ASAYİŞ - 17 Şubat 2016 Çarşamba 15:53

Dilek Doğan davasında sanık polis savunma yaptı

A
A
A
Dilek Doğan davasında sanık polis savunma yaptı

İstanbul Sarıyer'de terör örgütü operasyonunda vurularak hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın ölümüne ilişkin açılan davada, sanık polis memuru savunma yaptı. 26 yıllık polis olduğunu belirten sanık, Doğan’ın ailesine başsağlığı dileyerek, “'Galoş giy' dedi diye silahımı çekip kimseyi vurmam” dedi.

İstanbul Sarıyer'de DHKP-C’ye yönelik terör operasyonu sırasında baskın yapılan bir evde Dilek Doğan'ın ölümüne ilişkin polis memuru Y.M’nin "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan yargılanmasına başlandı. İstanbul 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde adliyenin en büyük salonunda görülen duruşmaya Dilek Doğan’ın annesi Aysel Doğan, babası Metin Doğan ve ağabeyi Mehmet Doğan katıldı. Tutuksuz sanık polis memuru Y.M. ise avukatıyla birlikte sanık bölümünde hazır bulunurken, güvenlik güçleri de sanığın yanında durdu. Doğan ailesini 100’e yakın avukat temsil ederken, Berkin Elvan'in annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan, CHP’li milletvekilleri İlhan Cihaner, Selina Doğan, Gamze Akkuş İlgezdi, Hilmi Yarayıcı, Ali Haydar Hakverdi, Barış Yarkadaş, HDP milletvekili Huda Kaya ve çok sayıda izleyici de duruşma salonunda yerini aldı.

Duruşmanın başlamasıyla birlikte sanık polis Y.M.’nin kimlik tespiti yapılarak, duruşma savcısı iddianameyi okudu. Daha sonra katılma taleplerine geçildi. Adana, Mersin, Gaziantep ve Hatay Barosu başkanları davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti Dilek Doğan’ın ailesinin davaya katılma talebini kabul ederken, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nin katılma taleplerini suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle reddetti. Heyet, baro başkanlıklarının katılma taleplerini ise daha sonra değerlendireceğini belirtti.

Duruşmada daha sonra sanık Y.M.’nin savunmasına geçildi. Şırnak'ta 1 ay görev yaptıktan sonra İstanbul'a geri döndüğünü belirten sanık Y.M., olay günü İl Emniyet Müdürlüğü’ne gittiğini ve kendilerine orada operasyona dair bilgi verildiğini söyledi. Gece saat 02.00'de İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinden operasyonla ilgili brifing aldıklarını kaydeden sanık Y.M., “Adrese gittikten sonra evin bahçesinde 3 kişinin oturduğunu gördük. Oturanlardan biri Dilek Doğan'ın ağabeyi Mehmet Doğan’dı. Mehmet Doğan, evde annesi ve babası olduğunu, annesi çok hasta olduğu için eve önden girip uyandırmak istediğini söyledi. Ben de insani olarak düşünüp bunu kabul ettim" diye konuştu.

DİLEK’İN AĞABEYİNDEN SANIĞA: “YALAN SÖYLEME”

Sanığın bu ifadesi üzerine izleyicilerden biri "Sen insan mısın?" diye bağırdı. Ortamın sakinleşmesi üzerine sanık ifadesine devam etti. Eve girdiklerinde anne ve babanın uyanmış olduğunu gördüklerini söyleyen Y.M, "Sonrasında odanın birinden bir bayan şahıs daha çıktı. Ben de Mehmet Doğan'a, 'Hani evde sadece annen baban vardı? Bu kim?' diye sordum" şeklinde konuştu. 

Dilek Doğan’ın ağabeyi Mehmet Doğan bunun üzerine tepki göstererek, "Yalan söyleme. Ben sana öyle demedim" dedi. Mahkeme başkanı Nimet Demir, Mehmet Doğan’ı sessiz olması için uyardı.

