GÜNDEM - 20 Nisan 2023 Perşembe 11:30

Depremzedeler Ramazan bayramına KYK yurtlarında giriyor

A
A
A
Depremzedeler Ramazan bayramına KYK yurtlarında giriyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra şehirlerini terk edip farklı kentlere yerleşen depremzedeler, Ramazan bayramına evlerinden uzak kalarak buruk bir şekilde giriyor.

6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki yıkıcı depremlerin ardından evlerini terk eden depremzedelerden bazıları Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurduna yerleştirildi. Bayrama hüzünlü ve buruk şekilde girdiklerini ifade eden depremzedeler, ilk defa evlerinden ayrı bir yerde bayramı geçirdiklerini dile getirdi.

“Bu bayramı buruk geçiriyoruz”

Diyarbakır’da deprem gecesi evlerinin yan tarafındaki binanın hasar alması hasebiyle tedbir maksatlı KYK yurduna yerleştirildiklerini belirten depremzede Yılmaz Yılmış, hep birlikte yaraları saracaklarını söyledi. Yılmış, “Diyarbakır’da bulunan evimizin yan tarafındaki bina ağır hasarlı olduğundan dolayı, hali hazırda Diyarbakır Süleyman Bin Halid KYK Kız Öğrenci Yurdunda konaklamaktayız. Gönül isterdi ki her insan gibi biz de mutlu olabileyseydik. Ama maalesef doğal afetlerin oluşundan dolayı bu bayramı buruk geçiriyoruz. Evimizden ayrı bir yerde bayrama giriyoruz. Bu günleri de zamanla atlatacağız. Yaraları hep birlikte sarıyoruz ve devam da ediyoruz” dedi.

“Hayatım boyunca ilk defa böyle bir deprem gördüm”

49 yaşına kadar böyle bir deprem görmediğini ifade eden Yılmış, “Deprem esnasında yatakta uyurken dolabın sarsıntı sesini duyarken uyanıp hemen dışarı kaçtık. Marmara, Yalova, Elazığ gibi birçok depreme şahitlik ettik. Ama böyle bir depremi hayatım boyunca ilk defa gördüm” ifadelerinde bulundu.

“Çoğu öldü, gitti”

9 Şubat tarihinde Adıyaman’dan Diyarbakır’a geldiklerini belirten afetzede Nazif Yıldız, bayramı eş ve dosttan ayrı geçirdiklerini dile getirdi. Yıldız, “9 Şubat tarihinden Adıyaman’dan Diyarbakır’a geldik. Diyarbakır’da çok şükür Süleyman Bin Halid KYK Kız Yurduna yerleştik. Bize bu imkanları tanıdıkları için devletimizden ve milletimizden Allah razı olsun. Ramazan bayramını maalesef buruk bir şekilde geçiriyoruz. Yanında dostun, kardeşlerin yok. Çoğu öldü, gitti. Arkadaşların bazıları Adıyaman’da bazıları ise farklı şehirlerde. Bayramda gideceğimiz hiçbir yer yok. Sürekli sanki bir boşluktayız. İnşallah zamanla iyi olacağız. İlk defa Diyarbakır’a geliyoruz. Diyarbakır’a gelişimize keşke deprem felaketi neden olmasaydı. Keşke gezmek için gelseydik” diye konuştu.

Muhammet Hüseyin İçli - Aziz Ulam

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.