiz mahallemizde hizmete sunulan Taziye Evimiz şehrimize ve ilçemize hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu. Yeşilyurt İlçe Müftüsü Hüseyin Bayrak tarafından okunan duaların ardından kurdele kesimi gerçekleştirilerek "Mahmut Boynukara Taziye Evi" resmen hizmete girdi. Açılış törenine; AK Parti Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, Malatya TSO Başkanı Oğuzhan Sadıkoğlu, Adıyaman TSO Başkanı Mehmet Torunoğlu, Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, Boynukara ailesinin fertleri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti mensupları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Çorum Milyonlarca liralık vurgun yapan şebekenin çökertildiği operasyonda 7 tutuklama Araç satmak isteyen 55 vatandaşı "senet hilesiyle" milyonlarca liralık dolandıran şahıslara yönelik Çorum merkezli 5 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan şüphelilerden 7’si tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Çorum il Emniyet Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri tarafından, internet üzerinden araçlarını satmak için ilan veren vatandaşları ağına düşüren ve satın almak istedikleri araçların ücretinin bir kısmını güvenli ödeme ya da elden ödeyip, geri kalan tutarı ise senet düzenleyip ödeme yapmayan şebekeye yönelik çalışma başlattı. Ekipler tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, şüphelilerin devri alınan araçların kaydını kendi aralarında ya da üçüncü şahıslara devrettiği, bu yöntemle elde ettikleri gelirleri kendilerine ait şirketler üzerinden akladıkları tespit edildi. Şebekenin yöntemiyle toplam 55 araç sahibini dolandırdığını belirleyen ekipler, MASAK’tan temin edilen raporlarda şüphelilerin banka hesaplarında 2025 yılı içerisinde tam 45 milyon TL’lik işlem hacmi bulunduğu ve bu paranın 15 milyon TL’lik kısmının şirketler üzerinden aklandığını belirledi. Düğmeye basan ekipler, Çorum merkezli Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat ve Ankara’da belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında 14 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin suçtan elde ettikleri değerlendirilen ve piyasa değeri yaklaşık 46 milyon 500 bin TL olan 58 araca ve 2 taşınmaza da el konuldu. Gözaltına alınan 14 şüpheli, emniyetteki işlemlerin ardından Çorum Adliyesi’ne sevk edildi. Hakim karşısına çıkartılan şüphelilerden 7’si tutuklanırken, 7’si ise adli kontrol adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Karabük Bakan Tunç: "Adaleti sadece köhne binalardan kurtarmadık, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük Adalet Sarayı’nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası inşa ettiklerini belirterek, adaletin sadece fiziki mekanlarla değil vesayetçi ve darbeci anlayışlardan arındırılarak milletin yargısı haline getirildiğini söyledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük’te yapımı gerçekleştirilecek Adalet Sarayı’nın temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Tunç, AK Parti iktidarları döneminde Karabük’ün önemli yatırımlar aldığını belirtti. Bakan Tunç, Karabük’ün eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu hizmet binalarına, sanayi tesislerinden altyapı projelerine kadar birçok önemli esere kavuştuğunu ifade ederek, "AK Parti iktidarlarıyla Karabük’ümüz çok önemli yatırımlar aldı, birçok esere sahne oldu. Türkiye genelinde olduğu gibi eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu binalarına, kamu hizmet yapılarından sanayi tesislerine varıncaya kadar Karabük’ümüz çok büyük eserlere kavuştu. Bugün de bunun devamını sağlamış oluyoruz" dedi. Adalet sarayının Karabük için önemli bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Tunç, göreve geldikleri ilk günden itibaren çalışmaların başlatıldığını belirterek, "Kamu hizmet binalarımızdan bir eksiğimiz vardı. Adalet binamızın bir an önce yapılması noktasında valimiz ve milletvekillerimiz, Bakanlığımızın ilk günlerinde ‘hayırlı olsun’ ziyaretine gelir gelmez, memleketimize bir adalet binası kazandıralım dediler. Biz de ilk günden itibaren hemen proje çalışmalarına başladık" ifadelerini kullandı. Bakan Tunç, adalet sarayının yapım sürecine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: "Saraylı binamızın temelini attıktan sonra, inşallah 600 gün süresi olan bu projeyi müteahhit firma 2 yıldan önce bitirerek Karabük’ümüze bu güzel eseri kazandıracak. Böylece adalet hizmetlerinin daha uygun bir mekânda, adaletin makamına yakışır bir şekilde yürütülmesini sağlamış olacağız." Türkiye genelinde adalet altyapısına yönelik yatırımlara da değinen Tunç, "Biz bugüne kadar Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası yaptık. 