GÜNDEM - 05 Mayıs 2016 Perşembe 16:49

'DAEŞ’in hedefi Türkiye’dir'

A
A
A
'DAEŞ’in hedefi Türkiye’dir'

Kilis’e 18 Ocaktan bugüne atılan roketler yüzünden 20’den fazla insan hayatını kaybetti. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Kilis’e neden roket atıldığı ve Türkiye’nin, Suriye’yi vurmamasında Rusya’nın etkisinin olup olmadığı konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Suriye tarafından, DAEŞ’in elinde olan bölgeden atılan katyuşa mermileri yüzünden kentte yaşayan halk tedirgin. Devlet ise Kilis’te güvenlik önlemlerini artırırken yeni önemler için de çalışmalara devam ediyor. Kilis’in jeopolitik bir öneme sahip olduğunu dile getiren Hacısalihoğlu, “Kilis, Suriye’de yaşanan çözülmenin olduğu bölgeye 20 kilometre uzaklıkta ayrıca Esad’ın rejim güçleri ve PYD’nin doğu kanadı da bu bölgede. Bir yandan da bizim sınıra kadar dayanan DAEŞ bölgesi orada’’ dedi.

“DAEŞ’İN HEDEFİ TÜRKİYE’DİR”
Kilis’e saldırıların maksatlı yapıldığını ifade eden Hacısalihoğlu, “Başından beri Türkiye’yi doğrudan DAEŞ ile mücadele etmesi gereken bir kara gücüne dönüştürme çabası vardı. 30 yıl DAEŞ ile mücadele edeceğiz diye büyük laflar edenler, ellerini soğuk sudan sıcak suya değdirmeyecekler, doğrudan aracı kullanacaklar. Mehmetçik de gidip orada terör örgütü DAEŞ ile tek başına mücadele edecek. Bu büyük bir oyundu hep böyle kurgulandı. Türkiye hiçbir terör örgütünü diğerinden ayrı tutmuyorum dedi ve 2013 senesinde DAEŞ’i terör listesine aldı. Özetle DAEŞ’in hedefi Türkiye’dir. DAEŞ ile hep birlikte mücadele edilmesi gerekir” ifadelerinde bulundu.

“Bizi DAEŞ’e destek olan ülke konumuna getirmeye çalıştılar” diyen Hacısalihoğlu, “Bu kirli oyun tutmadı, şimdi de Kilis üzerinden Türkiye’yi Suriye’ye çekme hamleleri yapılıyor. Kilis’e roket atılmasından sonra devlet Kilis’i koruyamıyor, DAEŞ’e verilen desteğin bir sonucu denmesi de provokasyondur. Bu, DAEŞ denen enstrümanın nasıl kullanıldığını gösteriyor, DAEŞ’in arkasında ondan petrol alan Suriye ve onu destekleyen Rusya var. Silah kaynağını, finansman desteğini ve insan trafiğini denetleyenler var. Türkiye Kilis’e yapılan bu saldırılar karşısında DAEŞ mevzilerine yönelik öncelikle OBÜS’lerle askeri harekatlar yapmış ve örgüte önemli kayıplar verdirmiştir. Ayrıca daha fazlasını yapmaya hazırdır. Bu durum Esad’ın hamiliğini yapan Rusya açısından da değerlendirilmeli. Rusya, artık Türkiye ile olan ilişkisinin kıymetini bilmeli. Çünkü Türkiye Rusya’ya karşı ilişkilerde hiçbir zaman kendi çıkarlarının dışında başkasının keyfi çıkarları için hareket etmedi. Türkiye’nin tavrı Rusya açısından son derece kıymetliydi” diye konuştu.

Türkiye’nin, Rusya’ya kaşı çizgisini bozmadığını fakat Rusya’nın bunun kıymetini bilmediğini dile getiren Hacısalihoğlu, eğer Rusya hala bunu anlamadıysa kaybeden taraf olur ifadelerini kullandı. Türkiye’nin, Rusya’yı sınıra DAEŞ ile mücadele etmek için geldiği ve o yüzden Türkmenlere saldırmaması gerektiği konusunda uyardığının altını çizen Hacısalihoğlu, Rusya’nın ekonomik sıkıntılar içinde olduğu için çıkan gerilimden beslediğini vurguladı.

