POLİTİKA - 19 Kasım 2019 Salı 20:37

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ndan Kabine toplantısı sonrası açıklamalar

A
A
A
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ndan Kabine toplantısı sonrası açıklamalar

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Erişim ve satışın kontrol altına alınması ve bir takip sisteminin kurulmasına dönük bir çalışma yapılacak. Siyanürü aldıktan sonra bunun nerede kullanıldığı, ne şekilde işlem gördüğü ile ilgili bir takip sisteminin kurulmasına dönük bir çalışma yapılacak. Kullanımı Kontrole Tabi Kimyasal Maddeler Hakkında Yönetmelik var, siyanürün buraya dahil edilmesi ile ilgili bir çalışma ivedilikle başlatıldı” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kabine toplantısının gündemindeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinin başarıyla gerçekleştiğini belirten Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin tezlerini açık ve net bir şekilde ortaya koyduğunun altını çizdi. Ziyaret öncesindeki ‘kriz olacak’ beklentilerinin boşa çıkartıldığını belirten Kalın, Londra’da gerçekleştirilecek NATO zirvesine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ciddi bir hazırlık yaparak gideceğini belirtti.

NATO zirvesi esnasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa, Almanya ve İngiltere liderleri ile dörtlü bir zirve gerçekleştireceğini kaydeden Kalın, zirveye katılan ülkelerle ikili ilişkiler, bölgesel konuların ele alınacağını söyledi.

“Bunları durdurmak Rusya ve ABD tarafının tasarrufundadır, mesuliyetindedir”

Sahada tahrikler ve tacizlerin olduğunu belirten ABD ve Rusya ile yapılan güvenli bölgeden teröristlerin çıkartılması ile ilgili yapılan anlaşmaların gereğini yerine getirmeleri çağrısını yineleyen Kalın, “Terör unsurlarının yaptığı intihar saldırılarının, taciz atışlarının, sivillere yönelik baskılarının kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur. Bunları durdurmak Rusya ve ABD tarafının tasarrufundadır, mesuliyetindedir” dedi.
İdlib’deki durumun hassasiyetini koruduğunu, Rus makamları ile bu konunun görüşüldüğünü dile getiren Kalın, “İdlib gerginliği azaltma bölgesi çerçevesinde yaptığımız anlaşma hala bakidir. Mevcut statükonun korunması İdlib’te yeni bir insani krizin yaşanmasının önlenmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Bizim orada 12 tane askeri gözlem noktamız var. Bunların güvenliği açısından da, 12 askeri gözlem noktasının koruduğu sivillerin yaşam haklarının muhafaza edilmesi açısından da rejimin tahriklerinin ve tacizlerinin mutlaka engellenmesi gerekiyor. Bu konuda Rusya tarafına bir sorumluluk düştüğünü ifade etmek istiyorum. Aksi halde yeni bir insani kriz, göç dalgası anlamına gelecektir" diye konuştu.

Barış Pınarı Harekatı’nın yanı sıra eş zamanlı olarak Irak sahasında Pençe Harekatı ve sınır içinde Kıran Harekatı'nın devam ettiğini belirten Kalın, “Geçtiğimiz 3-4 aylık süre içinde aynı anda Irak sahasında, Suriye sahasında ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarında birbiri ile koordineli ama farklı üç büyük harekatın yapılmakta olduğunu hatırlamakta fayda var. Zaman Zaman Silahlı Kuvvetlerin askeri imkan ve kabiliyetleri ile ilgili spekülasyonların yapıldığını, terörle mücadelede etkin netice alınamadığını söyleyenler oluyor, bu tabloya baktığımız zaman PKK terör örgütüne, karşı onun Suriye’deki uzantılarına karşı, DEAŞ terör örgütüne karşı, onun farklı yerlerdeki uzantılarına karşı çok ciddi neticelerin alındığını artık görmekteyiz“ şeklinde konuştu.
ABD ile yapılan anlaşma sonrasında PYD terör örgütü tarafından Resulayn ve Tel Abyad bölgesinde DEAŞ’lıların serbest bırakılması sürecini hatırlatan kalın, “Aslında YPG DEAŞ’ın geri gelmesini istiyor. Bunu kendini meşrulaştıracağı bir araç olarak kullanmak istiyor. Terör örgütü kimliğini gizleyip, batı dünyasına batabilmek için DEAŞ tehdidinin devam etmesi gerektiğini gayet iyi biliyor. Terör örgütünün DEAŞ ile mücadele gibi bir önceliği yok. Onların önceliği işgal ettikleri Suriye topraklarında devletimsi bir yapı ya da otonom bir yapı kurmaya çalışmak. Biz buna müsaade etmeyeceğimizi ifade ettik” ifadelerini kullandı.

