POLİTİKA - 29 Ağustos 2015 Cumartesi 05:44

Davutoğlu: 'Tuğrul Türkeş AK Parti’ye geçmek için ‘evet’ demedi'

A
A
A
Davutoğlu: 'Tuğrul Türkeş AK Parti’ye geçmek için ‘evet’ demedi'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 'Sayın Türkeş’le önceden bir görüşmemiz olmadı. Sayın Türkeş MHP’nin bir milletvekili olarak, Anayasa’nın gerektirdiği vazifeyi yapmak için ‘evet’ dedi. AK Parti’ye geçmek için ‘evet’ demedi.' dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Habertürk ekranlarında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. MHP ve CHP’nin seçim hükümetine bakan vermeme kararını eleştiren Davutoğlu, “Gönül isterdi ki; böyle bir içtihatta parti liderleriyle oturup konuşabileyim. Ama bu mümkün olmadı. Bunu reddettiler. ‘Görüşmeyeceğiz’ dediler. Telefonları kapattılar. ‘Ahlaksız teklif’ dediler. Bu, gerçekten yüreğime dokunan bir ifadedir. Bu bana değil Anayasa’ya söylenmiş bir ifadedir. Çünkü bunu Anayasa öngörüyor; ben sabah kalkıp da bir rüya üzerine yola çıkmış değilim. Bu tabirler olmadan güzel bir geleneği birlikte kurabilirdik. Olmuyor ise telefonla konuşabilirdik” şeklinde konuştu.

“ÜLKE BİR YANGIN ÇEMBERİNİN İÇERİSİNDEYKEN KRİZE YOL AÇMAYIZ”

Kendisinin de CHP ve MHP genel başkanları gibi sorumluluk almaktan kaçınması halinde, Anayasal bir kriz yaşanacağını belirten Davutoğlu, “Anayasa’da diyor ki: ‘Önce partilere teklif edeceksin, ondan sonra eğer onlar hayır derse bağımsız atayabilirsin.’ Bunun üzereni nazikçe mektup yazdık. Buna halk tarafından seçilmiş 3 milletvekili olumlu cevap verdi ve bu süreç işlemeye başladı. İçtihadın böyle oluşması, benim arzu ettiğim bir şey değildi. Keşke, teamülü, içtihadı başka bir şekilde oluşturabilseydik birlikte. Peki, ben de bir parti genel başkanı olarak Sayın Cumhurbaşkanı’na deseydim ki; ‘CHP ve MHP işbirliği yapmıyor ben niye bu sorumluluğu alayım? Niye, bu seçime giderken bir sürü risk alanına gireyim?’ Böyle demiş olsaydım; çok daha büyük bir Anayasal kriz olacaktı ve ne olacağı Anayasa’da yazılmamıştı. Bu sefer, Türkiye’de hükümet boşluğu doğardı. Bu konuda benim bunu deme hakkım, Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Bahçeli kadar vardı. Ama bunu demedim. Çünkü, ülke bir yangın çemberinin içerisindeyken ve herkes kaygıyla ‘acaba nasıl bir hükümet oluşacak’ diye beklerken, biz bir krize yol açmayız. Bunu Sayın Bahçeli’nin anlaması gerekiyordu. Bir Cumhurbaşkanı bir Başbakan’a Anayasa kitapçığını fırlattığında ülkenin nasıl bir krize girdiğini, Sayın Bahçeli rahmetli Ecevit’in yanında otururken yaşadı. Biz, sorumluluğumuzun gereğini yaptık” diye konuştu.

“TUĞRUL TÜRKEŞ İLE ÖNCEDEN BİR TEMASIM OLMADI”

Başbakan Davutoğlu, Tuğrul Türkeş ile bakanlık teklif etmeden önce bir teması olup olmadığı yönündeki soruya, şu şekilde cevap verdi:

“Sayın Türkeş ile ben mektubu yazıp gönderene kadar hiçbir görüşmem, hiçbir temasım olmadı. Ama Sayın Türkeş’i geçmişten tanıyorum. Birçok toplantıda birlikte olduk. Rahmetli Türkeş’le ilgili yayınlanmamış çok geniş bir araştırmam vardır. Üniversitede yüksek lisanstayken; siyasi faaliyetleriyle ilgili yaptığım bir çalışma var. Aile geçmişini de bilirim, kendi siyasi kariyerini de bilirim. Bu anlamda ‘evet’ cevabını vermesi beni şaşırtmadı. Hiçbir temasım olmadı ama cevabına da şaşırmadım. Bu çerçevede Sayın Türkeş ile ‘evet’ dedikten sonra bir görüşmem oldu. Teşekkür ettim ve ertesi gün bir araya gelmeyi arzu ettiğimi ifade ettim. Sonra bir araya geldik, 1 saati aşkın da bir görüşmemiz oldu. Sayın Türkeş, bence içinden gelen sesi dinledi. İçinden gelen sesin ona ‘bu bir devlet görevidir, şuanda bunu yapmazsam ileride izah edemem’ dediğine inanıyorum.”

