EKONOMİ - 11 Temmuz 2021 Pazar 13:02

Denizli’nin altında hazine yatıyor

A
A
A
Denizli’nin altında hazine yatıyor

14 yıldır Denizli’nin farklı noktalarında değerli taş aramaları yapan Metin Uysal, kentte elmas yatağı olarak bilinen 17 adet lamporit bulduğunu iddia etti.

Denizli’de yaşayan Metin Uysal, yaklaşık 14 yıldır değerli taş arayarak vakit geçiriyor. Çocukluk merakıyla hobi amaçlı başladığı uğraşı yıllar içerisinde farklı noktalara doğru ilerlemesine neden oldu. Uysal yıllar içerisinde okuduğu yerli ve yabancı akademik yazıların ardından Türkiye’de olmadığı belirlenen elmaslar üzerine yoğunlaşmaya başladı. Uysal’ın arazide yıllarca yaptığı araştırmaların sonucunda Denizli’de elmas kaynakların olduğunu iddia etti.

Kimberlit ve lamporitlerin elmas kaynağı olduğunu belirten Uysal, kendi keşifleri sonucu 17 adet lamporit bulduğunu söyledi. Bazı akademik kaynaklarda 5 ilde lamporit varlığından söz edildiğini belirten Metin Uysal, “Türkiye’de kimberlit belki yok, şu ana kadar bulunmadı. Ama Türkiye’de lamporitler var, bunu söyleyen ben değilim. Benim kendi çabamla bulduğum Denizli’de ki lamporitler 17 adettir. Ama Batı kaynaklarında akademik kaynaklarda, bunun içerisinde yerli hocalarımızda var. Batı Anadolu’da 5 ilimizde bunlar Uşak, Isparta, Kütahya, Afyonkarahisar ve Muğla’da lamporit zaten bulunmuş. Ama lamporitler tek başına bulunmaz, kimberlit gibi değildir. Dünya tecrübesi bize gösteriyor ki bir tane bulunduğu zaman en az 11 tane ve ya 30-40 adet daha etrafında olduğunu gösteriyor. O bölgede 20-25 kilometrelik bir çap içerisinde lamporit vardır. Bunlar dallanmış şekillidir, birbirine bağlıdır, aynı kökten veya aynı bacadan gelirler. Dolayısıyla bir tane bulduğunuz zaman çok sayıda lamporit bulmuş olursunuz. Elmas bulma oranı da yüzde 10 civarındadır. Yani yüzde 10’da her 10 tane yerde 1 tane elmas çıkar. Türkiye’de şuanda demek ki en 170-180 tane lamporit var demektir. Ben buralara dikkat çekmek istiyorum” dedi.

Denizli’nin altında hazine yatıyor

“Türkiye’de elmas var, niye biz bundan faydalanmıyoruz”

Elmas kaynağı olduğunu düşündüğü alanların analizlerini yaptığını belirten Uysal, “Türkiye’de lamporit vardır, lamporitler de elmas bulunur. Ayrıca elmasın dışında değişik diğer maddeler altın, volfram gibi değerli metal veya değerli maden yakut, safir, zümrüt gibi diğerleri de bulunur. Burada elmasta vardır. Türkiye’de elmas var, niye biz bundan faydalanmıyoruz. Benim bulduğum lamporit olmadı diyelim. Zaten ülke de 5 tane bulunmuş daha da fazla olacağını düşünüyorum. Bunların yurt içi ve yurt dışı analizlerini yaptırdım. Çok ilginçtir, lamportilerin olduğu bölgede ki kayaç yapısıyla 5-6 kilometre dışında kayaç yapısı farklıdır. Biri ultra bazik yapıda diğeri ise felsik yapıdadır. Yani birisinde silisyum miktarı çok fazla diğerinde çok düşüktür” ifadelerini kullandı.

Bu durumu Türkiye’ye duyurmak gerektiğini belirten Uysal, “Bunu Türkiye’ye duyurmamız lazım, özellikle devlet başkanından, yöneticilerin, MTA’nın ve buraya geldiklerinde yanlış değerlendirdiklerini düşünüyorum. Biz madenden anlarız, bazı örnekler aldılar gittiler. Her an gibi bir sonuçta söylemediler. Bu işte kim yetkiliyse devlet başkanımıza sesleniyorum bizim bir iddiamız vardır, bunu Türkiye’mize kazandıralım. Türkiye’nin şiddetle buna ihtiyacı var. Bu değerli taşlarımızı, elmasımızı veya diğer madenlerimizi kendimiz çıkartalım, kendimiz faydalanalım ve halkımız faydalansın” diye konuştu.

