GÜNDEM - 14 Temmuz 2017 Cuma 10:18

Darbecilerin şifrelerini çözen komutan konuştu

A
A
A
Darbecilerin şifrelerini çözen komutan konuştu

15 Temmuz hain darbe girişiminin ilk anlarında kendisine sıkıyönetim emrini getiren uzman çavuşu bir yumrukta yere indiren, cuntacı albayı da polislere gözaltına aldıran Bursa Eski Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Seyfullah Saldık, o geceyi İHA'ya anlattı.

Saldık'ın girişimleri sonucu sözde sıkıyönetim komutanı Yurdakul Akkuş'un üzerinden 81 ilin sıkıyönetim komuta kademesinin listesi ele geçirildi. Cuntacıların büyük kısmı da o gece kısa sürede gözaltına alındı. 

Bursa Eski Garnizon ve Jandarma Bölge Komutanı Seyfullah Saldık, 15 Temmuz darbe girişiminde yaşadıklarını en ince ayrıntısıyla anlattı. 

Hain darbe girişimi haberini konutunda aldığını ifade eden Seyfullah Saldık, "Ayağımdaki rahatsızlıktan dolayı ayağım sargıdaydı. İstirahat ederken saat 22:47 itibariyle cep telefonumdan hareket merkezinden gelen bilgiyi bana ilettiler.Genelkurmaydan bir emir geldiğini bu emre göre ülkede sıkı yönetim ilan edildiğini Bursa'da da il jandarma komutanının sözde sıkı yönetim komutanı olduğunu bildirdiler. Ben bunu duyar duymaz büyük bir şok yaşadım. Çünkü telefon bilgisi bu işlerin olup bittiğini işaret ediyordu. Ben derhal: "Bu emri kabul etmiyorum. Bu emre karşıyım, buna kesinlikle karşı koyacağız" diye talimatlar verdim. Hemen üniformamı giyerek yola çıktım. Ancak yolda da nizamiyeye kimsenin alınmamasını ve hazır kıta bekleyen 10 kişilik JÖH timinin kapıda bekletilmesi talimatını verdim" dedi.

Darbecilerin şifrelerini çözen komutan konuştu

"Biz vatanımızın, milletimizin emrindeyiz, bu emre uymak büyük ihanet olur" 

Garnizona giderken Bursa Valisi'ni, Cumhuriyet Başsavcısı'nı telefonla aradığını, hain bir darbe girişimi olduğunu ve kendisinin buna uymayacağını anlattığını ifade eden Saldık, "Süratle nizamiyeye vardım. Nizamiyede durdum, doğrudan makama gitmedim. Hemen JÖH tim komutanını yanıma çağırdım. Onları nizamiyede mevzilendirdim. Onlara 'Asla kimseyi içeri almayacaksınız. İçeri girmeye zorlayan olursa, zorlayana ateş edeceksiniz" şeklinde emir verdim. Nizamiyenin iç kısmında hazır kıta bekleyen erleri ve gece nöbet tutan rütbelileri görünce onlara kısa bir konuşma yaptım. Arkadaşlar bir emir geldiği söyleniyor. Sıkı yönetim emri gelmiş bu emir kanunsuzdur. Asla biz bu emre uymayacağız. Biz vatanımızın milletimizin emrindeyiz, kesinlikle bu emre uymak büyük ihanet olur. Kimse yanlış yapmasın. Yasal komutanınız benim. Ben de milletin, devletimin emrindeyim" şeklinde personeli uyardım. Nöbetçi heyetine dönüp yine yüksek sesle nizamiye önünde bağırdım. Kesinlikle içeriye kimse girmeyecek ve içeride de kimse toplanmayacak, kimseye silah verilmeyecek. Silahlıkların kapatılması yönünde verdiğim talimatım hayatımı kurtardı. Darbeci albayın talimatla silahlarını doldurttuğu iki asker, benim talimatımı yerine getiren bir astsubay tarafından engellendi" şeklinde konuştu.

