MAGAZİN - 16 Haziran 2015 Salı 10:00

Diriliş Ertuğrul sezon finali fragmanı yayınlandı

A
A
A
Diriliş Ertuğrul sezon finali fragmanı yayınlandı

Diriliş Ertuğrul’un 26. bölüm sezon finali yayınlandı. Heyecanla izlenen TRT dizisi Diriliş Ertuğrul 26. Bölümüyle sezon finali yapacak. Diriliş Ertuğrul 26. Bölüm sezon finaliyle yarın akşam TRT’de yayınlanacak.

Heyecanla izlenen Diriliş Ertuğrul’un 26. Bölüm fragmanı yayınlandı. Başrollerini Engin Altan Düzyatan, Kaan Taşaner, Esra Bilgiç ve Serdar Gökhan’ın oynadığı Diriliş Ertuğrul 26. Bölümüyle sezon finaline girecek. 

DİRİLİŞ ERTUĞRUL 26. BÖLÜMDE NELER OLACAK?
Kayı alpleri büyük bir fetih ve zaferle obalarına dönmüşlerdir. Ancak Tapınakçıların ortadan kaldırılması obaya beklenen huzuru getirmeyecektir. Titus kaleden kaçmayı başarmıştır. Üstad seçildiği gün yaşadığı büyük yenilgi ve kardeşi Bisol’ün Ertuğrul tarafından öldürülmesinin intikamını almak için her şeyi göze almıştır.Pervasızca Kayı Obasına sokularak Gündoğdu’yu öldürmeye teşebbüs eder. Ne var ki oba tarafından lanetlenen Selcan kocasını kurtarmak için kendi gövdesini siper eder.

Ertuğrul bir yandan Titus tarafından ailesine gelecek tehditi bertaraf etmeye çalışırken bir yandan da Fırat Nehri yakınlarında bir kervansarayda gerçekleşecek olan önemli bir görüşmeye gitmek için babası ve ağabeyi ile yola çıkar. Bu görüşmenin nedeni, Kayıların başına bela olacak yeni tehdit Moğollardır. Oğuz beyleri ve Selçuklu temsilcisi Celalettin Karatay ile buluşma gerçekleşir. Ancak Titus, Oğuzlar için hayati öneme sahip bu toplantıyı sabote etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Obaya dönüş yolunda ise Kayılar Caber Kalesi yakınlarında Fırat Nehrini geçerken Süleyman Şahın atının üzerinden nehre düşmesiyle sarsılacak, hiç beklemedikleri bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalacak ve her şey bir anda altüst olacaktır.

DİRİLİŞ ERTURĞUL’DA 25. BÖLÜMDE NELER OLMUŞTU?
Tapınakçıların, keçi kokan çoban sürüsü olarak gördükleri Kayılar, kaleyi bir anda kuşatmışlardır. İslam dünyasına büyük iftiralar atan ve zulümler yapan haçlıların beyin takımı olan Tapınakçılar, kendi kalelerinde fare gibi kapana sıkışırlar. Deli Demir’in, İsodora’nın getirdiği planlarla kaleye gizlice açtığı dehliz ise kapatılmıştır.

Yaşanan bu hayal kırıklığı, Kardinal Tomas ile Konstantiniyye’ye zorla götürülen Yiğit’in, Gündoğdu tarafından kurtarılarak ikinci dehlizi göstermesiyle büyük bir sevince dönüşür.İkinci dehlizi kullanan Ertuğrul’a bağlı kırk kişilik Kürşad takımı kaleye sızar. Ertuğrul’un, Kayı bayrağını göndere çekmesiyle kale düşmüştür. Ne var ki Titus, karanlıktan istifade ederek kaleden kaçmayı başarır.Artık tek başınadır ve intikamdan başka bir şey düşünmemektedir.

Ertuğrul’dan intikam almak için, onun bütün ailesini kadınlar ve çocuklar dahil öldürmeye yemin eder. Büyük bir coşkuyla karşılanır Süleyman Şah ve oğulları obada. Kayıların, gazası büyük bir fetih ve zaferle nihayetlenmiştir. Artık Ertuğrul ve Halime’nin evlenmesinin önünde hiç bir engel kalmamıştır.

