Başbakan Davutoğlu’nun sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından paylaştığı videoda, kendi imzasıyla yayımlanan metinde şu ifadeler yer alıyor:
“Yeni Türkiye yolunda demokrasi mücadelemiz sürüyor. 2002’de Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın milletvekili seçilmesine engel oldular. ‘Muhtar bile olamaz’ dediler. 27 Nisan 2007’de milletin seçtiği ve iktidara getirdiği AK Parti hükümetinin önü e-muhtırayla kesilmek istendi. Bu hukuksuz girişime milletin iktidarı olarak, millet adına itiraz ettik. Demokrasi adına gereken cevabı verdik. Cumhurbaşkanı’nın Meclis’te seçilmesini engellemek için 367 icadı çıkarıldı. Ana muhalefet ve bazı medya grupları 367 icadına sahip çıktı, milli iradeyi yok saydı. Meclis’in iradesine ipotek konmak istendi. Boyun eğmedik, millete gitmeye karar verdik. 2007’de milletimizin büyük desteğiyle yeniden tek başına iktidar olduk. Milletin emanetine sahip çıktık. Milli irade üzerinde vesayet kurma çabalarına Cumhurbaşkanlığı’na Abdullah Gül’ü tekrar aday göstererek direndik. 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül vesayet teşebbüslerine direncin bir sembolü olarak TBMM’nin seçimiyle göreve başladı. Milli iradeyi hiçe sayanlara, seçkinci ve vesayetçi zihniyete, millete tepeden bakanlara büyük milletimiz bir kez daha dersini verdi. Vesayeti reddettik. Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi yönündeki Anayasa değişikliği teklifini milletimize götürdük. Milletimiz bu teklifi yüzde 69 ile tescil etti. Milletin partisi AK Parti’ye kapatma davası açıldı, bu demokrasi dışı dayatmanın da üstesinden geldik. ‘411 el kaosa kalktı’ diye manşet atanların hesabı tutmadı. İstikrar büyüdü, Türkiye büyüdü. 2014’te milletimiz Recep Tayyip Erdoğan’ı doğrudan kendi oylarıyla Cumhurbaşkanı olarak seçti. Demokrasimiz kazandı. Milletimiz kazandı. Türkiye kazandı. Şimdi hedeflerimiz daha da büyük. Demokrasi mücadelemizi aynı kararlılıkla sürdürecek, Yeni Türkiye’yi dünyanın zirvesine taşıyacağız. Yeni Türkiye’nin kapıları artık vesayet odaklarına, karanlık oyunlara, paralel yapılara kapandı. Demokrasi mücadelemizde bize millet yeter.”
ONUR EMRE DURAK
