ASAYİŞ - 11 Ocak 2019 Cuma 14:55

Deniz Çakır savcılık ifadesinde yaşananları anlattı

A
A
A
Deniz Çakır savcılık ifadesinde yaşananları anlattı

Başörtülü kadınlara hakaret ettiği iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulunulan ünlü sanatçı Deniz Çakır'ın savcılığa verdiği ifade ortaya çıktı. Çakır ifadesinde, "Ben kesinlikle kafeye girerken bu bayanlara bakarak alay eder tarzda Euzü Besmele çekip jest, mimik hareketi yapmadım"

Başörtülü kadınlara hakaret ettiği iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulunulan ünlü sanatçı Deniz Çakır, bugün Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek ifade verdi. İfadesinde yaşanan olayı anlatan Çakır, suçlamaları reddetti. 30 Aralık 2018 tarihinde doğum günü kutlaması için bir AVM’nin kafesinde arkadaşlarıyla bir araya geldiğini söyleyen Çakır, “Bir süre sonra iki bayan gelerek yan masamıza oturdular. Bu bayanların bakışı ve hareketleri beni yargılar ve taciz eder şekildeydi. Ben yaptığım iş gereği insanların bana bakmasına alışkın olmama rağmen bu iki bayanın davranışı sıra dışı olduğu için rahatsız olmuştum. Sonra bu iki bayanın arkadaşları da gelince bizden rahatsız olduklarını hissettirip arka masaya geçmeleri ve bana aynı şekilde bakmaları üzerine ben de ‘Ne oluyor?’ der gibi onlara baktım. Sonrasında olayı önemsemeyip masamıza tekrar döndük" dedi.

Kutlama sırasında fotoğraf çektiklerini ve arka masada oturan kadın grubun kendi fotoğraflarının çekildiğini sanarak tepki gösterdiğini kaydeden Çakır, "Kutlama esnasında fotoğraf çektik. Yine arka masamızdaki bayan grup kendilerinin fotoğrafını çektiğimizi düşünerek ‘Bizi mi çekiyorsunuz?’ dediler. Biz kendilerini çekmediğimizi söyledik. Hatta arkadaşım fotoğrafları kendilerine gösterdi. Fotoğraflarının olmadığını görünce ikna oldular. Bir süre sonra garsona neden fotoğraflarının alındığını söylemişler. Garson da gelip bize söyledi ve fotoğraf almadığımız konusunda bilgi verdik.

Yine bayanların ısrarla fotoğraflarını aldığımızı söylemeleri ve rahatsız etmeleri nedeniyle telefonumu hızlıca masaya koyduğumda camı kırıldı" ifadelerini kullandı. Ayrılırken herhangi bir olay veya tartışma çıkmadığını belirten Çakır, “Ben kesinlikle kafeye girerken bu bayanlara bakarak alay eder tarzda Euzü Besmele çekip jest, mimik hareketi yapmadım. Zaten bu bayanlar benden sonra kafeye geldiler. Yine bu bayanlara bağırarak, 'Ben Atatürkçüyüm, burası Atatürk Türkiye’si, burası Arabistan değil. Siz Arabistan’a gideceksiniz, İran’a gideceksiniz' ve benzeri herhangi bir cümle kullanmadım. Tüm hayatım boyunca da ayrımcılık yapılmasına karşı durmuş, bayanlar ile ilgili sosyal destek projelerinde yer almış bir insanım. Böyle bir konudan dolayı ifade vermek durumunda bırakıldığım için üzgünüm" dedi.

Çakır ifadesine şöyle devam etti:

"Yukarıda anlattığım şekilde gerçekleşen olayın 30 Aralık 2018 tarihinde olmasına rağmen 4 Ocak 2019 tarihinde dilekçe verilmesi, kafeden ayrılırken herhangi bir tartışma ortamının olmaması ve olayın orada bitmiş olması hususlarını düşündüğümde müştekilerin iyi niyetli olmadıkları kanaatindeyim. Ben müştekilere yukarıdaki gibi cümleler kesinlikle kurmadım. Arabistan kelimesinin geçtiği tek cümle kendi masamdaki arkadaşlarımın duyabileceği şekilde, 'İçkili bir mekanda içtiğim içkiye, çektiğim fotoğrafa karışılıyor. Yargılanarak bakılıyor. Burası Arabistan mı? Atatürk Türkiye’si' şeklinde söyledim. Ancak bu söylemimi kesinlikle karşı tarafın duyacağı ses tonuyla ya da onlara hitaben söylemedim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum."  

