GÜNDEM - 30 Mayıs 2017 Salı 08:18

“Devlet darbeyi biliyordu” söyleminin ardındaki gerçek

A
A
A
“Devlet darbeyi biliyordu” söyleminin ardındaki gerçek

Muhalefetin ve güdümündeki yazarların FETÖ’cü fişteklemesiyle dolaşıma soktuğu “Devlet darbenin olacağını biliyordu” ya da “Kontrollü darbe” tarzı söylemlerinin perde arkasını Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur ortaya çıkardı. İşte dikkat çeken o yazı.

Muhalefetin ve güdümündeki yazarların FETÖ’cü fişteklemesiyle dolaşıma soktuğu “Devlet darbenin olacağını biliyordu” ya da “Kontrollü darbe” tarzı söylemlerindeki karın ağrısının sebebini biliyorsunuz değil mi?

1-Devlet darbeyi önleseydi bu kadar adamımız (FETÖ’cüler) tutuklanmaz ve elimiz kolumuz bağlanmazdı.
2-Tayyip Erdoğan da bu denli güçlenmezdi.

Hürriyet gazetesinin on keredir darbe günü MİT’e gidip “Hakan Fidan’ı alacaklar, çok kan dökülecek” ihbarı yapan Binbaşı O.K’nın kendisini sorguya çekenlerin “Anlamı nedir Hakan Fidan’ı almak istemelerinin” sorusu üzerine “Bilmiyorum, belki darbe yapacaklardır” demesi ise dayandıkları argüman.
Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz bunu Cem Küçük’ün dediğine göre 53. kez yazmış durumda. Kahve dövücüsünün hık deyicisi Ertuğrul Özkök de onun yazdıklarını alıntılayıp tekrar ediyor sürekli. Daha başkaları da var tabii.
Artık ismini utanma, ahlak, şeref, ar ve namus kavramlarıyla yan yana getiremeyeceğimiz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “Kontrollü darbe” safsatasına sarıldığına göre dilimizde tüy bitse de tekrar tekrar söyleyeceğiz.

GERÇEKLER ACITIR

Neyse geçelim ve biz o güne ve öncesine yeniden bakalım:

1-MİT kuruma ihbar için gelen Binbaşı O.K’yı “Kontrollü darbesi”ne(!) engel olarak görseydi onun adını bile bilmiyor olurduk bugün.
2-MİT, O.K’yı ciddiye aldı ama aynı zamanda her istihbarat örgütünde olması gerektiği gibi kafalarındaki soru işaretlerini giderinceye dek sorguya çekti. Hele FETÖ söz konusuyken. Bu sorguda O.K’nın “darbe de olabilir” demesinin ya da dememesinin hiçbir önemi yok. Çünkü “Hakan Fidan’ı almaya gelecekler, çok kan dökülecek” ihbarı bile yeterliydi. MİT de bunun gereğini yaptı. İsteyen meselenin sonraki safahatını Hürriyet’te Sedat Ergin’in yazısından okuyabilir.
3-MİT bu meseleyi ciddiye aldığı için Genelkurmay Başkanı’na intikal ettirdi. Onlar da askerî havaalanlarını uçuşa kapattılar, askeri malzemelerin kilitlenmesi talimatını verdiler. Ama o vakte kadar FETÖ’cüler hazırlıklarını son derece kapalı ve meşru nedenlerle gerekçelendirerek yaptılar. İsteyenler hazırlıkların nasıl örtülü biçimde yapıldığını ve tam bir darbe hazırlığı olduğunu yine Sedat Ergin’in yazılarından okuyabilirler.
4-Yani MİT ve Genelkurmay, Binbaşı O.K “Darbe olabilir” deseydi de, demeseydi de eldeki verilerle AYNI TEDBİRLERİ alacaklardı, daha başka değil. Zaten O.K dinleme cihazıyla FETÖ’cülerin yanına gittiğinde darbe hazırlığına ilişkin bir somut işaret alınamadığı o Binbaşı’nın ifadesinden anlaşılıyor.
5-MİT, darbeden aylar önce bylock’u tespit etmiş ve çalışmalarına çoktan başlamıştı. Bir istihbarat örgütü olduğuna göre TSK içindeki ve emniyetteki FETÖ’cüleri de doğal olarak izliyordu. Bu bilgiler Genelkurmay ve devletin üst kademeleriyle paylaşılıyordu.
6-Öte yandan FETÖ yapılanmasının şüpheli isimlerinin hareketlilik içinde olduğu ve çeşitli toplantılar yaptığı da edinilen bilgiler arasındaydı. Hatırlayacaksınız darbe girişiminden 4 ay önce “Cemaatçi Askerlere Son Uyarı; Tavuk Tarda Sayılır” başlıklı yazımda belirttiğim gibi devlet bunları izliyor ve suç işlemelerini bekliyordu. Ama SUÇ TARİHİNİ bir türlü tespit edemiyordu.
7-Devlet bu esnada bylock verileriyle ve TSK içindeki çalışmalarıyla tespit edebildiği FETÖ’cüleri kurumlardan temizlemeyi düşündü ama başta CHP Genel Başkanı olmak üzere FETÖ’cülerin kışkırttığı siyasetçiler ve medya “AKP, TSK ve emniyete kendi kadrolarını yerleştirmek için FETÖ’cü adı altında tasfiyeye başladı” diye derhal yaygaraya başlayacaktı. Bu nedenle YAŞ’ın beklenmesine karar verildi.

