POLİTİKA - 19 Kasım 2019 Salı 20:37

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ndan Kabine toplantısı sonrası açıklamalar

A
A
A
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ndan Kabine toplantısı sonrası açıklamalar

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Erişim ve satışın kontrol altına alınması ve bir takip sisteminin kurulmasına dönük bir çalışma yapılacak. Siyanürü aldıktan sonra bunun nerede kullanıldığı, ne şekilde işlem gördüğü ile ilgili bir takip sisteminin kurulmasına dönük bir çalışma yapılacak. Kullanımı Kontrole Tabi Kimyasal Maddeler Hakkında Yönetmelik var, siyanürün buraya dahil edilmesi ile ilgili bir çalışma ivedilikle başlatıldı” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kabine toplantısının gündemindeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinin başarıyla gerçekleştiğini belirten Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin tezlerini açık ve net bir şekilde ortaya koyduğunun altını çizdi. Ziyaret öncesindeki ‘kriz olacak’ beklentilerinin boşa çıkartıldığını belirten Kalın, Londra’da gerçekleştirilecek NATO zirvesine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ciddi bir hazırlık yaparak gideceğini belirtti.

NATO zirvesi esnasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa, Almanya ve İngiltere liderleri ile dörtlü bir zirve gerçekleştireceğini kaydeden Kalın, zirveye katılan ülkelerle ikili ilişkiler, bölgesel konuların ele alınacağını söyledi.

“Bunları durdurmak Rusya ve ABD tarafının tasarrufundadır, mesuliyetindedir”

Sahada tahrikler ve tacizlerin olduğunu belirten ABD ve Rusya ile yapılan güvenli bölgeden teröristlerin çıkartılması ile ilgili yapılan anlaşmaların gereğini yerine getirmeleri çağrısını yineleyen Kalın, “Terör unsurlarının yaptığı intihar saldırılarının, taciz atışlarının, sivillere yönelik baskılarının kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur. Bunları durdurmak Rusya ve ABD tarafının tasarrufundadır, mesuliyetindedir” dedi.
İdlib’deki durumun hassasiyetini koruduğunu, Rus makamları ile bu konunun görüşüldüğünü dile getiren Kalın, “İdlib gerginliği azaltma bölgesi çerçevesinde yaptığımız anlaşma hala bakidir. Mevcut statükonun korunması İdlib’te yeni bir insani krizin yaşanmasının önlenmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Bizim orada 12 tane askeri gözlem noktamız var. Bunların güvenliği açısından da, 12 askeri gözlem noktasının koruduğu sivillerin yaşam haklarının muhafaza edilmesi açısından da rejimin tahriklerinin ve tacizlerinin mutlaka engellenmesi gerekiyor. Bu konuda Rusya tarafına bir sorumluluk düştüğünü ifade etmek istiyorum. Aksi halde yeni bir insani kriz, göç dalgası anlamına gelecektir" diye konuştu.

Barış Pınarı Harekatı’nın yanı sıra eş zamanlı olarak Irak sahasında Pençe Harekatı ve sınır içinde Kıran Harekatı'nın devam ettiğini belirten Kalın, “Geçtiğimiz 3-4 aylık süre içinde aynı anda Irak sahasında, Suriye sahasında ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarında birbiri ile koordineli ama farklı üç büyük harekatın yapılmakta olduğunu hatırlamakta fayda var. Zaman Zaman Silahlı Kuvvetlerin askeri imkan ve kabiliyetleri ile ilgili spekülasyonların yapıldığını, terörle mücadelede etkin netice alınamadığını söyleyenler oluyor, bu tabloya baktığımız zaman PKK terör örgütüne, karşı onun Suriye’deki uzantılarına karşı, DEAŞ terör örgütüne karşı, onun farklı yerlerdeki uzantılarına karşı çok ciddi neticelerin alındığını artık görmekteyiz“ şeklinde konuştu.
ABD ile yapılan anlaşma sonrasında PYD terör örgütü tarafından Resulayn ve Tel Abyad bölgesinde DEAŞ’lıların serbest bırakılması sürecini hatırlatan kalın, “Aslında YPG DEAŞ’ın geri gelmesini istiyor. Bunu kendini meşrulaştıracağı bir araç olarak kullanmak istiyor. Terör örgütü kimliğini gizleyip, batı dünyasına batabilmek için DEAŞ tehdidinin devam etmesi gerektiğini gayet iyi biliyor. Terör örgütünün DEAŞ ile mücadele gibi bir önceliği yok. Onların önceliği işgal ettikleri Suriye topraklarında devletimsi bir yapı ya da otonom bir yapı kurmaya çalışmak. Biz buna müsaade etmeyeceğimizi ifade ettik” ifadelerini kullandı.

