GÜNDEM - 06 Mart 2023 Pazartesi 15:27

DASK’ta merak edilenler

A
A
A
DASK’ta merak edilenler

Kahramanmaraş merkezli olan ve yüzyılın felaketi olarak adlandırılan depremlerin ardından bölgede ve çevre illerde çok sayıda ev ve iş yeri hasar gördü. Kayseri’de sigortacılık yapan Yakup Göktaş, depremlerin ardından vatandaşların merak ettiği Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) poliçeleri ile ilgili verdiği bilgilerde, “DASK ve konut sigortasının birlikte yapılması vatandaşlar açısından çok önemlidir” dedi.

DASK ve konut sigortasının birlikte yapılmasının evde oluşan zarar miktarının alınması açısından daha sağlıklı olacağını söyleyen Sigortacı Yakup Göktaş, “Öncelikle ülkemizin başı sağ olsun. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyoruz, hastanede yatanlara da geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Sabırlar diliyoruz. İnşallah bunları da hep beraber atlatacağız. Zorunlu Deprem Sigortası, yani diğer ismi ile Doğal Afet Sigortası olarak halk içerisinde geçiyor. Zorunlu Deprem Sigortası’nın mutlaka yapılması gerekir. Günümüzde zaten en büyük sorunlarımızdan bir tanesi deprem olduğu için de şarttır. Bunun için de tapu, ada, pafta, parsel numarası gerekiyor. Adres gerekiyor. Ara kat mı yoksa üst kat mı bunların bildirilmesi gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası ve doğum tarihi gerekiyor. Zorunlu Deprem Sigortası konutlara yapılıyor, özellikle bunu söylemek istiyorum. DASK’ta örnek vermek gerekirse en yüksek 640 bin TL’ye kadar ödeme yapılıyor. 640 bin TL’nin üzerine almak istiyorsa deprem sonucunda konut sigortasını yaptırması gerekiyor. Örneklerle gidecek olursak, 200 metre kare bir evimiz olsa birim fiyatını 10 TL’den çarptığımızda 2 milyon lira civarında yapar. 640 bin TL’sini DASK poliçesi öder, kalanı da konut sigortası öder. DASK artı konut sigortası yapılması vatandaşlar açısından çok önemlidir ve ikisi beraber yapılırsa hasarlarını alabilirler. Konut sigortası ayrca hem yangına karşı, hem daimi suya karşı, hem fırtınaya karşı ve diğer afetleri de karşılar” dedi.

 

DASK’ta merak edilenler

Göktaş, satın alınabilen risklerin ucuz olduğunu ve kaybetmemek için sigortaların yaptırılması gerektiğini söyleyerek, “DASK için vatandaşlarımızın herhangi bir acenteyi arayarak adresleri ile kimlik numarası, doğum tarihi ve dairenin metre karesini vermeleri yeterlidir. Çok hızlı bir şekilde yapılır ve en fazla 5 dakikadan da poliçesini alır. Deprem sigortası yaptırılırken mutlaka brüt metre karenin verilmesi gerekiyor. Poliçe düzenlendikten sonra herhangi bir hasar olursa eğer, Alo 125’i aramaları yeterlidir. Oradan hasar dosyası açılır. Dosya ile beraber eksper gelir. Eksper tarafından gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra da hesaplarına hasar bedelleri ödenir. Öncelikle şunu söylemek gerekir; hayatımız bir risk ve riskin içerisindeyiz. Bu riski para ile satın alabiliyorsak gerçekten ucuzdur. Herkesin iş yerlerinde, evinde DASK ve konut sigortasını yaptırmasını talep ediyoruz. Çünkü başımıza gelen şeyleri görüyoruz. Kaybetmeyelim, kazanalım ve bunun için de sigortalarımızı yaptıralım” ifadelerini kullandı.

