GÜNDEM - 20 Şubat 2017 Pazartesi 19:14

Darbeci Binbaşı Şükrü Seymen: Bize verilen emir Cumhurbaşkanı’nı...

A
A
A
Darbeci Binbaşı Şükrü Seymen: Bize verilen emir Cumhurbaşkanı’nı...

Muğla’da Cumhurbaşkanı’na suikast timinin yargılandığı davanın ilk gününde ifadesi alınan sanıklardan timin başındaki darbeci Binbaşı Şükrü Seymen, hedeflerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sağ ele geçirilmesi olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı’na suikast timinin Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başlayan duruşmasında birinci gün sona erdi. Duruşmanın birinci gününde timin başındaki darbeci Binbaşı Şükrü Seymen ve otele baskını yöneten Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’in ifadeleri alındı.

Sanık Şükrü Seymen, verilen emirleri yerine getirdiğini belirterek, “Emir komuta zinciri içinde darbe yapılacağını biliyordum. Ben verilen emirleri yerine getirdim. Ben bu planlamanın bile neresindeyim bilmiyorum. Evet, ben darbe yaptım. Komutanlarımın verdiği emri yerine getirdim. Bunu kabul ediyorum. Semih Terzi komutanımızı teğmenliğinden bu yana tanırım. Kendisi kahraman bir komutanımızdı. Emir Semih Terzi’den geldi. 14 Temmuz’da kendisi beni telefonla aradı. ‘12 kişilik bir tim seç, Gökhan Paşa ile ilgili irtibata geç’ dedi” dedi.

“BİZE VERİLEN EMİR CUMHURBAŞKANI’NI SAĞ ELE GEÇİRMEKTİ”

15 Temmuz gecesi helikopter ile Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’ten aldığı emir ile İzmir Çiğli’ye geldiğini belirten Seymen, “Burada depoya gittim. Personellere talimat vererek silah kuşanmalarını söyledim. Burada uzun bir süre bekledik. Daha sonra Osman Kılıç Albayımdan görev iptal diye bir mesaj geldi. Ben de bu durumu Gökhan Paşa’ya söyledim. Ankara’ya gidip gitmeme konusunda fikrimi sordu. Havalandık, daha sonra Gökhan komutanım görevin devam ettiğini söyledi. Ardından Marmaris’e havalandık ve iniş yaptık. Bize verilen emir Cumhurbaşkanı’nın sağ olarak ele geçirilmesi idi” dedi.

“HEDEF GÖSTEREREK ATEŞ ETMEDİK”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otel bölgesine geldiklerini anlatan Seymen, korumaların bir iki defa havaya ateş açtığını belirterek, “Korumalar havaya ateş açmasaydı biz inanın yerlerini tespit etmedik. Daha sonra bize doğru bir ateş gelince biz de karşı ateş açtık. Hedef göstererek ateş etmedik. Polislerin darp edilmesi olayını görmedim. Daha sonra da otel içerisine girdiğimizde Cumhurbaşkanı’nın olmadığını Gökhan Paşa’ya söyledim. Geri çekildik. Ama otel içerisinde kesinlikle ateş etmedik. Kendimizi korumak için atıl bir villaya girdik. Evet darbe yaptım. Bir emir aldım ve bu sözümün arkasında duruyordum” diye konuştu.

“ZEKERİYA BAŞÇAVUŞA PARA KONUSUNDA ÇOK KIZDIM”

Mahkeme başkanının, “Şehitlerden birinde senin tüfeğinden çıkan mermi var” sözleri üzerine ise Seymen, “Ben ateş etmedim. Kriminal raporların yeniden düzenlenmesini talep ediyorum. Bir helikopter geldi, bizi alamadı. Araziye doğru gittik” dedi.

