SPOR - 30 Eylül 2015 Çarşamba 17:22

Deniz Çoban, kariyerini sonlandırdı

A
A
A
Deniz Çoban, kariyerini sonlandırdı

Kasımpaşa - Çaykur Rizespor maçının ardından canlı yayında verdiği hatalı kararlar nedeniyle iki takımdan da özür dileyen hakem Deniz Çoban hakemliği bıraktığını açıkladı.

Hakem Deniz Çoban, Spor Toto Süper Lig'in 6. haftasında 1-1 sona eren Kasımpaşa - Çaykur Rizespor maçında Rizespor'a 2 kırmızı kart çıkartmış ve maçın son dakikalarında ise Kasımpaşa aleyhine penaltı kararı vermişti. Maç sonrasında canlı yayında hatalı kararlar nedeniyle iki takımdan da özür dileyen Deniz Çoban, hakemliği bıraktığı gözyaşlarıyla açıkladı.

TSYD Konya Şubesi’nde bir basın toplantısı düzenleyen Deniz Çoban, sık sık gözyaşlarına boğulduğu açıklamasında, maçtan sonra ayrılık kararını aldığını fakat ailesine danışmadan kararını açıklamak istemediğini dile getirirken, bu kararı kendisinin aldığını ve vicdanının sesini dinlediğini, kimsenin de baskısı ve etkisi altında kalmadığını ifade etti.

Maç günü yaşadıklarını anlatan Deniz Çoban, “Nasıl başlayacağımı, nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Beni buraya kadar getiren süreci çok fazla uzatmadan anlatıp kamuoyunu bilgilendirmek istiyorum. Çok uzun yıllar hakemlik yaptım, gururla, severek yaptım. Her maça çıkarken kendimle gurur duydum. Başarımla gurur duydum. Bir maç yönettim, her hakemin yapabileceği hataları yaptım. İlk de olmayacak, son da olmayacak. O gün orda farklı bir ortam vardı. Stadyumda, maç bitiminde, soyunma koridorlarında. Hepiniz futbolun içerisindesiniz. Hepiniz soyunma odası koridorlarını bilirsiniz. Değil bir hakemin hata yapması, bir takımın hoşuna gitmediği kararlar verildiği zaman bile, hakem yüzde yüz haklı olsa bile o koridorlarda hakemlere neler yapıldığını, neler söylendiğini, nasıl muamele gördüğünü hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Ama o gün orada farklı bir ortam vardı. Ne bir idareci, ne bir yönetici, ne bir futbolcu en ufak şekilde bir saygısızlık, terbiyesizlik, kaba davranış gösterilmedi. Hiçbir şey yoktu. Soyunma odasına girdim. Verdiğim kritik kararların olduğunu biliyorum. İnanarak verdiğim kararlar ama televizyonda nasıl göründüğünü merak ediyorum. Maç ile ilgili ne bir tane mesaj gelmiş. Ne bir tane olumlu veya olumsuz bir şey yazan olmuş. Israrla sordum bir şey var mı diye ama çıkmadı. Rıza hocam geldi soyunma odasına. Kendisini çok severim. Farklı ortamlarda farklı diyaloglarımı oldu. ‘Hocam müsaade istiyorum girebilir miyim?’ dedi. ‘Tabi hocam buyur gel’ dedim. 'Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun demi. Tebrik ediyorum çok güzel maç yönettin. Kesinlikle farklı bir amaçla söylemiyorum. Ama hocam penaltıyı gördüm ben. Bana penaltı gibi gelmedi. İstersen bir de sen bak' dedi. Cep telefonumdan açtım. Yayını geriye doğru sardım. Rizespor için yaptığım kararlara da baktım. Üzerimi değiştirdim. Rıza hocanın yanına gitmek istedim, onunla konuşmak istedim. Kasımpaşa soyunma odasına girdim. İnanamazsınız bütün futbolcular orada, kafaları önünde. Maçın hakemi girmiş içeriye. 90+5'te yanlış bir penaltı kararı vermiş. Takımın 3 puanı gitmiş. Gayet saygılı, en ufak bir haykırış yok. 'Buyur hocam bir şey mi istedin?’ dediler. Rıza hocayı aradığımı söyledim. Rıza hoca yoktu. Birsi 'Hocam ben seni götüreyim Rıza hocaya' dedi. Nereye gittiğimizi de bilmiyorum. Beni koridordan geçirdi. Rıza hoca o anda röportajdaymış. Orada vicdanım, ruhum, hislerim, her şeyim aklımın geri planında hiçbir şey olmadan yayına çıktım” dedi.