Fadıl Pişkin - Semih Can Yılmaz
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Kadın sağlığında kritik mesaj: Tek belirtiyle kanser kararı verilmez Kadınlarda görülebilen bazı jinekolojik kanserlerde erken farkındalığın önemine değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı, tek bir belirtiyle kanser tanısı konulmasının doğru olmadığı, her bireyin durumu, tıbbi öyküsü ve muayene keşifleriyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Özel Adatıp Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Camuzcuoğlu, kadınlarda görülebilen bazı jinekolojik kanserlerde erken farkındalığın önemine değindi. Camuzcuoğlu, bu hastalıkların her zaman belirgin bir şikayetle başlamayabileceğini belirterek, "Bazı kadınlarda hiçbir belirti olmazken, diğerlerinde çok hafif ve belirsiz şikayetler görülebilir. Bu sebeple kişinin kendi döngüsünü ve vücudunu takip etmesi önemlidir" dedi. "Tek bir belirtiyle kesin netice çıkarmak doğru değildir" Adet dışı kanama, cinsel ilişki sonrası kanama veya ağrı, pelvik bölgede uzun süreli rahatsızlık, karında şişlik veya baskı hissi, açıklanamayan kilo kaybı, gibi keşifler her zaman kanserle ilişkili olmadığını belirten Prof. Dr. Camuzcuoğlu, "Tek bir belirtiyle kesin netice çıkarmak doğru değildir. Her bireyin durumu, tıbbi öyküsü ve muayene keşifleriyle birlikte değerlendirilmelidir. Her kadının risk faktörü ve sağlık geçmişi farklıdır. Bu sebeple değerlendirme süreci kişiye özel yapılmalıdır" diye konuştu.
Konya Karısını 22 bıçak darbesiyle öldüren zanlı, "Kolumda Ebru yazıyor" diye kendini savundu Konya’da özel ders vermeye gittiği sitenin önünde boşanma aşamasındaki öğretmen karısını öldüren zanlı, indirimsiz ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Yargılandığı davada son sözü sorulan katil zanlısı, "Bana iftira atıyorlar hatta kolumda ’Ebru’ yazıyor. Başında ve sonunda sonsuzluk işareti var. Kayınvalidem yüzünden yuvamız bozuldu" diye kendini savundu. Olay, 25 Ekim saat 18.30 sıralarında merkez Meram ilçesi Havzan Mahallesi Ebussuud Efendi Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Abdullah Küçüktaşdemir (47), boşanma aşamasındaki eşi özel bir eğitim kurumunda öğretmen olan Ebru Küçüktaşdemir’i (45) özel ders vereceği site önüne kadar takip etti. Burada ikili arasında çıkan tartışmada Abdullah Küçüktaşdemir, yanında bulunan bıçakla Ebru Küçüktaşdemir’i vücudunun çeşitli yerlerinden 22 bıçak darbesiyle yaraladı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Polis ekipleri şüpheliyi etkisiz hale getirirken, olayda ağır yaralanan kadın ilk müdahalenin ardından kaldırıldığı Meram Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Gözaltına alınan zanlı koca, ifadesinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Konya’yı terk et mesajı atmış Konya Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturmasını tamamlarken, tutuklu olan zanlı hakkında ’kadına karşı tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle dava açıldı. Hazırlanan iddianamede katil zanlısı kocanın eğitim fakültesindeki eğitimini yarıda bırakmasına rağmen, yıllardır özel dershanede Türkçe öğretmenliği yaptığı belirtildi. Zanlının telefonunda yapılan inceleme sonrası olay günü Ebru Küçüktaşdemir’e, "Cezaevinden başka yer mi var, bugün bu iş bitecek. Bende her şey bitti. Aklın varsa Konya’yı terk et" şeklinde tehdit mesajları attığı ortaya çıkarken, olaydan yaklaşık 6 saat önce "Av bıçağı Konya" gibi aramalar yaptığı da iddianamede yer aldı. "Bana iftira atıyorlar, kolumda ’Ebru’ yazıyor" Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’eşe karşı tasarlayarak öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla dava açılan Abdullah Küçüktaşdemir’in yargılanmasında karar duruşması görüldü. Zanlı koca duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Mahkeme heyetince son olarak söylemek istedikleri sorulan katil zanlısı, "Ben para pul düşkünü değilim, bana iftira atıyorlar. Kolumda ’Ebru’ yazıyor başında ve sonunda sonsuzluk işareti var. Ben eşimi sonsuzluğa göndermedim. Eşimin annesi yüzünden, yuvamız yıkıldı" diye konuştu. Mahkeme heyeti, Abdullah Küçüktaşdemir’e ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verdi.