“Bu, işgali meşrulaştırma çabasıdır”

ABD’nin İsrail’in Batı Şeria’daki “yerleşimci” diye ifade edilen yerlerin uluslararası hukuka aykırı olmadığı şeklindeki açıklamasının son derece talihsiz olduğunu söyleyen Kalın, “Uluslararası hukuku yok sayan, Filistinlilerin hakkını, hukukunu ayaklar altına alan bu açıklamayı reddettiğimizi ve kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Burada bir kelime oyunu oynandığını kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Türkçede ‘yerleşimci’ diye tercüme ettiğimiz bu yerler yerleşimci falan değildir, düpedüz işgalcilerdir. İşgal altındaki Filistin topraklarında Filistinlilerin zeytin bağlarını, evlerini, tarihi mekanlarını işgal eden kişilerin kurduğu yerlerdir. ‘Yerleşimciler uluslararası hukuka aykırı değildir’ ifadesi, ‘işgal uluslararası hukuka aykırı değildir’ demekle eş anlamlıdır. Bu, işgali meşrulaştırma çabasıdır” açıklamasında bulundu.

“Ahıska Türkleri yaşadıkları bölgeden büyük bir sürgüne maruz kaldılar”

Kalın, “14 Kasım 1944 tarihinde Ahıska Türkleri yaşadıkları bölgeden büyük bir sürgüne maruz kaldılar. Sürgünün gayri insani sonuçları nesiller boyunca Ahıska Türkü kardeşlerimiz tarafından yaşanmaya devam etti. Sürgünün yıl dönümünde Ahıska Türkü kardeşlerimizin bulundukları yerde huzur ve barış içinde yaşamaları için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi.

“3-4 Aralık’ta Londra’da yapılacak NATO zirvesinde bir araya gelmeyi planlıyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’de yaptığı ziyarette gündeme gelen ve iki ülke arasında oluşturulan mekanizmanın çalışma takviminin sorulması üzerine Kalın, “Bununla ilgili bir görevlendirme oldu. Biz kendi tarafımızda bu çalışmayı başlattık. Bir noktaya gelince Amerikalı muhataplarımızla paylaşacağız. İlk önemli buluşmamız 3-4 Aralık’ta Londra’da yapılacak NATO zirvesinde bir araya gelmeyi planlıyoruz. Biz tekliflerimizi önereceğiz, onların tekliflerini alacağız. Dolayısıyla bir sürecin başladığını ifade edebiliriz” diye konuştu.
Kalın, S-400 meselesinin aşılayacak bir sorun olmadığını, iddia edildiği gibi F-35 programına tehdit oluşturan bir mesele olmadığını, bunun teknik ve siyasi olarak çözümünün mümkün olduğunu kaydetti.
S-400’lerle ilgili 2017 yılının Nisan ayında imzalanan anlaşma çerçevesinde sürecin devam ettiğini belirten ve yeni bir anlaşmanın söz konusu olmadığını vurgulayan Kalın, “S-400’ler NATO güvenlik sistemini ya da hava savunma sistemine entegre edilmeyecek. Kendi başına müstakil bir savunma sistemi olarak kalacak. Mevcut NATO savunma sistemlerine bir tehdit oluşturması söz konusu değil. Bu bir savunma sistemi. Bu bize yönelik tehditleri bertaraf edecek bir sistem. Bununla gidip başka bir ülkeye saldırmayacağız. Adı üstünde savunma sistemi” şeklinde konuştu.

