GÜNDEM - 05 Kasım 2017 Pazar 16:21

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sınıf arkadaşına son görev

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sınıf arkadaşına son görev

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İmam Hatip Lisesi'nden sınıf arkadaşı olan 66 yaşında Nebi Güdük’ün Kocaeli’deki cenaze törenine katıldı.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nden emekli olan 66 yaşındaki Nebi Güdük, 7 yıldır ilik kanseri tedavisi gördüğü hastalığı nedeniyle yaşamını yitirdi. 4 çocuk babası olan Güdük için cenaze töreni düzenlendi. İzmit Fevziye Camii'nde düzenlenen cenaze törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Erdoğan, İstanbul Fatih İmam Hatip Lisesi'nden sınıf arkadaşı olan Güdük için son görevini yerine getirmek üzere Kocaeli'ne geldi.
Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy, milletvekilleri, belediye başkanları, Nebi Güdük'ün ailesi ve sevenleri katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, cenaze namazı öncesinde Güdük'ün ailesine taziyede bulundu.

'Bizim için ölüm aslında diriliştir'

Cenaze töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öncelikle merhum ve merhumeye Allah'tan rahmet diliyorum. Gerek Sakarya Müftüsü İlyas kardeşim, gerekse Yusuf kardeşim aynı dönem İstanbul İmam Hatip Mektebinde beraber okuduk. Ve Nebi kardeşim ile aynı dönemde beraber okuduk. Tabii Nebi gerçekten cevval, sempatik bir arkadaşımızdı. Rabbim taksiratını affeyleye. Aynı şekilde Nezihe hanıma da Rabbim taksiratını affeyleye. Mekanını cennet eyleye inşallah. Bizler kazaya ve kadere inanmış insanlarız. Müslüman olarak bizim Müslüman olmayanlardan farklı olan yanımız bu. Biz ölümle birlikte malum ölmeyiz. Bizim için ölüm aslında diriliştir. Ölümü adeta öldüren insanlarız Müslüman olarak. Bu anlayışla bizler gerek Nebi kardeşimizin gerekse Nezihe hanım kardeşimizi ahirete uğurluyoruz. Rabbim kendi katında inşallah inanıyoruz ki kendilerine de amellerinin kat ve kat fazlasıyla inşallah muamelede bulunacaktır. Mekanları cennet olsun. Rabbim ailelerine sabrı cemil, ecru cezil inşallah lütfeylesin. Onlara da bizler sabırlar diliyoruz. Allah'a emanet olalım, Allah'a emanet olun" dedi.

İkindi namazını müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Nebi Güdük'ün cenazesi memleketi Kırşehir'e gönderilecek. 

Refik Fidan - Gürcan Yılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.