EKONOMİ - 10 Aralık 2017 Pazar 09:52

Dışa bağımlılığı azaltmanın yolu ‘kömür’

A
A
A
Dışa bağımlılığı azaltmanın yolu ‘kömür’

Eskişehir’de Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından düzenlenen 'Türkiye’nin Gerçeği ve Kömürün Önemi' konulu panele katılan Türkiye’nin farklı üniversitelerinden gelen profesörler, madenciliğin ülke açısından önemine değinerek, enerji üretiminde kömürün rolünden bahsetti. Katılımcılar, petrol ve doğalgaz kaynakları yönünden fakir olan ülkenin en önemli enerji üretim kaynağının kömür olduğunu da anlattı.

Düzenlenen panelde konuşan Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal, vakfın amacının Türkiye’de madenciliği çevreye, insan sağlığına duyarlı olarak geliştirmek ve Türk insanın refah düzeyini arttırmak olduğunu belirtti. Önal, "Bu vakıf tabii ki şunu anlatıyor, madencilik kültürü oluşturmaya çalışıyor. Türkiye’de madenler işletilmeden, Türkiye hiçbir zaman tam bağımsız olamaz. Kendi kaynaklarını kullanmak zorunda. Yıllar önce altın madenciliği için yaptık bu mücadeleyi ve altın madenciliği başladı. Bugün 12 altın madeni Türkiye’de çalışıyor. Bir o kadar da devreye girecek. Türkiye, Avrupa’nın en büyük altın üreticisi oldu. Şimdi aynı şekilde Türkiye yüzde 75 gibi bir rakamla enerjide dışa bağlı. Bunu aza indirelim, cari açığımız azalsın. Türkiye’nin tek kaynağı kömür. Petrolü, doğalgazı Allah vermemiş. O zaman kömürü en etkin şekilde ve insan sağlığına en riayet eder şekilde üretelim ve bundan elektrik üretelim. Kimse karanlıkta kalmak istemiyor. Her şey elektrik dolasıyla elektriğin üretimi için de kaynak lazım. Yüzde 75’i azaltalım diyoruz, ama vatandaşı yanıltıcı bazı görüşler çıkıyor. 'Kömürü kullanmayalım diyorlar' başka bir şey yok ki ne kullanalım. Güneş rüzgar akarsuyumuz var. Tamam onları da kullanalım ama bunlarla hiçbir zaman biz yeterli enerji elde edemeyiz. Hala dünyada da bu böyle. Bugün dünya elektriğin yüzde 38'ini kömürden elde ediyor. ABD yüzde 33, Almanya Avrupa’da yüzde 43 oranında enerjisini kömürden elde ediyor” ifadelerini kullandı.

“Bölgede 25 bin kişiye iş yeri açacak”
Ayrıca Önel, Türkiye’nin kendi kaynaklarını üretmek zorunda olduğunu hatırlatarak, “Biz kendi kaynaklarımızı üretmek zorundayız. Dolayısıyla biz vakıf olarak işimiz, Türkiye’nin kaynaklarını, madenlerini en üst düzeyde işleyelim üretelim. Bu hem bir istihdam kaynağıdır hem de para kaynağıdır. Eskişehir’deki projelere göre, bu Alpu bölgesinde kurulacak enerji santrali ile kömür madenlerinde 25 bin kişi fiilen çalışacak. Bir kişinin 4 kişiyi daha beslediğini düşünürsek, 100 bin kişi ekmek yiyecek. Yani bölgede 25 bin kişiye iş yeri açacak, Türkiye’nin enerjisine katkıda bulunacak bir işi ‘bu olmaz istemeyiz’ demenin bir anlamı yok” şeklinde konuştu.

“Kömür diğer alternatif enerji kaynaklarından daha az zararlı olduğunu gösteriyor”
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahtiyar Ünver ise, dünya ülkeleri dışında sadece Türkiye’de kömür teknolojileri için kirli ve kötü teknoloji sınıfında değerlendirildiğinden bahsederek, “Gelişmiş ülkelerde kömür teknolojileri, bizim ülkemizdeki gibi kirli ve kötü teknoloji sınıfında değerlendirilmiyor. Gerçekten de yapılan iş, bilimsel ve teknik şekilde yapıldığı zaman kömürün diğer alternatif enerji kaynaklarından daha az zararlı olduğunu gösteriyor. Günümüzde en önemli enerji kaynaklarından biri doğalgaz. Doğalgaz santralleri, kömür santrallerinden daha tehlikeli olabilir bacadan çıkan kirleticiler açısından” diye belirtti.

