GÜNDEM - 18 Kasım 2017 Cumartesi 09:00

'Din eğitiminin amacı, İnsan-ı kamil ve alim yetiştirmektir'

A
A
A
'Din eğitiminin amacı, İnsan-ı kamil ve alim yetiştirmektir'

Uluslararası Yüksek Din Öğretimi Kongresi’nde konuşan İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, ”Öncelikle din deyince ne anlıyoruz bunu zihinlerimizde netleştirmemiz gerekir” dedi.

Ensar Vakfı’nın öncülüğünde düzenlenen 'Uluslararası Yüksek Din Öğretimi Kongresi' başladı. Kongrenin protokol konuşmalarını Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve İbn Haldun Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Enstitüsü yarı zamanlı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mürteza Bedir ve Ensar Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu yaptı.

Kongrenin açılış oturumu ise ‘Türkiye’deki Yüksek Din Öğretiminin dünü, bugünü ve yarını’ başlığı ile Prof. Dr. Mürteza Bedir’in başkanlığında yapıldı.

Oturumda konuşan İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, öncelikle dinin tanımına dikkat çekerek, “Şu anda din denildiği zaman sosyal bir kurum anlaşılıyor. Bu Durkheim’dan gelen bir tanım. Benim birinci olarak dikkat çekmek istediğim bu tanımdan vazgeçmemizdir. Çünkü dinin sosyal bir kurum olduğu anlayışı dinin semavî kaynağını reddetmek anlamına gelir. Öncelikle din deyince ne anlıyoruz bunu zihinlerimizde netleştirmemiz gerekir” dedi.

Prof. Dr. Recep Şentürk’ten yüksek din öğretimi ile ilgili temel öneriler

Prof. Şentürk, yüksek din öğretimi ile alakalı on beş maddelik bir reform paketi sunmak istediğini belirterek şunları kaydetti:
“Din eğitimin amacı nedir? İnsan-ı kâmil yetiştirmek ve âlim yetiştirmektir. Bunu benimsememiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü din eğitimi ve öğretimi çok geniş ve kapsamlı bir faaliyet. Bu faaliyetin amacının netleşmesi ve kesinleşmesi gerekiyor. İslam Medeniyetinde din eğitiminin temel amacı insan-ı kâmil yetiştirmektir. Özelde de âlim yetiştirmektir. Âlim kavramının özellikle altını çiziyorum çünkü âlim başkadır, akademisyen başkadır. Âlim başkadır, aydın başkadır. İslam Medeniyetinin ortaya koyduğu âlim, eğitimli ve bilgili insan modelidir ve Peygamber varisi olarak tanımlanır.
Din eğitiminde kullanılan pedagoji konusunda da reforma ihtiyacımız var. Kur’an-ı Kerim’e baktığımızda ilk eğitimci olarak gönderilen Peygamberimizin eğitim modeli talim ve tezkiye üzerine konumlandırılır. Biz de din eğitiminde bu modeli kullanmalıyız. Talim akademik eğitim; tezkiye ise ahlakî ve takva eğitimdir. Günümüzde sadece talim üzerine odaklanmış durumdayız ve tezkiye ya hiç yok ya da çok sınırlı. Talim ile tezkiyenin beraber kullanılması gerekiyor.
Varlık anlayışımızı yeniden tanımlamamız gerekiyor. Mevcut pozitivist varlık anlayışı yerine çok katmanlı, gaybı da işin içine alan varlık anlayışını çok net bir şekilde ortaya koymamız gerekiyor.
Çok katmanlı bilgi anlayışını esas alan bir epistemolojiyi benimsememiz gerekiyor.

Tek tip metot yerine çok katmanlı bir metodolojiyi benimsememiz gerekiyor.
Yorum alanında ise çok katmanlı anlam anlayışını benimsememiz gerektiğini öneriyorum.
Bütün bunların hülâsası olarak “hakikatin mertebeleri” anlayışını benimsememiz gerektiğini düşünüyorum.
Düşünme metodumuz olarak usûl-u fıkhı araştırmalarımızın temel metodu hâline getirmemiz gerekir. Usûl-u Fıkıh genel olarak bir Müslümanın düşünce metodolojisidir ve Ümmet-i Muhammed’in ortak zeminidir. Ümmet-i
Muhammed’i birleştiren usûldür, ahkâm değildir.

Ademiyet temelli bir fıkıh anlayışını inşa etmemiz gerekiyor.

