SAĞLIK - 07 Ekim 2017 Cumartesi 08:23

Diş röntgeninde radyasyon riskine karşı önlem şart

A
A
A
Diş röntgeninde radyasyon riskine karşı önlem şart

İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydan Açıkgöz, röntgen çekiminde radyasyon risklerinin minimize edilmesi açısından ışınlama sayısı ve süresinin en düşük düzeyde tutulması, kurşun önlük ve tiroid koruyucu kullanılmasının önemli olduğuna dikkat çekiyor.

Hastalıkların teşhisinde sıklıkla kullanılan röntgen çekimi, uzun bir süredir ağız ve diş sağlığında hekimlerin vazgeçilmezi olarak kullanım alanı buluyor. Peki, ağız ve diş sağlığında teşhis için kullanılan röntgen çekiminin sağlık açısından riskleri var mı? İstanbul Aydın Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydan Açıkgöz, hastalıkların teşhisinde kullanılan radyografik görüntüleme teknolojisindeki gelişmelerin radyasyon risklerini minimize ettiğine işaret etse de, kullanım sırasında belli kurallara uyulmasının da şart olduğunu söylüyor.

Prof. Dr. Açıkgöz, tüm tıp dallarında olduğu gibi diş hekimliğinde de büyük gelişme gösteren tanısal yapılanmanın içerisinde radyografik görüntülemenin pek çok hastalığın teşhisinde ve uygulanan tedavi akışının değerlendirilmesinde diagnostik bir yöntem olarak kullanıldığına işaret ediyor.
Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Anabilim Dalı’nda muayeneyi takiben yapılan tedavi planlamasının ehemmiyetine vurgu yapan Prof. Dr. Açıkgöz, “Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinde ilk konulan teşhisten sonra yapılacak tedavi önceliklerinin belirlenmesi ve belirli bir düzen içerisinde tedavinin sonlandırılabilmesi, yıllar içerisinde yapılan takiplerle hem yapılan tedavilerin idame fazı hem de oluşabilecek olumsuz değişikliklerin kontrol edilebilmesi açısından büyük önem arz eder” diyor.

Radyasyon miktarları minimumda

Son 50 yıl içerisinde hastalıkların tanısında kullanılan görüntüleme yöntemlerindeki teknolojik gelişmeler ve ardından dijital radyografi sistemlerinin kullanıma girmesi sonucu radyasyon doz miktarlarının günümüzde minimum seviyelere indiğini söylüyor. Diş hekimliğinde rutin olarak kullanılan panoramik, periapikal, okluzal ve ısırtma teknikleri ile diş ve çevre destek dokular incelenebilmekte, lezyon ve hastalıkların saptanabildiğini belirten Prof. Dr. Açıkgöz, “2000’li yılların başlarında ise daha düşük maliyetli, üç boyutlu görüntü oluşturan ve çok daha düşük dozlarda yüksek çözünürlüklü kesitsel görüntü elde edilmesine olanak sağlayan Dental Volumetrik Tomografi (DVT) diş hekimliğinde tanı alanında bir devrim yaratmıştır” diyor.

DVT’nin işleme başlamadan önceki mevcut durumun tespitinde, implant planlamaları ve operasyon sonrası takiplerde, çene ekleminin görüntülenmesinde, diş kök yapısı ve kök ucu lezyonlarının değerlendirilmesinde, ortodontide kompleks vakaların üç boyutlu incelemesinde, periodontal hastalıkların tanı ve tedavisi gibi pek çok alanlarda yaygın olarak kullanıldığı bilgisini paylaşıyor.

Güvenlik sınırı aşılamaz

Manyetik rezonans görüntüleme ve ultrasonografi haricinde diğer görüntüleme yöntemlerinin hemen hepsinde biyolojik dokular üzerine zararlı etkiler oluşturan iyonizan ışınların kullanıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Açıkgöz, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) ise periapikal radyografiler için kabul ettiği güvenlik sınırının saatte 20 µSv olduğunu belirtiyor: “Periapikal radyografi olarak adlandırılan küçük diş filminin iyonize radyasyon dozu 1.5 µSv, panoramik radyografinin 2.9-11µSv,’dir. DVT sistemlerinin efektif ortalama dozu 36.9-50.3 µSv arasında değişmektedir ve bu doz medikal tomografilerde kullanılan dozdan yaklaşık 90 kat daha azdır. Bu nedenle diş hekimliği röntgen teknikleri ile ilgili uygulamalarda güvenlik sınırının aşılması mümkün değildir.”

Radyolojik tanı yöntemlerinin klinik muayeneye ilaveten yardımcı bir muayene yöntemi olduğunun unutulmaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Aydan Açıkgöz, “Radyolojik yöntemler yararlılık ve zararsızlık ölçütlerine göre radyolojik algoritm dediğimiz belirli bir disiplin içerisinde kullanılmalıdır. Radyografi alınması gereken durumlarda ışınlama sayısı ve süresi en düşük düzeyde tutulmalı ve hastada kurşun önlük ve tiroid koruyucu kullanılmalıdır” şeklinde ifade ediyor.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da asayiş uygulaması: Aranan şahıslar yakalandı, uyuşturucu madde ele geçirildi Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinde gerçekleştirilen geniş kapsamlı asayiş uygulamalarında aranan şahıslar yakalanırken, uyuşturucu madde ele geçirildi, çok sayıda araç ve iş yeri denetlendi. Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinde 12 ayrı noktada yapılan sabit asayiş uygulamasında 291 araç sorgulandı. Uygulamada 504 şahıs sorgulanmış olup, yoklama kaçağı olduğu tespit edilen 2 aranan şahıs yakalandı. Asayiş Şube Müdürlüğü koordinesinde Asayiş, Terörle Mücadele, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele, Çevik Kuvvet, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ve ilçe emniyet birimlerinin katılımıyla 24 farklı noktada sabit, hareketli yol ve umuma açık iş yeri uygulaması gerçekleştirildi. Yapılan yol uygulamalarında 2 bin 741 şahıs sorgulanırken 4 aranan şahıs yakalandı. Denetimler sırasında 1 şahıstan 0,41 gram kokain, 1 şahıstan ise 2,94 gram bonzai ele geçirilerek şüpheliler hakkında adli işlem yapıldı. Ayrıca 1 şahıstan havalı tabanca ele geçirilirken, şahıs hakkında idari işlem uygulandı. Uygulamalar kapsamında bin 230 araç sorgulandı, 1 araç trafikten men edilirken 17 araca toplam 115 bin 800 TL idari para cezası kesildi. Umuma açık iş yerlerine yönelik denetimlerde ise 12 iş yeri kontrol edildi, 129 şahıs sorgulandı ve herhangi bir olumsuzluğa rastlanılmadı. Denetimler sonucunda 1 iş yerinin ruhsatsız faaliyet gösterdiği tespit edilirken, 5 iş yerine idari para cezası uygulandı. Bursa Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin il genelinde huzur ve güvenliğin sağlanmasına yönelik denetim ve uygulamalarının aralıksız devam edeceği bildirildi.