Yusuf Melikoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Eski Bulgaristan Başbakanı Denkov: “Vatandaşlık başvurularının bir an önce değerlendirilmesi hususunda çalışmaya hazırız” Eski Bulgaristan başbakanları Nikolay Denkov ve Kiril Petkov, Bursa’daki Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’ni (BAL-GÖÇ) ziyaret etti. İki ülke arasındaki ilişkilerin ele alındığı toplantıda vatandaşlık başvuru süreci ve geçmişte yaşanan asimilasyon politikaları sorunu konuşuldu. Eski Bulgaristan başbakanları Nikolay Denkov ve Kiril Petkov, bir dizi ziyaret için Bursa’ya geldi. Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği yönetimini ziyaret eden Denkov ve Petkov, yapılan görüşmede iki ülke arasındaki ilişkileri ele aldı. BAL-GÖÇ Genel Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan, Bulgaristan göçmeni Türklerin sıkıntılarını dile getirirken en çok şikayetlerden birinin Bulgaristan vatandaşlığı başvurusunda yaşanılan zorlu süreç olduğunu söyledi. Bu konu hakkında çalışma yapılmasını dilediklerini belirten Balkan, geçmişte Türklere asimilasyon uygulayanların yıllardır ceza almadığını da ifade etti. "Başvuru sürecinin zorluğu dijitalleşmemekten kaynaklanıyor" Bulgaristan vatandaşlığındaki başvuru sürecinin sadece Türklere yönelik bir sorun olmadığını, tüm dünyadan benzer şikayetler aldıklarını aktaran eski Bulgaristan Başbakanı Nikolay Denkov, “İnsanların yapmış olduğu vatandaşlık başvurularının bir an önce değerlendirilmesi hususunda çalışmaya hazırız. Fakat bunun sadece Türkiye’ye yönelik bir durum olduğunu düşünmeyin. Biz aslında Bulgaristan’ın bütün dünyadaki konsolosluklarında benzer şikâyetleri alıyoruz. Bütün dünyadaki Bulgar vatandaşları, özellikle vatandaşlık şikayetlerini bizlere iletmekteler. Bu problemin dijitalleşme sıkıntısından kaynaklı olduğunu düşünüyoruz ve bu hizmetleri gerçekleştirme sürecinin gereksiz bazı konularla uzatıldığı gibi bir inanış oluşuyor. Bu konuda çalışıp bir an evvel dijitalleşme ve süreçlerle ilgili belirli bir süre içerisine alınarak halledilmesi gerektiğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu. “Benim ailem de bu sıkıntıları yaşadı” 80’lerde Türklerin yaşadığı sıkıntıları kendi ailesinin de yaşadığını belirten Kiril Petkov ise, “Yaşanan olaylardan sonra neden hala ceza alan yok diye sordunuz. Bu insanlar benim aileme de bu sıkıntıları yaşattığı için beni de kişisel olarak incitmekte ve hala ben de bunu sorguluyorum. Bu süreçte aslında yapmak istediğimiz şey insanların belirli bir siyasi oluşum tarafından kullanılmasını engellemek. Çünkü onlar siyasi faaliyetlerini insanlara yardım için kullanmaktan ziyade kendi çıkarları için kullanıyorlar. Biz buradaki kurumlarla beraber, siyasi oluşumlarla beraber yolsuzluk zincirinin sona erdirilmesi için mücadele ediyoruz. Bunun değiştirilmesini istiyoruz. Bu şekilde kapsamlı bir demokratikleşme süreci sağlayabiliriz. Bunlar geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilebilecek bir şey değil. Biz bunları yenilikçi bir yolla yapmak istiyoruz” dedi.