ASAYİŞ - 14 Nisan 2015 Salı 19:06

Damatları için 'ağırlaştırılmış müebbet' istediler

A
A
A
Damatları için 'ağırlaştırılmış müebbet' istediler

Adana’da, kızları damatları tarafından öldürülen aileler, kadın cinayetlerinde sanıklara ceza indirimi yapılmaması ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi için eylem yaptı.

Eşi Halime Y.’yi kendisini aldattığından şüphelenip 7 Eylül 2014 tarihinde eşini elleriyle boğan Hasan Y.’nin (47) karar duruşması bugün 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan şahıs, “Eşim erkekliğime hakaret etti, o yüzden boğdum” diyerek kendisini savunması üzerine mahkeme haksız tahrik indirimi uygulayarak cezayı 23 yıla indirdi. Sanığın duruşmada ağlayıp pişman olduğunu belirtmesi üzerine mahkeme cezasını ‘iyi hal’den 19 yıl 2 aya düşürdü.

Kıskançlık nedeniyle boşanma aşamasına geldiği eşi Mehmet Ç. tarafından 4.5 aylık hamileyken öldürülen Burcu Ç.’nin duruşması da 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan Mehmet Ç.’nin karar duruşması 11 Mayıs’a ertelendi.

Duruşmaları, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi avukatlar da takip etti. Duruşmaların ardından Halime Y. ve Burcu Ç.’nin ailelerinin de bulunduğu grup basın açıklaması yapmak için İnönü Parkı’nda toplandı.

Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu batı çıkışı yakınlarında ayrıldığı eşi tarafından tabancayla vurularak öldürülen Semire Balık (47) ile kızı Ayşe Işık’ın (23) da ailesi basın açıklamasına katıldı.

İndirim değil, ağırlaştırılmış müebbet istediklerini belirten Halime Y.’nin annesi Aliye İnal, ceza indirimi için kızına iftira atıldığını ileri sürdü. Hakim ve savcılara seslenen İnal, kadın cinayeti işleyenlerin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almasını istedi. Halime Y.’nin babası Yakup İnal ise damadının, kızını kumar parası vermediği için öldürdüğünü öne sürdü.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcilerinden Fikriye Yılmaz ise "Artık kadın katillerine indirim verilmesini kabul etmiyoruz" diye konuştu. Kadınlar için adalet istediklerini söyleyen Yılmaz, “Meclis sesimizi duysun. Kadın katillerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yasalaşmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Burcu Ç.’nin annesi Songül Özbek de hamileyken öldürülen kızının şu an öksüz 4 yaşında bir çocuğu olduğunu ve 7 aydır kendisinin baktığını dile getirdi. Adalet istediğini söyleyen Özbek, “Bu dünyada hesabını soramazsam, öbür dünyada soracağım” diyerek tepki gösterdi.

Semire Balık’ın annesi Lamia Balık ise, kızının boşandığı eşi tarafından ‘mal paylaşımı’ nedeniyle öldürüldüğünü söyledi. Kızının her gün tehdit aldığını ve korkudan eve gidemediğini anlatan Balık, “Köye götürdü, öldürdü, otobana attı adını kötü çıkarıp iftiralarda bulundu. Hayatta kabul etmiyorum bu lekeyi. Katili yakalayın, bırakmayın. Elini kolunu sallayarak geziyor” şeklinde konuştu.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcilerinden Elif Karan da, savcının mütalaasında ağırlaştırılmış müebbet cezasının yer aldığı ve hiçbir gerekçenin indirim sebebi sayılamayacağını ifade etti. Savcının aldatmanın sadece boşanma sebebi olabileceğini belirttiğini anlatan Karan, “Ancak davada öyle olmadı. Tüm erkekler de karısı aldatıyor, hakaret etti deyip kadınları öldürebilir. Meclise, sorumlu bakan ve devlet yetkililerine, hakim savcılara sesleniyoruz. Bu yasa çıkarılmak zorunda. Yasa çıkana kadar da tüm hakim, savcıların kadın cinayetlerini toplumsal bir sorun olduğunun farkına varmaları gerekiyor. Uyguladıkları her indirimle başka bir kadının hayatının elinden alınması için bir neden verdiklerinin farkında olmaları gerekiyor. Kadın cinayetlerini durdurmak mümkün, bunun çözümü de ağır cezaların verilmesi. İndirim uygulanmaması” diye konuştu.

Konuşmaların ardından bir süre slogan atan grup olaysız dağıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.