"Benim cesedimi çiğnemeden bu kışlaya giremezsin"

Makamına giderken, önüne birisinin dikildiğini ve kendisine bağırdığını hatırlatan Saldık, "Bana komutanım" diye bağırdı ben de "ne var" diye bağırarak cevap verdim. 'Sıkıyönetim Komutanı Yurdakul Albay'ın emri var, odanıza gidip başka bir yere girmeyecekmişsiniz" şeklinde bana emir vermeye kalktı. O an deliye döndüm. Ne emri, ne sıkıyönetimi, ben ne ben diyorum, ben haram lokma yemedim, ben vatanıma ihanet etmem. Ben emirleri Cumhurbaşkanından, Genelkurmay Başkanı'mdan alırım. Başka yerden gelen emirleri kabul etmem" diyerek sağlı sollu yumruklarla onu yere indirdim. JÖH timine "bunu alın" diye bağırdım, tim gelip onu alarak derdest ettiler. Sonradan anladım ki nizamiyede nöbetçi astsubaylığı tutan uzman çavuşmuş. Sonra nizamiyedeki personele yöneldim. "Bir daha kimse böyle bir ihanete düşmesin, ben bu emri uygulamam, kabul etmem. Asla vatanıma ihanet etmem" dedim Oradan artık makamıma yöneleceğim esnada, nizamiyenin önünde darbeci albayın üzerine yürüdüm, kaçtı. Hamle yaptım, kolundan yakaladım. "Derhal dışarı" dedim. Senin bu garnizonda yerin yok. Ben asla bu gelen emri kabul etmem. Onu kolundan yakaladım. Çeke çeke nizamiye kapısından dışarı attım. Nizamiyedeki kapıya yaslanarak "Benim cesedimi çiğnemeden, sen bu kışlaya giremezsin. Ben burada, bu ihaneti asla kabul etmem. Bu ihanete asla müsaade etmem" diye bağırdım. Daha sonra darbeci Albay Osmangazi İlçe Bölük Komutanlığı'na gitti. Peşinden güvendiğim subayları gönderdim. Polisi çağırıp onlara da her türlü destek ve kolaylık sağlayarak Yurdakul Akkuş'un gözaltına alınmasını sağladım" dedi.

"Ele geçen bilgiler 81 ilin sıkıyönetim listesini ortaya çıkardı"

Gözaltı kararını süratle almasının Türkiye'ye büyük hizmeti ve katkısı olduğunu ifade eden Saldık, "Darbeci Albay'ın çantası görevlilerimiz tarafından polise ulaştırıldı, içinde askeri belge olduğu söylendi. 81 ilin sıkıyönetim komutanları listesi böylelikle ele geçmiş oldu. Bu liste İl Emniyet Müdürlüğümüz ve ilgili merciler tarafından illere fakslandı. Devletimiz ilk defa Bursa Garnizonu üzerinden darbecilerin yapısını teşkilatını öğrenmiş oldu. Cumhurbaşkanımız o gece tarihi çağrıyı yaparken, ben gözaltı kararını vermiş polislerin gelmesini bekliyordum. Tamamen olay kontrolümüz altındaydı" diye konuştu. 

Bursa'da darbeyi önleyen ve geçmişi bir çok başarılarla dolu Tümgeneral Seyfullah Saldık, 15 Temmuz darbe girişiminden bir süre sonra kadrosuzluk sebebiyle emekliye sevk edilmişti.  