“TÜM İSTEKLERİNİ YERİNE GETİRMEME RAĞMEN SÖZLÜ VE FİİLİ TEPKİLER DEVAM ETTİ”

Olayı anlatmaya devam eden sanık, "Dilek Doğan bana 'galoş giyin' dedi. Ben de, 'Biz operasyonel ekibiz. Galoş giymeyiz. Ama arama yapacak arkadaşlar galoş giyecek' dedim. Dilek Doğan'la bundan başka bir diyaloğum olmadı. Ama bu sırada da Mehmet Doğan hakaretlerine sürekli devam etti. Genel arama bittikten sonra arama yapan polislerin can güvenliğini sağlamak için benimle birlikte 2 özel harekatçı evde kaldı. Diğerlerini çevre güvenliği için dışarı çıkarttık. Aileye salonda durmalarını söylemiştim. Ben de koridorda bekliyordum. Mehmet Doğan'ın bir anda hakaretler ederek salondan çıktığını gördüm. Arama yapan arkadaşlar eğilip kalkıyor. Silahları bellerinde açık vaziyette duruyor. Onların güvenliğini sağlamak için kendisini durdurmak istedim. Silahın namlusundan ve dipçiğinden iki elimle tutarak annesini, babasını ve Mehmet Doğan'ı ittirmeye çalıştım. Bu sırada Dilek Doğan sol tarafımdaydı" dedi.

“Mehmet Doğan silahıma hamle yaptı” diyen sanık Y.M, "Ben de silahımı kaptırmamak için geri hamle yaptım. O sırada bir patlama sesi duydum. İlk aşamada benim silahımın patladığını bile anlamadım. Olay anında tetiğe basacak durumum ya da pozisyonum yoktu. Ben ateş etmedim. Bunu annesine de izah ettim. Annesinin basındaki beyanları da zaten bu şekildedir. Olanlar için üzgünüm. Aileye de başsağlığı diliyorum" diye konuştu.

“DİLEK DOĞAN’I HASTANEYE GÖTÜRMEK İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPTIM”

Arama esnasında hiçbir şekilde zor kullanmadığını kaydeden sanık, "Buna rağmen Mehmet Doğan sözlü ve fiziki hakaretlerini devam ettirdi. Dilek Doğan'ın vurulmasının ardından hastaneye götürmek için de elimden geleni yaptım. Ama beni engellediler. Ne bulduysalar üstümüze attılar. Yaralanan arkadaşlarımız da oldu. Biz de olayın daha fazla büyümemesi için yaralıyı da sivil bir araçla hastaneye götürdüklerini görünce olay yerinden ayrıldık" ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanı Nimet Demir, sanığa "Evde güvenli ortamı sağladıktan sonra neden silahın emniyetini kapatmadın" diye sordu. Sanık "Özel harekatçılar olarak silahlı ya da bombalı saldırı ihtimali olan yerlere gideriz. Nereden ne zaman ne geleceğini bilemeyiz. Bunun için de her zaman tetikte bekleriz" yanıtını verdi.

“‘GALOŞ GİY’ DEDİ DİYE SİLAHIMI ÇEKİP KİMSEYİ VURMAM”

Daha sonra Doğan ailesinin avukatları sanığa, "Daha önce birini vurdunuz mu?" diye sordu. Sanık Y.M, "Ben 26 yıllık polisim. Emekliliğime çok az kaldı. Ben emeklilik hayalleri kurarken bunlar oldu. Ben kimseyi vurmadım. Hakkımda adli ya da idari tek bir dava bile yoktur. ‘Galoş giy’ dedi diye silahımı çekip kimseyi vurmam. İnsanlığa sığmaz. Bizim de annemiz var" şeklinde cevap verdi.

İddianamede de yer alan olay anı görüntülerindeki "Kelepçe getirin" seslerini hatırlatan bir avukat sanığa, "Madem yaralıya yardım etmeye çalıştınız neden kelepçe istediniz?" diye sordu. Y.M ise, "Ben ilk önce yaralının yanına koştum. Yarasının ne durumda olduğuna baktım. Sonra da arkadaşlarıma hemen 112'yi aramalarını söyledim. Mehmet Doğan'ın da gözaltına alınmasını söyledim. Çünkü silahın patlamasına sebep olan kişi kendisidir" diye konuştu.

