GÜNDEM - 24 Ocak 2020 Cuma 20:06

Demirle geçen bir ömür

A
A
A
Demirle geçen bir ömür

Çorum'da, teknolojinin gelişmesiyle birlikte bazı meslekler yavaş yavaş hayatımızdan çıkmaya başlarken en eski mesleklerden biri olan demircilik de kaybolmaya yüz tutan mesleklerin başında geliyor.

Kızgın ateşlerde dövülen demirin dönüştürüldüğü el sanatlarından biri olan demircilik mesleği de teknolojiye direnemeyerek yenildi. Türk el sanatları ve zanaatları içinde yer alan ‘demircilik’ önemli bir yer tutarken şehirlerde sayıları birkaç kişiyi geçmeyen demirciler de, çırak yetişmediği için mesleğin yakın zamanda hiç icra edilmeyeceğini söylüyor.

Sungurlu’da 30 yılı aşkın süredir demirci ustalığı yapan 44 yaşındaki Yusuf Bolat, 1960 yılından beri deden babasına geçen mesleği yaşatmaya çalışıyor. Sobacılar arasında sıcak demir dövme mesleğini sürdüren Yusuf Bolat, “30 yıla aşkın süredir bu meslekte çekiç sallıyorum. Dedem ve babam zamanın da bu iş çok güzel ve değerli bir meslekti. Şimdiler de kaybolmaya yüz tutmuş duruma geldi. Artık bu işte çırak bulmak imkansız. Kimse gelip de bu işte çıraklık yapıyım demiyor. Her malzemenin hazırı var. Herkes gelip de tamir ya da yaptırma derdine düşmüyorlar. Gidip hazırını alıyorlar” diye söyledi.

“Göç verdik, köylerde insan kalmadı”

Çocukluğunda babasının yanında öğrendiği bu mesleği zor şartlar altında devam ettirmeye çalıştığını söyleyen sıcak demir dövme ustası Bolat, sıcaklığı 360 dereceyi bulan ateşin karşısında demiri eriterek örs üzerinde çekiç darbeleriyle şekil verdiğini belirtti. Artık eskisi gibi bu işte malzeme bulması da zorlaştı diyen Bolat, “İstediğimiz malzemeyi hemen bulmak kolay olmuyor. 360 derece ateşte çalışmak zor olmuyor ama bu işte malzeme temin etmek daha zorlaştı her geçen gün daha da imkanları kısıtlanıyor. Beş yıla kadar da bu mesleği bu gidişle bırakmak zorunda kalacağız gibi gözüküyor” diye konuştu.

Serkan Şansever
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Yağmurlu havalarda ıslanmak istemeyen depremzede Meriç’in sesini duyan sağlıkçı Havva’dan afetzede aileye sıcak yuva Hatay’da depremin ilk günlerinde enkaz altındaki vatandaşları yaşatmak amacıyla görev alan sağlıkçı Havva Aydanur Ertuğrul, yağmurlu havada bir daha ıslanmak istemeyen 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesini sıcak yuvasına kavuşturmayı başardı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay yerle bir olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetin ilk saatlerinden itibaren Türkiye’nin dört bir yanından kurtarma ekipleri ve sağlık çalışanları bölgeye yardıma koşmuştu. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgedeki afetzede vatandaşları hayata tutundurmak için mücadele etti. Sağlık personeli Ertuğrul, depremin yaralarını sarmak için kurucusu olduğu Ülkem Kitap Okuyor Derneği aracılığıyla afet bölgesine 21 çadır okul açtı ve 7 bin 700’den fazla öğrenciye 100 binden fazla kitap ulaştırdı. ATT Ertuğrul, depreme Antakya ilçesi Karaali Mahallesi’nde yakalanan 9 yaşındaki Meriç Altunay ve ailesinin isteği üzerine afetzede aileye yuva yapabilmek için çalışma başlattı. Dernek aracılığıyla Altunay ailesine ev yaptırmayı başaran Ertuğrul, 2 odası ve 1 salonu olan evi Altunay ailesine teslim etti. "Yeterli maddi destek sağladığında yıl sonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz" Ülkem Okuyor Derneği olarak 2’nci evi teslim ettiklerini ifade eden Ertuğrul, "Depremin 37’nci gününde çadır okul açmıştık. Bugün ev yaptığımız öğrencimiz de o çadır okula gelen ilk öğrencilerimizden biriydi. Talent ve Meriç okulu açtığımızda koşa koşa gelmişti. Bu enkazlar bir gün kalkıp Hatay normale dönecek dememize neden oldular. Biz 2 aydır ev yapıyoruz. Öğrencilerimiz ve depremzede çocuklarımızın yaşam koşullarını düzeltmeye dert edindik. Çadırda ve barakada yaşayan öğrencilerimize ev yaparak hak ettikleri yaşamları sürmelerini istiyoruz. Bu depremden en çok çocuklar etkilendi. 15 aydır baktıklarında enkaz görüyorlar. Çadırda yaşıyorlar. Deprem üzerine oyunlar kuruyorlar. O yüzden buradaki çocukların daha iyi yaşam koşullarından yaşamaları için emek veriyoruz. ‘Ülkem Okuyor Derneği’ olarak ev yapmaya devam edeceğiz. Haftaya 4 ve 5’inci evlerimizin temelini atacağız. Durmadan yorulmadan Hatay’daki son çocuğun yüzünü güldürene kadar güldürmeye devam edeceğiz. Yeterli maddi destek sağladığında yılsonuna kadar 12 ev yapmayı istiyoruz” dedi. "Yeni evim için çok heyecanlıyım ve çok mutluyum" Yeni evlerine kavuşan anne Esmeray Altunay, "Depremde evimiz yıkıldı. Çok kötü bir durumdaydık. Havva abla çocuklara mont ve ayakkabı getirmişti. Okula çağırdı. Oğlum Meriç’in doğum günüydü. O esnada Havva ablayı tanıdım. Eşimle beraber çadırdan suları dışarı atmaya çalışıyorduk. Ellerimiz, ayaklarımız ve çocuklar berbat bir haldeydi. Çocuklar sırılsıklamdı. Çocukların ayaklarında ne ayakkabı ne de çorap vardı. Yeni evim için çok heyecanlıyım. Çok mutluyum" ifadelerini kullandı.