Burak Türker

GÜNÜN ÖZETİ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AJet’in Ankara-Erzincan seferi yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara’ya geri döndü AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan uçağı bomba ihbarı nedeniyle Ankara Esenboğa Havalimanına geri döndü. Edinilen bilgilere göre AJet’in VF4150 numaralı Ankara-Erzincan seferini yapan Boeing 737 tipi uçakta bomba ihbarı yapıldı. Ankara Esenboğa Havalimanından saat 23.55’te kalkan uçak, ihbar nedeniyle yaklaşık 40 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanına döndü. Yolcuları tahliye edilerek güvenli bölgeye alınan uçakta güvenlik güçleri tarafından arama yapıldı. Yarım saat süren incelemenin ardından ihbarın asılsız olduğu öğrenildi. Uçakta bulunan yolculardan Murat Bozdelen ise o anları, “AJet firmasından Erzincan için biletimizi aldık. Saat 23.55’te bindik. Biz 40 dakikada indiğimizi sandık. Bize bilgilendirme yapılmadı. İndikten sonra sadece, kadınlar ve çocuklar çıksın, dediler. Biz de internete girip öğrendik ki bomba ihbarı varmış. Sonra buraya geldik, mağdur olduk. Bana kalsa ben biletin parasını isterim ama öyle bir şey yapmıyorlar. 7 gün bekletiyorlarmış” şeklinde anlattı. Uçakta bulunan başka bir yolcu Ayhan Akkaya ise “Saat 12’ye beş kala bindik. Uçak Ankara’ya geri indi. Bize hiçbir şey söylenmedi. 2 saat uçağın içerisinde bekledik. Yetkililerden cevap alamadık. Biz neden beklediğimizi sorduk. Pilot bey bilgi verecek, dediler ama bilgi veren olmadı. Güvenlik güçleri silahları ile gelince biz tedirgin olduk zaten. İlk önce bayanları aldılar. Sonra bizi aldılar. Buraya getirdiler bizi ama burada da yetkili bulamıyoruz” dedi.
Bayburt Bayburt’ta basit yaralama suçunda taraflar TSK’ya bağış yapma şartıyla uzlaştılar Bayburt’ta ’Basit Yaralama’ suçunda taraflar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) 10 bin lira bağış yapılması noktasında anlaştılar, dosya mahkemeye intikal etmeden çözülerek kapatıldı. K.A ve B.N.K isimli iki arkadaş dışarıda vakit geçirdikleri sırada araçla yanlarına gelen H.A ve R.A isimli şahıslar tarafından darp edildiler. Darp edildikleri iddiasıyla emniyete başvuran iki arkadaş H.A ve R.A’dan şikayetçi oldular. Mağdurların şikayeti üzerine şüpheliler H.A ve R.A hakkında ’Basit Yaralama’ suçundan soruşturma başlatıldı. Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosyadaki suçun uzlaştırmaya uygun bir suç olduğu belirlendi, dosya Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Uzlaştırma bürosu ekipleri, mağdur taraflarla uzlaşma şartlarını görüşmek için bir araya geldiler. Mağdur K.A ve B.N.K, TSK’ya bağış yapılması şartıyla şüphelilerle uzlaşacağını uzlaştırma bürosu ekiplerine bildirdiler. K.A’nın ve B.N’K’nın uzlaşma talebini kabul eden şüpheliler, TSK’ya 10 bin lira bağışta bulundular. Uzlaştırma Bürosu görevlilerinin titizlikle yürüttüğü çalışmalar sonucunda dosya mahkemeye intikal etmeden, çözüme kavuşturularak kapatıldı. Bununla birlikte, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, taraflarla görüşme sağlayan uzlaştırmacılara titiz çalışmalarından ötürü teşekkür ederek, kişi onarıcı adalet anlayışına hizmet etme gayreti içerisinde olduklarını, kamuya yararlı edimleri Uzlaştırma Bürosu ekipleriyle birlikte gerçekleştirdiklerini ve çalışmaların özenle yürütüldüğünü vurguladı.
Bayburt Uzlaştırma Büro ekiplerince bir dosya daha çözüme kavuşturuldu Bayburt’ta özel bir diş kliniğine tedavi olmak için başvuran H.H.O isimli hasta, kendisine yanlış tedavi uygulandığı gerekçesiyle B.S.G isimli doktordan şikayetçi oldu. Mağdur H.H.O, şikayetçi olduğu doktorla Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’na (TEMA) bağış yapma şartıyla uzlaşmaya vardı. Anlaşma sağlanan dosya ise Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin çalışmaları sonucunda kapatıldı. H.H.O isimli bir vatandaş, tedavi olmak için gittiği özel diş kliniğinde diş hekimi B.S.G’nin kendisine yanlış tedavi uyguladığı iddiasıyla doktordan şikayetçi oldu, B.S.G, hakkında ’Taksirle Bir Kişinin Yaralamasına Neden Olma’ suçundan soruşturma başlatıldı. Dosyanın Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmesi sonucunda dosya incelendi, suçun uzlaştırmaya tabi olduğu belirlendi. Devreye giren Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu ekipleri, mağdur H.H.O ile görüşme sağladılar. Mağdur H.H.O, şüpheli B.S.G’den TEMA Vakfı’na 150 fidan bağışta bulunmasını istedi. Daha sonra şüpheli B.S.G ile bir araya gelen uzlaştırma bürosu ekipleri, H.H.O’nun talebini B.S.G’ye ilettiler. H.H.O’nun isteğini kabul eden doktor ise, 150 fidan karşılığında TEMA Vakfı’na 12 bin 800 lira bağışta bulundu. Mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacıyla yapılan uzlaşma görüşmeleri sonucunda, taraflar edimli olarak uzlaşmayı kabul etmiş oldular. Uzlaştırma Bürosu ekiplerinin özverili çalışmalarıyla bir dosya daha sonuca vardırılarak, kapatıldı. Öte yandan, Uzlaştırma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Asya Büşra Alim, kamu yararı gözeten çalışmaların özenle devam ettiğini bildirerek, Uzlaştırma Bürosu ekiplerine çalışmalarından ötürü teşekkürlerini iletti. Önceliklerinin kamu yararı olduğunun altını çizen Savcı Alim, Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu olarak çalışmaları özenle ve önemle yürüttüklerini söyledi.