“İNŞALLAH O DA BENİM GİBİ OLSUN”

Sanığın ardından Dilek Doğan’ın annesi Aysel Doğan’ın ifadesi alındı. Anne Aysel Doğan, "Biz ona hakaret etmedik. Etseydik hepimizi öldürürdü. Öyle bir ruh hali içerisindeydi. Keşke bana ateş etseydi. Çocuğumun acısını görmeseydim. Çocuğumu bizden aldı. Onun hiçbir şeyi olmasın. İnşallah o da ömür boyu yaşasın benim gibi olsun" dedi.

Baba Metin Doğan ise, "Sanığın anlattığı hiçbir şey doğru değil. Evdeki haliyle buradaki hali çok farklı. Şimdi burada masumu oynuyor. Dilek'in karakolda bir tek kaydı, parmak izi olsun ben bu davadan vazgeçerim" ifadelerini kullandı.

Duruşma, Doğan ailesi ve avukatlarının ifadeleriyle devam ediyor. 

BAŞAK AKBULUT - MURAT HOROZ - YUSUF MELİKOĞLU

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde karla mücadele için tedbirler alındı Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi yönetimi, kar ve buzlanmaya karşı kapsamlı bir hazırlık süreci yürüterek tedbirler aldı. Kentte yarın ve perşembe günü yaşanması öngörülen kar yağışına karşı ekiplerin hazır şekilde beklediği, bu gece de dâhil olmak üzere tuzlama ve buzlanmaya karşı önleyici çalışmaların planlı ve koordineli biçimde sürdürüldüğü bildirildi. Özellikle gece ve sabah saatlerinde oluşabilecek buzlanmalara karşı yol güvenliğinin sağlanması amacıyla sahada kesintisiz çalışmalar yapılacağı ifade edildi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, OSB sınırları içerisinde bulunan yaklaşık 45 kilometrelik yol ağının tamamının açık ve güvenli tutulmasının öncelikleri olduğunu söyledi. Başkan Fidan, bu amaç doğrultusunda 15 araç ve 25 kişilik karla mücadele ekibiyle sahada teyakkuz hâlinde olduklarını, tüm hazırlıkların tamamlandığını vurguladı. Fidan, bu gece boyunca buzlanmaya karşı tuzlama ve önleyici çalışmaların aralıksız devam edeceğini, yarın ve perşembe günü beklenen kar yağışı süresince de ekiplerin sahada aktif görev yapmayı sürdüreceğini ifade etti. Karla mücadele sürecinde sanayicilerin, çalışanların ve OSB’yi kullanan tüm sürücülerin can ve mal güvenliğinin öncelikli olduğunu dile getiren Fidan, sürücülere de dikkatli ve tedbirli olmaları çağrısında bulundu.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ile Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İki lider görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Somali’yle her alanda gelişmeye devam eden ilişkilerimizin temelinde köklü, tarihi, beşeri ve kültürel bağlarımız vardır. 2026’da Somali ile diplomatik ilişkilerimizin tesisin 60’ıncı senesini idrak edeceğiz. Bu sağlam temel üzerinde ilişkilerimizi ilerletmeye ve Somali’nin güvenlik ve istikrarına destek vermeye devam edeceğiz. 2011 yılında Başbakanlığım döneminden kuraklık felaketiyle mücadele eden Somali ziyaretimin özellikle ardından kapsamlı bir insani yardım kampanyası başlatmıştık. Tüm dünyanın Somali’den ümidi kestiği bir dönemde Türkiye tarafından uzatılan dostluk eli iki ülke arasındaki kardeşlik duygularının pekişmesine vesile oldu. Aradan geçen süre zarfında Somali, eşine az rastlanır bir ilerleme kaydetti" diye konuştu. "Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor" "Somali’nin yeniden ayağa kalkmasını istemeyenlerin çeşitli sabotajlarına rağmen Somali’de güvenlik açısından ciddi bir iyileşme sağlandı. Bizler bu süreçte Somali’nin terörle mücadelesine kapsamlı desteğimizi sürdürdük sürdürüyoruz" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Somali ulusal ordusuna verdiğimiz eğitimler ve ekipman desteğimizle teröre karşı Somali’nin yanında olduğumuzu gösterdik. Somali ordusunun terörle mücadelesinde son dönem de önemli başarılar elde ettiğini memnuniyetle müşhade ediyoruz. Güvenlik ortamındaki iyileşme Somali siyasetinde reform adımlarını beraberinde getirdi. 