“KİLİS’İ KORUMAK TÜRKİYE’NİN ASLİ GÖREVİDİR VE GEREĞİNİ YERİNE GETİRECEKTİR”
“Gerilimin artırılıp ilişkinin kanlı bıçaklı olmasını beklemiyorum” diyen Hacısalihoğlu, “Sayın Erdoğan, Putin’e başkalarını sevindirmeyelim diye çağrı yapmıştı. Uluslararası hukuku Suriye meselesinde en iyi koruyup kollayan Türkiye’dir. Ama bıçak kemiğe dayandığında da Türkiye’nin eli kolu bağlı değildir. Her türlü müdahaleyi yapmaya hazırdır, Kilis’i korumakta asli görevidir ve gereği yerine getirilecektir. Bu konuda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanıyla uzun mevzili obüsler konusunda temas kurdu. Bizdeki obüsler mevzili 60 km. 90 km’ye konuşlanacak olan Amerika’dan gelecek silahlar var. Ayrıca yeniden güvenli bölge konusunun gündeme gelmesi gerekir” dedi.

“SURİYE’Yİ DAĞITAN ESAD’DIR”
Bu sorunu hep beraber çözmemiz gerektiğini söyleyen Hacısalihoğlu, “Türkiye orada güvenli bölge oluşturalım, insan koridoru olsun dedi. Bugün Kilis. bütün bunlara kulaklarını tıkayıp, gözlerini kapayanlar açısından bir uyarı niteliği de taşıyor. Ortada eğer samimi koalisyon varsa, DAEŞ’i gerçekten terör örgütü görüyorlarsa başta Rusya’sı, batı ülkeleri, İran’ı olmak üzere, gelin o zaman Türkiye’ye yardımcı olun bu işi çözelim. Türkiye’nin, Kilis konusunda özellikle yerli ve milli üretim İHA’larla başlattığı yeni stratejileriyle devreye gireceğini biliyoruz. Görülüyor ki aslında Suriye’yi dağıtan Esad’dır. Kendi yurttaşını başka ülkenin hava kuvvetleriyle vuran bir rejimden söz ediyoruz. Türkiye milletiyle bütünleştikçe bu oyunlardan kurtulacaktır. Türkiye’yi asıl koruyacak olan millet ve devlet bütünleşmesinin kalkanıdır” diyerek sözlerini noktaladı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kaleiçinde hanutçular, dilenciler ve etiket denetimi için için özel ekip Antalya’nın Kalbi Kaleiçi’nde Polis ve Zabıtalardan oluşan Hanutla Mücadele ve Etiket Denetimi ekipleri turistleri ve vatandaşları canından bezdiren hanutçulara göz açtırmıyor. 7/24 esasına göre görev yapan ekipler, turist kafilelerinin ve vatandaşların yoğun bulunduğu Kaleiçi, Cumhuriyet Meydanı, Işıklar Caddesi, Kazım Özalp Caddesi (Kapalı Yol) gibi alanlarda hanutçulara, dilencilere, seyyar satıcılara göz açtırmıyor. Geçen yıl ilçede Hanutçuluk yaptığı tespit edilen 5680 kişiye 3 milyon 508 bin 560 TL’lik idari para cezası uygulayan ekipler, 2024 yılının ilk üç ayında ise bin 828 kişiye 1 milyon 788 bin 106 TL’lik idari para cezası uyguladı. Özel ekipler kuruldu Antalya’da yoğun turizm sezonun başladığını ve Antalya’da gece gündüz demeden 24 saat boyunca yaşamın devam ettiğini belirten Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan, “Günün her saatinde oldukça yoğun bir sezon geçiriyoruz. Pandemi dönemi öncesi 2019’da yaşadığımız turizmdeki en yüksek seviyeyi bu sene egale edeceğiz diye düşünüyoruz. Bu bizi turizm açısından oldukça mutlu ediyor. Bu anlamda gelen turistin rahat etmesi gerekiyor. Bu konuda da bir takım tedbirler aldık, almaya da devam ediyoruz. Özellikle turistlerin rahatsız edilmemesi, hanutçulukla karşı karşıya kalmaması için “Hanutla Mücadele ve Etiket Denetimi” ekipleri oluşturduk. Özellikle Kapalı Yol, Kaleiçi, Atatürk Caddesi, Karaalioğlu Parkı gibi turistin yoğun olduğu bu alanlarda denetimler yapıyoruz. Ekiplerimizde Polis Memurlarımız, Büyükşehir ve Muratpaşa Belediyelerimizin Zabıta personeli birlikte görev yapıyor. Hanuta ve turistlerin rahatsız edilmesine