HDP - 20 Mayıs 2015 Çarşamba 16:36

Demirtaş'tan AK Parti'yi destekledikleri haberine sert tepki

A
A
A
Demirtaş'tan AK Parti'yi destekledikleri haberine sert tepki

7 Haziran seçimleri öncesi Malatya’da partililere seslenen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AK Parti’yi dışarıdan destekleyecekleri iddiasını yalanlayarak, “HDP'nin görevi AKP'nin burnunu sürtmektir. AKP'yi dışarıdan, içeriden desteklemek gibi bir düşüncemiz yok” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kahramanmaraş Pazarcık mitinginin ardından karayoluyla Malatya’ya geldi. Yeni Belediye yanındaki miting alanında toplanan partililere hitap eden Demirtaş’ın hedefinde AK Parti vardı.

Malatya’daki gençlerin yarısının işsiz olduğunu savunan Demirtaş, “Malatyalı gençler iş bulmakta zorlanıyor, iş bulan da karın tokluğuna, modern köle olarak çalışabiliyor. Siz tarlanızda, atölyede çalışırken ürettikleriniz bu ülkenin yüzde 80’inin oluşturuyor. Alın teriyle çalışan, üreten insanların bu ülkenin hazinesine kattığı tüm gelirlerin yüzde 80’idir. Bu üreten kesimin ürettiklerinin yarısı neredeyse ülkenin yüzde 1’i tarafından yeniliyor, kullanılıyor. Kayısı ile uğraşan çiftçiler durumu bizden daha iyi biliyor. Bakın, 2002 yılında kayısının 1 kilosuyla 2 litre mazot alınabiliyordu. Siz bugün 1 kilo ile 1 litre mazot olabiliyorsunuz. Kayısı fiyatı düştü, mazot fiyatı iki kat arttı. Buradaki üreticilerimiz için kayısı bol olursa ayrı bir dert, az olursa ayrı bir dert diyor. Bu da çiftçinin suçu değil. Çünkü buradaki çiftçinin sigorta ve pazarlama desteği yok. Dünyanın kayısısını üretiyorlar ama kıymetleri bilinmiyor. İktidar olursak kayısı bol da olsa don da vursa önce çiftçiyi koruyacağız. Afetler karşısında sigortasını biz ödeyeceğiz. Zararı son kuruşuna kadar karşılayacağız. Çiftçinin riski olmamalı. Malatya’da kayısı olmadığı zaman o yıl Malatyalı fukaradır. Kimse iş yapamaz. Kayısının girdileri, mazotu, gübresi ucuz olacak. Zarar olursa devlet karşılayacak. Bunların hepsi lütuf değil sizin hakkınızdır. Çünkü bu ülkeyi ayakta tutuyorsunuz” dedi.

Taşeron işçilerin sorunlarının çözülmesi için kadro verilmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, “En az asgari ücret bin 800 TL olmalı ki insan onuruna yakışır şekilde yaşayabilmelidir. Genç arkadaşlar işsiz. Hepinize iş bulmak bizim için kolay ama iş bulana kadar cebinizde yaşam kartınız olacak. İçinde aylık 200 TL olacak. Yol parası, telefon parası olsun diye” şeklinde konuştu.

Selahattin Demirtaş, iktidar olmaları halinde yapacakları projeleri dile getirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Evde çalışan kadınlara işsiz deniyor. Evde çalışmak iş yapmanın en ağırıdır. Çalışan kadındır ev kadını. Evde çalışan kadına sigorta yaptıracağız. Emekli olacak. Üniversite öğrencilerinin başındaki bela olan YÖK’ü kaldırıp koordinasyon kurulu oluşturacağız. 1980 anayasasını, YÖK’ü, yüzde 10 barajını Kenan Evren kurmuştu. O gitti ama eserleri duruyor. Onları da ardından göndereceğiz. Onun için desteğe ihtiyacımız var. AKP çılgınlığını durdurmak için sizlere ihtiyacımız var. Eğer başarırsak, güçlendikçe çılgınlaşan, kibirlenen AKP’yi durdurabilirsek 70 yaşındaki amcalarımız adliye koridorlarında sürünmeyecek."