Tarih tasavvurumuzu yeniden tashih etmemiz gerekiyor. Tarihte sürekliliği benimseyen bir anlayışı ihya etmemiz gerekiyor. Şu anda hem modernist hem selefî dediğimiz bir akım var. Bu kişiler İslam tarihinin başında bir altın çağın yaşandığını sonra neredeyse bin yıl süren bir karanlık dönem olduğunu ve en sonunda da bir uyanış döneminin geldiğini iddia ediyorlar. Arada bir kopukluk olduğunu iddia ediyorlar. Bu, sağlıksız bir yaklaşımdır. İslam Medeniyetinin bütün birikimini reddeden, tevarüs mekanizmalarını dinamitleyen bir yaklaşımdır. Çünkü bütün mirası reddediyor. Onun yerine silsilenin sürekli olduğunu, kopmadığını ve her asırda sahih İslam anlayışının var olduğunu benimseyen sürekliliğe dayalı bir tarih tasavvurunu eğitim sistemimizin temeline yerleştirmemiz gerekiyor.

Bir diğer önemli husus da gelecek tasavvurudur. Eğitim sistemimiz gençlerimize bir kızıl elma sunmalı. Ben bunu “Açık Medeniyet” olarak tanımlıyorum. Maalesef şu anki eğitim sistemimizin böyle bir işlevi yok.
'Bütüncül eğitim modeli' yaklaşımını benimsememiz gerekiyor. Şu anda özellikle ilahiyat alanında ihtisas körlüğünden dolayı çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Mesela hadisçi sadece hadis ilmi ile uğraşıyor ve tüm problemleri hadis ilmi ile çözmeye çalışıyor. Aynı şekilde kelamcı sadece kelam ilmi ile; fıkıhçı sadece fıkıh ile problem çözmeye çalışıyor. Halbuki onun yerine bütüncül bir ilim, külli bir idrak yaklaşımı ile bütün İslamî ilimlerin tek bir sistem oluşturduğunu benimseyen bir anlayışa sahip olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Tevarüs mekanizması olarak isnat ve icazet sistemini ihya etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Din eğitiminin, din öğretiminin ve din alanında yapılan çalışmaların maksadının dinî bilgi üretmek olması gerektiğini düşünüyorum. Din hakkında bilgi ile dinî bilgi arasında büyük bir fark vardır. Oryantalistler, sosyal bilimciler din hakkında bilgi üretirler ama İslam âlimi olan bir kişinin veya ilahiyatçı olan bir kişinin dinî bilgi üretmesi gerekir.

Dini ilimlerin, dinî bilginin diğer bilim dallarından ayrılmaması gerekir, entegre edilmesi gerekir. Maalesef günümüzde dinî bilgi ilahiyat fakültelerine hapsedilmiş diğer bilim dallarından koparılmış vaziyettedir. Hâlbuki İslamî eğitim sisteminde, hiçbir akademik alan dinden bağımsız olamaz. İslam Medeniyetinde bütün ilim dalları, bütün akademik alanlar İslamî bilgi ile irtibatlıdır. Biz de günümüzde İslamî ilimlerle uğraşan insanlar olarak bu ilimleri diğer ilimlerle yeniden entegre etmemiz gerekiyor. Kısacası diğer ilimlerle ve hayatla irtibatlı bir yaklaşımı benimsememiz gerektiğini düşünüyorum.”
Oturumda tebliğ sunan bir diğer isim de İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Kara oldu. Prof. Kara, Türkiye’de ilahiyat fakültelerinin henüz bir tarihinin ve geleneğinin oluşmadığını altını çizerek,
“İlahiyat fakültelerimiz Türkiye merkezli olmalı ve kadim medrese kültürümüzü dikkate almalıdır” ikazında bulundu.

Değerler Eğitimi Merkezi Akademik Danışmanı Prof. Dr. Recep Kaymakcan ise Türkiye’de din eğitiminin kalitesini artırmamız gerektiğini belirterek, “İlahiyat fakülteleri güncel ve sosyal konularla ilgili ne kadar araştırma yapabiliyor? Araştırma konusunda başarılı olursak, verilen akademik eğitimin de kalitesini arttırır” dedi.