“Bu, işgali meşrulaştırma çabasıdır”

ABD’nin İsrail’in Batı Şeria’daki “yerleşimci” diye ifade edilen yerlerin uluslararası hukuka aykırı olmadığı şeklindeki açıklamasının son derece talihsiz olduğunu söyleyen Kalın, “Uluslararası hukuku yok sayan, Filistinlilerin hakkını, hukukunu ayaklar altına alan bu açıklamayı reddettiğimizi ve kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Burada bir kelime oyunu oynandığını kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum. Türkçede ‘yerleşimci’ diye tercüme ettiğimiz bu yerler yerleşimci falan değildir, düpedüz işgalcilerdir. İşgal altındaki Filistin topraklarında Filistinlilerin zeytin bağlarını, evlerini, tarihi mekanlarını işgal eden kişilerin kurduğu yerlerdir. ‘Yerleşimciler uluslararası hukuka aykırı değildir’ ifadesi, ‘işgal uluslararası hukuka aykırı değildir’ demekle eş anlamlıdır. Bu, işgali meşrulaştırma çabasıdır” açıklamasında bulundu.

“Ahıska Türkleri yaşadıkları bölgeden büyük bir sürgüne maruz kaldılar”

Kalın, “14 Kasım 1944 tarihinde Ahıska Türkleri yaşadıkları bölgeden büyük bir sürgüne maruz kaldılar. Sürgünün gayri insani sonuçları nesiller boyunca Ahıska Türkü kardeşlerimiz tarafından yaşanmaya devam etti. Sürgünün yıl dönümünde Ahıska Türkü kardeşlerimizin bulundukları yerde huzur ve barış içinde yaşamaları için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi.

“3-4 Aralık’ta Londra’da yapılacak NATO zirvesinde bir araya gelmeyi planlıyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’de yaptığı ziyarette gündeme gelen ve iki ülke arasında oluşturulan mekanizmanın çalışma takviminin sorulması üzerine Kalın, “Bununla ilgili bir görevlendirme oldu. Biz kendi tarafımızda bu çalışmayı başlattık. Bir noktaya gelince Amerikalı muhataplarımızla paylaşacağız. İlk önemli buluşmamız 3-4 Aralık’ta Londra’da yapılacak NATO zirvesinde bir araya gelmeyi planlıyoruz. Biz tekliflerimizi önereceğiz, onların tekliflerini alacağız. Dolayısıyla bir sürecin başladığını ifade edebiliriz” diye konuştu.
Kalın, S-400 meselesinin aşılayacak bir sorun olmadığını, iddia edildiği gibi F-35 programına tehdit oluşturan bir mesele olmadığını, bunun teknik ve siyasi olarak çözümünün mümkün olduğunu kaydetti.
S-400’lerle ilgili 2017 yılının Nisan ayında imzalanan anlaşma çerçevesinde sürecin devam ettiğini belirten ve yeni bir anlaşmanın söz konusu olmadığını vurgulayan Kalın, “S-400’ler NATO güvenlik sistemini ya da hava savunma sistemine entegre edilmeyecek. Kendi başına müstakil bir savunma sistemi olarak kalacak. Mevcut NATO savunma sistemlerine bir tehdit oluşturması söz konusu değil. Bu bir savunma sistemi. Bu bize yönelik tehditleri bertaraf edecek bir sistem. Bununla gidip başka bir ülkeye saldırmayacağız. Adı üstünde savunma sistemi” şeklinde konuştu.

