EKONOMİ - 11 Ekim 2016 Salı 10:01

Dikkat! Bunu yapan işsizlik maaşı alamaz

A
A
A
Dikkat! Bunu yapan işsizlik maaşı alamaz

Çalışan ve işverenin anlaşmalı şekilde iş sözleşmesini sonlandırması (ikale sözleşmesi) yöntemi son dönemde özellikle sık sık iş değiştiren genç kesimce tercih ediliyor ve yaygınlaşıyor. Bu durumda tazminat ve diğer alacaklar ortak bir anlaşmayla ödeniyor. Ancak burada unutulmaması gereken husus; 'ikale'yle işten ayrılan kişi işsizlik maaşı alamıyor.

Akşam gazetesinden Okan Güray Bülbül'ün köşesinde paylaştığı yazı şöyle:

Son dönemde işyerlerinde iş ilişkisinin her iki taraf için de sorun doğurmayacak şekilde sonlandıracak bir yöntem olarak ikale (anlaşmalık) sözleşmeleri dikkat çekiyor. Son dönemde çalışma hayatında ikale sözleşmelerinin sayısı da hızla artıyor. İkale sözleşmesi, iş ilişkisinin sonlanması için imzalanan yeni bir sözleşmedir. İşverenler İş Kanunu'ndaki fesih nedenleri doğmadığı halde anlaşamadıkları çalışanları çıkarmak istedikleri ya da fesih nedenleri doğsa da dava sürecinin ek maliyetlerine katlanmak istemedikleri durumlarda işçilere ikale sözleşmesi öneriyorlar. Bu sözleşmede işçi ve işveren, iş ilişkisinin hangi şartlarda sonlandırılacağını kararlaştırıyorlar.

İŞÇİ BİLGİLENDİRİLMELİ

İkale işçi ve işveren arasında iş ilişkisinin sonuçlanması için imzalanan bir sözleşme olduğu için işçinin ikalenin sonuçları hakkında bilgilendirilmesi ve sözleşme içeriğinin çalışanın haklarını ihlal etmemesi gerekmektedir. Aksi takdirde imzalanan ikale geçerli olmayacaktır. İkale sonucu işçinin kaybedeceği bir hakkı bulunuyorsa işçinin kaybedebileceği hukuki olanaklara ilişkin açıklamanın yapılması gerekmektedir.

NE KADAR ÖDEYELİM?

İkale imzalamak isteyen işverenin işçiye iş ilişkisinin sonlanması için ödeyeceği tazminat ve diğer tutarlarla ilgili olarak bir öneriyle gitmesi ve bu önerinin işçinin sağlayacağı makul yarar ile orantılı olması gerekmektedir. İkale sözleşmesinde kararlaştırılması gereken makul yarar, işçinin iş güvencesi kapsamında olup olmamasına göre değişmektedir. En az 30 işçinin çalıştığı işyerlerinde altı aydan daha fazla süredir çalışan ve üst düzey işveren vekili olmayan çalışanlar iş güvencesinin kapsamına girmekteler. Çalışan bu kapsamda ise sözleşmesinin feshi halinde elde edebileceği tutarlar daha yüksek olduğundan ikale sözleşmesinde sağlanan yararın da o oranda yüksek olması gerekmektedir.

SIK SIK İŞ DEĞİŞTİREN Z KUŞAĞINDA HIZLA ARTIYOR

Özellikle Z kuşağına mensup gençlerin sayıca çok arttığı günümüz çalışma hayatında, ikale sözleşmelerinin sayısının her geçen gün arttığını görüyoruz. Çabuk iş değiştiren ve mahkemelerde zaman kaybetmek istemeyen bu kuşak, işverenle ikale imzalamaya sıcak bakıyor. Bu şekilde ikale imzalayan çalışanlar hem eski işinden sorunsuz bir şekilde ayrılmış oluyor, hem de uzun süreler sonunda alıp alamayacağı belli olmayan bir tazminatı işten ayrıldığında hemen almış oluyor. Bu şekilde yeni işverenine de, 'ben sorunlu bir çalışan değilim' imajı veriyor.

İSTİFA MI SAYILIYOR?