“TUĞRUL TÜRKEŞ AK PARTİ’YE GEÇMEK İÇİN ‘EVET’ DEMEDİ”

Tuğrul Türkeş’in AK Parti’ye geçmek için bir talebi olmadığını ve kendisinin de bu yönde bir teklifte bulunmadığını kaydeden Davutoğlu, “Sayın Türkeş’le önceden bir görüşmemiz olmadı. Sayın Türkeş MHP’nin bir milletvekili olarak, Anayasa’nın gerektirdiği vazifeyi yapmak için ‘evet’ dedi. AK Parti’ye geçmek için ‘evet’ demedi. Sayın Türkeş’e ‘eğer siz partiden ihraç edilirseniz ne olur’ diye sormadım. O zaten, böyle bir ihtimali göz önüne alarak dirayetli, cesur bir karar aldı, alternatifini düşünerek böyle bir karar almadı. Hukuken şuanda o MHP’li iken bu görevi kabul ettiği için, Anayasal görevini yerine getirmiş bir Başbakan Yardımcısıdır; benim nazarımda öyledir. Bu bir AK Parti hükümeti değil ve bu hükümete giren AK Parti’ye gelmiş olmuyor. Bu, Anayasa’nın öngördüğü bir geçici Bakanlar Kurulu’dur. Burada herkes, o kuralın gereği olarak orada. Ben bunu Sayın Türkeş’e söylemeyi etik görmem, Sayın Türkeş’le böyle bir konuyu konuşmayı da Anayasal zorunluluğa uygun görmem” ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, bakanlık teklifine olumsuz cevap verenlerin kendisini şaşırttığını söyledi. Levent Tüzel’in ‘hayır’ demesinin HDP’nin kendi içerisindeki bir süreçten kaynaklandığını kaydeden Davutoğlu, “Hayır, diyenlerin hepsine şaşırdım. Bir kısmı şahsen tanıdığım isimler; ‘hayır’ diyen herkese şaşırdım. Onları tanıdığım kadarıyla, tercih ediş gerekçelerime bakarak şaşırdım. Levent beyin ‘hayır’ demesi, gördüğüm kadarıyla başka gerekçelere dayanıyor. Normalde ‘hayır’ demeyebilirdi diye düşünüyorum. O, HDP’nin kendi içerisinde, EMEP’in Genel Başkanı, o anlamda farklı bir ‘hayır’ o. Diğerlerinin hükümete katılmama kararından daha farklı olarak, kendi içlerinde bir süreçle alınan bir husus. Bildiğim kadarıyla, önceden ‘hayır’ diye bir önyargısı yoktu onun” değerlendirmelerinde bulundu.

Başbakan Davutoğlu, bakanlık teklif etmek için telefonla Ayşen Gürcan’ı aradığında, aralarında geçen diyalogu şöyle anlattı:

“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olarak atadığımız arkadaşımız Ayşen Hanım’ı aradım. İstanbul’da olduğunu düşünüyordum; sonra dedi ‘ben Mescid-i Aksa’dayım.’ Sonra bağlantı kesildi. Ardından bir daha bağladılar. ‘Mescid-i Aksa’dasınız ama Türkiye’ye gelseniz iyi olur. Sizinle ilgili hayırlı bir haberim var. Sizi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na öngördük’ dedim. Ardından kesildi telefon. Sonra, ‘Sayın Başbakanım, sosyal politikaları anladım ama gerisini anlayamadım, ne oldu’ dedi. Dedim ki, ‘Mescid-i Aksa’dasınız dua edin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na atandınız.’ Tekrar görüşme kesildi. Daha sonra bir daha bağlandık, ‘efendim, bu sefer aileyi de anladım da sonunu anlamadım’ dedi. Derken, 7-8 telefon bağlantısı sonrasında hayırlı haberi aldı ve ‘efendim, hemen geliyorum’ dedi. Teveccühü için teşekkür ettim. Haberi, Mescid-i Aksa’da almış olması da hayırlı oldu.” 