“Bu izni kimler istedi, kimler verdi, adli ve idari soruşturma çerçevesinde daha net ortaya çıkacak”

Gümüşhane’deki Dipsiz Göl ile ilgili sorulan bir soruya cevap veren Kalın, “Dipsiz Göl’de yaşanan hadisenin çok üzücü olduğunu ifade etmeliyim. Bununla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı derhal harekete geçtiler. Soruşturma başlatıldı. İlgililer görevden alındılar. Bu izni kimler istedi, kimler verdi, bunlar adli ve idari soruşturma çerçevesinde daha net ortaya çıkacak. Bu alanda bir toplumsal bilincin yerleşmesi ve yayılması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bizim bu tür tarihi ve doğal güzelliklerimizi ortadan kaldırmaya dönük hareketleri toleransla karşılamamız söz konusu değil. Burası doğal sit alanı ilan edilecek, buranın korunması için de bir takım çalışmalar başladı. Eski doğal haline kavuşması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığımızın bir çalışması söz konusu” şeklinde konuştu.

“Bu bir toplu intihar değil, cinayettir”

Siyanür ile ilgili yaşanan ölümlerin hatırlatılması üzerine Kalın, “Şunun altını et bir şekilde çizmek istiyorum, bu bir toplu intihar değil, cinayettir. Öldürme ve öldürülme şekli ne olursa olsun, siyanür kullanılsın, silah kullanılsın, bunun adı toplu intihar değil, toplu cinayettir. Bunu yapan kişi son tahlilde bir cinayet işlemiştir. Bu tür hadiselerin yaşanmaması için biz bütün birimlerimizi harekete geçirmiş durumdayız. Erişimi son derece kolay bir kimyasal. İyi amaçlarla da kullanılabilen ama kötü amaçlarla da kullanılabilecek bir kimyasal. Bununla ilgili İçişleri Bakanımızın yaptığı sunumla konu gündeme geldi, Kabine toplantısında. Bir düzenleme yapılacak bununla ilgili. Erişim ve satışın kontrol altına alınması ve bir takip sisteminin kurulmasına dönük bir çalışma yapılacak. Siyanürü aldıktan sonra bunun nerede kullanıldığı, ne şekilde işlem gördüğü ile ilgili bir takip sisteminin kurulmasına dönük bir çalışma yapılacak. Yönetmelikle ilgili bazı düzenlemelerin yapılması gerekiyor, kanuni düzenleme gerekirse bu Meclis’te de gündeme gelecek. Kullanımı Kontrole Tabi Kimyasal Maddeler Hakkında Yönetmelik var, siyanürün buraya dahil edilmesi ile ilgili bir çalışma ivedilikle başlatıldı” ifadelerini kullandı.