Diriliş Ertuğrul sezon finali fragmanı yayınlandı

DİRİLİŞ ERTUĞRUL

“O;Güneşi bayrak, göğü çadır eyleyip kısraklarını uçsuz bucaksız ovalara sürdü. Yağız yeri titretip, mavi göğü deldi. Pusatlarını yar eyleyip, ordularını gür kıldı. Daha çok denize, daha çok toprağa ilahi muştuyu taşıdı.Dünyanın iki hükümdara dar geldiğine inandı. Ve dünyayı bir hükümdara yar kıldı. Süleyman Şah oğlu Ertuğrul ümitlerin tükendiği bir çağda dirilişin adı oldu. ”Diriliş “Ertuğrul” , dünyanın kaderini belirleyen adamın hikayesi.

DİRİLİŞ ERTUĞRUL GENEL HİKAYESİ

13. Yüzyıl… Dünya yeni kudretini arıyordu. Ve Anadolu, emperyallerin kavgaya tutuştuğu bir diyardı. 1071’de Türklerin girdiği bu topraklara şimdi, Haçlılar ve Moğollar da ortak olmak istiyordu. Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar, Kafkasya ve Mezopotamya yeni sahibini arıyordu. İşte bu yangın yerinde, bizim hikayemizin kahramanı Ertuğrul da, 400 çadırlık obasına bir yurt arıyordu. Yıllardır yersiz ve yurtsuz kalan Kayılar, Ertuğrul’dan acılarına, çilelerine ve yolculuklarına son verecek bir yurt istiyordu. Ertuğrul, göğü çadır, yeri yatak eyleyerek zor bir mücadeleye talip oldu. Tapınak Şövalyeleri ve vahşi Moğollar onun en büyük düşmanlarıydı. Ertuğrul, ümitlerin tükendiği bir çağda nice zorluğa göğüs gererek, azmi ve sabrı sayesinde düşmanlarını yendi ve Kayı boyuna bir yurt verdi. Bu yurtta üç kıtada altı asır hüküm sürecek olan dünyanın en ihtişamlı devleti Osmanlı İmparatorluğu kuruldu. Bu muhteşem devletin sırrı da kahramanımız Ertuğrul’un hikayesinde gizliydi. Ertuğrul’un, İbn-i Arabi’den aldığı bu sır, onu adım adım hayallerine taşıdı. Ertuğrul, hayallerine giderken aslında dünyaya yeni bir medeniyet armağan etti. Temellerini attığı devlet, dünyanın kaderini değiştirdi. Biz de dünyanın kaderini değiştiren adamın destansı hikayesine, boyun eğmeyen karakterine, büyüleyici aşkına ve tüm insanlığa yetecek adalet duygusuna şahitlik edeceğiz. Diriliş “Ertuğrul” aynı zamanda bugünün hikayesi…

13. yüzyılda İslam dünyası bugün ki gibi büyük sorunlar yaşıyordu. Bir lider ve bir kahraman bekliyordu. Diriliş “Ertuğrul” dizisi inşa sürecindeki yeni Türkiye için tarihin yol rehberliğinde bugüne çok şey söyleyecektir.

- Bu mücadelede casuslar, hainler ve şövalyeler;
- Bu yolculukta entrika, tehlike ve ölüm;
- Bu hikayede yoldaşlık, fedakarlık, cesaret ve yiğitlik;
- Bu destanda büyüleyici bir aşk var.

”Moğolların baskılarıyla bunalan Kayılar, yurt bulamadıkları için Selçuklulara ait yayladan göç edememişlerdir.

Kış ve kıtlık obayı esir almıştır. Süleyman Şah’ın büyük oğlu Gündoğdu, toyda Halep’e gitmeyi önerir. Bu teklif kabul görür. Halep emiri El Aziz’in Kayı’lara Antakya’da bir yurt vermesiyle Kayılar yeni göçün hazırlıklarına başlar. Alpleri ile ava giden Ertuğrul, Selçuklu hanedanı üyesi olan Müslüman bir aileyi Haçlıların elinden kurtarıp obaya getirir. Kayılar, bu ailenin Hanedan üyesi olduklarından habersizdir. Kurtardığı ailenin kızı Halime, Ertuğrul’un kalbine bambaşka bir ateş düşürürken obanın bu yeni misafirleri ateşten bir çember içinde hayat mücadelesi veren Kayıları daha büyük bir tehdidin kucağına atacaktır.