ONUR EMRE DURAK 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Bingöl’de Trafik Haftası etkinliği düzenlendi Bingöl’de trafik etkinlikleri çerçevesinde jandarma ve polis ekipleri tarafından kurulan trafik stantlarında hem bilgilendirme yapıldı hem öğrencilere çeşitli hediyeler dağıtıldı. 4-10 Mayıs trafik haftası etkinlikleri çerçevesinde, Bingöl İl Jandarma Komutanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, uydukent bölgesindeki avm önünde stantlar kuruldu. İl protokolü ve öğrencilerin gezdiği stantlarda hem bilgilendirmeler yapıldı hem de çeşitli hediyeler verildi. Jandarma ve emniyet tarafından kurulan stantları gezen Vali Ahmet Hamdi Usta, bu tür çalışmaların gençler ve çocukların önemli olduğunu belirtti. Vali Usta, “Her yıl 4-10 Mayıs’ta Karayolları Güvenlik ve Trafik haftasını kutluyoruz. Bu anlamda bugün Bingöl’ümüzde farkındalık oluşturmak amaçlı emniyet, jandarma ve belediyemizin yapmış olduğu bir sergi vardı. Çalışmalara baktık, yaptıkları faaliyetler hakkında bilgi aldık. Türkiye’mizdeki en önemli sorunlardan biri de karayolları güvenliği, ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının önüne geçilmesi. Maalesef Bingöl’de de ne kadar dikkat etsek de bunların önüne geçemiyoruz. Son 4 ay içinde maddi, yaralanmalı ve ölümlü trafik kazalarına rastladık. Büyüklerimizden çok fedakarlık bekliyoruz ama gençlerimizi eğitebilirsek onlar ileride büyüdüğünde bu trafik kazaların önüne geçebiliriz” dedi. Trafik haftası etkinliğine Vali Usta’nın yanı sıra İl Jandarma Komutanı Bilgihan Yeşilyurt, İl Emniyet Müdürü Şükrü Orhan, kurum amirleri ve öğrenciler katıldı.
Ağrı Ağrı Milli Eğitim Müdürü Kökrek, öğretmenlere "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"ni anlattı Ağrı İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Kökrek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kamuoyuna görüşüne sunduğu "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" müfredatı ile ilgili bilgilendirme çalışmalarına devam ediyor. Kökrek, bu çerçevede Naci Gökçe Anadolu Lisesi ve Semerkant Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesini ziyaret ederek öğretmenlerle bir araya geldi. Ziyaretlerde "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"nin temel amaçları ve uygulamalarına ilişkin detaylı bilgiler sunan Kökrek, modelin milli ve manevi değerlere önem veren, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri takip eden, öğrenciyi merkeze alan bir eğitim sistemi öngördüğünü vurguladı. Kökrek ayrıca modelin öğretmenlere de önemli görevler yüklediğini belirterek, öğretmenlerin bu modelin uygulanmasında öncü rol oynayacaklarını ve kendilerini sürekli geliştirmeleri ve yenilikleri takip etmeleri gerektiğini ifade etti. Okul ziyaretleri sırasında öğretmenlerle sohbet ederek istek ve taleplerini dinleyen Kökrek, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"nin başarıyla uygulanması için tüm paydaşların iş birliğine ihtiyacı olduğunu belirtti. Semerkant Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde öğrencilerle de bir araya gelen Kökrek, öğrencilerle voleybol oynayarak keyifli vakit geçirdi. Ziyaretler, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"nin Ağrı’daki öğretmenler tarafından daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunuyor. Öğretmenlerin modelle ilgili istek ve talepleri dinlenerek modelin geliştirilmesine katkı sağlanıyor. Öğrencilerle yapılan sohbetler ve birlikte yapılan aktiviteler, Milli Eğitim Müdürlüğü ile öğrenciler arasındaki iletişimi güçlendiriyor.