“Bu izni kimler istedi, kimler verdi, adli ve idari soruşturma çerçevesinde daha net ortaya çıkacak”

Gümüşhane’deki Dipsiz Göl ile ilgili sorulan bir soruya cevap veren Kalın, “Dipsiz Göl’de yaşanan hadisenin çok üzücü olduğunu ifade etmeliyim. Bununla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı derhal harekete geçtiler. Soruşturma başlatıldı. İlgililer görevden alındılar. Bu izni kimler istedi, kimler verdi, bunlar adli ve idari soruşturma çerçevesinde daha net ortaya çıkacak. Bu alanda bir toplumsal bilincin yerleşmesi ve yayılması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bizim bu tür tarihi ve doğal güzelliklerimizi ortadan kaldırmaya dönük hareketleri toleransla karşılamamız söz konusu değil. Burası doğal sit alanı ilan edilecek, buranın korunması için de bir takım çalışmalar başladı. Eski doğal haline kavuşması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığımızın bir çalışması söz konusu” şeklinde konuştu.

“Bu bir toplu intihar değil, cinayettir”

Siyanür ile ilgili yaşanan ölümlerin hatırlatılması üzerine Kalın, “Şunun altını et bir şekilde çizmek istiyorum, bu bir toplu intihar değil, cinayettir. Öldürme ve öldürülme şekli ne olursa olsun, siyanür kullanılsın, silah kullanılsın, bunun adı toplu intihar değil, toplu cinayettir. Bunu yapan kişi son tahlilde bir cinayet işlemiştir. Bu tür hadiselerin yaşanmaması için biz bütün birimlerimizi harekete geçirmiş durumdayız. Erişimi son derece kolay bir kimyasal. İyi amaçlarla da kullanılabilen ama kötü amaçlarla da kullanılabilecek bir kimyasal. Bununla ilgili İçişleri Bakanımızın yaptığı sunumla konu gündeme geldi, Kabine toplantısında. Bir düzenleme yapılacak bununla ilgili. Erişim ve satışın kontrol altına alınması ve bir takip sisteminin kurulmasına dönük bir çalışma yapılacak. Siyanürü aldıktan sonra bunun nerede kullanıldığı, ne şekilde işlem gördüğü ile ilgili bir takip sisteminin kurulmasına dönük bir çalışma yapılacak. Yönetmelikle ilgili bazı düzenlemelerin yapılması gerekiyor, kanuni düzenleme gerekirse bu Meclis’te de gündeme gelecek. Kullanımı Kontrole Tabi Kimyasal Maddeler Hakkında Yönetmelik var, siyanürün buraya dahil edilmesi ile ilgili bir çalışma ivedilikle başlatıldı” ifadelerini kullandı.