DİRİLİŞ ERTUĞRUL OYUNCULAR


Engin Altan Düzyatan – Ertuğrul
Kaan Taşaner – Gündoğdu
Hülya Darcan – Hayme Ana
Serdar Gökhan – Süleyman Şah
Esra Bilgiç – Halime
Didem Balçın – Selcan
Hande Subaşı – Aykız
Burcu Kıratlı – Gökçe
Hakan Vanlı – Kurdoğlu
Levent Öktem – Üstad-ı Azam
Serdar Deniz – Titus
Turgut Tunçalp – Afşin Bey
Mehmet Çevik – Deli Demir
Cengiz Coşkun – Turgut Alp
Cavit Çetin Güner – Doğan Bey
Nurettin Sönmez – Bamsı Beyrek
Osman Soykut – İbn-i Arabi
Fahri Öztezcan – İlyas Fakih
Gökhan Atalay – Şahabettin
Can Kahraman – Kara Toygar
Hamit Demir – Akçakoca
Mehmet Emin İnci – El Aziz
Sedat Savtak – Numan
Tolgay Sala – Hamza Alp
Özlem Aydın – Elenora
Arda Anarat – Dündar
Burak Temiz – Yiğit Alp
Gökhan Karacık – Derviş
Celal Al – Rahman

DİRİLİŞ ERTUĞRUL KÜNYE

Yapım: Tekden
Film Yapımcı: Mehmet Bozdağ
Proje Tasarım: Mehmet Bozdağ
Yönetmen: Metin Günay
Senaryo: Mehmet Bozdağ, Mustafa Burak Doğu, Alp Emre Oduncu
Senaryo Asistanları: Aslı Zeynep Peker Bozdağ
Genel Koordinatör: Hüseyin Nureddin Dal
Konsept Danışmanı: Mehmet Fahreddin Dal
Görüntü Yönetmeni: Veysel Tekşahin
TRT1 Proje Sorumlusu: Yahya Tayyip Aydeniz
Yapım Koordinatörü: Hamide Kecin Hurma
İdari Koordinatör: Nurcan Saltaş
Müzik: Alpay Göltekin – Zeynep Alasya
Sanat Yönetmeni: Özüdoğru Cici Kostüm
Tasarım: Serdar Başbuğ Başlık ve Takı Tasarım: Mücella Mert
Kurgu Yönetmeni: Akif Özkan
Cast Direktörleri: Canan Aydın Karabulut, Rabia Sultan Düzenli
Görsel Efektler: Genius Park


DİRİLİŞ ERTUĞRUL HAZIRLIK SÜRECİ


Diriliş "Ertuğrul" dizisinin hazırlık süreci Şubat 2014’te başladı. 5 ayda hikaye ve çizimler bitti. Moğolistanlı Gambat’a 3 ay boyunca çizimler yaptırıldı. Ekipler çalışmaya mayıs ayında başladı.

Diriliş Ertuğrul için Riva ve Beykoz Kundura Fabrikasına 2 plato kuruldu.. Kayı Obası Riva’da yeniden canlandı. Riva’daki plato, asıllarına uygun şekilde yapılan 600 metrekarelik Süleyman Şah otağ ve 35 adet çadırla birlikte toplam 40.000 m2 alanda kurulmuştur. Diriliş "Ertuğrul" set alanında ayrıca 12 adet değişik ebatlarda oba dükkanları, 1 adet kilimhane, otağ meydanı ve talimhane yer almaktadır.

Beykoz Kundura Fabrikasında 6000 m2’lik kapalı alana Halep, Halep Sarayı, arz odası, konuk odaları, koridorlar, zindanlar, Karatoygar mekan, Selçuklu kasrı, Tapınakçılar salon ve odaları, tekke ve çadır içleri yapıldı. Yine Kundura Fabrikası’ndaki 5000 m2’lik açık alana Halep çarşısı, kale içi, Süleyman Şah çadır içi, Tapınakçıların zindanı, koridoru ve ibadethanesi inşa edildi.
Diriliş "Ertuğrul" için 1000’e yakın kostüm ve binlerce savaş malzemesi ve aksesuar sıfırdan yapıldı. Kostümlerde ve börklerde kullanılan mücevherler takılar, sanatta kullanılan bakırlar, kılıçlar, kalkanlar ve tüm aksesuarlar Türkiye’nin her yerinden toplatıldı. Ahşap malzemeler tek tek elle yapıldı.