Ülkede partizanlık yapıldığı iddiasında bulunan Demirtaş, “HDP’liyim deyin, size nasıl davranırlar, AKP’liyim deyin, bakın nasıl davranırlar. Bu ülkede herkes, AKP’lisi, CHP’lisi MHP’lisi bizim kardeşimizdir. Hangi parti olursa olsun. Başka partiye oy vereni düşman göremeyiz. Onlar bizi düşmanlaştırmaya çalışıyor. Barışı büyüteceğiz. Barışa ihtiyacımız var. Barışı büyütmek için barış dilini kullanmaya devam edeceğiz” dedi.
Malatya’da halen bir çevre yolunun olmadığını savunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Kanal İstanbul gibi projelere para buluyorsun da buralardaki yollar niye bitmiyor?Malatyalının suçu nedir? Sana oy da verdi bu insanlar. 45 yılda bir yol bitirilmez mi yahu? Çılgın projelere para var ama Malatyalıya yok. Bu burnu büyümüş kibirliler var ya onlara bir ders verin. Onlara bir ders verin, bakın yolunuz nasıl erken bitiyor. Malatya’da HDP’li bir vekil çıkarın, bakın nasıl hizmet geliyor. Güçlü bir muhalefet ile iş gelir. Sonra iktidar olduğumuzda inşallah ülke çapında hizmet götüreceğiz” şeklinde konuştu.

Halkın oylarıyla parlamentoda güçlü bir muhalefet yapacaklarını ifade eden Demirtaş, bugün bir gazetede yer alan manşete de değinerek iddiaları yalanladı. Demirtaş, parlamentoda dışarıdan hükümeti destekleyecekleri yönündeki haberi yalanlayarak, “Bunu düzeltmek istiyorum. Net olarak söylüyorum, HDP’nin görevi ne dışarıdan ne içeriden AKP’yi desteklemek gibi bir niyetimiz yok. Umut ediyorum bu haber düzeltilecektir. Biz bırakın AKP’yi desteklemeyi, onlar bizi destekleyecek. Benim ağzımdan da öyle bir cümle çıkmadı” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’na da seslenen Demirtaş, “Bak Ahmet Davutoğlu hoca az kaldı HDP’yi destekleyecek. Onu HDP’li yapacağız. Ahmet hoca akşam başını yastığı koyduğunda ‘İyi ki bu ülkede HDP var’ diyordur. Çünkü biz onların da güvencesiyiz. Ne diyor cumhurbaşkanı, ‘Ben meydanları boş mu bırakacağım’ diyor. Ee Ahmet Davutoğlu var. Yok, o boştur diyor. ‘İlla ben meydanlara ineceğim’ diyor. Ahmet hocayı da biz savunuyoruz. ‘Garibim fukara, cumhurbaşkanının altında ezilmesin’ diyoruz. Onun da hakkına hukukuna sahip çıkıyoruz. Bizim kültürümüzde var, inancımızda var ezilene sahip çıkmak. Senin için rahat olsun Ahmet hoca, vallahi seni kurtaracağız” diye konuştu.
Demirtaş, üstü kapalı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da eleştirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bak o başkan olursa vay senin haline. Gönlünce sana 2 gün Başbakanlık yaptırmaz. Bakanlar kurulunu toplayamazsın. Zırt pırt seni saraya çağıracak. Ama biz onu başkan yaptırmazsak sen de o zulümden kurtulursun. Ülke de kurtulur, Ben inanıyorum, özellikle AKP’nin kurucuları, Abdullah Gül de bize oy verecek. AKP’ye emeği geçmiş kişiler, herkes onun zulmünü görüyor. Onda vefa yok, varsa yoksa kendisi. Arkadaşlarını eze eze saraya çıktı. İşte bu nedenle bu zulmü durdurup AKP’lileri de kurtaracağız bu zulümden."

Ülkede yeni bir demokratik anayasaya ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Demirtaş, “Kenan Evren’in anayasası gibi değil. O anayasaya bakan, işte bu benim anayasam diyebilmelidir. Şu anda bir partinin devleti var. O partiye yakın olanlar hazineyi soyup soğana çeviriyorlar. AKP’ye oy verenler işsiz ama yukarıdakiler keselerini dolduruyorlar” dedi.