Mahkeme başkanının “Hizmet hareketinden olan var mı sorusu size soruldu mu?” sorusu üzerine Seymen, “Böyle bir cümle duymadım” dedi. Mahkeme başkanının “Polis memurlarının paralarının bölüşüldüğü iddiası var” demesi üzerine de Seymen, “Kendi paramızı bölüştük. Zekeriya Başçavuşun üç ayrı polisten para almasına çok kızdım. Böyle bir emri kesinlikle vermedim. Duyduğumda ‘Kimden aldığınızı bilmiyorsunuz, o parayı hayır yapın’ diye talimat verdim. Şahsi paralarımızı üçe böldük. Haram parayı, bu parayı kendi paralarımızın içine karıştırmadık. Yakalandıktan sonra Özel Harekat polislerinden işkence gördük. Bunun kayıtlarını göreceksiniz. Bu olayın takipçisi olacağım. Bu konuştuklarım kayda geçsin” diyerek basın yayın organlarına da yayınlarından dolayı tepki gösterdi. Seymen, kesinlikle FETÖ’cü olmadığını savunarak, “Annem faizden kaçmak maksadıyla babam hasta iken Bank Asya’ya para yatırmış. Bunu öğrenince hemen ikaz ettim, parayı çekti” dedi.

“İSTESEYDİK 120 KİŞİYİ ÖLDÜRÜRDÜK”

Olay günü Marmaris’te şehit olan iki kişiye üzüldüğünü ve Allah’tan rahmet dilediğini belirten Seymen, “Biz Cumhurbaşkanı’nı sağ olarak almaya gittik. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyoruz, hatta dualarla anıyoruz. Ama isteseydik orada 120 kişiyi öldürürdük” diye konuştu.

Suikast girişimine katılanların isteği ile katıldığını ileri süren Seymen, “Mesela iki pilot katılmadı. İsteyen katılmayabilirdi. Ben isteseydim gitmezdim. Darbe yaptım. Cezası idam bile olsa canım acımaz. Darbe yaptım. Çocuk gibi ağlayacak değilim” dedi.

