SAĞLIK - 16 Şubat 2023 Perşembe 16:34

Deprem bölgesinden gelen doktordan acı açıklama

A
A
A
Deprem bölgesinden gelen doktordan acı açıklama

1999 Depremi’nde ailesi enkaz altından çıkarılan Doç. Dr. Perçin Caşkan, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaralanan vatandaşlara şifa olabilmek için alana koştu. Bölgede yaşadıklarını anlattı.

1999 Depremi’nde ailesi enkaz altından çıkarılan Doç. Dr. Perçin Caşkan, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yaralanan vatandaşlara şifa olabilmek için alana koştu. Bölgede yaşadıklarını anlatan Doç. Dr. Caşkan, “Ailem, 1999’da enkaz altındaydı, enkaz başında beklemek nedir biliyorum. O kadar zor şartlar ki orada 6 şiddetinde artçılar olurken ameliyat masası o hızla sallanırken bile düşündüğüm tek şey; Allah benim çocuklarıma da ameliyat ettiğim çocuklara da acısın. Şaşırdığım hiç bir şey olmadı, 1999 Depremi’ndeki şeyleri yaşadım, sadece işimi yaptım. Çünkü çıkarılan çocukların bile hepsi benim çocuklarıma benziyor. Sonrasında hastaneme döndüm. Burada ailesi olmayanlar, çocuklarının nerede olduğunu bilmeyen aileler var, başlı başına zor” dedi.

Geçtiğimiz pazartesi günü Kahramanmaraş'ta meydana gelen iki büyük deprem 10 ilde büyük yıkımlara neden olurken yaralı vatandaşların tedavisi de Türkiye'nin birçok noktasında devam ediyor. Depremler sonrası bölgeye ülkenin dört bir yanından doktorlar giderek hastalara şifa olmak için çabalarken Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölüm Sorumlusu Doç. Dr. Perçin Caşkan da bölgeye giderek depremzedelerle ilgilenmişti. Sonrasında yeniden İstanbul'daki görevinin başına dönen Doç. Dr. Caşkan, 1999 yılında yeni mezun bir hekim olarak görev yaptığını ve ailesinin de 1999 Depremi'nde enkaz altında kaldığını ifade etti. Doç. Dr. Caşkan, geçmişte yaşadıklarını ve bugün Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bölgede yaşadıklarını anlattı. Caşkan'ın bölgedeki çocuklara ilişkin açıklamalarıysa yürkelere dokundu.

“ Ailem 1999 Depremi'nde enkaz altındaydı, enkaz başında beklemek nedir biliyorum"

Deprem bölgesindeki izlenimlerini aktaran Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölüm Sorumlusu Doç. Dr. Perçin Caşkan, “İlk önce Adıyaman sonrasında Malatya iline uçtum. 12’nci saatte deprem alanındaydım. Kısa sürede bir sistem kurmak adına bence ilerleme kaydetmişiz, deprem başlı başına zor bir şey. Benim ailem, 1999’da Gölcük'te enkaz altındaydı. Ben hasta yakını ne demek, enkaz başında beklemek nedir biliyorum. Aynı anda eğitim ve araştırma hastanesinde çalışıyordum, o hastaları yönetmek zor bir şey, gayet iyi biliyorum. İnsanların panik haliyle yapabilecekleri şeyler çok kısıtlı. O anlamda dışarıdan destek verilmesi kesinlikle çok önemli. Gittiğimde hekim arkadaşlarımla, bütün sağlık personelleri de yapabileceğimiz her türlü şey için size destek vereceğiz dedim. Plastik cerrahi uzmanıyım, bunun dışında bir sürü şey için destek olabileceğimizi söyledik. Depremden ilk çıkanlar genelde çocuklar, zarar görenler, en çok üzüldüklerim de onlar. Plastik cerrahların ilk önce alana gönderilmesinin nedeni şu; crush yaralanması dediğimiz bir ezilme yaralanması türü var. Ezilme yaralanmalarında sıkıntı şu; enkaz altında kalan ya da bir yere sıkışan dokularda, kaslarda şişme ve zarar görme oluyor. O kasların bir şekilde kişinin kendi bedenine zarar vermemesi için uygun müdahalelerle kasların açılması gerekiyor. Benim ekibim üç kişiydi.

Depremzedelere belli kesiler yaparak kasları rahatlattık. Kasları rahatlatamazsak eğer, daha sonrasında özellikle enkazdan geç kurtarılan hastalarda oluyor. O kaslardan çevreye yayılan, vücuda zarar verebilecek bir sürü faktör var. O faktörlerin yayılmasını engellemek için ilk müdahaleleri yaptık. 112 hava ambulanslarıyla hem kendi hastanemize, hem İstanbul, Ankara ve çevre hastanelere Elazığ başta olmak üzere depremzedeleri devrettik” ifadelerini kullandı.