Selahattin Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü:

“2-3 yıl önce bizim gibi olanlar şimdi paraya para demiyorlar. 3 yıl önce minibüse binan adam şimdi lüks arabalara biniyor. Villalar, yatlar. Nasıl kazanıyorlar bu paraları? Çok para haramsız olmaz. Sizin paranızdan çalmazsa kimse 3-5 senede milyoner olamaz. Senin cebindeki çalıyor. Hazine değimiz yerden çalıyorlar. Sende hata yok, hata kasanın anahtarını elinde bulunduranda. Anahtar hırsızda. Yokluk, alın teriyle çalışmak nedir biliriz. HDP sizin alın terinizle kurulan bir partidir. Bu partiyi siz kurdunuz. Bu parti bayrağı, bu mikrofon sizin paranızla alında. Hırsızlık parası yok, alın teri ile kurulmuş bir partidir. Ne yapıyor bunlar? Devletin parasıyla bize hakaret mitingleri düzenliyor. Başbakanın düzenlediği mitingler başbakanlık parasıyla yapılıyor. Sen parti genel başkanı olarak seçime giriyorsun ama devletin parasını harcıyorsun. Devletin partiye verdiği hazine parasını bile harcamıyorlar. Devletin parasını harcıyorlar. Elinin altında 600 televizyon kanalı var. Bu da yetmiyor, daha dün diğer medya kuruluşlarını tehdit ediyor. Hepsi ille de beyefendiye çalışacak. Beyefendi öksürse hepsi canlı yayın yapacak. 3 tane televizyon kanalı 3 dakika bizi gösterse o televizyon sahibini tehdit ediyorlar. Ya niye korkuyorsun. İşte bunların demokrasisi bu kadar. Söylediklerimizi bırak halk değerlendirsin. 7 Haziranda sandık kurulacak, senin saltanatın bitecek. Ben kendisine Cumhurbaşkanı adayıyken çağrı yaparak gel birlikte TV programına çıkalım dedim. İkiniz birlikte 100 danışmanla canlı yayın yapalım dedim. Bir defa sadece tartışalım. Ondan sonra miting yapmayacağız. Halk kararını versin. Gel tartışalım. Memleket herkesin ne mal olduğunu anlasın. TRT zaten senin kölen olmuş.

"Bu ülkede dağlarda artık kurşun sesi yerine kuş sesi olsun" diyen Demirtaş, Adana ve Mersin’de HDP’ye yapılan bombalı saldırılara da değinerek, “Her yerde parti teşkilatlarımıza saldırıyorlar. Böylece HDP’yi durdurabileceklerini sanıyorlar. 2 gün geçti aradan, ülkenin Cumhurbaşkanı halen saldırıları kınamış değil. Kendisi çok tarafsız ya HDP’nin havaya uçurulması umurunda değil. Ona kalsa HDP tamamen havaya uçsa diyordur. HDP var oldukça sen tek başına ülkenin hakimi olamayacaksın. İstediğin kadar HDP’ye saldır, tehdit et” şeklinde konuştu.

Son dönemlerde gündemde olan Kâbe tartışmalarına da değinen Demirtaş, “Ülkede inançları farklı, kimlikleri farklı milyonlarca insanımız var. Ben Elhamdülillah Müslümanım. Bir Müslümanın Kabe'si tek olur. Meydanlarda ‘Demirtaş Kabe'm Taksim'dir’ dedi diye yalan söylüyor. Ben diyanete soruyorum, ben Müslümanım ama o adam bana kâfir diyor. Şimdi bir Müslümana kâfir diyen dinden çıkıyor mu, çıkmıyor mu? Bu Cumhurbaşkanı ile Başbakan dinden çıktılar mı, çıkmadılar mı bunu öğrenmek istiyorum” dedi.
7 Haziran akşamı bir demokrasi zaferini armağan edeceklerini ifade eden Demirtaş, “Bunun için biraz daha sabır ve destek bekliyoruz. Oy vermeyi düşünen ve kararsız olanlara gitmeniz lazım. Sandığa sahip çıkmak için müşahit olarak kendinizi yazdırmanız lazım. Eğer disiplinli bir şekilde çalışırsak barajı aşarız. Yurt dışında da binlerce insan var. Onları da arayın. Oylarını kullansınlar. Tek tek müfettiş gibi denetleyin. 1 oy dahi önemlidir. 1 oyluk canı vardır barajın. Allah bizi halkımızın önünde mahcup etmesin” şeklinde konuştu.
Demirtaş konuşmasının ardından HDP Malatya milletvekili adaylarıyla birlikte halkı selamladı.