Derya Yetim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin MESKİ tesisleri sayısı artırılan jeneratörler sayesinde elektrik kesintilerinden etkilenmiyor Mersin Büyükşehir Belediyesi Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürlüğü, kesintisiz hizmet sunmak amacıyla jeneratör sayısını 3 yılda 313’e çıkardı. Anamur’dan Tarsus’a, Çamlıyayla’dan Mut’a kadar 15 bin 800 kilometrekarelik alana hizmet veren MESKİ, içme suyu tesisleri, idari binalar, arıtma tesisleri ve atık su tesislerinde şebeke enerjisinin olmadığı durumlarda, tesislerin hizmete ara vermemesi için jeneratörleri devreye alıyor. Kesintisiz su temini, atık su bertarafı ve daha verimli abonelik hizmetleri sağlamak için alınan jeneratörler, enerji kesintileri yaşandığında hizmetleri aksatmaması adına önemli rol oynuyor. İçme suyu tesisleri, devrede olan jeneratörler sayesinde yaşanacak elektrik kesintisinde aktif olarak çalışırken, kesintisiz içme suyu teminine devam ediliyor. MESKİ, 170 olan jeneratör sayısına ilave olarak 2021 yılında 59, 2022 yılında 33, 2023 yılında ise 51 olmak üzere toplam 143 jeneratör temin ederek, sorumluluk sahasındaki önemli tesislere montajını tamamladı. İlave jeneratörleri devreye alan MESKİ, böylece toplam jeneratör sayısını 313’e çıkardı. Enerji SCADA’sı sayesinde gereksiz yakıt tüketiminin de önüne geçen MESKİ, vatandaşlara kesintisiz hizmet anlayışı ilkesiyle çalışmalarını sürdürüyor. MESKİ Elektrik Merkezleri Dairesi Başkanlığı’na bağlı Enerji Sistemleri Bakım Onarım Şube Müdürlüğü’nde görev yapan Sinan Kızılyaka, jeneratörlerin aylık ve yıllık bakımlarını planlı şekilde yaparak, arızalara karşı anında müdahale ile kesintisiz hizmetin devamını sağladıklarını kaydetti.
Kocaeli 30 ton benzin yüklü tankerin kaza anı kameraya yansıdı Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde D-130 Karayolu’nda 30 ton benzin yüklü tankerin kaza anı güvenlik kamerasına yansıdı. Patlamanın olmaması büyük faciayı önlerken D-130 Karayolu trafiğe kapatıldı. Edinilen bilgiye göre, saat 05.00’te Gölcük ilçesi D-130 Karayolu Yalova istikametine seyir halinde olan benzin yüklü tanker sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde araç, refüjdeki demir korkuluklara çarparak karşı şeride geçti. 150 metre boyunca duramayarak sürüklenen tanker park halindeki 4 araca, adından üstgeçit ayağına çarptı. Kaza sebebiyle çekici tankerden koptu. Kazada tankerde yüklü benzin yola döküldü. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis, itfaiye ve AFAD ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, sürücüyü tedbir amacıyla hastaneye kaldırırken, polis ekipleri ise patlama riskine karşı D130 Karayolu’nun Yalova ve İzmit istikametini trafiğe kapattı. Ayrıca çevrede bulunan 2 binada tahliye edildi. Ekipler patlama riskine karşı bölgeyi köpükledi. 4 saat boyunca D130 Karayolu’nda kapalı olan yol sebebiyle şehir merkezinden trafik akışı sağlanıyor. Kaza anını görerek yardıma koştu Kaza anını gören Hüseyin Aşıkoğlu, “Sabah çay ocağını açtığımda tırın İzmit istikametinden Bursa istikametine doğru ilerlediğini gördüm. Tır, sol şeride yanaşıp fren yaptığını ve karşı şeride geçtiğini gördüm. 150 metre kadar tır sürüklendi. O korku ve panikle 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradım. Hemen şoförü araçtan çıkarmaya çalıştık. 4 araç hasar aldı, üstgeçide zarar geldi. Şoförün durumu iyi, burnu bile kanamamış ama hastaneye sevk edildi. Mal kaybı oldu, can kaybı olmadı. Kaza çekici duramayıp merdivene devrilmiş. Polis ekipleri patlamaya karşı önlem aldı, 2 binayı boşalttı. Kaza anı anbean güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde tankerin yan döndüğü, çekicinin 4 araca çarptığı anlar yer alıyor. Ekiplerin bölgede çalışmaları devam ediyor.