Derya Yetim

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Aydın Özel Yüksek Teknoloji Koleji ezber bozuyor: TÜBİTAK’ta 45 proje ile zirveye yerleşti Aydın’da eğitim paradigmasını değiştiren Özel Yüksek Teknoloji Koleji, TÜBİTAK 2204-A Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’na tam 45 proje ile başvurarak kırılması güç bir rekora imza attı. Okul kurucusu Suat Erez, "Bu başarının verdiği güçle, lisedeki üretim kültürünü ortaokul seviyesine taşıyacak mesleki eğitim odaklı ortaokulun müjdesini veriyorum" dedi. Sadece sınav odaklı değil, üretim ve yenilik odaklı bir vizyon benimseyen Yüksek Teknoloji Koleji; 20 Bilimsel Araştırma, 24 Mühendislik Tasarımı ve 1 Ortaokul Projesi ile sahadaki farkını ortaya koydu. Yenilenebilir Enerji ve Endüstriyel Otomasyon gibi geleceğin sektörlerine nitelikli iş gücü ve mühendis adayı yetiştiren okulun, bu istatistiklerle öğrencilerini hem akademik çalışmaya hem de teknik uygulama becerisine eş zamanlı olarak hazırladığının kanıtladı. "Sözümüzü tuttuk, gençlerimizle gurur duyuyoruz" Rekor başvurunun, uygulanan eğitim modelinin başarısı olduğunu vurgulayan Okul Kurucusu Suat Erez "Yola çıkarken öğrencilerimizi sadece test çözen değil, geleceğin teknolojisine yön veren bireyler olarak yetiştireceğiz dedik. Bugün ortaya koyduğumuz 45 farklı proje, bu sözün ispatıdır. Öğrencilerimiz; atölyelerde, laboratuvarlarda bizzat üreterek; 20 proje ile teoriyi, 24 mühendislik tasarımı ile pratiği birleştirdiler. Bu başarı, mezunlarımızın üniversite ve kariyer yolculuğunda onlara büyük bir avantaj sağlayacaktır" dedi. "Aydın’dan Avrupa’ya teknoloji köprüsü" Vizyonlarının ulusal başarılarla sınırlı kalmadığının altını çizen Erez, TÜBİTAK başarısının küresel hedefler için bir basamak olduğunu belirtti. Erez, "Onaylanan ERASMUS+ projemizle öğrencilerimizin Avrupa standartlarında eğitim almalarını sağlıyoruz. Bizim öğrencimiz Aydın’da üretecek, dünyada söz sahibi olacak" ifadelerini kullandı. "Mesleki Ortaokulu altyapısını kurduk" Suat EREZ, lise kademesindeki bu üretim kültürünü daha erken yaşlara taşıma hedefini ise şu sözlerle duyurdu: "Lisede ulaştığımız başarı gösterdi ki; çocuklarımız doğru yönlendirildiğinde harikalar oluşturuyor. Bu kültürü temelden vermek adına, Milli Eğitim Bakanlığı’mızın vizyonu ve yönetmelikleri çerçevesinde, ‘Mesleki Eğitim Odaklı Ortaokul’ konusundaki tüm altyapı hazırlıklarını tamamladık. Yüksek Teknoloji Koleji olarak biz, Bakanlığımızın belirleyeceği stratejiler doğrultusunda Türkiye’de bu eğitimi veren öncü kurumlardan biri olmaya, atölye ve kadromuzla hazırız."
İstanbul PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri’ne 2. dalga operasyon: 28 gözaltı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş.‘ye yönelik yürütülen soruşturma kapsamında ikinci aşama operasyon düzenlendi. İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda 28 şüpheli gözaltına alındı. Öte yandan 620 milyon TL değerinde; 29 mesken, 3 iş yeri, 14 araç, 32 arsa ve tarlaya el konuldu.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından PAYCO Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. ile şirket yetkilileri hakkında yasadışı bahis ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası denetim raporu ile Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca düzenlenen rapor incelendi. Her iki raporda da yasadışı bahis ve yasadışı forex/dolandırıcılık faaliyetlerinden elde edilen suç gelirlerinin, elektronik para ve ödeme hizmeti sunan kuruluşlar üzerinden sistematik şekilde finansal sisteme sokulduğu ve çok sayıda şirket üzerinden aklandığı belirlendi.Öte yandan eylemin bireysel bir faaliyet değil örgütlü bir yapılanma tarafından yürütüldüğü de tespit edildi. Soruşturma kapsamında elektronik para kuruluşu bünyesinde 1 örgüt lideri, liderliğe bağlı 3 yönetici, bu yöneticilerin talimatları doğrultusunda operasyonel düzeyde faaliyet yürüttüğü değerlendirilen 7 örgüt üyesinden oluşan hiyerarşik bir suç örgütü yapısının oluşturulduğu ve çok sayıda yüksek riskli ve suçla bağlantılı finansal hareket belirlendi. Bu kapsamda 5 Aralık’ta düzenlenen operasyonda 11 şüpheli gözaltına alınırken, şüphelilere ait malvarlıklarına ve Payco Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. şirketine, İstanbul Sulh Ceza Hakimliği kararıyla el konuldu.