EVET! SONUÇTA TAVUKLAR “TAR”DA SAYILDI

Devlet suç tarihini kesin olarak bilseydi şüphesiz önlemini daha hazırlıklı olarak alırdı ve onları doğduklarına pişman ederdi. Ortaya çıkan tüm aksaklıkların ve acemiliklerin bugün çok fazla göze batmamasının nedeni ise hiç hesapta olmayan, FETÖ’cülerin darbe öncesi imalarından da anladığımız üzere HALKIN DARBEYE KARŞI DİRENİŞİ idi.
Devlet’in; suç tarihini kesin olarak bilseydi Mete Yarar’ın dediği gibi bir HAZIR KITASI olurdu. Bu nedenle o kontrollü darbe diyen zevzeklere soruyoruz, “Hani, nerede bu kontrollü darbenin hazır kıtası?” diye. Hazır kıta halktı; sokaklardaki, meydanlardaki, köprülerdeki milyonlardı.
Ama yine de sonuçta tavuklar “tar”da sayıldı. Halkımızın, polisimizin, darbeye katılmayan askerlerimizin sayesinde darbe girişimi başarısız oldu.

HÜRRİYET’İN MAYIS SIKINTISI

Yani, darbe girişiminin başarısız olması ve on binlerce FETÖ’cünün etkisiz hâle getirilmesi bütün karın ağrınız. Ve tabii tüm kepazeliğiniz.
Şimdi hastalıklı biçimde sahtekârlıklar ve münafıklıklar yapıyorsunuz. Hakan Fidan ve Hulusi Akar üzerinden “kontrollü darbe” imalarıyla Erdoğan’ın çevresini, güvendiği adamları itibarsızlaştırarak boşaltmaya çalışıyorsunuz.
Ama yemezler.
Unutmayın, bu satırları darbe günü Hakan Fidan’ı Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nı haberdar etmediği için 15 Temmuz’dan birkaç gün sonra sert bir şekilde eleştiren ben yazıyorum.
Bu yüzden tavsiyem şu:
Mehmet Yakup Yılmaz ile Ertuğrul Özkök namuslu gazetecilik yapmak istiyorlarsa kendi gazetelerindeki Sedat Ergin’in son 10 gündür yazdıklarını okusunlar.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Depremzede kadınların elinden çıkan amigurumi bebekler, 300 ile bin 300 TL arasında alıcı buluyor Hatay Halk Eğitim Merkezi tarafından depremden etkilenen kadınlar için düzenlenen el sanatları kursları afetzede vatandaşlara moral olurken, aile bütçelerine de katkı sağlıyor. Kadınların elinden çıkan amigurumi bebekler, 300 TL ile bin 300 TL arasında alıcı buluyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkımın en çok olduğu yer Hatay olmuş, 25 bine yakın insan vefat etmişti. Afetzede kadınlar, psikolojik travmayı atlatmak için Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan el sanatları kurslarına yöneliyor. Kadınlar kurslarda; amigurumi oyuncaklar ve çantalar gibi ürünler yaparak hem moral buluyorlar hem de aile ekonomilerine katkıda bulunuyorlar. Haftanın 5 günü devam eden kursa gelen kadınlar, yeni beceriler kazanıyorlar. Kadınların elinde ince ince işlenen amigurumi bebekler, 300 TL ile bin 300 TL arasında alıcı buluyor. "Bizim bu depremi atlatabilmemiz için uzun seneler lazım" Kursta revaçta olan amigurumi oyuncaklar ve çantalar yaptıklarını söyleyen Halk Eğitim Merkezinden Usta Öğretici Serpil Güven, "Burada bayanlara el sanatları dersi veriyorum. Burada biz bayanlara yönelik onların hem morallerini hem yaşantılarına biraz renk getirmek amacıyla beceri kursları veriyoruz. Bunlardan ürettiklerini satabilme en azından aile ekonomisine katkıda bulunabilmeleri için çeşitli ürünler yapıyoruz. Şu an revaçta olan amigurumi oyuncaklar ve çantalar yapıyoruz. Bunları da pazarlıyoruz. Kursumuz haftanın 5 günü var. Kursa öğlen başlıyoruz, ikindin 5 gibi bitiriyoruz. Deprem psikolojisini bir nevi atabiliyorlar. Bizim bu depremi atlatmamıza uzun seneler lazım. Zamanla atlatılacak şu an burası onlar için moral deposu olarak düşünüyorum" dedi. "Hayallerle uyuyup hayallerin olmadığı bir sabaha uyandık" Kursun yorucu değil tam tersi iyileştirici olduğunu dile getiren Hatice İnanç ise, "6 Şubat depreminde çok ağır şeyler yaşadık. Hayallerle