GÜNDEM - 03 Mart 2020 Salı 17:13

Demir: 'İnfaz çeşitliliği artırılmalı, ekonomik suçlara, ekonomik cezalar getirilmeli'

A
A
A
Demir: 'İnfaz çeşitliliği artırılmalı, ekonomik suçlara, ekonomik cezalar getirilmeli'

Araştırmacı Yazar Hukukçu Hüseyin Demir, cezaevlerinin sorunlarının çözümüne yönelik, infaz çeşitliliğinin artırılması gerektiğini belirterek, "İnfaz sitemine 60 yaş üstü mahkûma evde infaz, hamile çocuklu bayanlara aile hayatını koruyan infaz, ekonomik suçlara ekonomik ceza gibi" önerilerde bulundu.

Gözlerin yeni yargı paketinde olduğunu belirten Araştırmacı Yazar Hukukçu Hüseyin Demir, ikinci yargı paketinde bulunan ceza infaz düzenlemesinin toplumun talebine ve cezaevlerinin mevcut koşullarının getirdiği sorunların çözüne cevap verecek düzenleme olarak bir an önce hayata geçmesi gerektiğini belirterek cezaevlerinin sorunlarının çözümüne yönelik çözüm önerilerinde bulundu.

"2'nci yargı paketinde adli sicil düzenlemesi yer almalıdır"
Araştırmacı Yazar Demir, "Yeni yargı paketi maddeleri birçok köklü değişikliği içeren 5 ayrı paket halinde getirilmesi planlanan toplam 160 maddelik yargı paketinin, ikinci paketinde 30 maddelik düzenleme de cinsel istismar, uyuşturucu, örgütlü suçlar, terör suçları, kasten adam öldürme ve mükerrer suçlar hariç diğer suçlarda infaz indirimine gidilecek ve denetimli serbestlik sistemi değişeceği yasa teklifinin önümüzdeki haftalarda Meclis'e gelmesinin planlandığını yapılan açıklamalarda görmekteyiz." dedi.

Demir, yeni düzenlemenin toplumun taleplerine, cezaevlerinin mevcut koşullarına cevap verebilecek, tahliye olacak veya sayıları 7 milyona ulaşan adli sicil kaydı bulunan kişilerin topluma adaptasyonu önündeki en büyük engellerden biri olan adli sicil kaydı bulunanların sorunlarının çözüme kavuşmasının toplumsal yarar içerdiğini söyledi.

Demir, cezaevlerinde 294 bin tutuklu ve hükümlü olduğunu, toplam kapasitesi 233 bin kişi olan 366 ceza infaz kurumuna ek olarak 5 yıl içinde 125 bin 422 kişilik 191 yeni ceza infaz kurumu yapımının planlamasının mevcut sorunları çözmeyeceğini gibi yeni ceza infaz kurumlarına değil, hükümlü ve tutukluların infaz ve ıslahının yanı sıra, her türlü eğitim, iyileştirme, sportif ve iş yurdu faaliyetlerinde bulunabilecek ortamın sağlanması, tahliyelerinde yararlı bir insan olarak topluma yeniden kazandırılmasın önündeki engelleri kaldırılmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı.

"5 yıl içinde yapılacak 191 ceza infaz kurumu talebi karşılamaya yetmeyecek"
Araştırmacı yazar Hukukçu Hüseyin Demir, "Adalet Bakanlığın verilerine göre; Türkiye’de 263 kapalı ceza infaz kurumu, 76 müstakil açık ceza infaz kurumu, dört çocuk eğitim evi, dokuz kadın kapalı, yedi kadın açık ve yedi çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 366 ceza infaz kurumu bulunuyor. Toplam kapasitesi 233 bin kişi olarak açıklanan cezaevlerinde bulunanların 294 bin olduğu düşünülürse, bu sayısının toplam kapasitenin çok üzerinde olduğu görülmektedir." şeklinde konuştu.