kesinlikle müsaade etmiyor. Hanut dışında esnafımıza etiket denetimi de yapıyoruz. Etiket denetimi önemli, turiste farklı farklı fiyatların uygulanması kesinlikle taviz veremeyeceğimiz bir husus” dedi. Huzuru bozanlara ceza yağdı Hanutla yaptıkları mücadele kapsamında çok sayıda cezai yaptırım uyguladıklarını belirten Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan, çalışmalarını aylık, yıllık ve üç aylık olarak raporladıklarını ifade etti. Burhan, “2023 yılında rahatsız etme adı altında hanut, dilencilik, gürültü gibi konularda kabahatler kanunu çerçevesinde 5 bin 680 kişiye, 3 milyon 508 bin 560 Türk lirası idari para cezası uyguladık. 2024 yılının ilk üç ayında ise bin 828 kişiye 1 milyon 788 bin 106 Türk lirası idari para cezası uyguladık” açıklamasında bulundu.
Düzce Düzce Üniversitesi’nin ilk akredite bölümü DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesinin ilk akredite bölümü Peyzaj Mimarlığı değer üretmeye ve değer katmaya devam ediyor. Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Eroğlu, Dünya Peyzaj Mimarlığı Ayı ve Ulusal Peyzaj Mimarlığı Gününde önemli açıklamalarda bulundu. Peyzaj Mimarlarının, ekolojik sürdürülebilirliği, peyzajların kalitesini ve işleyişini sağlamak, kolektif hafızayı, mirası ve kültürü canlı tutmak için estetik ve bilimsel ilkeleri uygulayarak, doğal, kırsal ve kentsel çevreleri planlandıklarını, tasarladıklarını ve yönettiklerini belirten Eroğlu, “Peyzaj Mimarları, diğer disiplinleri yönlendirerek, koordine ederek, iklim değişikliği ve ekosistemlerin istikrarı, sosyo-ekonomik iyileştirmeler, toplum sağlığı, refahı ile ilgili uyum ve azaltma gibi doğal ve kültürel ekosistemler arasındaki ilişkileri planlarlar ve yönetirler” ifadelerini kullandı. Peyzajı farklı ekosistemlerin birleşiminden oluşan bir mozaik şeklinde nitelendiren Eroğlu, “Bu mozaikte insan ve doğa arasındaki etkileşimlerin dengeli bir şekilde yönetilmesinde Peyzaj Mimarlarına ihtiyaç bulunmaktadır. 1968 yılında Peyzaj Mimarlığı eğitiminin ülkemizde başlamasının 56. yılı, Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nün Düzce’de eğitime başlamasının 30. yılında, Düzce Üniversitesi’nin ilk akredite olmuş bölümü olarak ilimizde, bölgemizde ve ülkemizde değer üretmeye ve değer katmaya devam ediyoruz” dedi.
Tokat Tırın önünde metrelerce sürüklenip burunları bile kanamadan kurtuldular Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarınca Mart 2024 tarihinde Tokat’ta meydana gelen kazalar paylaşıldı. Kaydedilen görüntülerde bir otomobil tırın önünde metrelerce sürüklendi. Araç içerisinde bulunanlar şans eseri burunları bile kanamadan kurtuldular. Türkiye’nin birçok ilinde farklı tarihlerde meydana gelen trafik kazalarının görüntüleri, Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarınca kaydedildi. Tokat’ta şubat ayında meydana gelen 4 ayrı kaza da kameralar tarafından an be an kaydedildi. Emniyet Genel Müdürlüğü, 2024 yılının Mart ayında Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarının kaydettiği farklı illerdeki trafik kazalarının görüntülerini paylaştı. Paylaşılan görüntülerde Tokat’ta 4 ayrı kaza kameralara yansıdı. Dikkatsizlik ve geçiş üstünlüğüne dikkat etmeyen sürücüler kazalara neden oldu. “Metrelerce sürüklendi” İlk görüntüde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önündeki caddede meydana geldi. Görüntüde bir otomobil aynı yönde ilerleyen tırın sıkıştırması ile yan döndü ve metrelerce sürüklendi. Kazada şans eseri otomobilde bulunanlar yara almadan kurtuldu. “Otobüs hızını alamadı” İkinci görüntüde ise şehir içi Özel Halk otobüsü durmayarak kırmızı ışıkta duran arabalara arkadan çarptı. Kaza nedeniyle araçlarda maddi hasar meydana geldi. “Yine kavşak yine kaza” Paylaşılan diğer iki kaza da şehirdeki farklı kavşaklarda meydana geldi. Geçiş üstünlüğüne dikkat etmeyen araçlar çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle araçlarda maddi hasar meydana geldi.