“Kalkınmanın temeli ancak öz kaynaklar ile mümkün”
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Arslan ise, ünlü diyetisyen Canan Karatay’a göndermede bulunarak, “Hepimizin tanıdığı bir tıp hocamız var. Televizyonlara çıkıyor. ‘Ekmek yemeyin, zehirdir’, ‘Zeytini yağ dışında kullanmayın’, ‘Sakın tavuk eti yemeyin, kuzu yiyin’ gibi önerilerde bulunuyor. Bunlar güzel öneriler, ama ülkemizin de bir gerçeği var. Ekmek bizim ana besinimiz. Olaya bu çerçeveden bakılması lazım. Kalkınmaya çalışan bir ülkeyiz. Kalkınmanın temeli de ancak öz kaynaklar ile mümkün. Öz kaynaklarımızı kullanmadığımız takdirde keşke çok zengin olsak, akıl üretsek kuzey Avrupa ülkeleri gibi de hammaddelerimizi gelecek nesillerimize, çocuklarımıza bıraksak da onlar değerlendirse. Biz şuanda onları kullanmak zorundayız. Çünkü onların karşılığını dışarıdan satın alabilecek başka bir ürettiğimiz gelir kaynağımız yok” dedi.
Öte yandan yapılan konuşmaların ardından panel, davetliler ile katılımcıların soru-cevap kısmının ardından sona erdi.
 