DASK’ta merak edilenler

Eren Kan

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul “Enflasyon düşme eğilimine giriyor ama zor bir süreç yaşanacak” Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Enflasyon Raporu’nda yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 36’den yüzde 38’e yükseltildi. Tahmin aralığı ise yüzde 34 yüzde 42 bandında daraltıldı. Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, bu durumun yılın sonuna 8 ay kalması, belirsizlik unsurlarının azalmasıyla açıklanabileceğini söyledi. 2025 yıl sonu tüketici enflasyonu tahmininin yüzde 14’te korunduğuna dikkat çekerek “2 puanlık bir artışı söz konusu. Geçen ay ABD’de de bireysel harcamalar enflasyonunun beklenenden yüzde 0.1 yüksek gelerek yüzde 2,7 açıklandı. Bu tüm hesapları değiştirmişti. Bu bize sembolik gibi gelen 2 puanlık artışın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” dedi. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, enflasyon raporunu detaylı olarak inceleyerek yorumladı. Henüz piyasanın enflasyon beklentilerinin çıpalanamadığının görüldüğünü belirterek nedenlerini, “Nisan ayı piyasa katılımcılarının 2024 TÜFE beklentisi yüzde 44. TCMB’nin tahminini yüzde 38’e yenilemesiyle aradaki fark yüzde 6’ye daraldı. Ne var ki, piyasanın gelecek 12 aylık dönem beklentisi yüzde 35.2. Bu 2025 sonu için yüzde 30 civarında bir oranı ima ediyor ki, TCMB’nin tahmini yüzde 14 oranı ile arasında büyük bir fark bulunuyor. Bu da enflasyon beklentilerinin çıpalanamadığının gösterir” şeklinde açıkladı. Asgari gelirlinin bütçesi, beslenme, ulaşım ve barınmaya Koç Üniversitesi-Konda hane halkı araştırmasına göre ise sade yurttaşların yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 96 çıktığını hatırlattı. Bu farkın nedenlerini açıklayan Kozanoğlu, “İnsanlar beklentilerini geçmişe göre belirler. Nisan ayında yüzde 69.8’e ulaşan manşet enflasyonun üzerine TÜİK’in verilerine duyulan güvensizlik de neden olabilir. Diğer bir nedeni de özellikle dar gelirlinin zorunlu ihtiyaç kalemlerinin enflasyon endeksinden daha fazla artması. Nisan ayı verilerine göre; pazar fiyatlarının göstergesi taze meyve-sebze yüzde 78, ulaştırma hizmetleri yüzde 101, kira ise yüzde 124.5’luk bir yıllık enflasyon sergilemiş. Bu rakamlar bütçesi beslenme, ulaşım ve barınmaya sıkışan bir asgari ücretlinin maruz kaldığı enflasyon, araştırmanın ortaya koyduğu yüzde 96 oranını yakın” şeklinde konuştu. Enflasyon Raporu enflasyonun Mayıs sonunda yüzde 75’i aşacağını, yaz aylarında ise baz etkisi denilen 2023 Temmuz-Ağustos aylarındaki yüzde 9’u aşan aylık enflasyon rakamlarının devreden çıkmasıyla enflasyonun hızla gerileyeceğini ancak ancak önceki raporlardaki beklentilerin aksine burada çıktı fazlası olduğuna dikkat çeken Kozanoğlu, “Bu bir ekonominin kapasitesinin üzerinde üretim yapması ve bunun da enflasyona yol açması anlamı taşıyor” yorumunu yaptı. “Temmuz’da asgari ücret güncellenmeli” Rapora göre, I. Enflasyon Raporu’na kıyasla enflasyonun ana eğilimi tahmini yüzde 1.8, çıktı açığı yüzde 0.4, gıda fiyatları yüzde 0.2 yukarı çekmiş. Buna karşı Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarıyla yönetilen/yönlendirilen fiyatlarının yüzde 0.2 aşağı indiğinin görüldüğünü belirten Kozanoğlu, “Bunun net etkisi enflasyon tahmininin yüzde 2 yukarı güncellemesi