GÜNDEM - 12 Nisan 2023 Çarşamba 14:32

Depremin merkezi Pazarcık normale dönüyor: Afetzedelerin yaraları sarılıyor

A
A
A
Depremin merkezi Pazarcık normale dönüyor: Afetzedelerin yaraları sarılıyor

İlk depremin merkezi Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde afetzede vatandaşların yaraları sarılırken, onlar da normal yaşantısına dönerek işleriyle uğraşmaya başladı.

6 Şubat'ta 7,7 büyüklüğündeki depremin merkezi Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde hayat normale dönüyor. Pazarcık koordinatörü Kırıkkale Valisi Bülent Tekbıyıkoğlu başkanlığında, devlet millet iş birliğinde depremin ilk yaşandığı günden itibaren afetzede vatandaşların yaraları sarılmaya devam ediyor. İlçede çadırlarda yaşayan vatandaşların konteynerlere geçişini sağlamak için yeni yaşam alanları oluşturuluyor. Vatandaşlar, depremlerin acısını atlatmak için çarşı merkezindeki iş yerlerinde ekonomik kazançlarını sağlamak maksadıyla mücadelesini veriyor. Belediye görevlileri de hasar alan cadde ve sokaklarda kaldırım çalımlarını sürdürüyor.

Depremin merkezi Pazarcık normale dönüyor: Afetzedelerin yaraları sarılıyor

Öte yandan, Kırıkkale'nin Yahşihan Belediyesi tarafından ilçede başlatılan kampanyayla alınan konteynerler de deprem bölgesine ulaştırıldı. Vinç yardımıyla tırlardan indirilen konteynerler, altyapısı hazırlanan alanlara yerleştiriliyor. Yahşihan Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Cemil Şerbetçioğlu, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, toplanan bağışlarla alınan konteynerlerde afetzede vatandaşların kalacağını söyledi.

"50 konteynerin son partisini de Pazarcık ilçesine teslim ediyoruz"
Depremin ikinci günüden itibaren Yahşihan Belediyesi olarak çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Şerbetçioğlu, "Belediye Başkanımız Osman Türkyılmaz'ın talimatıyla depremin ikinci günü tüm personelimizle buradaydık. Koordinatör valimizin talimatıyla da sıcak yemek, battaniye dağıtımı ve diğer faaliyetleri gerçekleştirdik. Başkanımız Osman Türkyılmaz buraya geldi. Sonra konteyner kampanyası yaptık. Yahşihan halkının bağışlarıyla 50 adet konteyner temin ettik. Bu 50 konteynerin son partisini de Pazarcık ilçesine teslim ediyoruz" şeklinde konuştu.

Depremin merkezi Pazarcık normale dönüyor: Afetzedelerin yaraları sarılıyor

"Gücümüzün yettiği kadar çalışmaya devam edeceğiz"
Depremlerin ardından çalışmaya devam ettiklerini belirten afetzede Ahmet Kaya, "Allah o günü bir daha yaşatmasın. Çok kötü bir sarsıntı oldu. Ev çöktü çökecek, yıkıldı yıkılacak derken rızkımız kesilmemiş. Evimiz büyük hasar aldı. Biz bunun kabuğunu ton hesabı soyuyoruz. Allah'ın verdiği ömür bitene kadar, gücümüzün yettiği kadar çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Depremin merkezi Pazarcık normale dönüyor: Afetzedelerin yaraları sarılıyor

"Kiraları da arttırıyorlar"
Çok büyük bir deprem yaşadıklarını ifade eden bir depremzede ise, "Yeni yeni hayata dönüyoruz. Oturduğumuz evler az hasarlı ama kiraları da arttırıyorlar. Ev sahibi de çıkmamızı istiyor" diye konuştu.
Oto cam ustası Mehmet Yönten ise, "Gün içerisinde iş bekliyoruz. Eski işler de gitti. Herkes köylere ve şehirlere gitti. Böyle bir iş de yok. Bekliyoruz ekmek davasına" ifadelerini kullandı.

