GÜNDEM - 17 Eylül 2019 Salı 10:59

Denizi kirleten 12 gemiye 14,5 milyon lira ceza

A
A
A
Denizi kirleten 12 gemiye 14,5 milyon lira ceza

Mersin Büyükşehir Belediyesi, deniz kirliliğini önlemek için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Ekipler, bu yıl eylül ayı da dahil olmak üzere 8,5 ayda denizi kirleten 12 gemiye 14,5 milyon lira ceza kesti. Sıkı takipler sonucunda gemilerin denize verdiği kirlilik oranı, geçen yıla göre yüzde 40 oranında azaldı.

Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Denizcilik Hizmetleri ve Denetimi Şube Müdürlüğünün deniz kirliliğinin önüne geçmek amacıyla aralıksız olarak devam ettirdiği gemi denetleme çalışmaları sürüyor. Büyükşehir ekiplerinin sorumluluk sahasındaki 3 deniz mili kapsamında, Tarsus-Erdemli sahili arası ile Mersin Uluslararası Limanı’na yük taşıyan gemilerin denizi kirletip kirletmediği ile ilgili yapılan denetimlerle kirliliğin önüne geçilmeye çalışılıyor.

Denizi kirleten gemilere karşı cezai işlem uygulama yetkisi olan Büyükşehir Belediyesi’nin Mersin’de 3 mile kadar sorumluluk sahası bulunuyor. Gün içerisinde ihbar gelmediği takdirde en az 3 defa liman içerisinde yük taşıyan gemilerin denetimi yapılıyor. Gemilerin denizde herhangi bir kirliliğe sebebiyet verip vermedikleri, deniz kirliliği denetçileri ve gemi personeli tarafından gerçekleştiriliyor.

Deniz kirliliği denetçilerinin gemilerden aldıkları numuneler, numune kaplarında mühürlendikten sonra analiz için laboratuvara gönderiliyor. Deniz kirliliği denetçileri ayrıca, numunenin bulunduğu suyun kirli olduğunu ispatlayabilmek adına da temiz deniz suyu alıyor ve laboratuvara numune ile birlikte gönderiyor. Bu sayede gemilerden alınan numuneler ile temiz deniz suyu karşılaştırılıyor. Böylece gemilerin denize vermiş olduğu zarar tespit edilip bir sonuca bağlanıyor. Geminin büyüklüğü ve kirlilik oranına göre cezai işlem miktarı değişebiliyor.

12 gemiye 14,5 milyon lira idari yaptırım uygulandı

Denetimler kapsamında, 2019’da eylül ayı dahil olmak üzere 8,5 ayda toplam 12 gemiye 14,5 milyon lira idari yaptırım uygulanırken, Ağustos ayı itibariyle 8 ayda 174 adet denetim periyodu gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin denetim çalışmalarıyla deniz kirliliğine sebep olan gemi sayısında geçen yıla göre yüzde 40 azalma yaşandı.