olmuş. Burada dikkat çeken nokta ise yönetilen/yönlendirilen fiyatlar. Çünkü elektrik, doğal gaz zamları ile KDV-ÖTV ayarlamaları önce 31 Mart seçimleri sonrasına, şimdi de muhtemelen Temmuz ertesine bırakıldı. Böylelikle ilk 6 ay enflasyonuna bağlı olarak emekli ve kamu çalışanlarına yapılacak zam oranının düşük çıkması düşünülüyor olabilir. Diğer boyutu ise, ertelenmiş bir enflasyon dinamiğinin devreye girmesiyle yıl sonu enflasyonunu besleme riski” diyerek önemli uyarılarda bulundu. Kozanoğlu, ayrıca asgari ücretin Temmuz’da güncellenmesi gerekliliğine işaret ederek, emekli ve kamu çalışanının ücret artışlarının gündemin öncelikli maddeleri olacağını kaydetti. “Uygulanan programın sosyal yan etkileri: Vatandaşın daha az et ve peynir tüketmesi” Enflasyon Raporu’nda satıcıların aşırı fiyat koyması, bozulan enflasyon beklentilerini suistimal etmesine yani “satıcılar enflasyonu”na değinilmemesini de eleştiren Kozanoğlu, raporun, “Faizler yükselir, parasal sıkılaşma sürdürülürse ortalama tüketici harcama yapmak yerine tasarrufa yönelir, böylece talep düşer, enflasyon geri çekilir” mantığı üzerine kurgulandığını hatırlattı. Keskin bir sıkılaşmanın, ekonomiyi durgunluğa sürüklemesi ve işsizliği patlatması tehlikesini taşıdığını ifade etti. Kozanoğlu’na göre dar gelirli yurttaşların, özellikle emekli ve asgari ücretlilerin bu şartlarda tasarruflarını artırmak gibi bir lüksleri yok. Enflasyon Raporu döneminde ihtiyaç kredisi faizlerinin 20.6 puan artarak yüzde 81.3’e yükseldiği, kart nakit çekimde aylık faizin yüzde 5’e getirildiği ifade ediliyor. Ayrıca Kozanoğlu, “Borçlanma şartlarının bu şekilde ağırlaştırılmasının, insanların yaşamlarına daha az et, peynir tüketmek, pazarda sebze-meyveye uzanamamak şeklinde yansıyacak. Bu da uygulanan programın sosyal yan etkisi” öngörüsünde bulundu. “Kişi başına ortalama borç bakiyesi ise 73 bin 346 lira” Bankalar Birliği Risk Merkezi Şubat verilerine göre ihtiyaç, konut ve taşıt kredisi olmak üzere 40.2 milyon kişinin bireysel kredi borcu var. Buna göre, kişi başına ortalama borç bakiyesinin 73 bin 346 lira olduğuna dikkat çeken Kozanoğlu sözlerini söyle sürdürdü: “Bireysel kredi kartı bulunan 37 milyon kişinin ortalama borcu ise 36 bin 086 lirayı buluyor. Türkiye ekonomisinin önünde artan faizlerle saatli bomba gibi bekleyen önemli bir bireysel kredi borcu sorunu duruyor. TCMB mevduat faiz oranlarının yükselişini sürdürdüğünü ve 26 Nisan itibarıyla yüzde 60.3 düzeyine çıktığını söylüyor. Gelgelim Rapor’un, ‘Yüksek ve düşük montanlı mevduata uygulanan faiz farkı ve nedenleri’ bölümünde; 100 bin liranın altındaki mevduata, 1 milyon liranın üzerindeki mevduatın 10.7 puan altında faiz verildiği söyleniyor. Enflasyon beklentilerinin arttığı, kurlardaki oynaklığın yükseldiği dönemlerde bu farkın arttığının altını çiziliyor. Özetle faizler yükselse de tasarruflar artsa da bu durumdan yine zenginler faydalanıyor. Dar gelirliler düşük faizlerle yetinmek zorunda kalıyor.”