Hasan Ay

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Dünyasının 123 ülkesindeki yaklaşık 4 bin öğrenci Türkçeye ‘Merhaba’ dedi Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, Açıköğretim Fakültesi bünyesindeki Türk Dili ve Kültürü Programı ile dünyanın dört bir yanındaki Türkçe öğrenmek isteyen herkese ulaşmayı hedeflediklerini belirtti. Prof. Dr Yusuf Adıgüzel, Açıköğretim Fakültesi bünyesinde hayata geçirilen Türk Dili ve Kültürü Programı’nın çevrim içi olarak gerçekleştirilen ilk dersi kapsamında öğrencilerle bir araya geldi. Yoğun katılımla gerçekleşen derste programın amacı ve kapsamına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Rektör Adıgüzel, Türk dili ve kültürünün akademik ve toplumsal önemine dikkat çekerek öğrencilere başarılar diledi. Program hakkında bilgi veren Rektör Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, "Öncelikle dünyanın dört bir yanından bizleri izleyen ve dinleyen, Türkçe öğrenmeye gönül veren tüm yeni arkadaşlarımıza ‘hoş geldiniz’ diyorum ve ‘Merhaba Türkçe’ diyerek sizleri selamlamak istiyorum. Türkçe dersini bugün ilk kez sizlerle birlikte başlatıyoruz. Bu program, Açıköğretim Fakültesi bünyesinde yürütülen bir ön lisans programıdır. Türk dili ve kültürünü öğretmeyi amaçlayan program kapsamında, öncelikle bir yıllık Türkçe eğitimi verilecek. Üniversitemizde hem yüz yüze eğitim hem de Açıköğretim Fakültesi aracılığıyla eğitim sunuluyor. Açıköğretim Fakültemiz, dünyanın en büyük ve en güçlü fakülteleri arasında yer alıyor. Anadolu Üniversitesi, öğrenci sayısı bakımından dünyanın üçüncü büyük üniversitesidir. Bu programla, dünyanın dört bir yanındaki Türkçe öğrenmek isteyen herkese, güçlü altyapımız ve Türkçe eğitimi alanında uzman akademik kadromuzla ulaşmayı hedefliyoruz. Bugün 123 ülkeden yaklaşık 4 bin öğrencimiz Türkçeye ‘Merhaba’ diyor. Biz de ilk dersimizde onlara ‘Merhaba’ demek istiyoruz" dedi. "Kültürü öğrenmenin olmazsa olmazı dil öğrenmektir" Çevrim içi derste dil öğrenmenin önemine değinen Prof. Dr. Adıgüzel, "Türkçe ya da başka bir dili öğrenirken hata yapmaktan korkmamalıyız. Cesaretle konuşmalı, yanlış yapmaktan çekinmeden dili kullanmalıyız. Türkçe konuşabileceğimiz ortamlarda, arkadaşlarımızla birlikteyken yanlış cümle kurmaktan ya da kelime kullanmaktan korkmadan pratik yaparak kendimizi geliştirmeliyiz. Öğrencilerimiz bu programla yalnızca Türkçeyi değil, aynı zamanda bir kültürü de öğrenmiş oluyorlar. Zaten programımızın adı da Türk Dili ve Kültürü Programı. Kültürü öğrenmenin olmazsa olmazı dili öğrenmek ve dile hâkim olmaktır. Türkiye’nin sahip olduğu kültür ve medeniyeti tanımanın yolu da Türkçeyi öğrenmekten geçiyor. Türkçeye duyulan ilginin önemli göstergelerinden biri de Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığıdır. YTB, her yıl Türkiye’ye 5 bin burslu öğrenci getiriyor. Sonuç olarak Türkçeye ve Türkiye’ye ilgi duyan bu öğrenciler, kendi ülkelerinde bulundukları süre içerisinde dahi Türkiye’ye gelmeden Türkçe öğrenme imkânına sahip olacak" şeklinde konuştu. "Türkçe, büyük Türk şirketlerinde çalışmak için önemli bir kapı aralayabilir" Türk Dili ve Kültürü Programı’nın sunduğu fırsatları da anlatan Adıgüzel, sözlerine şöyle devam etti: "Bu program, Türkçe bilmeyenler için A1 seviyesinden başlayarak C1 seviyesine kadar kademeli olarak ilerleyen bir yapıya sahip. Bu nedenle hiç Türkçe bilmemek bir endişe kaynağı olmamalı. Programı tamamlayan öğrencilerimiz Türkçe yeterliliklerini ileri seviyeye taşıyabilecekler. Türkçe öğrendikten sonra Açıköğretim Fakültemizde yer alan yaklaşık 50 programdan herhangi birini okuma imkânı da bulunuyor. Ayrıca Türk Dili ve Kültürü Programı, ikinci üniversite ya da çift ana dal kapsamında da tercih edilebilir. Dünyanın herhangi bir ülkesinde üniversite eğitimi alan bir öğrenci, bu programı ikinci üniversite olarak okuyabilir. Türkçe bilgisini geliştirirken aynı zamanda kendi alanındaki eğitimini de sürdürebilir. Bu yönüyle Türkçe hem kendi ülkesinde hem de farklı ülkelerde faaliyet gösteren büyük Türk şirketlerinde çalışmak isteyenler için önemli bir kapı aralayabilir." İlk ders, uluslararası öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirilen soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.