Bekir Tosun - Hakan Gözalan - Halil Karahan - İbrahim Kılınç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yeni Casper VIA M40 akıllı telefon satışa çıktı Casper VIA telefon ailesinin satışa sunulan en yeni üyesi Casper VIA M40; etkileyici dış görünüşü, yapay zeka destekli 50MP arka ve 13MP ön kamerası, uzun ömürlü 5 bin mAh batarya kapasitesi, 128GB depolama alanı ile kullanıcıların ihtiyaç duyduğu tüm özellikleri sunuyor. VIA ailesinin en yeni üyesi Casper VIA M40, 6GB RAM’e ek 6GB Sanal RAM’i ve etkileyici dış görünümü ile satışa çıktı. Tüketici trendleri dikkate alınarak geliştirilen İnci Beyazı, Safir Siyah ve Opal Mavi olmak üzere 3 farklı renk seçeneğiyle kullanıcıların beğenisine sunulan Casper VIA M40, kullanıcıların kişisel tarzlarına uygun seçenekler sunuyor. Arcsoft’un yapay zeka destekli 50MP arka ve 13MP ön kamerasıyla güçlendirilen Casper VIA M40, 128GB geniş depolama alanı 512 GB microSD kart desteği ile artırılabilir ve yüksek pil kapasitesinin sunduğu 5 bin mAh batarya gücü ile kullanıcıların ihtiyaç duyduğu gelişmiş özellikleri şık tasarımla sunuyor. 6GB RAM’e ek 6GB Sanal RAM kullanıyor Casper VIA M40, telefon performansının sürekliliğini sağlamak ve deşarj süresini optimize etmek için 6GB RAM’e ek 6GB Sanal RAM kullanıyor. Bu sayede yüksek pil kapasitesinin sunduğu 5000 mAh’lik batarya gücü, çok daha uzun süreler boyunca etkin bir şekilde kullanmayı mümkün kılıyor. Performansıyla olduğu kadar ekran deneyimiyle de kullanıcıların beklentilerini karşılayan Casper VIA M40, 1600x720 çözünürlüğe sahip 6.53” HD+ ekranı, 450 NIT ekran parlaklığı ve 90Hz yenileme hızına sahip yüksek ekran kalitesi ile en zorlu oyunlarda dahi rakiplere karşı üstünlük kazandırırken, seyir zevkini artırıyor. Derin ve odaklı fotoğraflara imkan tanıyor Dinamik ve canlı fotoğraflar için alanında lider Arcsoft firmasının lisanslı yapay zeka destekli ön ve arka kamerasıyla keyifli fotoğraf çekimlerine imkan tanıyan Casper VIA M40, güçlü kamera özelliği ile uyumlu bir tasarım sunuyor. Casper VIA M40, 50MP ana kameraya ek yer alan, 2MP bokeh açı kamerası ve 2MP makro kamerasıyla canlı, derin ve odaklı fotoğraflara imkan tanıyor. Farklı kamera modlarıyla güçlendirilen Casper VIA M40, 13MP çekim gücüne sahip ön kamerasıyla eğlenceli özçekimleri de mümkün kılıyor. Ön kamerasında, maksimum görüntü için ‘punch hole’ görünümlü kamera kullanan Casper VIA M40, arka kamerasında ise mat görünümlü, kameradan yayılan parıltılı bir efekte yer vererek etkileyici bir tasarım sunuyor.
Manisa Kamu görevlilerinin yargılandığı Soma Davası 12 Eylül’e ertelendi Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen ve 301 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasında 28 kamu görevlisi yargılanmaya başladığı davanın ilk duruşması yapıldı. Aileler ve ailelerin vekillerinin davaya katılma taleplerinin asıl dosyanın incelenmesinin ardından değerlendirileceğini belirten mahkeme heyeti, baroların ve sendikaların davaya müdahil olma taleplerini reddederek, davayı 12 Eylül tarihine erteledi. Manisa’da 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma Maden Faciasında ihmali olduğu gerekçesiyle 28 kamu personelinin yargılanması için açılan dava Soma 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde başladı. İlk celsede madenci ailelerin ve vekillerinin mahkemeye katılma taleplerini asıl dosyayı inceledikten sonra karar vereceğini belirten mahkeme heyeti barolar ve sendikaların katılım taleplerini ise reddetti. Heyet duruşmayı 12 Eylül tarihine erteledi. "Geciken adalet adalet değildir" Soma Adliyesi önünde bir açıklama yapan Manisa Barosu Başkanı Ümit Rona, "Bugün tam 9 yıl 360 gün sonra yani 10. yıla 5 gün kala maden faciasına sebep olanların ilk ana davada özel şirket mensuplarının yargılandığı bu katliamla ilgili ana davadan çok sonra 9 yıl 360 gün sonra bugün ilgili faciaya sebep olan kamu görevlileriyle ilgili davanın ilk duruşmasına girdik. Koşa koşa gelmesi gereken adalet maalesef düşe kalka, seke seke, topallaya topallaya, yerde yata yata, yuvarlana yuvarlana 9 yıl 360 gün sonra ilk duruşmasına sebep olacak şekilde adalet tecelli etmeye çalışmıştır. Barolarımızın katılma talepleri reddedildi. Burada uzatılmış bir zaman aşımı söz konusudur. Zaman aşımına uğradığı noktasında sanık vekillerinin talepleri oldu ama TCK açık, CMK açık, 66., 67. maddeler açık. Burada zaman aşımı söz konusu değil, zaman aşımının uzaması veya kesilmesi nedeniyle şuan için zaman aşımıyla ilgili bir durum yok. Zaman aşımı konusunda bir sıkıntı yok. Burada uzatılmış zaman aşımı var. iddianamede de bu husus yer alıyor. Burada acı olan şudur ki; Böyle bir faciadan 9 yıl 360 gün sonra kamu görevlilerinin yargılanmasına başlandı. Bu hukuk adına, adalet adına üzerine cübbe taşıyan bizler adına bir ayıptır. Halka olan adalet borcu açısından ayıptır. Vicdanları yaralayıcıdır. Bu kamu görevlileri ile ilgili meslektaşlarımızın suç duyuruları, Danıştay’a itirazları söz konusu oldu. 2019 yılında Enerji Bakanlığıyla ilgili ve 2020 yılında Çalışma, Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratlarıyla ilgili izin verildi. bu kadar sürüncemede kalan süreçte, meslektaşlarım bu mücadeleyi sürdürdü. Uzama sebebi Danıştay’ın verdiği kararlar neticesinde bozmalar, itirazlar ve ilgili kurumların, bakanlıkların yaptığı dirençtir. Bakanlıkların bu personelleri koruma için yaptığı direnç maalesef bu yargılama bugüne kadar uzamıştır. Soma Cumhuriyet Başsavcılığının bu yönde talepleri olmuştur. Danıştay en son verdiği kararları 2019 ve 2020 yılında vermiştir yani geç vermiştir bu kararları. Geciken adalet adalet değildir.