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi ve aynı zamanda İbn Haldun Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Enstitüsü yarı zamanlı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahsin Görgün de konuşmasında, “Türkiye’nin ve İslam dünyasının bir İslamî ilimler meselesi yok; bir üniversite meselesi var, bir bilgi sistemleri meselemiz var. Bilgi sistemleri meselemiz de rivayet ve dirayet kısımlarından oluşmaktadır. Dinî ilimlerle Müslümanların sahip oldukları bilgilerin onlara nasıl bir imkan sunduğunu göstermemiz gerekiyor. Buna ‘hayatın ilmîleşmesi’ diyebiliriz. Felsefesi ve derinliği olmayan kişiden âlim olmaz. Âlim, ümmetin karşı karşıya kaldığı gerçek problemleri çözme becerisine sahip olan insandır.” ifadelerini kullandı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de ’Ortopedik Engelliler Bocce Turnuvası’ düzenlenecek Mersin Büyükşehir Belediyesi, Engelliler Haftası çerçevesinde ’Ortopedik Engelliler Bocce Turnuvası’ düzenleyecek. Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı organizasyonunda 15 Mayıs’ta yapılacak turnuvaya 12 yaş ve üzeri yüzde 40’ın üzerinde ortopedik engelli sağlık kurulu raporu bulunan özel ihtiyaçlı bireyler katılabilecek. Başvurular 7 Mayıs’a kadar sağlık kurulundan alınan rapor eşliğinde Engelsiz Yaşam Parkı’nda şahsen yapılacak. Yenişehir ilçesindeki Engelsiz Yaşam Parkı’nda düzenlenecek turnuvada, özel ihtiyaçlı bireylerin hem topluma daha çok karışıp sosyalleşmeleri, hem de yaşam kalitelerinin artırılmasıyla ilgili farkındalık oluşturulması amaçlanıyor. Betül Demir: "Onların sosyalleşmeleri adına güzel bir aktivite oluyor" Engelsiz Yaşam Parkı Sorumlusu Betül Demir, daha önce de düzenledikleri turnuvanın bu yıl 15 Mayıs’ta gerçekleşeceğini ifade etti. Turnuvaya yüzde 40 ve üzeri ortopedik engeli olan tüm vatandaşların başvurabileceğini belirten Demir, "Onların sosyalleşmeleri adına güzel bir aktivite oluyor. Aralarında güzel bir rekabet gelişiyor ve keyifli dakikalar geçiriyorlar. Onlar keyiflenince, biz de çok mutlu oluyoruz" dedi. Engelsiz Yaşam Parkı’na gelen özel ihtiyaçlı çocukların, süreç içerisinde önemli ilerleme kaydettiğini belirten Betül Demir, "Bizler burada onların önerilerine ve isteklerine göre hizmetlerimizi devam ettiriyoruz. Parkımıza gelmeden önce konuşmayan, yürümekte zorluk çeken birçok öğrencimiz vardı. Buraya geldikten sonra konuşmalarında ve yürümelerinde ilerleme görüldü. Onlar bizi, biz de onları çok seviyoruz. Büyük bir aile olduk. Engel; sözde olan bir olgudur ve sevgi var olduktan sonra engelleri çok kolay aşıyoruz" diye konuştu. Cihat Bakar: "Ortopedik engellilerin sosyalleşmesi amaçlanıyor" Engelsiz Yaşam Parkı’nda Bocce antrenörü olarak görev yapan Cihat Bakar da geçen sene düzenledikleri turnuvanın iyi geçtiğini hatırlatarak, turnuva ile ortopedik engellilerin sosyalleşmesinin amaçlandığını belirtti. Ortopedik engelli bireylerin dışarıya çok fazla çıkamadıklarını ifade eden Bakar, "Ama bocce onlar için bir spor ve onların bir şekilde hayata tutunmalarına ön ayak oluyor" dedi. Bocce hakkında da bilgi veren Cihat Bakar, "Burada amacımız tamamen sosyalleşmek, mutlu olmak ve mutlu etmek. Ortopedik engelli olan herkesi turnuvamıza davet ediyoruz" diye konuştu.
Zonguldak Sokak kedisi, kulağındaki tümörle veteriner hekimin ayağına gitti Zonguldak’ta bir sokak kedisi, başını yan tutarak veteriner hekimin ayağına gitti. Kedide anormallik olduğunu fark eden hekim, muayenede kulağında tümör olduğunu fark etti. Kedi tedavi altına alındı. Şehir merkezinde özel veteriner kliniğinde veteriner hekim olarak görev yapan Suat Olucak, hayvan sever Seda Mercan ile kliniğin girişinde sohbet etmeye başladı. Bir süre sohbet eden ikili, sokak kedisinin kliniğin kapısına geldiğini fark etti. Kediyi içeriye çağıran Olucak, bir süre sevdiği kediye mama verdi. Kedinin mamaya yöneldiği