uyuyup hayallerin olmadığı bir sabaha uyandık. Çoğu insan ailesini, çocuğunu, eşini kaybetti. Kendi bedeninden kolunu, bacağını kaybeden insanlar gördük. Çaresizliği gördük. Biz o sabah kıyameti yaşadık. Burada depremzede bayanların kendilerini iyileştirmeleri için Halk Eğitim Merkezi tarafından amigurumi el sanatları kursu açıldı. Peluş ayıcıklar, bebekler, çantalar, sepetler, ceket ve hırka yün olarak her şeyi yapıyoruz. Yaklaşık 5 aydır kursumuz var 5 ayda çıkarttığımız ürünleri burada sergiliyoruz. Fiyat aralığı 300 TL ile başlayıp bin 300 TL civarına kadar çıkabiliyor. Yaptığımız ürünlere göre fiyat aralığı değişiyor. Kurs yorucu değil tam tersi iyileştirici bir iş, biz bunları işleyerek, psikolojik yönden kafamızı biraz toparladığımız için bize yorucu gelmiyor. Severek yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Adana Hayali hostes olmaktı trafik kazası hayatını kararttı Adana’da arkadaşlarının ısrarı üzerine gece dışarı çıkınca bindiği otomobilin tıra arkadan çarpması sonucu hem bedensel engelli kalan hem de konuşma kabiliyetini kaybeden genç kızın hayali hostes olmaktı Edinilen bilgiye göre kaza, Sarıçam ilçesine bağlı Ahmet Zenbilci Bulvarı’nda 10 Aralık günü meydana geldi. Tofaş marka 20 AGR 112 plakalı otomobilin park halindeki 01 CTV 81 plakalı tıra arkadan çarptığı kaza anbean güvenlik kameralarına yansıdı. Kazayı gören vatandaşlar durumu sağlık, polis ve itfaiye ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri araç içerisinde sıkışan 5 kişiyi çıkarttı. Kazada hastaneye kaldırılan bir kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamazken 4 kişi ağır yaralandı. Ağır yaralılardan biri olan Firdevs Erol (16) ise yapılan tedaviler sonucunda hayata tutundu. 10 Aralık tarihinde gerçekleşen kazada ağır yaralanan Erol, en büyük hayali hostes olmaktı. Doktorlardan alınan bilgiye göre kazada ağır yaralanan Erol’un tekrar yürüyebilmesi için 2 yıl boyunca fizik tedavi görmesi gerekecek. Aynı zamanda Erol konuşma kabiliyetini de kaybetti. “İşe giderken izin istedi vermedim, kaza haberini aldım” Olay günü işe giderken kızının kendisinden dışarı çıkmak için izin istediğini fakat izin vermediğini ifade eden Hatice Atay (35), “İzin vermemiştim fakat arkadaşlarının ısrarı ile çıkmıştı. İşyerine vardığımda arkadaşları kazanın olduğunu arayıp bana söylediler. 2 ay yoğun bakımda yattı şu an tedavilerine evde devam ediyoruz” diye konuştu. “Kızımın durumundan kaynaklı işten ayrıldım” Kızının durumundan dolayı ona bakmak için işten ayrıldığını belirten Atay, “Şu an evdeyim, çalışmadığım için de maddi durumumuz biraz kısıtlı ama elimden geldiği kadar kızımı desteklemeye çalışıyorum” dedi. “Kızımın en hızlı şekilde iyileşmesini istiyorum” Çeşitli yardımlarla Firdevs’i fizik tedaviye götürdüğünü ifade eden Atay, “Şu an kızım fizik tedavi alıyor. Fizik tedavi almasının en büyük sebebi çevremin, ailemin yardımcı olması, onların desteği olmasa buralara kadar gelemezdik. Şu an kızımın daha hızlı iyileşmesini istiyorum. Özel doktora götürmek tabi ki isterim fakat imkanlar el vermiyor. Devlet hastanelerinde ki doktorlar da çok güzel ilgileniyor fakat onların vakitleri kısıtlı olduğu için pek fazla ilgilenemiyorlar" ifadesini kullandı “Firdevs’in en büyük hayali hostes olmaktı” Kızının çok hareketli cıvıl cıvıl olduğunu ve en büyük hayalinin hostes olduğunu söyleyen Atay, “Hostes olmak için son senesini dışardan okuyup hostes olmak için hazırlanıyordu. Allah izin verirse tedavilerinin ardından da hostes olacak kızım. Bu hayalini gerçekleştirebilmesi için doktorlar tedavi sürecinin tedaviye bağlı olarak 1-2 sürebileceğini söylediler” diye konuştu.