Diriliş "Ertuğrul" 60 kişilik dekor ve sanat ekibi 4 ay çalıştı ve hala çalışmaya devam etmekteler. Kostümler ve dekorlar için 4000 metrekare kumaş kullanıldı.

Diriliş "Ertuğrul" dizisinin oyuncuları, yan cast ve devamlılıklı figürasyon 3 ay at binme, kılıç kullanma ve ok atma dersleri aldı. Dizideki koreografiler için Kazakistan’dan dünyaca ünlü Cengiz Han, Cehennem Melekleri 2, 47 Ronin, Barbar Conan gibi dünyaca ünlü filmlerde yer alan özel koreografi ekibi Nomad geldi. Nomad hem oyuncuları hem atları eğitti. Dövüş koreografilerini hazırladı. Dizide kullanılan atlar da satın alındı ve özel olarak eğitildi. Ayrıca ceylan, koyunlar, keçiler, bülbül ve keklikler de ekibin bir parçası oldu. 28 Eylül’de motor dendi. İlk bölümün çekimleri yaklaşık 1 ay sürdü.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Dünden Kalanlar Konseri izleyenleri coşturdu Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde, Körfez Gönül Dostları Derneği Korosunun Reha Yurdakul Salonunda düzenlediği "Dünden Kalanlar Konseri" ilgi gürdü. Şefliğini Tuğrul Atatüre’nin yaptığı konseri izleyen yaklaşık 250 müziksever şarkılara eşlik etti. Reha Yurdakul Salonundaki konserin ilk bölümünde Muhayyerkurdi eserler seslendirilirken, ikinci bölümde de Osman Nihat Akın Besteleri ile Hicaz Makamı eserlere yer verildi. Konseri İlçe Milli Eğitim Müdürü Bora Zihni ile İYİ Parti önceki ilçe Başkanı Erdoğan Kahya ve yönetim Turgay Yıldız ve yaklaşık 250 müziksever izledi. İzleyiciler, konserin sonunda Şef Tuğrul Atatüre ile koro üyelerine teşekkür etti. Konseri beğendiğini kaydeden emekli müzik öğretmeni Cahit Baylav, "Bu akşam güzel bir konser izliyoruz. Bu tip konserlerin daha çok yapılmasını istiyoruz. Körfez Gönül Dostları topluluğu gerçekten güzel bir konser hazırlamış., Genellikle popüler eserler var. Çokta başarılı. Çok memnununum burada olduğuma. Çok teşekkür ederim" dedi. Ali Gültekin de, "Konseri izledik. Çok çok güzeldi. Ben çok keyif aldım. Hele saz heyeti, hocamız süper idi. Seyircilerde çok keyif aldı. Hepimiz söyledik. Çok keyif aldık" diye konuştu. Emekli öğretmen Eser Baylav ise, "Konser çok güzeldi. Gerçekten çok güzel hazırlanmışlar. Profesyoneller gibi buldum. Çok beğendin ben. Özenle seçilmiş parçalar. Sazlar solistler gerçekten çok güzeldi. Böyle bir programın, böyle çalışmaların Burhaniye’de olması takdire değer ve çok kıymetli" dedi.
Kütahya Kütahyalı Abdullah Dede’den çevreye örnek temizlik dersi Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde yaşayan 83 yaşındaki Abdullah Kulluk, ilerleyen yaşına rağmen sokakların temiz kalması için gösterdiği çabayla takdir topluyor. Durak Mahallesi İkbal Sokak üzerinde oturan Kulluk, adeta mahallesinin gönüllü temizlik işçisi oldu. Durak Mahallesi’nin sakinlerinden olan Abdullah Kulluk, yaşlılığına aldırmadan her sabah sokağa çıkarak çevresindeki temizliği bizzat üstleniyor. Kulluk’un günlük rutinleri arasında, özellikle sonbahar mevsiminde İkbal Sokak’a dökülen yapraklar ve çevreye atılan çöpleri toplamak bulunuyor. Mahalle sakinleri, 83 yaşındaki