Deniz Çoban konuşmasının bu anında gözyaşlarını tutamayarak şöyle sürdürdü:

“Orada söylediğim bütün sözleri inanarak, kalben ve vicdanımın sesini dinleyerek söyledim. O konuşmaları yaparken, konuşmalarımdan çok net anlamışsınızdır ki hata yaptığımı üstüne basa basa söyledim. Belki de hiç yapılmamış olanı yapıyorum dedim. Ama vicdanımın sesini de durduramadım. Benim o ana kadar ki niyetim Rıza hocayı görmek, onunla konuşmak, dostluğumuza binaen bir şeyler paylaşmaktı. Ben onun için gittim. Ama bir güç beni aldı oraya götürdü. Vicdanımın gücünü durduramadım. Çıktım ve o konuşmaları yaptım. O konuşmaları yaptığım dakikadan itibaren de şunun çok net farkına vardım. Benim için hakemlik bitmiştir.”

“HAKEMLİĞİ BIRAKMA KARARIMI BURADA AÇIKLIYORUM”

Ailesiyle görüşmeden kesin kararını açıklamak istemediğini ifade eden Çoban, “Aileme karşı çok büyük saygısızlık olacak. Ailemle görüşmeden, onların fikirlerini almadan o kararı açıklayamazdım. Kimseyle konuşmadım. Hiç kimseyle istişare yapmadım. Ne bir yöneticiyle, arkadaşımla, ne de dostumla. Sadece ve sadece yanımda havaalanına gidene kadar maçın gözlemcisi vardı ve maçta görev yaptığım arkadaşlarım vardı. Ailemle, aile büyüklerimle istişare ettim. Böyle bir karar aldığımı söyledim kendilerine. Çok sağ olsunlar bana destek oldular. Hakem arkadaşlarım hep yanımdaydı. Konya’daki arkadaşlarım havaalanına kadar geldiler, karşıladılar. Onlar hakemliğe devam etmemi istediler ama ben kararımı vermiştim. Hakemliği bırakma kararımı burada açıklıyorum. Hakemliği bırakma kararımı daha önce ailem dışında kimseye bahsetmedim. Sadece buraya gelmeden bir saat önce futbol federasyonu başkanı Sayın Yıldırım Demirören’e telefon açtım. Müsaadesini istedim. ‘Başkanım böyle bir karar verdim, hakkınızı helal edin, sizin gibi bir insanı tanımakla çok mutlu oldum, bana müsaade' dedim. Kendisine bilgi verdim ve buraya geldim bu açıklamayı yapıyorum. Bu kararı almamda hiç ama hiç kimsenin etkisi, yönlendirmesi ya da bir baskısı olmamıştır. Tamamen hür irademle, vicdanımın sesini dinleyerek, hata yaptığımı bilerek, yaptığım bir yanlıştan dolayı bu noktaya geldim. Kesinlikle yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymuyorum” diye konuştu.

Bu açıklamayı Konya Spor Yazarları Derneği'nde yapmayı uygun bulduğunu söyleyen Çoban, “15 yıldır Konya'dayım. Başarı elde etmişsem Konya'nın, Konya camiasının, Konya basınının çok büyük emekleri var. İnsanın doğduğu yer değil de doyduğu yer memleketiymiş. Konya beni bir yerlere getirdi. Yanlış anlaşılmasın, benim memleketim Amasya. Ama bu açıklamayı burada yapmayı uygun buldum. O yüzden de kararımı burada açıkladım. İnşallah bu karar benim için ailem için hayırlı olur” şeklinde konuştu.
Aldığı kararda kimsenin fikrinin almadığını anlatan Deniz Çoban, “Hiç kimsenin fikrini almadım. Kuddusi Müftüoğlu ya da bir başkası da bana ulaşamadı. Yapılması gereken yapıldı. Federasyon Başkanımız'dan müsaade istedim, hakkını helal et dedim. Planlanmış bir şey değil. Duygu yoğunluğu yaşadım. İstemeyerek hata yaptım. Bu yanlışı yaptım. O saatten sonra da kuralların dışına çıktığımın farkındaydım. Kimse etkili olmadı bunda. Bir hata yaptıysanız sonucuna katlanmak zorundasın. Vicdanımın sesiyle hareket ettim. Bu konuşmayı yaptım. Kim ne derse desin, bundan sonrası olmaz, benim için hakemlik bitti dedim” ifadelerini kullandı.

