POLİTİKA - 28 Kasım 2014 Cuma 12:04

Davutoğlu: 'Türkiye'nin uyuşturucu haritasını çıkaracağız'

A
A
A
Davutoğlu: 'Türkiye'nin uyuşturucu haritasını çıkaracağız'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hoş bir tabir değil ama Türkiye'nin uyuşturucu haritasını çıkaracağız. Keşke hiç olmasa ve haritamız hep güzellikler haritası olsa ama bir uyuşturucu haritamız da var" dedi.

Başbakan Davutoğlu, ATO Congresium'da düzenlenen "1. Uyuşturucu ile Mücadele Şurası"nın açılışında konuştu. Sözlerine "Sorunlar vardır sadece bir nesille sınırlıdır, sorunlar vardır sadece bir alanla sınırlıdır" diyerek başlayan Davutoğlu, "Eğer bir sorun sadece bir mekan ile sınırlıysa o mekanda alacağınız tedbirler o sorunu çözmekte yeterli olabilir, bir nesille sınırlıysa sadece bir tarihi kesitte o soruna yönelik çözümler ürettiğinizde netice alabilirsiniz ya da sadece bir alanla sınırlıysa -ekonomik, siyasal ya da sosyal alan- o alanlarla ilgili alınacak tedbirler almak yeterli olabilir. Ama eğer bir sorun mekan aşıyorsa belli alanla sınırlandırılamıyorsa bir nesli değil birçok nesli ilgilendiriyorsa çok kapsamlı bir strateji ile mücadele etmek bir zaruret halini alır. Uyuşturucu ile mücadele etmek böyle bir sorun" ifadelerini kullandı.

"ÇOK KAPSAMLI BİR STRATEJİYE İHTİYAÇ OLDUĞU AŞİKAR"
Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Karşı karşıya kaldığımız sorun sadece ülkemize ait bir sorun değil, sadece ülkemiz içerisinde alınabilecek tedbirlerle tek başına çözülebilecek de bir sorun değil sınır aşıyor, mekan aşıyor, sadece bir nesli ilgilendiren bir sorun değil. Eğer tedbir alınmazsa bir neslin aklını ve sağlığını tehdit etmekle birlikte gelecek nesillerin de akıl ve beden sağlığını tümüyle tahrip edecek özellikler taşıyor. Sadece bir alanla sınırlı değil çünkü bu alandan beslenen, uyuşturucu tacirleri üzerinde ortaya çıkan bir sektör var. O zaman çok kapsamlı bir stratejiye ihtiyaç olduğu çok aşikar. Bugün dünyada yaklaşık 243 milyon uyuşturucu bağımlısı var. 2012 yılında 243 bin kişi sadece uyuşturucuyla ilgili sebeplerle hayatını kaybetmiş durumda. Eğer tedbir alınmaz ve bu konularda ciddi bir strateji belirlenmezse çok daha yoğun problemlerle gelecek nesillerde karşılaşacağımız aşikar. Son 12 yıl içerisinde birçok çalışma ve faaliyete öncülük etti hükümetlerimiz. Bu konuda Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'yle ilgili bütün sözleşmeleri kabul etti ve onay sürecinden geçirdi."

Türkiye'de uyuşturucu ile mücadele konusunda yürütülen faaliyetleri anlatan Davutoğlu, "Bu sorun nedeniyle 62. hükümeti kurduktan hemen sonra ele aldığımız ilk konuların başında uyuşturucu ile mücadele geldi. İş kazalarıyla ilgili yeni bir stratejik perspektif kurduk ve iç güvenlik reformu ve özgürlüklerin korunması paketiyle de iç güvenlik alanında önemli bir çalışma başlattık. Bu alanların hepsi insanımızın doğrudan varoluşsal geleceği ile konular" dedi.

"YAPACAĞIMIZ ÇOK İŞ VAR"
Uyuşturucuyla mücadele konusunu 21 Eylül'de 62. Hükümetin güven oyu almasından 2 hafta sonra ele aldıklarını hatırlatan Davutoğlu, Bakanlar Kurulu'nu daha önce hazırlanan çalışmaları değerlendirmek ve yeni bir strateji belirlemek üzere bu konuya yönlendirdiğini belirtti.
Davutoğlu, uyuşturucu konusunun mekan ve nesil aşan bir sorun olması nedeniyle bir süreç yönetimi gerektirdiğini vurguladı. Noktasal ve mekansal bir çalışmayla istenilen neticenin elde edilemeyeceğine dikkat çeken Davutoğlu, "Çok dikkatli bir süreç yönetimini gerektiren bir sorunla karşı karşıyayız. Yapacağımız çok iş var" dedi.

