ÇEVRE - 18 Nisan 2022 Pazartesi 16:40

Dereyi kırmızıya boyayan fabrikaya en üst sınırdan ceza

A
A
A
Dereyi kırmızıya boyayan fabrikaya en üst sınırdan ceza

Tekirdağ’da Marmara Denizine akan dereyi kırmızıya boyayan plastik ve geri dönüş fabrikasına 1 milyon 799 bin 779 TL ceza kesilerek, fabrika faaliyetten men edildi.

Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi ilçesinden Marmara Denizi'ne akan Kamara Deresi kırmızı renge bürünmesi üzerine Marmaraereğlisi Çevre Gönüllüleri Platformunun ihbarı üzerine Tekirdağ Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ekiplerince bölgede çalışma yapılarak, derede numune alındı. Bölgede yapılan araştırmalarda kırmızı kirliliğin ‘Plastik çapak yıkama ve granül üretimi’ yapan Astan Geri Dönüşüm Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti. isimli plastik geri dönüşüm fabrikasından geldiği tespit edildi.

Tekirdağ Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından fabrikanın tüm faaliyetleri süresiz men edilirken, aynı zamanda fabrikanın geri kazanım konulu çevre lisansının bulunmaması ve arıtılmayan atık sularını dereye vermesi sebebiyle en üst sınırdan 1 milyon 799 bin 779 TL ceza kesildi. Ayrıca Marmara Cumhuriyet Başsavcılığına da kirliliğe sebebiyet veren plastik geri dönüşüm fabrikası hakkında suç duyurusunda da bulunuldu.

Dereyi kırmızıya boyayan fabrikaya en üst sınırdan ceza

Tekirdağ Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Kaan Sinan Tohumcu, “Fabrikanın önünde açıklamada bulunan Dün ekiplerimiz bölgeye intikal edip derede gerekli incelemeleri yaptı. Bir tesisten kırmızı atık suyun dereye akıtıldığı tespit edildi. Tesiste yapılan denetimlerde tesisin Çevre İzin ve Lisans Belgesine tabi olduğu halde lisansının olmadığı tespit edildi. Arıtılması gereken atık suyu direk dereye deşarj ettiği için kanundaki en üst sınırdan kasıtlı olarak su arıtılmadan dereye akıtıldığı için 1 milyon 799 bin lira ceza idari para cezası uygulandı. İşletme süresiz olarak faaliyetten men edildi. Şu anda ekiplerimiz tarafından mühürleme işlemleri uygulanıyor. Ayrıca çevreyi kirlettiği için tesis hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Şu an tesisten dolayı kirlenen derede temizleme çalışması yapılmaya başladı. Bu dere Marmara denizine ulaşılıyor ve Marmara Denizi özel çevre koruma alanı yapılan kirlilik ile ilgili ceza kanundaki en üst sınırdan uygulandı. Analiz sonuçlarını bekliyoruz ilk tespitlere göre kimyasal atık olmadığı belirlendi. Analiz sonuçları çıkınca kesin sonuç belli olacaktır. İmar planında yer kentsel çalışma alanı olarak görünüyor. Onun için kentsel çalışma alanlarında atık imalat ve patlayıcı depolama alanalar yapılabilir. Bu tesisin burada faaliyet yapması uygun değildir. O yüzden kalıcı olarak tamamen tesisin faaliyeti durduruldu” dedi.

Halil Dağ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.