Van Bel fıtığı nedeniyle yürüyemeyen hasta ameliyat sonrası sağlığına kavuştu Bel fıtığı nedeniyle yürüyememe şikayetiyle Lokman Hekim Van Hastanesine başvuran hasta, mikrocerrahi yöntemiyle yapılan başarılı ameliyatın sonucunda yeniden sağlığına kavuştu. Yıllardır Van ve bölgeye sağlık hizmeti sunan Lokman Hekim Van Hastanesinde başarıyla sonuçlanan ameliyatlar yapılmaya devam ediliyor. Son olarak Van’ın Edremit ilçesinde yaşayan Bayram Tatar (45), başarılı operasyonla sağlığına kavuştu. Yaklaşık 15 yıldır bel fıtığına bağlı ağrısı olan 3 çocuk babası Tatar, geçtiğimiz hafta yürüyemeyecek duruma geldi. Şikayetlerinden dolayı Lokman Hekim Van Hastanesine başvuran Tatar, burada çekilen bel MR görüntülerinin ardından fıtığının patladığı ve buna bağlı felçlik geçirdiği tespit edildi. Acil ameliyata alınan Tatar, Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Gülşen ve ekibinin başarılı operasyonu sonucu yeniden sağlığına kavuştu. “Ameliyat sonrası yürümeye başladı” İHA muhabirine konuşan Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Gülşen, hastanın kendilerine bel fıtığına bağlı ayaklarda felç şikayetiyle geldiğini belirtti. İlk geldiğinde hastanın sağ ayağında hareket olmadığını ifade eden Doç. Dr. Gülşen, “Belden kaynaklı her iki ayağına da felçlik vurmuştu. Bu da 5-6 günlük bir felçlikti. Hastanın bel MR görüntülerini inceledik. İncelediğimiz görüntülerde, bel fıtığının patladığını ve omuriliği sıkıştırarak her iki bacağı felç edecek duruma getirdiğini tespit ettik. Hastamızı acil olarak ameliyata aldık. Mikrocerrahi yöntemiyle iki fıtığını temizledik. Hemen ilaç tedavisine başladık. Hastamızın bugün 4’üncü günü felç olan ayağı da yüzde 90 düzelmeye başladı. Hızlı bir şekilde fizik tedaviye de başladık. Sağlık durumu ise her gün daha iyiye doğru gidiyor. Bel fıtığına bağlı yürüyemeyen ve ayağından felçlik olan hastamız, ameliyat sonrası yürümeye başladı” dedi. “Ağrılarımdan kurtuldum” Bel fıtığının patladığını ve buna bağlı yürüyemediğini dile getiren Bayram Tatar isimli hasta ise “Rahatsızlığımdan dolayı birçok merkeze başvurdum. Ama arkadaşlarım bana Doç. Dr. İsmail Gülşen hocamızı önerdi. Son bir haftadır yürüyemeyecek durumdaydım ve çok kötüydüm. Ameliyat sonrası ise çok iyiyim. Ağrılarımdan kurtuldum. Ameliyatı gerçekleştiren Doç. Dr. İsmail Gülşen ve ekibine teşekkür ederim” diye konuştu.
Bayburt Kadın girişimci bir merakla başladığı mesleğinde 19 yılı geride bıraktı Bayburt’ta yaşayan ve zamanla kendi dikiş, nakış, piko atölyesini açan Güngör Köse bir hevesle başladığı işinde 19 yılı geride bıraktı. 19 yıl önce kadınların ekonomide çok az söz sahibi olduğunu vurgulayan Köse, bugünlerde çalışan, kendi ayakları üzerinde duran ve ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadınları görünce gururlandığını, mutlu olduğunu söyledi. Şimdilerde 30 yaşında olan oğlu Yusuf Köse’nin küçükken "anne çalışmak ayıp değil, yapabilirsin, sen başarırsın" demesi üzerine ev ekonomisine katkı sağlamak amacıyla hevesle giriştiği işinde 20 yıla adım adım yaklaşan Köse, "Allah ömür verdikçe işime devam edeceğim, işimi seviyorum bir gün atölyeye gelmediğimde boşluğa düşmüş gibi hissediyorum, 19 yıldır çalışan bir kadın olarak çalışmamak bana göre değil" dedi. Yorgan sırıma, dikiş, nakış, terzilik gibi işlerin yanı sıra son zamanlarda da takı, incik, boncuk işine merak saldığını kaydeden Köse, çalışmayı sevdiğini, boş vakitlerini de takı yaparak değerlendirdiğini sözlerine ekledi. Bir hevesle başladı, kendi atölyesini kurdu, hiç boş durmuyor, ev ekonomisine destek oluyor Çalışarak, ayakları üzerinde durarak iş yerini kendi imkanlarıyla kurduğunu bildiren Köse, "İş yerimi kendi elimle kurdum, ayaklarım üzerine durarak, kendim çalışarak başardım. 