Aksaray Aksaray’daki küçük Adana’da geçim seracılıktan sağlanıyor Aksaray’ın merkeze bağlı bin 300 nüfusa sahip Gücünkaya köyünde yaşayan köy halkı seracılık yaparak geçimini sağlıyor. Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da her geçen yıl gelişen tarım ve hayvancılık büyümeye devam ediyor. Merkeze bağlı bin 300 nüfuslu Gücünkaya köyünde ise köy halkı seracılık yaparak geçimini sağlıyor. Hemen her evin önünde en az 2 adet sera bulunurken, köy halkı domates, salatalık, biber, patlıcan gibi tüm sebzelerin yanı sıra fide üreterek satışa sunuyor. Çocukluklarından beri seracılık yaptıklarını anlatan Serpil Ok (50), “Çocukluğumuzdan beri bu işi yapıyoruz. Köyümüzün ekmek teknesi, gelir kaynağı, bizim işimiz de bu. Anne, baba ve ebeden gelme bir meslek. Köyümüzün bütün halkı fidecilik yapar, sebzecilik yapar, seralarda domates, salatalık, biber yetiştirilir, fideler yetiştirilir. Köyümüzün işi bu” dedi. Gücünkaya köyünün küçük Adana olduğunu belirten İsmail Ok (59) ise “Ben doğduğumdan beri, ebelerimizden, dedelerimizden öğrendiğimiz gibi bu işi yapıyoruz. Şimdi hala devam ediyoruz. Şubat ayında başlar Mayıs’ın sonuna kadar devam ederiz. Fide yetiştiriyoruz. Diğer günlerde de sebze üzerinde çalışırız. Yani burası küçük bir Adana. Bizim gelirimiz bu. Bütün köy geçimini sera üzerinden sağlamaktadır. Domates, biber, fasulye, salatalık, patlıcan gibi sebze üzerinde her şey burada yetiştirilir” diye konuştu.
Şırnak Kasık ağrısı şikayetiyle hastaneye başvurdu, 60 binde bir görülen gebelik yaşadığını öğrendi Şırnak’ta kasık ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuran hastanın, gebelik kesesinin normal sağlıklı yerinde değil, sağ yumurtalığa yerleştiği tespit edildiği belirlenerek tedavi edildi. Şırnak’ta yaşayan Bişenk Acar Sakın (28), kasık şikayeti ile Şırnak Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesine başvurdu. Kadın Doğum Uzmanı Opr. Dr. Abdulkadir Güllüce, yaptığı tetkiklerde hastanın gebe olduğunu ve gebeliğin normal olması gereken yerde olmadığını tespit etti. 60 binde bir görülen gebe tüpünün yumurtalıklara yapışık bir şekilde olduğunu hastaya ileten Opr. Dr. Güllüce, daha sonra ameliyat süreci başladı. Hastanın kasık şikayeti ile başvuruda bulunduğunu belirten Dr. Güllüce, "Bizlerde yaptığımız tetkiklerde hastamızın gebe olduğunu ve DBGC düzeyinin 10 bin 500’lere kadar yükseldiğini gördük. Ultrason muayenesinde de gebelik kesesinin normal sağlıklı yerinde değil de, sağ yumurtalığa yerleştiğini gördük. Bu durum nadir, ender rastlanılan bir durum. 