25 Aralık tarihinde başkent Mogadişu’nun da dahil olduğu Benadir idari bölgesinde uzun sürenin ardından yerel seçimler düzenlendi. Seçim sonuçlarının Somali halkı için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Somali ile enerji alanındaki işbirliğimiz günden günde güçleniyor. Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz Somali deniz alanlarında 9 ay süren araştırma faaliyeti yürüttü. 4 bin 465 km karelik bir alanda yürütülen bu çalışmalar ile ülke tarihinde bir ilke imza atıldı. Gelinen noktada 2026 yılında sondaj faaliyetlerine başlamayı planlıyoruz. Bu faaliyetlerimiz Somali halkının refahına önemli katkılar yapacaktır" dedi. "Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz" Türkiye’nin 4’üncü büyük filoya sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada şu müjdeyi de sizlerle ve Somalili kardeşlerimle paylaşmak isterim. Türkiye olarak filomuza 2 yeni derin deniz sondaj gemisi dahil etmiş bulunuyoruz. İsimlerini Çağrı Bey ve Yıldırım olarak belirlediğimiz bu iki gemimizden ilki Somali açıklarında diğeri Karadeniz’de görev yapacak. Çağrı Bey ve Yıldırım’ın da eklenmesiyle bu alanda dünyanın 4’üncü büyük filosuna sahip olduk. Her iki güzel haberimizin de hayırlı uğurlu olmasın diliyorum. Diğer taraftan balıkçılık alanında Somali ile imzalanan anlaşma ile işbirliğimiz yeni bir boyut kazanmıştır. Bu anlaşma kapsamında Somali’nin teknik kapasitesinin geliştirilmesine destek olurken, kaçak avlanma ile mücadelesine de katkı sağlayacağız" diye konuştu. "Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz" "Somali Cumhuriyeti ile tarihi nitelikte bir işbirliğini uzay alanında hayata geçiyoruz" diyen Erdoğan, "İmzaladığımız anlaşmalar çerçevesinde Somali’de bir uzay limanı kurmayı ön görüyoruz. 3 fazdan oluşan projenin ilk fazının projelendirilmesini tamamlayıp Türkiye Uzay Ajansı eliyle yapımına başladık. Projemizle uzay fırlatma ve uzay uydu teknolojileri alanında önemli bir alt yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeleri hayata geçirirken Türk Kızılay, TİKA ve AFAD başta olmak üzere ilgili kuruluşlarımızla Somali’ye destek olmayı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz" Sözlerine devam eden Erdoğan, "Somali’nin birlik ve bütünlüğünün her şart altında muhafazası bizim için öncelikli meseledir. İsrail’in Somaliland’i tanıma kararı gayrimeşrudur ve kabul edilemez. Elinde 71 bin Filistinli kardeşimizin kanı olan Netanyahu hükümeti Gazze, Lübnan,Yemen, İran, Katar ve Suriye’ye yönelik saldırılarının ardından şimdi de şimdi de Afrika boynuzunu istikrara sürüklemektedir. Mısır ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkelerinin yanı sıra Avrupa Birliği İslam İşbirliği Teşkilatı, ve Arap ligi de İsrail’in kararını reddeden açıklamalar yaptı. Amerikan Başkanı Trump’ın konuya dair ilk beyanatı da gayet anlamlıydı. Kendisinin göreve geldiğinden itibaren ortaya koyduğu bizimde destekliğimiz küresel barış vizyonunu teyit eder nitelikteydi. Somali’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine vurgu yapan bütün bu açıklamaları oldukça kıymetli buluyoruz. Bizim buradaki tavrımız tamamen ilkeseldir. Çözüme hizmet etmeyen her adım sorunu daha da büyütür derinleştirir. Somali Federal Cumhuriyeti ve Somaliland bölgesinin geleceğine ilişkin kararlar tüm Somalilerin iradesini yansıtacak şekilde alınmalıdır. Biz bu süreçte Somali’nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini kararlılıkla desteklemeye ve Somali halkının yanında durmaya devam edeceğiz. Somalili kardeşlerimizin de birlik, beraberlik ruhu içinde hareket edeceklerine yürekten inanıyoruz" dedi.