Şüphelilerden 9’u tutuklanıp 2’si ise adli kontrol şartı ile serbest bırakılırken, soruşturmanın derinleştirilmesi ve elde edilen yeni deliller doğrultusunda, örgüt yapılanması içerisinde yazılım mühendisi, bilgi teknolojileri (İT) personeli ve proje yöneticisi sıfatlarıyla görev yapan şüphelilerin yasadışı bahis ve yasadışı forex/dolandırıcılık faaliyetlerinden elde edilen suç gelirlerinin transfer edilmesine ve gizlenmesinde rol aldıkları ve "para nakline aracılık etme" suçunu işledikleri tespit edildi.Örgüt hiyerarşisi içerisinde suç gelirlerinin yazılımsal altyapılar üzerinden yönlendirilmesi, elektronik para hesaplarının yönetimi ve finansal akışların gizlenmesi faaliyetlerine katıldığı değerlendirilen şüphelilere yönelik ikinci aşama operasyon düzenlendi. İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Kocaeli ve Yalova’da İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda 28 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin örgüt içi görev ve konumlarının netleştirilmesi, finansal ve dijital delillerin temini, suçtan elde edilen gelirlerin izinin sürülmesi amacıyla adreslerinde arama ve el koyma işlemleri de gerçekleştirildi. Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerinin Aklanması suçu kapsamında şüphelilere ait 92 banka hesabı ile toplam 620 milyon TL değerinde; 29 mesken, 3 iş yeri, 14 araç, 32 arsa ve tarlaya el konuldu.
Samsun Burundan rahat nefes alamamak uykudan sosyal hayata her şeyi etkiliyor Burundan rahat nefes alamamak, çoğu zaman basit bir şikâyet gibi görülse de uyku kalitesinden günlük performansa kadar birçok alanı olumsuz etkileyen ciddi bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor. Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Davut Tepe, bu problemin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri KBB Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Davut Tepe, burundan rahat nefes alamamanın sadece anlık bir rahatsızlık olmadığını belirterek, sorunun uzun vadede yaşam kalitesini düşürdüğüne dikkat çekti. Burun tıkanıklığının gece uykularını bölebileceğini, gün içinde halsizlik, konsantrasyon bozukluğu ve verim kaybına yol açabileceğini ifade eden Tepe, bu durumun sosyal ve iş hayatını da doğrudan etkilediğini söyledi. Burun tıkanıklığının altta yatan farklı nedenlere bağlı gelişebileceğini aktaran Opr. Dr. Tepe, doğru tanı ve tedaviyle hastaların nefes alma konforunun artırılmasının mümkün olduğunu belirtti. Uzun süredir burundan rahat nefes alamayan kişilerin mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına başvurması gerektiğini vurgulayan Tepe, erken müdahalenin yaşam kalitesini belirgin şekilde yükselttiğini kaydetti. Üç kişiden birinde var Opr. Dr. Davut Tepe, "Burundan rahat nefes alamamak; sadece anlık bir rahatsızlık değil, yaşam kalitesini etkileyen önemli bir sağlık problemidir. Bu durum kimi zaman geçici iltihabi süreçlerden kaynaklanırken, kimi zaman da burun içinde kemik eğriliği, burun eti büyümesi, geniz eti veya sinüs sorunları gibi yapısal nedenlere bağlı olabiliyor. Araştırmalar, toplumda her üç kişiden birinde burun içerisinde yapısal bir problem bulunduğunu ortaya koyuyor. İltihabi sorunlar ilaçla tedavi edilebilirken, yapısal bozukluklarda cerrahi müdahale gerekebiliyor. Burundan nefes almanın uyku kalitesi açısından kritik önem taşır. Uyku apnesinin cerrahi tedavisinde burun hava yolunun açık olması, tedavinin başarısı için en önemli kriterlerden biridir. Burun sağlığının doğru şekilde değerlendirilmesi için yapılacak basit bir endoskopik muayene, tanı ve tedavi sürecinde en hızlı yoldur. Sağlıklı nefesin sağlıklı yaşamın anahtarı olduğunu unutmamak gerekir" dedi.