Öte yandan, Büyükşehir Belediyesi, Sahil Güvenlik görevlilerine arama kurtarma, kaza, can kurtarma gibi konularda da destek veriyor. Ekipler, kendi sorumluluk sahası dışında da denizi kirleten herhangi bir gemi veya karasal bir kirlilik ile karşılaşılırsa, bu görüntüler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na iletiliyor ve işlem yapmaları sağlanmış oluyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri MHP’li Özdemir: "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisinde" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde Türkiye Büyük Milleti’nde (TBMM) aldığı sözde, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM’de yapılan Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde söz aldı. Özdemir görüşmelerde yaptığı konuşmada, "İnsanlık sanayi devriminin ardından girdiği ve yüksek hızla devam eden ilerleme sürecine 1940’lı yıllardan sonra uzaya ve başka gezegenlere erişim, böylelikle de rekabetin yeni koşullarına uzanan süreçle başlamıştır. Bu çabalar bilgisayar teknolojisinin ve uzaktan haberleşme imkânlarının getirdiği diğer koşullarla istihbarat çalışmalarını ve faaliyetlerini de derinden etkilemiştir. Belirsizliğin, düzensizliğin ve meydan okumaların fazlalaştığı mevcut zaman diliminde ise yeni bir kırılmayla daha karşı karşıyayız. Haber kaynakları ve bunların güvenilirlik derecesi her ne kadar fazla, hatta çoğu da açık alanlardan temin edilse bile analiz ve işleme yeteneği açısından teknolojinin getirdiği yüksek kazanımlar, devletlerarası verilen mücadelede fark oluşturmaktadır. Bu sebeple Milli İstihbarat Teşkilatının başta kuantum teknolojisi olmak üzere ileri nesil yapay zekâ ekosistemine sahip olması elzem hale gelmiştir. Karar alma süreçlerinde son derece değerli katkıları olan milli şuura sahip inanmış kadroların sergilediği üstün gayretler kadar, teknoloji ile doğru yöntemlerle harmanlanmış bir çalışma sistematiğinin, muadil istihbarat kuruluşlarıyla kıyaslandığında kendi kurumlarımızı farklı ve üstün kılmasını sağlamak gerekir. Allah, vatan, namus; yani Kur’an, bayrak ve silah üzerine edilen şerefli yeminlerin tutulması için sergilenen üstün gayretlerle verilen emeklerin hedefe tam manasıyla ulaşması için teknolojiden azami ölçüde istifade edilmelidir. Bu durum espiyonaj faaliyetleri kadar kontraespiyonaj alanında da Türk mührünün vurulması mecburiyetini doğurur. Son dönemlerde ülkemize karşı yürütülen bazı casusluk faaliyetlerinde şimdiye kadar alışılagelmedik metotların kullanıldığının anlaşılması da bizi buna mecbur kılmaktadır. Malum ve meşum yapılanmaların mensubu bulunduğu ülkelerin durumuyla, bilhassa savunma sanayimizle alakalı yürüttükleri anlaşılan uğraşları dikkate alındığında, resmi yahut özel tüm savunma sanayi kuruluşlarımızın hem fiziki hem de veri güvenliklerinin tesis edilebilmesi için ayrı bir politika geliştirilmesinin de gelinen aşamada elzem olduğu anlaşılmaktadır" dedi. "Bölgesinde lider Türkiye" Türkiye’nin, Cumhur İttifakı’nın dirayetli duruşu ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği istikrarlı yapıyla bölgesinde lider, küresel seviyede de giderek, daha da fazla söz sahibi olmayı başardığını dile getiren Özdemir, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir. Terörsüz Türkiye’nin hayata geçmesiyle beraber ülkemizin küresel bir güç olması istikametinde kararlılıkla ilerleyişinde İletişim Başkanlığımızın da sorumluluğu oldukça fazladır. Zira aynı anda beş lobi, küresel seviyede ülkemize karşı hem kamuoylarını hem de diğer ülkelerin karar alma mekanizmalarını etkileyebilmek için aktif bir faaliyet yürütmektedir. Rum, Ermeni, Siyonist ve Hindu lobilerine ilave olarak İslamofobik yapılanmalar doğrudan Türkiye’yi kötüleyecek, uluslararası itibarımıza saldıran, aziz milletimiz arasında kin ve nefret tohumları ekmek üzere FETÖ ile de işbirliği yapmak suretiyle uğraş vermektedir. Bu şartlarda gerek bölgesel ve uluslararası politikalarımız, gerekse küresel barış ve istikrarın tesisi için sürdürdüğümüz gayretlerimizin sağlıklı mekanizmalarla doğru biçimde anlatılması önemlidir. Sosyal medyanın psikolojik harekâtlar ve beşinci kol faaliyetleri için de ana mecralar haline geldiği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Dünya ile beraber ülkemiz de belirsizliklerle dolu ve öngörülemez bir iklimde artık her an tetikte ve teyakkuzda olunmalıdır. İletişim Başkanlığımız da bu anlamda yedi gün, yirmi dört saat uyanık ve şuurlu olmak durumundadır. Bu çabalarda kamu yayıncısı olarak önemli bir sorumluluğu yerine getiren TRT’nin de faaliyetlerini başarılı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türk milletinin gür sesini ve Türkiye’nin tezlerini küresel seviyeye ulaştırmada etkili bir yayıncılık anlayışı sürdüren TRT’nin milli değerlerimizden olduğu unutulmamalı, kurumsal niteliğinin yıpratılmaması için herkes gereken hassasiyeti göstermelidir" ifadelerini kullandı.