“HAKEM CAMİASINDAKİ HER BİREY HATA YAPMAMAK İÇİN BU ELEŞTİRİLERE MARUZ KALMAMAK, İŞLERİNİ EN İYİ ŞEKİLDE YAPMAK İÇİN BÜYÜK FEDAKARLIK SERGİLİYOR

"Bundan sonra ne yapacaksınız?" sorusuna Çoban, "Biraz kafa dinlemek istiyorum. Bu saygıyı ben bu camiada kazandım. Şu anda da hakemliği bırakırken camiama sırtımı dönmüş değilim. Kafamı toplamaya çalışıyorum. Bilemiyorum yarının ne getireceğini. Camiama sırt dönmüş değilim ama yarın ne getirir ne olur bilemiyorum. Kafamı toplamaya çalışıyorum. Şunu çok net biliyorum ki hakem camiasındaki her birey hata yapmamak için bu eleştirilere maruz kalmamak, işlerini en iyi şekilde yapmak için büyük fedakarlık sergiliyor. Özel hayatlarından ayırdıkları her dakikayı bu işe harcıyor. Haftada 10-15 maç izliyor, seminerlere katılıyoruz. Tek amacımız bu işte başarılı olmak. Tüm hakem arkadaşlarım dürüst, namuslu, işini seven insanlar. Kim işinde hata yapmak ister ki. Bir şeylerin değişmesi lazım. Kim, ne nasıl değişir onu bilmiyorum. Bir hakem bir hata yaptıysa, herkesten daha beter kahroluyor. Ailesiyle birlikte kahroluyor. Bunu bilsinler” açıklamasında bulundu. 