İşten çıkış kodu işsizlik maaşını belirler. İşten kendi isteğiyle ayrılan işçiler işsizlik maaşı alamazlar. Bu açıdan ikale imzalayan işçiler de işlerinden kendi istekleriyle ayrılmış sayılırlar ve işsizlik maaşı alamazlar. Öte yandan ikale için ayrı bir fesih kodunun tanımlanması da gerekebilir.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Eğitim Bir Sen Antalya Şubesi’nden büyükşehir tazminatı talebi Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Meslek Kanunu ile ilgili düzenlemeyi hayata geçirmesini beklediklerini belirtirken, memurlara yönelik Büyükşehir tazminatı talebini de yineledi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili sorular üzerine Türkiye’de öğretmenlerin nitelikleri ve seçiminden hizmet içi eğitimine kadar birçok konuyu kapsayan yeni bir düzenleme yaptıklarını belirtti. Tekin, “Kanun, öğretmenlerin ve yöneticilerin hak, ödev ve sorumlulukları, öğretmenlik mesleğinde kariyer, eğitim çalışanlarının şiddetten korunması, öğretmenlerin hizmet içi eğitimi gibi konuları kapsayacak" dedi. "Tazminat talebimizi yineliyoruz" Bakan Tekin’in yaptığı açıklamanın ardından, Türkiye’de yetkili sendika olan Eğitim Bir Sen’in Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, meslek kanunu ve büyükşehir tazminatı ile ilgili konuştu. Memur Sen Antalya Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Eyüp Bülent Miran, "Geleceğimiz ve gençlerimiz için daha iyi bir eğitim sistemi, eğitim çalışanlarımız için daha sistematik bir çalışma hayatı için atama bekleyen öğretmen adaylarının sesi duyulmalı, umut ışığı olunmalı; Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndaki sorunlar çözülmeli, eksilikler tamamlanmalı; kendi gelirinden harcama yapan akademik personelin ücret adaletsizliği giderilmeli, alım güçleri yükseltilmeli; üniversite idari personelinin yer değişikliğinde sonuca varılmalı, her aşamada dile getirdiğimiz YHS’nin GİH’e geçirilmesi sağlanmalı, beklentiler karşılıksız bırakılmamalıdır. Öte yandan Büyükşehirlerde görev yapan kamu çalışanlarına Büyükşehir tazminatı verilmesi yönündeki beklentimiz sürmektedir. Ev sahibi-kiracı kavgalarının mahkemelerin yükünü artırdığı bir dönemde bu talebi önemsiyoruz. Sahil şeridinde, turizm beldelerinde oradaki ev ve kira fiyatları ciddi yükseldiğini görüyoruz. Bu nedenle sendika olarak bu talebimizi yineliyoruz" dedi.
Antalya Antalya Bilim Merkezi’nde yapay zeka teknolojileri anlatıldı Antalya Kepez Belediyesi’nin Antalya Bilim Merkezi, Doç. Dr. Mehmet Hacıbeyoğlu’nu öğrencilerle buluşturdu. Hacıbeyoğlu, yapay zeka tekniklerinin kullanım alanları, uygulamaları, geliştirme araçları, dezavantaj ve etkileri hakkında öğrencileri bilgilendirdi. Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehmet Hacıbeyoğlu, Kepez Belediyesi’nin Dokumapark’ta hizmete açtığı Antalya Bilim Merkezi’nde yapay zeka teknolojilerini anlattı. Lise öğrencilerinin dinleyici olarak katıldığı söyleşide, yapay zekanın günümüzde ve gelecekteki rolüne dair önemli değerlendirmelerde bulunan Mehmet Hacıbeyoğlu, bilişim alanındaki talebin giderek arttığını ve bu talebin dünya genelinde olduğunu belirtti. Hacıbeyoğlu, özellikle pandemi sürecinde uzaktan çalışmanın popüler hale gelmesiyle birlikte, bilişim mesleklerine olan ilginin de arttığını ifade etti. Bilişim sistemleri üzerine yeni meslekler Artık her şeyin yazılımla, yapay zeka ile yapılmaya başlandığına dikkat çeken Doç. Dr. Hacıbeyoğlu, okuduğu bir makaleden örnek vererek konuşmasını sürdürdü: "Önümüzdeki 20 yıl içinde dünyadaki mesleklerin yüzde 20’si bitecek. İnsanların para kazanmak için yaptıkları ara işlemleri artık bilgisayar sistemleri, robotlar yapmaya başlayacak. Bunun yanında yeni meslekler ortaya çıkacak. Ortaya çıkacak yeni mesleklerin büyük bir kısmı da bilişim sistemleri ile ilgili olacak." Yapay zeka ile endüstride hız ve kalite artışı Son yıllarda giderek popülerliği artan yapay zeka teknolojilerine değinerek sözlerine devam eden Doç. Dr. Mehmet Hacıbeyoğlu, ayrıca devletlerin, kurumların ve özel firmaların yapay zeka teknolojilerine yatırım yapmaya başladığını ve bunun gelecek için umut verici olduğunu vurguladı. Hacıbeyoğlu, yapay zekanın endüstriyel alanlardaki kullanımının hız ve kalite artışına yol açtığını, endüstriyel robotlar, otomasyonlar ve yazılımların insanların yerine geçmeye başladığını ifade etti. Ancak, teknolojinin doğru kullanımının da önemli olduğunun altını çizerek, yapay zekanın etik ve insanlık için potansiyel risklerini de anlattı. Teknoloji doğru kullanılmalı Hacıbeyoğlu, "Önemli olan teknolojinin gelişmesi değil, önemli olan teknolojinin kullanım alanlarıdır. Hidrojen bombası yapılan teknolojiyle bir denizaltının 100 yıl boyunca enerjisini sağlıyorsunuz. 100 yıl boyunca deniz altı, yüzeye çıkmadan dünyada enerjisi bitmeden gezebilir. Aynı teknolojiyle bir bombayı insanların üzerine atarak 50-100 bin kişiyi öldürebilirsiniz. Bunu iyi bir amaçla, bir taşıtın yakıtını üretmek içinde kullanabilirsiniz. Evet teknoloji gelişiyor, ama siz bu teknolojiyi hangi amaçla kullanıyorsunuz. Örneğin bir robota ev işleri yaptırabilir. Yük taşıtabilir, ağır işlerde, hasta bakımında kullanabilirsiniz. Robotları savaş içinde yapabilirsiniz. Robotların insanları öldürmesini de sağlayabilirsiniz" dedi. Hacıbeyoğlu, yapay zekanın doğru kullanımının insanlık için büyük fırsatlar sunabileceğini ancak aynı zamanda dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerektiğini de belirtti.