60 bin gebelikte bir görülen çok ender görülen bir durum. Normalde dış gebelikler tüplerde yerleşik olur. Yüzde 95 oranda tüplerde yerleşik olur. Tüm dış gebeliklerin sadece yüzde 1’i yumurtalık üzerinde görülür” dedi. Dış gebeliklerin tedavisi erken teşhis edilmesi ilaç ile tedavi şansının mümkün olduğunu ifade eden Dr. Güllüce, “Fakat geç kalınan durumlarda tek tedavi seçeneği ameliyattır. Bizde hastamıza laparoskopik (kapalı ameliyat) yöntem ile yumurtalığa tutunan gebelik materyalinin laparoskopik yöntem ile çıkardık. Yumurtalık dokusuna zarar vermeden, yumurtalık cerrahi yöntem ile BEC rezeksiyon yaptık. Hastamızın doğurganlığını, feltilitesini etkilemeyecek bir şekilde yumurtalık dokusuna zarar vermeden gebelik materyalini yumurtalık dokusundan temizledik. Hastamızın yumurtalığını korumamız ayrıca tüplerinin de bu durumdan etkilenmemiş olması bundan sonraki süreçte hastamızın doğal yollar ile gebe kalma şansını azaltmayacak. Bu yöntem, kanama riski olan bir yöntem. Ama hastamızın yaşı itibari ile yumurtalığı koruma adına birazda risk alıp bu ameliyatı yumurta koruyucu cerrahi yöntem ile yaptık. Ameliyat sonrası kontrollerimizde herhangi bir sorun olmadı, kanama kontrolü yapılarak ameliyat bitirilmişti. Bu gün hastamızı taburcu ediyoruz” dedi.
İstanbul Geleceğin mimarları, ‘Mimar Sinan’ı Anlamak’ etkinliğinde bir araya geldi ‘Mimar Sinan’ı Anlamak’ etkinliği ile bir araya gelen geleceğin mimarları; yüzlerce eseri ile Türk tarihinin en büyük dehalarından Mimar Sinan’ın ustalığını, yenilikçiliğini ve kültürel mirasa katkılarını yakından inceledi. Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nin düzenlediği ‘Mimar Sinan’ı Anlamak’ etkinliğinde, mimarlık öğrencileri ile alanın önemli akademisyenleri, büyük ustanın bıraktığı izleri ele alarak Mimar Sinan’ın mirasını ve mimarlık alanındaki önemini ele aldı. Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane Salonu’nda gerçekleştirilen etkinlik yoğun bir katılımla gerçekleşti. Etkinliğin açılış konuşmasını; Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zihni Turkan ile Mimari Restorasyon Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Havva Arslangazi Uzunahmet gerçekleştirdi. Tüm gün süren etkinliğin ilk bölümünde; İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, çevrimiçi olarak katılarak Mimar Sinan’ın eserleri ve günümüzdeki restorasyonları hakkında bir sunum yaparak sonrasında öğrencilerin sorularını da cevapladı. Etkinliğin öğleden sonraki bölümünde ise Mimar Burhan Atun, meslekteki 50 yılını ve öğrencilik döneminden günümüze kadar yaptığı mimari çalışmalarını görsellerle sunarak öğrencilere bir mimarın yaşamı hakkında bilgiler aktardı. Atun, 50 yıllık meslek yaşamı boyunca gerçekleştirdiği yüzlerce tasarımı ve uygulamayı detaylarıyla anlattı ve mimarlığın profesyonel yaşamdaki yeri ile ilgili önemli bilgiler verdi. Etkinliğin sonunda, Mimar Burhan Atun ve etkinliğin organizasyon komitesi üyelerine Prof. Dr. Zihni Turkan tarafından teşekkür belgeleri takdim edildi. Prof. Dr. Zihni Turkan: Çağımıza uygun yeni yapılar inşa etmek ve kültürel mirası korumak için çalışmaya devam edeceğiz Düzenledikleri etkinlik ile Mimar Sinan’nın mirasını gelecek nesillere aktarmayı hedeflediklerini belirten Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zihni Turkan, “Mimar Sinan, sadece Türk dünyasında değil, dünya mimarlık tarihinde eşsiz bir yere sahiptir. Eserleriyle sadece mimarlık değil, aynı zamanda sanatın ve kültürel birikimin gücünü ortaya koymuştur. Bizler, bu etkinlikle öğrencilerimize Mimar Sinan’ın değerini hatırlatmak ve onun ilham verici eserlerinden dersler çıkarmalarını sağlamak istedik” dedi.