Kayseri Burak Yılmaz: "Kayserispor’a yakışır bir şekilde oraya meydan okumaya gideceğiz" Süper Lig’in 36. haftasında deplasmanda Fenerbahçe ile oynayacak olan Kayserispor’da maçın hazırlıkları ara vermeden devam ediyor. Maç öncesi açıklamalarda bulunan Kayserispor Teknik Direktörü Burak Yılmaz; "Korkmadan, ayaklarımızı yere basarak Kayserispor’a yakışır bir şekilde oraya meydan okumaya gideceğiz" dedi. Trendyol Süper Lig’in 36. haftasında şampiyonluk mücadelesi veren Fenerbahçe ile karşı karşıya gelecek olan Kayserispor’da, maçın hazırlıkları Teknik Direktör Burak Yılmaz yönetiminde aralıksız devam ediyor. Antrenman öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kayserispor Teknik Direktörü Burak Yılmaz; geçtiğimiz hafta sonu berabere kaldıkları Fatih Karagümrük maçını değerlendirerek; "Hepinizin malumudur ki yine çok değerli goller kaçırdık. Atsak çok farklı bir maç olacak. Ama yine şanssızlık. 1-0 öne geçtik, sonra 2-1 geriye düştük. 2-1’den sonra 2-2’yi yakalamak bir başarı, 1-0’dan 2-1 geriye düşmek bizim için bir başarısızlıktır. Ama maçı kopartabileceğimiz pozisyonlar fazla fazla geldi. Bunu başaramadık, 2-2’den dolayı üzgünüz doğruyu söylemek gerekirse. Çünkü geçen haftaki 2 puanı alsaydık bu hafta çok daha rahat, bazı şeyler bitmiş gibi konuşabilirdik" dedi. "En büyük problemimiz kaçan goller" En büyük problemlerinin girdikleri pozisyonları cömertçe harcamaları olduğunu aktaran Yılmaz; "Daha önümüzde 3 maç var, hiçbir şey bitmedi ne yazık ki. Karagümrük maçını alsak da bitmiyordu. O yüzden o maçı bir kenara bırakıp kaçırdığımız gollerle alakalı çalışıp, analizleri yapıp daha fazla konsantre olmak istiyoruz. Geldiğimizden beri en büyük problemimiz kaçan goller. Çok gol kaçırıyoruz, çok cömertçe harcıyoruz pozisyonları. Ne yazık ki bunu aşamadık. İnşallah önümüzdeki maçlarda yakaladığımız pozisyonları değerlendirirsek rahat maçlar oynayacağımızı düşünüyorum" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışında olduğu bizi ilgilendirmiyor" Hafta sonu deplasmanda oynayacakları Fenerbahçe maçını değerlendiren Teknik Direktör Burak Yılmaz; "Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışında geçen hafta kaybetmiş olduğu puan var. Ama ne geçen haftaki kaybettiği puan, ne de şampiyonluk yarışında olması bizi ilgilendirmiyor. Eğer Kayserispor şampiyon olmuyorsa kimin şampiyon olduğunun bizim için bir önemi yok. O yüzden biz kesinlikle korkmadan, ayaklarımızı yere basarak Kayserispor’a yakışır bir şekilde oraya bir meydan okumaya gideceğiz. Fenerbahçe’ye saygımız sonsuz. Oldukları yarışta biraz geri duruma düştüler. Biz Kayserispor’un hedefleri istikametinde kazanmaya gideceğiz. Korkmadan, cesaretli olacağız. Sonucunda 3 ihtimalli bir oyun. Ama biz kazanmak için bütün planımızı yapıyoruz. Kimseden bir çekincemiz yok. Bu Fenerbahçe değil Galatasaray, Beşiktaş olsaydı yine biz kazanmaya gidecektik. Bu yüzden kimin şampiyon olduğu değil Kayserispor’un maçı kazanmasının önemli olduğu haftalar içerisindeyiz. Oyuncularıma güveniyorum ve inanıyorum. Bizlerin yönetimimize, onların bize bir sözü var. İnşallah önce biz bu sözü tutacağız, sonra da onların gereğini yapacağını düşünüyorum. Taraftarımıza da destekleri için teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kayserispor’un orta saha oyuncusu Mehdi Bourabia ise; "Tabi ki çok önemli bir maç. Bizim de ligde kalabilmeyi garantilemek için puanlara ihtiyacımız var. Dolayısıyla bu maç bizim için çok önemli. Konsantre olarak, kendi oyunumuza odaklanarak, performansımızı üste çekerek en iyi skoru almak istiyoruz. Önemli olan orada bizim sergileyeceğimiz takım performansı" dedi. Kayserisporlu futbolcu Shukurov da; maça iyi hazırlandıklarını ve puan almak için oynayacaklarını söyledi.