"TÜRKİYE'DE UYUŞTURUCU KULLANIMI YÜZDE 2,7"
Türkiye'de ve küresel alanda uyuşturucu sorununu; kapsamını ve istatistiksel verilerinin durumunu da ele alarak değerlendirmek gerektiğine dikkat çeken Davutoğlu, şöyle devam etti: "Mesela bizim elimizdeki istatistiksel veriler Türkiye'de oranın yüzde 2.7 olduğunu gösteriyor. Acaba kültürel gerekçelerle bu sorunun varlığını reddeden ya da istatistiklere yansımayan bir başka resim var mı? Bu konu önemlidir, eğer yüzde 2.7 Avrupa'da yüzde 29'lara kadar varan oranlara göre düşük görülür ve biz rehavete kapılırsak sorunu gerçek anlamıyla göremesek tedbir almakta da yetersiz kalabiliriz. Öncelikle çok ciddi bir şekilde ele alıp bu sorunu alanda mahallelere kadar inecek şekilde resmini çekecek bir araştırma ve gözleme stratejisine ihtiyaç var. Onun için araştırma merkezlerimizin sayısını artıracağız."

Sağlık Bakanlığı'nda konuyu ele aldıklarında çok sınırlı faaliyet olduğunu gözlediklerini vurgulayan Davutoğlu, "En kısa sürede bu çerçevedeki bilimsel çalışmaları, üniversitelerimizdeki enstitüleşmiş faaliyetleri Türkiye sathına yayarak ve özel ihtisas araştırma birimleri kurarak, sorunun bütün kapsamıyla araştırılmasını ve ortaya çıkarılmasını sağlayacağız. Bir anlamda hoş bir tabir değil ama Türkiye'nin uyuşturucu haritasını çıkaracağız. Keşke hiç olmasa ve haritamız hep güzellikler haritası olsa ama bir uyuşturucu haritamız da var. Gerek uyuşturucu trafiği anlamında gerekse uyuşturucunun kullanımı ve kullanım sonrasında alınması gereken rehabilitasyon tedbirleri açısında bir Türkiye haritası çıkarmak durumundayız" ifadelerini kullandı.

SÜREÇ YÖNETİMİNİN İKİNCİ AŞAMASI KORUYUCU TEDBİRLER
Süreç yönetiminin ikinci aşamasının koruyucu tedbirler olduğunu ve bu noktada koruyucu hekimliğin devreye girdiğine işaret eden Davutoğlu, "Eğer sorun çok baş edilemez bir noktaya geldiğinden itibaren tedbir almaya kalkarsak, polisiye ve asayiş tedbirleriyle sınırlı kalır ya da sadece tedaviye dönük tedbirler olur. Halbuki öncelikle ele alınması gereken aşama koruyucu aşama. Burada da toplumsal bilinç çok önemli. Şuramızın bugün toplanmasının ana, en azından olmazsa olmaz hedeflerinden birisi bu toplumda bilinci teşvik etmek, uyandırmak. Toplumun her katmanında bu soruna ilgiyi ve özeni uyandırmak" dedi.
Davutoğlu, şöyle devam etti: "Şöyle bir problem vardır maalesef; bir problem bize gelen kadar o problemin bizden çok uzakta olduğunu düşünürüz. Hiç kimse bir trafik kazasıyla karşılaşacağını zihninde canlandırmaz, hep trafik kazalarını gazetelerden okuruz. Ama depremi hep gazetelerde okuyan insanımız 1990 Depreminin, şokunu yaşadığı depremin, hayatımızın istemediğimiz ama kaçınamadığımız bir gerçeği olduğunu ortaya koymuştu. Bütün toplumumuza seslenmek istiyorum, sanmayın ki uyuşturucu meselesi sizden çok uzakta ve sizin ailenize, çevrenize yaklaşamayacak sorundur. Her an yanı başınızda çıkabilecek bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu bilmek durumundayız. Onun için toplumun her kesiminde ve sadece bir kesiminde değil en üst gelir grubunda da uyuşturucu ciddi bir problem en alt gelir grubunda da. Farklı uyuşturucu yöntemleri kullanıyorlar ama toplumun en üst gelir grubunda da uyuşturucu kullanımı çok yaygın bir mesele toplumun en alt grubunda da. O zaman bizim toplumun her kesimine hitap edecek şekilde bir bilinç uyandırmaya ihtiyacımız var."  ,