Kayseri Güneş gözlüğü kışın daha çok koruyor Kayseri’de Optisyenlik yapan Halit Mızrak, güneş gözlüğünün asıl amacının güneşten yansıyan UV ışıklarından korunmak olduğunu söyleyerek, "Kardaki kristallerden yansıyan ışıklar gözlerimizi daha çok aldığı için karlı havalarda güneş gözlüğünü kullanmaya daha çok ihtiyacımız var" dedi. Güneş gözlüğünün sadece yazın takılması gibi yanlış bir algı olduğunu söyleyen 15 yıllık Optisyen Halit Mızrak, "Güneş gözlüğü, tabi gözle ilgili bazı hastalık durumlarında kullanılması şart oluyor ama gözlerimizi güneşin UV ışıklarından korumamızı sağlayan bir protez diyebiliriz. Güneş gözlüğünün temel üretim amacı bizi UV ışıklarından korumaktır. Genelde adı güneş gözlüğü olduğu için sadece güneşli havalarda takılır algısı var ama ne yazık ki kardaki kristallerden yansıyan ışıklar gözlerimizi daha çok aldığı için karlı havalarda güneş gözlüğünü kullanmaya daha çok ihtiyacımız var. Karlı havalarda UV koruma oranı yüksek güneş gözlüklerinin tercih edilmesi göz yapımızı ve cildimizi daha fazla koruyacaktır" dedi. Mızrak, gözlüklerin güvenilir yerlerden alınmasını tavsiye ettiklerini söyleyerek, "Güneş gözlüğü alırken püf nokta dediğimiz artık günümüz dünyasında ne yazık ki güvenilir mağazalardan ve optisyenlik müesseselerinden tercih edilmeli. Bizim sektörümüzde yasak olmadığı için işporta her yerde satılabildiği için insanların sağlığıyla çok kolay oynayabiliyorlar. Vatandaşlarımızın güvenilir yerlerden gözlüklerini almalarını tavsiye ediyoruz. Gözlük seçerken öncelikle hangi cam rengi ile daha rahat ettiğimizi kullanarak tespit etmemiz gerekiyor. Kişiden kişiye rahatlık oranı fark edebiliyor. Birkaç farklı alternatifi deneyip değerlendirip ona göre doğru cam rengi, UV koruma oranı yüksek bir ürün ve mümkünse bilinen markaları tercih etmek bizi daha rahat ettirecektir" ifadelerini kullandı.
Antalya Doğan Hızlan Kütüphanesi’nde imza etkinliği Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Doğan Hızlan Kütüphanesi’nde düzenlenen etkinlikte çocuklar, yazar Burcu Bahar’la okuma-yazma üzerine keyifli bir buluşma yaşadı. Etkinlik sonunda Bahar, "Doğa Dostu Dodo Patara’da" adlı kitabını imzaladı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kültür ve eğitim çalışmaları kapsamında, Doğan Hızlan Kütüphanesi çocukları kitapların dünyasıyla buluşturmaya devam ediyor. Kütüphanede gerçekleştirilen söyleşi ve atölye etkinliğinde çocuklar, yazar Burcu Bahar’la bir araya gelerek okumanın yazmaya nasıl eşlik ettiğini, hikâyelerin nasıl kurulduğunu ve kitaplarla bağ kurmanın önemini deneyimledi. Çocuklar doğaçlama hikaye oluşturdu Etkinlik boyunca çocuklarla interaktif bir içerik yürütülürken, "Dodo" karakteri üzerinden Patara’dan Uludağ’a, Alanya’ya uzanan hayali bir yolculuk anlatısı kurularak şarkılarla desteklenen çalışmada günün sonunda çocuklarla birlikte doğaçlama bir hikâye oluşturuldu. Programın kapanışında yazar Burcu Bahar, çocuklara dağıtılan "Doğa Dostu Dodo Patara’da" adlı kitabını imzalayarak minik okurlarla sohbet etti. Dodo ile yolculuğa çıktılar Yazar Burcu Bahar etkinliğin çocuklarla birlikte kurulan bir hikâye serüvenine dönüştüğünü ifade etti. Bir çiftliğe gittik ve Dodo ile birlikte başka maceralara yelken açtık diyen Yazar Burcu Bahar, "Etkinlik çok keyifli geçiyor. Çocukların birlikte olması ve kitapların içinde kaybolması çok güzel" dedi. Çocuklar kütüphaneyi ve yazarı yakından tanıdı Emel Sevgi Taner İlkokulu 2. sınıf öğretmeni Muzaffer Akman çocukların yazarı kütüphaneyi ve yazarı yakından tanıma fırsatı elde ettiklerini değinerek "Bu gün yazarımız ile birlikte hem kütüphanede nasıl davranırız, nasıl istediğimiz kitaplara ulaşabiliriz bunların çalışması yapıldı. Ayrıca çocuklarımız bir çocuk yazarı ile tanışma fırsatı elde etti. Hem çok eğlenceli vakit geçirdiler hem de güzel anı biriktirdiler. Onların yetişmesi adına güzel bir etkinlik oldu. Çalışan ve emeği geçen herkese çok teşekkür ederim" diye konuştu.