Abdullah Dede’nin bu özverili davranışını hayranlıkla izliyor. Elinde süpürgesi ve faraşıyla sokakları pırıl pırıl yapan Abdullah Kulluk, gençlere de çevre temizliği konusunda önemli bir ders veriyor. Temizliğin önemine dikkat çeken esnaflıktan emekli Abdullah Kulluk, "Bu yaşımda bile elimden geldiğince sokağımı temiz tutmaya çalışıyorum. Temizlik, Uzunçarşı’da esnaflıktan gelen bir alışkanlığım. Temiz çevre, sağlıklı yaşam demektir. Herkes kendi kapısının önünü temiz tutsa, tüm mahalle tertemiz olur" sözleriyle çevre bilincine vurgu yaptı. Komşulardan inşaat çalışanı İsmail Karaduman, " Yan tarafta inşaatta çalışıyoruz. Hacı amcayı da burada temizlik yaparken görüyoruz. Güzel bir hareket inşallah herkese örnek olur ve vatandaşlar da duyarlı olur bu konuda" dedi.
Kütahya Evliya Çelebi’nin kimliği ve göreviyle ilgili tarihi keşif Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Dr. Salih Aytemur, 2002 yılından bu yana sürdürdüğü "Geçmişten Günümüze Seyitömer ve Seyitömer Hazretleri" başlıklı tarihi araştırmaları kapsamında, dünyaca ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin Uyvar’daki kimliği ve devlet görevine ilişkin daha önce tespit edilmemiş önemli bilgilere ulaştı. Dr. Aytemur, Osmanlı arşiv vesikalarına dayanan bu yeni keşifleri, III. Uluslararası Eskişehir Kongresinde bildiri olarak sundu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nde düzenlenen kongrede konuşan Aytemur, elde edilen belgelerin Evliya Çelebi araştırmalarına yeni bir boyut kazandıracağını ifade etti. Aytemur, Evliya Çelebi’nin sanılanın aksine yalnızca bir gezgin olmadığını, devlet tarafından görevlendirilen bir bürokrat olduğunu vurgulayarak, "Ulaştığım tarihi vesikalar ilk kez gün yüzüne çıkan bilgilerdir. Evliya Çelebi, seyahatlerini sadece gezmek ve yazmak için değil, üstlendiği devlet görevleri kapsamında gerçekleştirmiştir. Hesap uzmanı olmasının yanı sıra savaşçı ve cengâver bir kişiliğe sahiptir" dedi. Araştırmalar sonucunda, Evliya Çelebi’nin asıl adının Mehmed olduğu, seyahatnamesinde kullandığı "Evliya Çelebi" isminin ise müstear olduğu belirtildi. Dr. Aytemur, Uyvar’da bulunduğu döneme ait Osmanlı arşiv belgelerinde Evliya Çelebi’nin adının "Uyvar Defterdarı Şeyhi Mehmed" olarak geçtiğini tespit ettiğini açıkladı. Ayrıca Uyvar sonrası İstanbul’a döndüğünde Hazine-i Birun Defterdarı olarak, yani devlet hazinesinden sorumlu üst düzey bir bürokrat olarak görev yaptığının da belgelerle ortaya konulduğunu söyledi. Belgelerde Evliya Çelebi ile Şeyhi Mehmed’in dönem ve bazı kişisel özelliklerinin örtüştüğünü kaydeden Aytemur, Uyvar’da savaş sırasında gösterdiği yararlılıklar nedeniyle Serdar Ali Paşa tarafından kendisine ve maiyetindekilere Kütahya’da bazı zeametler verildiğini de belirtti. Dr. Aytemur, bu çalışmanın Evliya Çelebi’nin kimliği ve devlet görevine dair yeni tartışmaların önünü açacağını ve tarih araştırmalarına yeni bir çalışma alanı kazandıracağını ifade etti. Aytemur, söz konusu araştırmasının ayrıntılarının makale olarak yayımlanacağını da sözlerine ekledi.