BURKAY ÇELEBİOĞLU - H.İBRAHİM PARLAK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Bilim Kafe’de her yönüyle Mehmet Akif konuşuldu Düzce Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın öncülüğünde başlatılan ve üniversitelerde üretilen akademik bilginin toplumun her kesimiyle buluşturmayı amaçlayan ‘Bilim Kafe’ buluşmalarına bir yenisini daha ekledi. Bilim İletişimi Ofisi ile Toplumsal Katkı Koordinatörlüğü tarafından 27 Aralık Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü’ne ithafen düzenlenen "Her Yönüyle Mehmet Akif" başlıklı bilim kafe Düzce Belediyesi Konuralp Antik Tiyatrosu Seyir Terası Çadırı’nda gerçekleştirildi. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç’in konuşmacı olarak yer aldığı bilim kafe etkinliğine; Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Duygu Ekinci, Toplumsal Katkı Koordinatörü Doç. Dr. Hande Bulut, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recai Özcan ve öğrenciler ile vatandaşlar katılım sağladı. Programın açılış konuşmasını yapan Toplumsal Katkı Koordinatörü Doç. Dr. Hande Bulut, Mehmet Akif Ersoy’un yalnızca bir şair değil; yaşadığı dönemi, toplumsal sorunları derin bir sorumluluk bilinciyle ele alan çok yönlü bir düşünce insanı olarak ele alınması gerektiğini vurgulayarak bu kapsamda düzenlenen bilim kafe etkinliğine katılımı için Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç’e teşekkürlerini sundu. "Her zaman zihnimde Mehmet Akif idealizmi vardı" Programa konuşmacı olarak katılım sağlayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Mehmet Akif Ersoy’a duyduğu hayranlığın ilkokul yıllarında başladığını belirterek, zihninde her zaman bir "Mehmet Akif idealizmi"nin yer aldığını dile getirdi. Mehmet Akif’in 1873 yılında Osmanlı Devleti’nin siyasi, sosyal ve fikrî açıdan sarsıntılı bir döneminde dünyaya geldiğini belirten eden Prof. Dr. İlhan Genç, Balkanlar ve Türkistan kökenli bir aile yapısı içinde yetişmesinin, onun düşünce dünyasına çok yönlü bir bakış kazandırdığını ifade etti. Doğu ile batıyı birleştiren güçlü sentez Mehmet Akif’in eğitim hayatına da değinen Prof. Dr. Genç, Akif’in modern mektep eğitimi ile dinî ilimleri birlikte sürdürdüğünü, Baytar Mektebi’nde kazandığı sebep–sonuç temelli bilimsel bakış açısını hayatının her alanına yansıttığını aktardı. Akif’in yalnızca Doğu kaynaklarını değil; Batı edebiyatını da yakından takip ettiğini vurgulayan Prof. Dr. İlhan Genç, Victor Hugo, Tolstoy ve Emile Zola gibi isimleri okumasının, onun fikri derinliğini ve sentez gücünü artırdığını belirtti. "Mehmet Akif, neden–sonuç ilişkisini en güçlü kuran şairlerdendir" Konuşmasında Mehmet Akif’in şiir ve yazılarında sürekli olarak "neden geri kaldık?" sorusunun peşinden gittiğini ifade eden Prof. Dr. Genç, Akif’in olaylara duygusal olduğu kadar rasyonel ve analitik bir perspektiften yaklaştığını söyledi. Akif’in yalnızca bir şair değil aynı zamanda toplumsal sorunlara çözüm arayan bir fikir ve aksiyon insanı olduğunun altını çizen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşad dergilerindeki faaliyetlerine de değindi. Bu yayınlar aracılığıyla memleketin meselelerini ele aldığını, maddi imkânları sınırlı olmasına rağmen idealizminden ve sorumluluk bilincinden asla ödün vermediğini ifade etti. Akademik bilgiyi toplumla buluşturarak toplumsal farkındalığın artırılmasına önemli katkılar sunan Bilim Kafe etkinliği, katılımcıların sorularının yanıtlanmasının ardından sona erdi.
Kırşehir Esnaf Odaları çağrı yaptı, küçük esnaf destekledi Kırşehir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği; yeni yıl öncesi şehir halkına çağrıda bulunarak hediye ve günlük alışverişlerde küçük esnafın tercih edilmesini istedi. Öztürk’ün çağrısı, kentteki esnaf tarafından da destek buldu. Birlik Başkanı Bahamettin Öztürk; yaptığı açıklamada Kırşehir’in küçük bir şehir olduğunu belirterek, internet satışları ve büyük mağazalara karşı yerel esnafın korunmasının önemine dikkat çekti. Öztürk; "Hediyeleşmelerin yoğun olduğu bu dönemlerde vatandaşlarımıza sesleniyorum. Alışverişlerinizi küçük esnaftan yapın. Bu hem esnafımıza hem de şehir ekonomimize katkı sağlayacaktır" dedi. Yapılan çağrının ardından küçük esnaf arasında da olumlu bir hava oluştu. Esnaflardan Bektaş Yıldırım, vatandaşlarda yerel esnafa yönelik bir duyarlılığın oluşmaya başladığını ifade ederek; "İnsanlar artık küçük esnafın ayakta kalması için destek olunması gerektiğinin farkına varıyor" şeklinde konuştu. Bir diğer esnaf İsa Yılmaz ise, halkın yerel esnafa karşı daha duyarlı olması gerektiğini vurgulayarak; "Büyük zincirler yerine mahalle esnafının tercih edilmesi hepimizin yararına" dedi. Kırşehir’de süs eşyaları satışı yapan esnaf Müberra Can da özel günlerde yerel esnafın tercih edilmesinin önemine dikkat çekti. Can; "Anneler Günü, yeni yıl, Sevgililer Günü gibi özel günlerde yerli esnafın tercih edilmesini çok önemsiyoruz" ifadelerini kullandı. Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Bahamettin Öztürk; küçük esnafın desteklenmesinin şehir ekonomisinin canlı kalması açısından büyük önem taşıdığını belirterek, vatandaşları alışverişlerinde yerel esnafı tercih etmeye davet etti.