“Çıkarılan çocukların hepsi benim çocuklarıma benziyordu"

17 Ağustos 1999 Depremi’nde ailesinin de enkaz altında kaldığını ve bu süreçte yaşananları hem bir hekim hem de bir depremzede yakını olarak anladığını anlatan Doç. Dr. Caşkan, “Depremin altıncı gününde ben sahadan ayrıldım, kendi hastaneme geri döndüm. Altıncı günden itibarense yapılacak şeyler; geç dönemde çıkarılanlar için maalesef çok dramatik tablolar. Burada birçok hastamız var, onlar için ölen dokuların, kişinin kendi vücuduna zarar vermemesi için vücuttan uzaklaştırıyoruz. Aynı zamanda bunlardan vücuda yayılan başka faktörler olduğu için bu hastaların diyaliz gereksinimi oluyor. Birçoğunu yoğun bakımda izliyoruz. Burada ailesi olmayanlar, çocuklarının nerede olduğunu bilmeyen aileler var. Başlı başına zor bir durum. Allah yardımcımız olsun. Hastalarda ilk önce dokularını rahatlattık, kol ve bacaklarının dolaşımını sağladık. Daha sonrasında ki emin olun, bunlar bile o kadar zor şartlarda ki orada bulunduğum sırada altı şiddetinde artçılar olurken bile ameliyat masası o hızla sallanırken bile düşündüğüm tek şey; Allah benim çocuklarıma da ameliyat ettiğim çocuklara da acısın. Ben 1999 depreminde yeni mezun hekimdim. İzmit Okmeydanı'nda nöbetçiydim o gece sahaya ulaşmam beş saat sonraydı. İzmit merkezden de kendi evime Gölcük'e yaklaşık on yedi kilometre yürüyerek ulaştım. Aileme ulaşmamda yaklaşık 12 saat sürdü. Ailem evin çöken kısmından yaklaşık 3 saat sonra dışarıdaydı. Allah'tan deprem sırasında yakınlarımdan birini kaybetmedim, ama ne kaybettim; o dönem cep telefonu da olmadığı için herhangi bir anım, ilkokulum, lisem birçok arkadaşım yok. Hatırladığım çok bir şey de yok. Ben enkaz altında kalmadım, deprem bölgesine gittiğimde hiç şaşırdığım bir şey olmadı. 17 Ağustos 1999 Depremi’nin aynı şeylerini yaşadım. Ve hekim olduğum için sadece işimi yaptım. Duygusal olarak düşünebileceğim bir pozisyonda değilim. Çünkü çıkarılan çocukların bile hepsi benim çocuklarıma benziyor” ifadelerini kullandı.

Hasibe Karadağ - Alperen Baran Metecan - Armağan Yılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri’de 2025 yılında hırsızlık yüzde 39.6 azaldı Kayseri’de 2025 yılında ‘hırsızlık’ olaylarında yüzde 39.6 oranında düşüş sağlanarak, olayların yüzde 85.6’sı aydınlatıldı. Çalışmalarda, 4 milyon 420 bin TL’lik çalıntı malzeme sahiplerine teslim edildi. Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık ve Yankesicilik Büro Amirliği ekipler tarafından 2025 yılı içerisinde yapılan çalışmalar sonucu, kentte meydana gelen ‘hırsızlık’ olayları yüzde 39.6 oranında azaldı. Bahse konu ’hırsızlık’ olaylarının yüzde 85.6’sı aydınlatıldı. Kayseri’de gerçekleşen ‘evden hırsızlık’ olaylarında yüzde 47.5 düşüş sağlanarak, olayların yüzde 82.4’ü aydınlatılırken, ‘otodan hırsızlık’ konusunda yapılan çalışmalarda, yüzde 48.9 oranında düşüş sağlanıp, olayların yüzde 89.4’ü aydınlatıldı. Bir başka konu olan ‘motosiklet hırsızlık’ olaylarında yüzde 48.8 düşüş sağlanarak, olayların tamamı aydınlatıldı. Ekipler tarafından ‘işyerinden hırsızlık’ konusunda ise yüzde 12.3 düşüş sağlanırken, olayların yüzde 96.4’ü gün yüzüne çıkarıldı. Yapılan operasyonlarda yakalanan şüphelilerden; 141’i adli kontrol şartıyla serbest kalırken, 177’si de sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. Öte yandan, yakalanan şüphelilerden toplam 4 milyon 420 bin TL değerinde altın, ziynet eşyası, para, cep telefonu, bisiklet, elektrikli bisiklet, scooter ve muhtelif eşyalar ele geçirilerek, sahiplerine teslim edildi.