Demir, "Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünün internet sitesinde yapılan, "Öngörülemeyen şekilde artan hükümlü ve tutuklu mevcudunun karşılanması amacıyla; önümüzdeki 5 yıllık kısa vade de 191 ceza infaz kurumu yapımı planlanmış olup, bu ceza infaz kurumlarının tamamlanmasını müteakip 125 bin 422 kişilik kapasite artışı sağlanacaktır." ifadesi bizlere yapılan planlamanın 5 yıl sonra bile şu anki ceza evleri nüfusunu karşılamaya yetmeyeceğini bu konuda acil önlemlerin alınmasını mecburi kıldığını görmeliyiz." şeklinde konuştu.

"Tutuklu ve hükümlülerin tahliyelerinde topluma yararlı bir insan olarak, topluma kazandırılmasında büyük bir engeli oluşturmaktadır"
Demir, "Çağdaş infaz rejimine uygun olarak ceza infaz kurumlarında barındırılacak hükümlü ve tutukluların infaz ve ıslahının yanı sıra, her türlü eğitim, iyileştirme, sportif ve iş yurdu faaliyetlerine ağırlık verilmesi, tahliyelerinde yararlı bir insan olarak topluma yeniden kazandırılmaları hedeflenmekte ama bugün 233 bin kişi kapasiteli ceza infaz kurumlarında 294 bin tutuklu ve hükümlünün olduğu koşullar tutuklu ve hükümlülerin tahliyelerinde topluma yararlı bir insan olarak, topluma kazandırılmasında büyük bir engeli oluşturmaktadır." ifadelerini kullandı.