78 olan sayı, üç yüz doksan beşe yükseldi" dedi. Sadece bina yapmakla yetinmediklerini dile getiren Tunç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Tabii bunu söylediğimizde ‘Sadece bina mı yaptınız? Bina yapmakla adalet gerçekleşir mi?’ deniliyor. Hayır, biz sadece adalet binaları yapmakla kalmadık. Eğitimden sağlığa, üniversitelerden tünellere, limanlardan altyapı ve üstyapı projelerine kadar Türkiye’nin fiziki kalkınmasını sağlarken, ekonomik ilerlemesini de destekledik. Kamu binalarımızı da yeniledik, adaleti köhne binalardan kurtardık." Adaletin vesayetçi anlayıştan kurtarıldığını vurgulayan Tunç, "Ama biz adaleti sadece köhne binalardan ya da merdiven altı duruşma salonlarından kurtarmadık. Adaleti birilerinin arka bahçesi olmaktan, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık ve milletin yargısı haline getirdik" şeklinde konuştu. Anayasal reformlara değinen Tunç, "Anayasada ‘darbeciler yargılanamaz’ anlayışı vardı. Sizin oylarınızla bunlar değişti. 30-40 yıl sonra 12 Eylül darbecileri ve 28 Şubat postmodern darbecileri yargı huzuruna çıkarıldı ve millet önünde hesap vermeleri sağlandı" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin demokratikleşme sürecine dikkat çeken Tunç, terörle mücadele konusunda da kararlı olduklarını belirterek, "İnşallah terörsüz bir Türkiye’yi de hep birlikte inşa edeceğiz. Terörden kurtulacağız ve bu noktada kararlı bir çalışmamız var" dedi. Terörün sona erdirilmesine yönelik yürütülen sürece de değinen Tunç, "İnşallah terörün sona erdirilmesi ve terör örgütünün tasfiyesiyle ilgili süreci şu anda yürütüyoruz. Terör örgütü silah bırakma kararı aldı" ifadelerini kullandı. Sürecin Meclis ve devlet kurumlarının koordinasyonu içinde sürdüğünü vurgulayan Tunç, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına da değinerek, terörün kalıcı olarak Türkiye gündeminden çıkarılması için kararlılıkla çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Konuşmaların ardından protokol üyelerinin katılımıyla butonlara basılarak adalet sarayının temeli atıldı.
Kastamonu Kastamonu’da vatandaşlar Filistin için ses yükseltti Kastamonu’da cuma namazı çıkışında bir araya gelen vatandaşlar, Gazze’deki insanlık dramı için İsrail’i protesto etti. İnsanlık İttifakı ve Milli İrade Platformu tarafından Kastamonu’da cuma namazı çıkışında basın açıklaması düzenlendi. Nasrullah Meydanı’nda bir araya gelen grup Filistin’de devam eden İsrail saldırılarını kınadıklarını belirterek ’barışçıl şahitlik’ çağrısını yeniledi. Grup adına konuşan TÜGVA Kastamonu İl Temsilcisi Selim Önen, "Gazze’de yaşam, ‘normalleşme’ değil, hayatta kalma mücadelesi üzerinden sürmektedir. Uluslararası hukuk, güçlüye kalkan, zayıfa verilen sus payı olmamalıdır. İnsan hakları söylemi yalnızca rahat coğrafyaların dekoru olarak görülmemelidir. Bugün Gazze’de sivillerin korunması, sağlık sisteminin ayakta tutulması, gıda ve suya erişim gibi en temel başlıklar hala tartışma konusuysa burada yalnızca bir ‘kriz’ değil, aynı zamanda uluslararası düzenin ‘itibar kaybı’ yaşanmaktadır. Bugün yaşadığımız iletişim çağında, bir çocuğun soğukta can verdiği haberini ‘akış’ içinde tüketebiliyorsak, burada bir sorun vardır. Bir toplumun ihtiyaç duyduğu ‘insani yardım’ kavramı bile süslenerek tartışmalı hale getiren ‘prosedürler’ var ise burada bir sorun vardır. Bu çağrımız bir ülkeye, bir halka, bir kuruma karşı önyargı değil; insan hayatını merkeze alan evrensel bir tutarlılık talebi içermektedir. Milli İrade Platformu ve İnsanlık İttifakı çatısı altında 400’ü aşkın paydaş sivil toplum kuruluşuyla birlikte, kamu vicdanını diri tutmak ve insanlık onurunu savunmak amacıyla barışçıl ‘şahitlik’ çağrımızı yineliyoruz" dedi.