CAHİT ÖZÇELİK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."
İstanbul Üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik öğrenci kongresinde buluşuyor Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları tarafından düzenlenen I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi için geri sayım başladı. Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek olan kongrede; Sağlık, Teknoloji, Çevre ve Eğitim başlıklarına yer verilecek. 10-11 Mayıs tarihlerinde Fenerbahçe Üniversitesinde düzenlenecek olan I. Ulusal Sürdürülebilirlik Kongresinde Medicana Grup üst düzey yöneticileri, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Muhammet Saymaz üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelerek daha iyi bir dünyaya değerli paylaşımlarıyla ilham olacak. Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise hazırlık, 9, 10, 11, 12. sınıf öğrencileri gerçekleştirilecek kongrede sunum, poster sunumu ya da dinleyici olarak yer alarak bilgi paylaşımlarında bulunabilecek. I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi ile öğrenciler için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalık oluşturacak olan Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları, gençlerin geleceğin liderleri olarak sürdürülebilirlik alanında bilinçlenmesi, küresel sorunları anlamak ve sürdürülebilir çözümler üretmesi için yenilikçi bir öğrenme platformu oluşturmayı hedefliyor.
İstanbul “Yaza formda girmek için haftada 150 dakika yürüyün” Yaz mevsimine formda girmek adına şimdiden dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Su içmeyi ihmal etmeyin, günde ortalama 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Tükettiğiniz meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın” dedi. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın temeli olduğunu ancak bunun nasıl sağlandığı konusunda bilgi kirliliği olduğunu ifade eden VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Besin öğeleri vücudun ihtiyaç duyduğu düzeyde alınamadığında yetersiz beslenme oluşur. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır” şeklinde konuştu. “İnsan 50’ye yakın besin öğesine gereksinim duyar” İnsanın yaşamı için 50’ye yakın besin öğesine gereksinimi olduğunun altını çizen Diyetisyen Kara, “İnsanın sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için bu öğelerin her birinden günlük ne kadar alınması gerektiği belirlenmiştir. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında ya da gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişme engellenir, sağlık bozulur. Gereğinden fazla besin tüketilirse, çok alınan bazı öğeler vücutta yağ olarak depolandığından sağlık için zararlı olur. Bu duruma dengesiz beslenme denir. Dengesiz beslenmenin önlenmesinde beslenme eğitimi ile sağlıklı beslenme bilincinin kazandırılması büyük bir önem taşır” ifadelerini kullandı. “Dengeli beslenen kişiler sık hastalanmaz” Yeterli ve dengeli beslenen kişilerin belli özellikleri olduğunu dile getiren Diyetisyen Kara, bunları şöyle sıraladı: “Dengeli beslenen kişi sağlam ve sağlıklı bir görünüştedir. Hareketli ve esnek bir bedene, muntazam bir cilde, canlı ve parlak saçlara ve gözlere, kuvvetli, gelişimi normal kaslara sahiptir. Ayrıca çalışmaya istekli kişiliğe, boy uzunluğuna uygun vücut ağırlığına, normal zihinsel gelişme, sık sık hasta olmayan bir yapıya da sahiptir.” “Sürekli baş ağrısı dengesiz beslenme işareti” Yetersiz ve dengesiz beslenenlerin hareketlerinin de ağır ve isteksiz olduğunu işaret eden Diyetisyen Kara, “Dengesiz beslenenler sağlıksız genel görünüşte (aşırı zayıf veya şişman), pürüzlü, kuru, sağlıksız cilt yapısına, şişman veya çok zayıf vücut yapısına, sık sık baş ağrısından şikâyet eden, iştahsız, yorgun, isteksiz