Demir, "Bu kapsamda infaz çeşitliliğinin artırılması ve infaz sitemine 60 yaş üstü mahkûma evde infaz, hamile çocuklu bayanlara aile hayatını koruyan infaz, ekonomik suçlara ekonomik ceza, uyuşturucu bağımlılarına önce tedavi sonra infaz, engelli mahkûmlara uygun infaz, elektronik kelepçenin kapsamının genişletilmesi, kamu hizmeti ile infaz siteminin genişletilmesi, gece infaz, hafta sonu infaz, iş yurtlarda gündüz çalışarak infaz gibi infaz çeşitlerinin kanun kapsamına alınmasının toplum yararı açısından daha doğru sonuçlar doğuracağına inanıyorum." dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris Kordon Caddesi taksicilerinden belediyeye tepki Muğla’nın Marmaris ilçesi Tepe Mahallesi’nde bulunan Kordon Caddesi’nde Marmaris Belediyesi tarafından hayata geçirilmesi planlanan yürüyüş yolu ve meydan düzenlemesi projesine, cadde üzerinde hizmet veren üç taksi durağı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Taksi duraklarında görev yapan taksiciler, Marmaris Atatürk Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önünde bir araya gelerek kamuoyuna çağrıda bulundu. Yaklaşık 50 yıldır Kordon Caddesi’nde kesintisiz hizmet verdiklerini belirten taksi esnafı, söz konusu projenin ulaşım bilimine, şehir planlama esaslarına ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğunu savundu. Açıklamada, "Bugün tartışılan mesele bir meydan meselesi değil; akıl mı rant mı, bilim mi keyfilik mi meselesidir" ifadelerine yer verildi. Taksiciler, Kordon Caddesi’nin kaymakamlık, emniyet birimleri, bankalar, liman, tur tekneleri, eczaneler ve taksi duraklarıyla Marmaris’in en kritik kamusal ulaşım akslarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu hattın araç trafiğine kapatılmasının şehir içi ulaşımı olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Yapılan açıklamada, tek giriş-çıkışlı bölgelerde yayalaştırmanın alternatif ulaşım koridorları oluşturulmadan uygulanmasının trafik kilitlenmesine ve acil hizmetlere erişimde aksamalara yol açacağı vurgulandı. Marmaris’in bir metropol olmadığına işaret edilen açıklamada, ilçenin mevsimsel turizm ekonomisiyle ayakta durduğu, bu nedenle taksi duraklarının bilinçli bir planlamayla üç ayrı noktada konumlandırıldığı ifade edildi. Kordon Caddesi’nde Es Taksi’nin 38, Çınar Taksi’nin 23, Özlem Taksi’nin ise 26 araçla hizmet verdiği belirtilerek, bu dağılımın yıllara dayanan saha tecrübesinin sonucu olduğu kaydedildi. Durak sayısının bire düşürülmesinin yaklaşık bin kişinin geçimini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyeceğini savunan taksiciler, böyle bir durumda Marmaris ulaşım sisteminin ciddi zarar göreceğini öne sürdü. Açıklamada, projenin hayata geçirilmesi halinde yalnızca taksicilerin değil, vatandaşların, esnafın, turistlerin, yaşlı ve engellilerin de mağdur olacağı belirtildi. "Henüz yazılı bir açıklama almadık" Basın açıklamasının ardından meydanda konuşan Marmaris Şoförler Odası Başkanı Bülent Kalaycı Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü ile görüşme gerçekleştirdiklerini ve taleplerini ilettiklerini ancak şu ana kadar kendilerine yazılı bir açıklama ulaşmadığını söyledi. Kalaycı, "Biz Marmaris’in yararına yapılan tüm projelerin yanındayız, önce bunu belirtelim. Konu ile ilgili Belediye başkanımızla görüştük, tüm taleplerimizi kendisine ilettik. Ancak elimizde henüz yazılı bir belge yok. Burada 90 taksinin tek durakta toplanması yüzlerce taksi şoförünü ve taksici esnafını doğrudan etkiler" ifadelerini kullandı. Taksi esnafı, belediyenin projeye ilişkin işlemlerinin denetlenmesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sürece müdahil olması ve kamu zararına yol açtığı iddia edilen uygulamalar için müfettiş görevlendirilmesi talep ederek, tazminatlarının verilmesini istediler. Açıklamanın sonunda, taleplerin karşılanmaması halinde konunun yargıya taşınacağı belirtilerek, "Marmaris masa başında değil, yaşayanlarıyla yönetilmelidir" ifadeleriyle kamuoyuna çağrıda bulunuldu.
İzmir Hükümlülerin el emeği göz nuru ürünleri görücüye çıktı Ödemiş T ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarındaki hükümlülerin el emeği göz nuru eserleri, tarihi Çakırağa Konağı’nda düzenlenen anlamlı bir sergiyle ziyarete açıldı. Satıştan elde edilen gelirlerin doğrudan hükümlülerin hesaplarına yatırılacağı bu özel sergi, 21 Aralık tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor. Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Ödemiş T Tipi ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması çalışmaları kapsamında anlamlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Sosyal ve kültürel faaliyetler çerçevesinde üretilen yağlı boya resimler ve el sanatı ürünleri, Birgi Çakırağa Konağı önünde düzenlenen törenle sergilenmeye başlandı. Protokolden yoğun katılım Cumhuriyet Savcısı Fatih İbiş’in koordinesinde titizlikle hazırlanan serginin açılışına; Ödemiş Kaymakamı Hakan Yavuz Erdoğan, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan, hakim ve savcılar, cezaevi müdürleri, denetimli serbestlik personeli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Protokol üyeleri açılış kurdelesini kestikten sonra sergiyi gezerek ürünleri inceledi. Geliri hükümlülere umut olacak Serginin açılış konuşmasını yapan Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, ceza infaz sisteminin sadece bir yaptırım değil, aynı zamanda bireyi topluma kazandırma süreci olduğunu vurguladı. Karabulut, "Burada sergilenen her bir ürün sabır, emek ve umutla üretilmiştir. Ürünlerin satış fiyatları bizzat hükümlüler tarafından belirlenmiş olup, elde edilen gelirler doğrudan kendilerinin veya ailelerinin hesaplarına yatırılacaktır. Bu sayede maddi durumu iyi olmayan bireylerin hayata tutunmalarına destek olunmaktadır" dedi. Tarihi mekanda sanat köprüsü Başsavcı Karabulut, serginin toplum ile ceza infaz kurumları arasında bir gönül köprüsü kurduğuna dikkat çekerek emeği geçen personele ve tüm kurumlara teşekkür etti. Tarihi Çakırağa Konağı’nın atmosferinde sergilenen özgün yağlı boya tablolar ve el sanatları ürünleri, katılımcılardan tam not aldı. Ziyaretçilerini bekliyor 18 Aralık’ta protokolün katılımıyla kapılarını açan sergi; 19, 20 ve 21 Aralık 2025 tarihlerinde de halkın ziyaretine açık kalacak. Vatandaşlar, hem sanata destek olup hem de hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması sürecine katkı sağlayabilecek.