3 çocuk büyüttüm ve çocuklarım bana engel olmadılar. Ev ekonomisine destek olmak amacıyla başladım ve işime devam ediyorum. Burada dikiş dikiyorum, yorgan sırıyorum, evlenecek olan kızlarımızın çeyizlerini yapıyorum aklınıza gelebilecek bütün terzilik işlerini yapabiliyorum ve akşamları da eve gidince hiç boş durmuyorum. Ev ekonomisine yine katkıda bulunmak için takı yapıyorum, bir nevi çocuklarıma destek veriyorum" diyerek konuştu. "Sıfırdan başladım, bu noktaya kadar gelebildim" İşe başlamadan önce iş hayatını merak ettiğini, sonrasında ise bir hevesle işe başladığını ve büyük oğlunun da yıllar önce kendisine verdiği destekle bugünlere geldiğini söyleyen Köse, "Ben bu işe başlarken çok merak içinde, severek başladım. Çalışmak istiyordum, büyük oğlum bana destek verdi anneciğim çalış, çalışmanın ayıbı olmaz dedi ve ben çalışmaya başladım. Sıfırdan başladım, bu noktaya kadar geldim. 3 çocuk yetiştirirken çocuklarımın bütün her şeyini karşılamak zorunda kaldım, tabii eşim de destek oldu birlikte yaptık" şeklinde konuştu. "Bütün kadınlara seslenmek istiyorum ayaklarınız üzerinde durun, çalışın" Hemcinslerine, "çalışın, ayaklarınız üstünde durun, ekonomik özgürlüğünüzü elinize alın" diyerek seslenen Köse, "Kadınlar imkan bulamıyor çalışamıyorlarsa hiç yoktan yine evde oturup takı yapsınlar, paralarını kazansınlar. Bütün kadınlara söyleyeceğim bir şey var, ayaklarınızın üzerine durun, çalışın. Dediğim gibi hiçbir şey yapmıyorsanız bile evde oturup en azından takı yapın, üretin. Kadınlar evde oturmasınlar, ekonomik özgürlüğünü kazansınlar" ifadelerini kullandı.
İstanbul Yurtta hava durumu Yapılan son değerlendirmelere göre, ülke genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Kuzey ve İç Ege, Batı Akdeniz’in iç kesimleri, Doğu Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Güneydoğu Anadolu’nun kuzeyi ile Kahramanmaraş, Osmaniye, Hatay, Sinop, Kastamonu, Çorum, Artvin, Erzurum, Kars, Ardahan, Malatya, Elazığ, Tunceli, Bingöl, Bitlis ve Şırnak çevrelerinde yer yer kuvvetli olması bekleniyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre hava sıcaklığı doğu bölgeler ile kuzeybatı kesimlerde azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak, kuzey, iç ve doğu kesimlerde mevsim normalleri altında, diğer yerlerde mevsim normalleri civarında seyredecek. Rüzgarın genellikle kuzeyli yönlerden, güneydoğu kesimlerde güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında yer yer kuvvetlice eseceği tahmin ediliyor. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı ve yerel olmak üzere sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 18 İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, sabah ve öğle saatlerinde yerel olmak üzere sağanak yağışlı 16 İzmir: Parçalı ve çok bulutlu 24 Adana: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 25 Antalya: Parçalı ve çok bulutlu 28 Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak yağışlı 17 Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak yağışlı 17 Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların yer yer kuvvetli olması bekleniyor.) 8 Diyarbakır: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların yer yer kuvvetli olması bekleniyor.) 20