bir yapıya sahiptir” dedi. “Yaza formda girmek için beslenme önerileri” Yaz mevsimine formda girmek adına beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Su içmeyi ihmal etmeyin ve günlük 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Her zaman hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Mutlaka bir diyetisyen gözetiminde ideal kilonuza ulaşın. Medyatik ve bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Yazın tüketilen meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Kronik hastalığınız yoksa taze meyve -sebze suları tüketin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın. Kendinize mutlaka hobi ve aktivite edinin.” “Yeşil egzersiz kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa iyi gelir” Günümüzün dijitalleşen dünyasında günlük işlerimiz fiziksel olarak hareket etmeksizin kolay bir şekilde gerçekleştirilebilse de, fiziksel aktiviteden yoksun bir yaşam tarzının birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini işaret eden Diyetisyen Kara, şu önerilerde bulundu: “Fiziksel aktivitenin vücudun bütün sistemleriyle ilişkili olduğu ve birçok hastalığın tedavisinde destekleyici rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Son zamanlarda ‘yeşil egzersiz’ olarak adlandırılan ve insan sağlığına daha çok olumlu katkıda bulunan, doğal ortamda gerçekleştirilen fiziksel aktivite yeşil egzersiz olarak adlandırılmaktadır. Yeşil egzersizin kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa olumlu etkileri vardır. Kolay erişilebilen, biyoçeşitliliği fazla olan doğal ve hoş ortamlarda vakit geçirmenin fizyolojik, psikolojik ve sosyal refahı sağladığı, yaşam kalitesinin artmasında etkili olduğu görülmektedir. Yeşil egzersiz ayrıca insanların çevreye karşı olumlu tutumlarının da gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda yeşil egzersizin psikolojik, hormonal ve nöroimmünolojik çok boyutlu yararlar sağladığı, biyopsikososyal yaklaşımla uyumlu bir yöntem olduğu açıkça görülmektedir. Sonuç olarak, sürdürülebilir sağlığa ve çevreye katkısı olan bu egzersiz yaklaşımının yeşil egzersiz reçeteleri, doğal ortamların korunması, kanıta dayalı araştırmalar ve teşviklerle daha çok desteklenmesi gerektiği ortaya konmuştur.” “Bahar aylarında tüketilebilecek sebze ve meyve önerileri” Bahar aylarında tüketebileceğimiz sağlıklı sebze ve meyve önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, “Hücrelerin yenilenmesi, dokuların onarımı, hastalıklara karşı direnç sağlaması gibi sayısız faydası ile sebze ve meyveler her daim beslenmemizde öncelik kazanıyor. İlkbaharda tüketebileceğimiz bazı önemli sebze ve meyveler havuç, enginar, turp, bezelye, kuşkonmaz, maydanoz, marul, roka, taze yeşillikler, bakla, taze soğan, taze sarımsak, kiraz, çilek, erik, elma, yenidünya ve çağladır” dedi. Diyetisyen Kara, yaza formda girmek isteyenlerin tercih edebileceği metabolizma hızlandıran çay ve çorba tarifini ise şu şekilde paylaştı: “Zencefilli metabolizma çayı” “Malzemeler: 1 litre su, 1 nohut tanesi büyüklüğünde zencefil, 4-5 dilim elma, 1 top karabiber, 1 adet karanfil, limon dilimleri Hazırlanışı: Tüm malzemeleri doğrayıp suda 10 dakika dinlendirip, yemeklerden 20 dakika sonra gece ara öğününde tüketin.” “Metabolizma hızlandıran kabak çorbası” Malzemeler: 2 orta boy kabak, 1 adet soğan, 1 diş sarımsak, 1 orta boy domates, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Küçük doğranmış soğan, sarımsak, kabak 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirin. Malzemeler yumuşayınca üzerine rendelenmiş domates ekleyin. Domates pişince üzerine 5 bardak su koyun. Su kaynayınca en son üzerine küçük doğranmış dereotu ve maydanoz ilave edin. Sıcak servis yapıp tuz ve karabiber ekleyip afiyetle tüketebilirsiniz.”