SİNAN USLU

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa FK-Boluspor maçının ardından Trendyol 1. Lig 33. hafta mücadelesinde kendi evinde Boluspor’u 1-0 yenerek ligde kalmayı garantileyen Manisa FK’da maçın ardından büyük bir sevinç yaşandı. Karşılaşmanın ardından her iki takımın teknik adamları karşılaşmayı değerlendirdi. Manisa FK Trendyol 1. Lig 33. haftasında kendi evinde Boluspor’u 1-0 yenerek ligde kalmayı garantiledi. Karşılaşma sonrası Manisa FK’lı futbolcular ve taraftarlar büyük bir sevinç yaşarken, her iki takımın teknik adamları karşılaşmanın ardından değerlendirmelerde bulundu. Nevzat Dinçbudak: “Ligi bugün burada bitirdiğimizi düşünüyorum” Önemli bir maçı kazanarak ligde kaldıklarını ifade eden Manisa FK Teknik Direktörü Nevzat Dinçbudak, “Bugün kazandığımız için çok mutluyuz. Ligi bugün burada bitirdiğimizi düşünüyorum. 5 haftadır zorlu maçlar yapıyorduk bugün finali yaptık. Zorlu müsabakada, aksiyonları çok olan bir rakibe karşı maçın başında bulduğumuz golle galibiyeti koruyabildik. Belki 2-0’da yapabilirdik ama maçı kazandığımız için mutluyuz. Önemli olan bu maçı kazanmaktı. Tüm taraftarlarımıza, yöneticilerimize ve futbolcularımıza hayırlı olsun diyorum” dedi. Yalçın Koşukavak: “Yönetmek cesaretli kararlar ister” Basın toplantısında federasyonu eleştiren Boluspor Teknik Direktörü Yalçın Koşukavak ise şunları söyledi: “Ligin son iki haftasında zor bir deplasmana geldik. En azından bir puanla buradan dönebilsek bizim işimize yarıyordu. Bunu başarabilirdik. Her iki takım da ortadaydı. Çok erken bir gol yiyince Manisa FK için işler daha kolay oldu erken golü bulunca. Son dakikaya kadar aslında bir puana çok yakındık birkaç tane önemli fırsat yakaladık ama gole çeviremedik. Gol bulamayınca Bolu’ya 1-0 yenik dönüyoruz. Bütün iş son haftaya kaldı. Son hafta hem bizim hem de rakiplerimiz için çok önemli. Biz son hafta kazanıp rakiplerimizin yenilmesini bekleyeceğiz. En iyi senaryo bu gözüküyor. İnşallah kazanan oluruz. Son hafta elimizden gelen her şeyi yapacağız. Çok merak ediyorum Data Base’i var mı Federasyonun çok merak ediyorum. Tek merak ettiğim konu bu. Topun oyunda kaldığı süreyi incelemesi lazım. 4. dakikadan itibaren rakip takımın zamana oynama tavrı, tarzı Google Earth’ten gözüktü ama VAR’dan gözükemiyor sahadan gözükemiyor. Ne söylesek bir anlamı yok. 90+4’de yıllardır aynı iş. Kaleciye uyarı ve sarı kart. Bugün oynanan maçlara bakın en az 20 tane kaleciye sarı kart vardır ama bu 90+4’te değil daha öncesindedir. Bunlar çok önemli değil. Bunlar bizim mağlubiyetimizin veya kötü oyunumuzun mazereti değil. Bunu ben söylemiyorum. Türk futbolu ortada. Herkes idare ediyor, kimse yönetmek istemiyor çünkü yönetmek cesaretli kararlar ister.”
Bilecik Bilecik’te 90+1. dakikasında hakem kural hatası yaptığı gerekçesiyle tartışma çıktı Bilecik’te oynana Bölgesel Amatör Lig’de 1969 Bilecik Spor Kulübü ile Tavşanlı Tepecikspor arasındaki karşılaşmanın 90+1. dakikasında hakemlerin kural hatası yaptığı gerekçesiyle tartışma çıktı. Değişiklik sonrası çıkan oyuncuya kırmızı kart gösterince oyuna giren oyuncu saha dışına alındı. BAL 4. Grup 27. haftasında 1969 Bilecik Spor Kulübü, İstasyon Sentetik Sahası’nda Kütahya temsilcisi Tavşanlı Tepecikspor ile karşı karşıya geldi. Maçın 90+1. dakikasında maç 0-0’lık sonuçla devam ederken, 1969 Bilecik Spor Kulübü teknik heyetin oyundan Burhan Beyazit’ı oyundan almak istedi. Maçın 4. hakemi Burak Koç, bu değişlikte geç kalınca maçın orta hakemi Mustafa Bayındır arasında bir iletişim sorunu yaşandı. Ardından oyundan çıkan Burhan Beyazit’ın olduğunu öğrenince oyuncuya, çıkmadığı için sarı kart gösterdi. Oyuncu da tabela numarasının kalkmadığı söylemesi de fayda etmezken, oyundan çıktıktan sonra ’Küfür’ ettiği gerekçesiyle sarı kart iptal edilerek, direkt kırmızı kart gösterdi. Yaşanan olaylarda maçın orta hakemi Mustafa Bayındır, 1969 Bilecik Spor Kulübü teknik heyetinden bir kişiye kırmızı kart gösterdi. Olaylar 5 dakika sürerken, maç 0-0’lık sonuçla bitti. Maç sonu hakemlere 1969 Bilecik Spor Kulübü teknik heyeti ve oyuncuları uzun süre itiraz etti.