SAĞLIK - 13 Kasım 2017 Pazartesi 18:50

Dinççağ: 'Diyabette olumlu değişimler var'

A
A
A
Dinççağ: 'Diyabette olumlu değişimler var'

Dünyada ve Türkiye'de diyabette ciddi artışların olduğunu belirten Halk Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ, bunun yanında uygulamada pek çok olumlu değişimler yaşandığını söyledi.

14 Kasım Dünya Diyabetliler Günü dolayısıyla Diyabetle Yaşam Derneği Samsun Şubesi’nin 2016-2017 diyabet raporunu açıklayan Diyabetle Yaşam Derneği Samsun Şube Yönetim Kurulu Üyesi ve Halk Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ, "Gelişen tıp teknolojisi, artan gelir düzeyi ve iletişimin artması ve diyabet konusunda uluslarası duyarlıklık ve devlet politikaları nedeniyle diyabetin ve diyabetlinin farkındalığı, tanısı, tedavi ve önlenmesi konusunda son on yılda; hastalıkta, ülkemizde ve dünyada ciddi artış yaşanırken uygulamada pek çok olumlu değişimler yaşanmıştır. Modern diyabet tedavisinde yeni ilaç seçenekleri ortaya çıkmıştır ve hala yeni ürünler piyasaya sürülmektedir.Bu diyabet tedavisinde daha iyi imkanlar ortaya çıkarmıştır. Diyabetli, iletişim olanakları ve kamu politikaları nedeniyle diyabetin ve komplikasyonlarının daha çok farkındadır ve tedavi uyumu daha fazladır. Egzersizin diyabet tedavisindeki yeri daha çok anlaşılmış ve egzersiz konusunda toplumsal imkanlar artırılmıştır. Hekime ve sağlık hizmetlerine ulaşım kolaylaşmış ve diyabetli daha fazla sağlık hizmeti alır olmuştur. Kendine kendine diyabet yönetimi,özellikle evde kan şekeri ölçümü,diyabet tedavisinde başarılı bir düzeydedir. İnsülin kullanımı artmaktadır ve insüline kullanımındaki korku ve direnç azalmıştır. Sağlıklı beslenme konusunda toplumsal duyarlıklık artmaktadır.Obesite mücadelesi konusunda daha çok toplumsal çaba gösterilmektedir. Diyabet ölçüm cihazlarının kamu idaresi tarafından geri ödeme kapsamından çıkarılması,diyabet tedavisinde olumsuzluğa neden olabilir endişesi vardır ve bu konuda çalışma yapılmalıdır.Diyabetlinin kendi kendine kan şekeri ölçümü aksamamalıdır. Kırsal ve kentsel alanda diyabet tedavi olanakları arasında ciddi farklar olup,kırsal alanda diyabet tedavisini takip ve tedavi edebilecek ara eleman eksikliği(halk sağlığı hemşiresi,diyabet hemşiresi) yetiştirilmeli ve kırsal alanda diyabetli takibi yapılabilmelidir. İnsülin eğitimi, üretici firmalar tarafından 'tüketicinin eğitim hakkı kapsamında' bir yasal zorunluluk olarak tespit edilmeli ve bu konuda yasal mevzuat hazırlanmalıdır.İnsülin kalem eğitimi,hali hazırda üğretici firmalarca 'bir iyi niyet jesti' gibi algılanmaktadır. Oysa uygulamanın bir parçasıdır ve yasal olarak 'tüketicinin eğitim hakkı' olarak firmalar tarafından mutlaka yerine getirilmelidir. HbA1c değerlerinin ve şeker ölçüm cihazlarının kalibrasyonu ve standardize edilmesi çalışmaları daha sıkı yapılmalıdır. Diyabet tedavisinde diyabetolog, 'diyabet eğitimi almış uzman hekimlerin' endokrin uzmanlarından daha verimli olabileceği konusunda üniversiter düzeyde çalışmalar yapılmalıdır.Diyabet salt endokrin bir hastalık değildir.Konu bir güç alanı olarak görülmemelidir. Bu konuda ülke şartları ve bilimsel ölçülere göre çalışmalar yapılmalıdır. Diyabet tedavisinde bir seçenek olarak sunulan Bariatrik cerrahi uygulamalarının, tıbbi