sırada başını eğik tuttuğunu fark eden Olucak, anormal bir durum olduğunu fark edince muayenehaneye getirdi. Kedinin kulağından içeriye kamera ile bakan veteriner hekim, kanamalı tümör olduğunu ve sağlık durumunun da ciddi olduğunu fark edince tedavi süreci başlattı. “Tedavi yardımını geri çevirmedik” Güvenlik kamerasına saniye saniye yansıyan olayda kedinin tedavi olmak için kendilerine geldiğini anlatan klinik hekimlerinden Fatih Yaman, “Arkadaşımız kendisi tedavisinin yapılacağı kliniği bulup, gelip, bizden yardım isteyen bizim de yardımı geri çevirmediğimiz bir arkadaşımız. Kulağında polip (tümör) sıkıntısı olan bir arkadaş. Polipin cerrahi yolla uzaklaştırılması gerekiyor. İlk amacımız tedaviye bununla başlamak. Eğer tedavimiz bununla beraber olumlu sonuç verirse ekstra başka bir operasyona gerek kalmadan sağlıklı şekilde hayatına devam eder” dedi. “Misafirperverliğimizi göstermek istedik” Operasyon sırasında tümörün şiddetine göre iç kulak yolunun tamamen alınma durumunun da olabildiğine vurgu yapan Yaman, “Çok tecrübe isteyen aynı zamanda zor, hasta için de zor olan bir operasyon. Yine aynı şekilde tedavisine kliniğimizde devam edilecek. Bizim misafirimiz olmayı seçti. Biz de misafirperverliğimizi ona göstermek istedik. Kendi ayaklarıyla geldi. Şu anda genel durumu iyi. En yakın zamanda sağlığına kavuşacak” şeklinde konuştu. Hekimin dikkati hastalığını ortaya çıkardı Kedinin; hastalığın etkisiyle beraber başını yan tuttuğuna dikkat çeken Yaman, veteriner hekim Suat Olucak’ın dikkati sayesinde hastalığın teşhis edildiğini belirtti. Yaman, “Bu da bizim karşılaştığımız durumlar. Hasta sağ kulağı tarafına başını yatırarak aslında sağ kulağında sıkıntı olduğunu beden diliyle beraber aktarmaya çalışıyor. Hekimimiz Suat bey bu durumu fark ederek teşhisini koyuyor” dedi. Kedinin operasyondan iki üç hafta sonra iyileşme süreci olacağını söyleyerek “Herhangi bir sıkıntı olmadan hastamızı sağlığına kavuşturmayı temenni ediyoruz” diye konuştu. “İçeriye girdiğinde kafası yandı, sanki bir şey anlatmaya çalışıyordu” Veteriner hekim Suat Olucak ile sohbet ettikleri esnada kediyi kliniğin önünde tesadüf gördüklerini anlatan hayvan sever Seda Mercan, “Karnının acıktığını düşündük. Yemek vermek istedik. İçeriye geldi. Mamayı yemedi. Kafası yandı. Çok ilginçti. Sanki Bir şey anlatmaya çalışıyordu. Kafasında bir problem olduğunu düşündük. Suat hoca muayeneden sonra kulağında tümör olduğunu söyledi. Çok şaşırdım. Tesadüf” ifadelerine yer verdi.
Kayseri Yıldırım Beyazıt mahallesinde kat karşılığı ihale yapılacak Melikgazi Belediyesi Yıldırım Beyazıt Mahallesi’nde 1 blok 36 adet daire, 3 adet dükkan için 15 Mayıs Çarşamba günü kat karşılığı yapım ihalesi düzenleyecek. 15 Mayıs Çarşamba günü saat 10.30’da düzenlenecek ihale ile ilgili açıklama yapan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu; "İlçemize sağladığımız hizmet ve yatırımlarımız arasında önde gelen hizmetlerimizden kentsel dönüşüm ile vatandaşlarımızın hayat standartlarını yükseltmeye devam ediyoruz. Ömrünü tamamlamış, atıl halde, yaşam alanı olma vasfını kaybetmiş yapıları nitelikli, depreme dayanıklı, konforlu yapılar haline getiriyoruz. Battalgazi, Kazım Karabekir, Anbar, Yıldırım Beyazıt ve Çorakçılar Mahallelerimizde kentsel dönüşümle yepyeni bir imaj oluşturuyoruz. Sağlıklı, nezih, konforlu yapılarımızda hemşehrilerimizin daha iyi bir yaşam sürmeleri için her detayı düşünerek projelerimizi hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda Yıldırım Beyazıt Mahallesi 2. etap kentsel dönüşüm çalışmaları ile ilçemize yeni bir görünüm kazandıracağız. 15 Mayıs Çarşamba günü saat 10.30’da 1 blok 36 adet daire, 3 adet dükkan için düzenleyeceğimiz ihaleye katılmak isteyen tüm müteahhit firmalarımızı bekleriz. Vatandaşlarımızı rahat ettirecek, yüzünü güldürecek kentsel dönüşüm çalışmalarımız devam edecek" dedi.