Sivas 58 yıldır gerçek kimliğini arıyor Sivas’ta yaşayan 58 yaşındaki Raziye Şimşek, doğduğu günden bu yana gerçek kimliğine kavuşamadı. Hikâyesiyle filmlere konu olacak olayın aydınlatılması için Şimşek’in biyolojik babasının mezarı açılarak DNA örneği alındı. Sivas kent merkezinde yaşayan Raziye Şimşek, 1 yaşında annesini kaybettikten sonra yaşadığı dramatik hayat hikâyesiyle duyanları derinden etkiliyor. Şimşek, annesinin vefatının ardından babası tarafından 1 yaşındayken yurda verildi. İddiaya göre, o dönemdeki yurt müdürü Şimşek’i kaydettirmeden resmi olmayan şekilde bir aileye verdi. Bu aile de sahte kayıtlarla Şimşek’i öz çocuklarıymış gibi nüfusa kaydettirdi. Şimşek, evlendikten sonra evlat edinen aile tarafından reddedilerek evlatlıktan düşürüldü. Evlat edinen ailenin çıkarttığı kimlik kartı numarası ve kendisinin mecburiyetten çıkarttığı kimlik kartı numarası bulunan Şimşek, bu nedenle resmi bir kimliğe sahip olmadığı için devlet kurumlarına gittiğinde kimlik eksikliği nedeniyle birçok sorunlarla karşılaşıyor. “Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok” Yaklaşık 3 yıldır bu durumun çözümü için mücadele eden Şimşek, “Ben bir yaşımdayken annem vefat etti. Bana bakan olmadığı için beni yurdun kapısının önüne bırakıyorlar. O dönemin yurt müdürü beni el altından yurda kaydetmeksizin beni büyüten aileye veriyor. Onlarda sahte kayıtla beni kendilerinin üzerine geçiriyorlar. 18, 19 yaşına gelip evlendiğimde beni üzerlerinden düşürüyorlar. Bunlarda olmadığı için benim bir kimliğim yok. Hiç bir resmi kurumlarda kaydım yok. Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım dahi yok. Bunun zorluğunu hep yaşıyorum. Benim ablalarım bütün aile fertlerim beni kabul ediyor ama daha büyük aile bireylerimiz olmadığı için Hâkim Bey DNA testine karar verdi. 2,5 yıldır çok büyük zorluklarla uğraşıyorum. Hem maddi hem de manevi sıkıntılar yaşıyorum. Sürekli mahkemelere gidip geliyorum. Yaşadığım şeyleri tekrar tekrar yaşıyorum” dedi. Resmiyette gözükmüyor, iki farklı kimlik numarası bulunuyor Adına iki farklı kimlik numarası olduğunu ifade eden Şimşek, “Geçmiş yakamı bırakmıyor ki rahat edeyim. 1965 yılından bu yana bu hayatı yaşıyorum ama hiçbir yerde resmiyette görünmüyorum. Şuanda benim adıma iki farklı TC kimlik numarası var. Birisi onların üzerine diğeri de benim şuan mecburiyetten kullandığım sahte TC kimlik kartı numarası. Devlet kurumlarına gittiğim zaman ‘kayıtlarda böyle birisi yok’ diyorlar. ‘Sadece baba adı var alt soy üst soy yok’ diyorlar. Hastanelere falan gittiğimde eşimin üzerine muayene olduğum için pek sorun yaşamadım ama yine de ben bu durumdan da rahatsız oluyorum. Her zaman elim yüreğimde. İnşallah son mahkeme olur, bu konudan dolayı hem maddi hem manevi çok yoruldum. 58 yaşındayım 25 yıl olmuştu ben unutalı. Ama ben 2,5 yıldır bu durumu mahkeme kapısında tekrar tekrar yaşıyorum, geçmiş yakamı bırakmıyor” şeklinde konuştu.