endikasyonlar dışına çıkmaması, reklam gibi yanıltıcı bilgilerle hasta ve tıbbi malpraktis uygulamalarına yol açmaması için bu konuda ciddi önlemlerin alınması gerekmektedir" dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Önce ağabeyi bıçaklayarak darp ettiler, sonra da kardeşi döverek öldürdüler Hatay’da taşlı, sopalı kavgada darp edilerek hayatını kaybeden Ayhan Kutlu’nun ağabeyi de yaklaşık bir buçuk ay önce aynı aile tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Kutlu ailesi, olaya karıştıklarını iddia ettikleri 3 şahsın da mahkemece tutuklanmasını istiyor. Geçtiğimiz günlerde Antakya ilçesi Kuzeytepe Mahallesi’nde meydana gelen taşlı, sopalı kavgada yaralanan 37 yaşındaki Ayhan Kutlu, kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Olay üzerine polis ekipleri tarafından gözaltına alınan 5 şahıstan; O.A. ve R.A. mahkemece tutuklandı. Vefat eden Kutlu da ailesi tarafından Kuzeytepe Mahallesi mezarlığına defnedildi. Vefat eden Ayhan Kutlu’nun ağabeyi Celal Kutlu’nun da yaklaşık bir buçuk ay önce aynı aile tarafından darp edilerek bıçaklı saldırıya uğradığı ortaya çıktı. Kardeşleri darp edilerek vefat eden aile, mahkemece serbest kalan 3 şahsın da tutuklanmasını istiyor. "Beni 1 buçuk ay önce başımdan ve karnımdan bıçakladılar" Kardeşini öldürenlerin yaklaşık bir buçuk ay önce kendisini bıçaklayarak darp ettiğini ifade eden Celal Kutlu, "1 buçuk ay önce aynı kişiler bana da saldırdı. Yine aynı kişiler kardeşim Ayhan Kutlu’ya pusu kurup taşla ve sopayla döverek öldürdüler. Beni 1 buçuk ay önce başımdan ve karnımdan bıçakladılar. Ben aynı kişiler tarafından 3 defa bıçaklandım. Bizim can güvenliğimiz yok. Önceden de şikayette bulundum. Her zaman tehdit ediyorlar, acımız çok taze. Bize saldıran ailede serbest kalan 3 kişi var. Beni bıçakladıkları zaman o ailenin büyük oğlu burada değildi. Onu Arabistan’dan çağırıp kardeşime pusu kurdular. Bu olayların olmamasını istiyoruz. Bu adamların dışarıda olmamalarını istiyoruz. Adalete güveniyoruz ve sığınıyoruz" dedi. "Onlar kardeşime gaddarca ve vahşice pusu kurup öldürdüler" Mahkemece serbest kalan 3 kişinin de tutuklanmasını istediklerini söyleyen Kutlu ise, "Kardeşimi öldüren aileyle husumetimiz yok. Mahallede olan ufak tartışmalar oldu. Kardeşimi öldüren komşumuzdu. Komşularımız kendilerini üstün görüyorlar. Onlar kardeşime gaddarca ve vahşice pusu kurup öldürdüler. Bu şekilde ölmesini hazmediyorum. Ailecek içimiz parçalandı. Ne yapacağımızı ve ne düşüneceğimizi bilmiyoruz. Önce Allah’ın adaletine sonra da devletimizin adaletine güveniyoruz. Bu tür insanların dışarıda gezmeleri mahallemiz ve insanlar için tehlikelidir. Bu olay kardeşimin başına gelmeseydi, başka kişilerin başına gelecekti. Çünkü bunlar inşan değil ve bunlar cani. Bu aileyle aramızda hiçbir şey yok. Değecek hiçbir şey olmadı, olsaydı üzülmezdik. O aileden 2 kişi tutuklandı ama diğerleri serbest kaldı. Onların tutuklanmalarını istiyorum. Onlar hala dışarda geziyorlar. İnsanların deyimine göre kendilerini haklı göstererek insanlara anlatıyorlar. Onların tutuklanmalarını istiyoruz. Ben adalete güveniyorum. Ben Allah’ın adaletine güveniyorum. Adalet tecelli edecek. Bunların dışarıda gezmeleri, insanlar ve çocuklar için tehdit oluyor" ifadelerini kullandı.