GÜNDEM - 27 Şubat 2023 Pazartesi 09:24

Deprem risk analizi yaptırmak isteyenlere uzmanlardan uyarı

A
A
A
Deprem risk analizi yaptırmak isteyenlere uzmanlardan uyarı

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası bina dayanıklılık testine talepte artış görülürken İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Dr. Süleyman Kamil Akın, “Vatandaşlarımız eğer binalarda kusur görürler ise mutlaka inşaat mühendisinin gözetiminde bu testleri yaptırmaları gerekiyor. Test yaptıracağız derken, yapıya da zarar vermenin önüne geçmemiz lazım” dedi.

Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin ardından vatandaşların çoğu binasının sağlam olup olmadığını araştırmaya başladı. Deprem bölgesinde yapılan araştırmalar sonrasında doğru zemin, projeyle devamında ilgili teknik ekip takibinde yapılan yapılarda, yıkımın önüne geçildiği ve hafif hasarlı olarak depremi atlattığı belirlenirken, deprem risk analizi yaptırma talebinde de artış görülüyor.

“Şu andaki panik havasını üzerimizden atmamız lazım”

Bölgede gönüllü hasar tespit grupları tarafından yapılan incelemeleri anlatan İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Dr. Süleyman Kamil Akın, “Doğru zeminde, doğru projeyle her basamağı ise ilgili teknik elemanlarca titizlikle kontrol edilmiş yapılarda, en azından yıkımın önüne geçildiğini ve hafif hasarlı bu yapıların depremi atlattığını gördük. Burada asıl olan şey mutlaka Türkiye'deki yapı stoğunun ve oluşabilecek depremlerin bu yapı stoğuna olan etkisinin araştırılması. Bunu yapmadığımız müddetçe her depremden sonra karşılaşacağımız aleni ve aşikar. Eğer yapınız doğru zemin ve projeyle, doğru teknik ekip tarafından kontrol edilerek yapıldıysa şu andaki panik havasını üzerimizden atmamız lazım. Bunu yapmadığımız müddetçe maalesef ancak kendimizi psikolojik baskı altına sokar, ruh yapımızı bozarız” dedi.

“Test yaptıracağız derken, yapıya da zarar vermenin önüne geçmemiz gerekiyor”

Risk analizi yaptırmak için binadan parça alınması için kolonlara hasar verilebileceğinin altını çizerek uyarılarda bulunan Dr. Süleyman Kamil Akın, “Karot almak için yanlış yerden karot aldığınızda, binanın donatısını kesiyorsunuz. Bu da sizin deprem performansınızı ciddi şekilde etkileyecek bir durum ortaya koyuyor. Vatandaşlarımızdan bu üstünkörü karot alım işini ortadan kaldırarak ve uzman inşaat mühendislerinin belirlediği yerlerden akredite laboratuvarlara gerekli testleri yaptırmalarını özel olarak rica ediyorum. Bu risk raporu her binaya lazım mı diye sorular geliyor. Tabii hepsine de lazım değil. Vatandaşlarımız bizi arıyorlar ve 2020 yılında başlamış inşaat, 2021 yılında teslim edilerek daireye oturmuşlar binam sağlam mı soruları geliyor. Yapı denetim var, projesi güvenilir ise zemin parametrelere doğru alındıysa en ufak çatlak da yoksa bu vatandaşlarımızın şuan panik etmesine gerek yok. Binaların bodrum zemin katlarına kırılan, dökülen bir yer var mı diye bakıp binalarını bir incelemeleri gerekiyor. Burada eğer bir kusur görürler ise mutlaka odamıza, ilgili kuruluşlara ya da akredite olmuş laboratuvarlara inşaat mühendisinin gözetiminde bu testleri yaptırsınlar. Yani test yaptıracağız derken, yapıya da zarar vermenin önüne geçmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

“İzolatörlerin özellikli ve nitelikli yapılarda ihtiyaç halinde kullanılması en doğru olanıdır“

İzolatör kullanımının uygun binalarda daha verimli olacağını belirten Akın, “İzolatör kavramı, son günlerde çok tartışılıyor. Deprem dalgaları geliyor. Bunun binaya iletilmesini azaltan bir malzeme ama doğru şekilde projelendirilmiş, 5 - 10 katlı yapılarda izolatör maliyeti ya da izolatör kullanımı eğer özellikli bir yapı değilse yani tarihi eserleri koyduğunuz bir müze veya ameliyat sırasında oluşan bir depremde ameliyata devam etmeniz gereken durumlar söz konusu değilse, çok da gerek değil. Yani her binaya izolatör koyalım dersek ne bütçesini karşılayabiliriz, ne de sonucuna ulaşabiliriz. Çok yüksek katlı yapılarda, mesela Japonya'da bu tür depremler oluyor. İyi kullanılan izolatörlerin özellikli ve nitelikli yapılarda ihtiyaç halinde kullanılması en doğru olanıdır" diye konuştu.

İbrahim Yetkin - Enver Furkan Çelebioğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.