Mustafa Kaplan - Murathan Yıldırım
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Muğla’da sağlıklı yaşam için pedal çevirdiler Muğla’da sağlıklı yaşam ve bağımlılıkla mücadeleye dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen bisiklet turunda bir araya gelen vatandaşlar, sağlıklı yaşam için pedal çevirdi. Muğla’da her yıl gerçekleştirilen Yeşilay Bisiklet Turu’nun bu yıl 11.’si gerçekleştirildi. Muğla Valisi İdris Akbıyık’ın startını verdiği etkinlikte, protokol üyeleri ve vatandaşlar, sağlıklı yaşam için pedal çevirdi. Yeşilay’ın 2011 yılından bu yana geleneksel olarak düzenlediği bisiklet turu, bu yıl da Gençlik ve Spor Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirildi. "Sağlıklı yaşamın keyfini birlikte sürelim" sloganıyla 81 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen etkinlik, Muğla’da da büyük ilgi gördü. Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Muğla Yeşilay Spor Kulübü ve Yeşilay Şubesi’nin işbirliğiyle düzenlenen etkinlik, saat 10.00’da Cumhuriyet Meydanı’nda başladı. Muğla Valisi İdris Akbıyık, etkinliğe katılanlara teşekkür ederek bisiklet turunun startını verdi. Vali Akbıyık’ın yanı sıra, Vali Yardımcısı Murat Kahraman, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Gemalmaz, İl Emniyet Müdürü Ali Canbolat, Gençlik ve Spor İl Müdürü Kazım Açıkbaş, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Yakup Kütük, İl Sağlık Müdürü Ali Burak Mülayim, Yeşilay Muğla Şubesi Başkan Yardımcısı Sebahattin Çevikbaş, Yeşilay Muğla Spor Kulübü Başkanı Ebru Uyan, Bisikletçiler Muğla İl Temsilcisi İlker Cömert ve vatandaşlar da etkinliğe katıldı. Bisiklet turu, Muğla Valiliği önünden başlayıp Ortaköy Mahalle kahvesi önünde sona erdi. Bu etkinlikle birlikte, sağlıklı yaşam ve bağımlılıkla mücadele konusunda farkındalık oluşturulması amaçlandı.
Muğla Akdeniz’in suyu bu yıl 23. kez Ege Denizi ile buluşuyor Muğla’nın Datça ilçesinde geleneksel hale gelen etkinlik çerçevesinde Akdeniz’den alınan ve testilerle taşınan deniz suyu, bu yıl 23. kez Ege Denizi ile buluşacak. Ege ile Akdeniz’in birleşme noktası olan Muğla’nın Datça ilçesinde su testilerine doldurulan ve Akdeniz’den Ege’ye sembolik olarak taşınan deniz suyu, Ege Denizi’ne dökülecek. Datça Çevre ve Turizm Derneği’nin (DAÇEV) girişimi, Datça Kaymakamlığı ve Datça Belediyesi’nin katkıları ile her yıl düzenlenen geleneksel Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Doğa Yürüyüşü’nün bu yıl 23.’sü gerçekleştirildi. Sabah saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda toplanılmasının ardından başlayan törende Ege Denizi’ne götürülmek üzere Çatalmağara önünden Datça testilerine Akdeniz suyu dolduruldu. Datça Kaymakamı Murat Atıcı, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün tarafından testilere doldurulan Akdeniz’in suyu, belirlenen güzergah üzerinden Gökova körfezi kıyısındaki Gereme koyunda bulunan Katıyalı mevkiine ulaştırmak üzere davul zurna eşliğinde yola çıkarıldı. Testilere doldurulan sular, yürüyüşün ikinci etabı olan Gereme koyu Katıyalı mevkiinde Ege Denizi’ne dökülecek. “İnşallah çocuklarımız torunlarımız devam ettirir” Törenin açılışında kısa bir konuşma yapan Datça Kaymakamı Murat Atıcı, etkinlikten duyduğu heyecanı da dile getirerek, “Ege’nin birleşim yeri Datça’dayız. Bu yıl 23.’sü düzenlenen Akdeniz’den Ege’ye testilerle su taşıma töreni gerçekleştiriyoruz. Artık geleneksel hale geldi. Bu yıl 23.’sü düzenleniyor. Mayıs ayında bu yürüyüşü bu etkinliği hep beraber, ilçe halkımızla yapıyoruz. İnşallah doğaya bir katkımız olur. Bu farkındalığı oluşturmak için şimdiye kadar bu etkinliği yapan herkese teşekkür ediyorum. İnşallah devamı da gelir ve 100.’sünü de çocuklarımız, torunlarımız gerçekleştirir” dedi. “Temsili olarak iki suyu birleştirmiş oluyoruz” Kısa bir konuşma yapan Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ise “Tarihin bize yüklediği misyonla, 3 bin yıldan beri bulunan bu coğrafyada yaşayan insanların tarihsel süreçte oluşturdukları bir kültüre katkı olsun diye DAÇEV sayesinde bir yürüyüş başlatmıştık” diyerek etkinlik sürecini anlatması için sözü DAÇEV kurucusu ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün’e bıraktı. Knidosluların başlattığını kendilerinin sembolik olarak tamamladıklarını ifade eden DAÇEV kurucusu ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün; "2000 yılında rahmetli Turgay Sönmez’in fikriydi bu yürüyüş olayı ve bizler tamam dedik. Yılda bir kere Mayıs ayının ilk Pazar gününde bu yürüyüşü yapma kararı aldık. Datçalıları bir araya getirelim, birlikte dostluk ve doğa yürüyüşünü yapalım. Hem birbirlerini daha yakından tanımış olsunlar hem sonunda da eğlenelim baharın tadını çıkaralım dedik. Böylece bu etkinliği başlattık ama bu arada aklımıza Knidosluların Perslere karşı kendilerini savunmak için Balıkaşıran’da kanal açarak iki denizi birbirine kavuşturma girişimi geldi. Biz de bunun üzerine madem onlar beceremedi, biz bu olaya bir gönderme yapalım Akdeniz’in suyunu alıp Gökova Körfezi’ndeki Gereme koyuna dökeriz ve böylece onların beceremediklerini biz yapmış oluruz, temsili olarak da iki suyu birleştirmiş oluruz dedik” şeklinde konuştu.
İstanbul Büyükçekmece’de lüks villada sır ölüm: 17 yaşındaki genç havuzda can verdi Büyükçekmece’de haftalık kiralık lüks bir villada 17 yaşındaki Mervan İpek arkadaşları eğlenirken iddiaya göre havuza düşerek hayatını kaybetti. Olayla ilgili inceleme başlatan polis ekipleri şüpheli ölümün arkasındaki sır perdesinin polis tarafından geniş çaplı inceleme başlatılırken, hayatını kaybeden İpek’ten geriye ise arkadaşlarıyla birlikte çekildiği fotoğraf kaldı. Olay, 3 Mayıs günü akşam saatlerinde Büyükçekmece Tepekent’te bulunan lüks bir villada meydana geldi. İddiaya göre, 17 yaşındaki Mervan İpek arkadaşlarıyla birlikte haftalık kiralık lüks bir villada eğlence düzenledi. Düzenlenen eğlence sırasında İpek dengesini kaybederek havuza düştü. İpek, havuzda boğularak hayatını kaybederken, durumu fark eden diğer arkadaşları durumu polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Gencin cenazesi yapılan ilk inceleme ardından kesin ölüm nedeni tespiti için Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis evde bulunan arkadaşlarını gözaltı alarak savcılık talimatı ile incelemeye başlattı. İpek’ten geriye ise arkadaşlarıyla birlikte havuza girmeden önce çekildikleri fotoğraf kaldı. Öte yandan polis ekipleri tarafından villada yapılan geniş çaplı incelemelerde uyuşturucu ve silah bulunmadığı öğrenilirken, yaşları 18’den küçük kişilerin villayı nasıl kiraladığı ise merak uyandırdı.
Aydın Aydınlı veteriner hekimler gecede buluştu Dünya Veteriner Hekimleri Günü dolayısıyla Aydın Veteriner Hekimler Odası tarafından düzenlenen gecede veteriner bir araya gelirken, doyasıya eğlenerek stres attı. Aydın Veteriner Hekimler Odası, Dünya Veteriner Hekimleri Günü’nü düzenlenen gece ile kutladı. Efeler ilçesindeki bir kır düğün salonunda düzenlenen geceye oda üyelerinin yanı sıra Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin, Köşk Belediye Başkanı Nuri Güler, Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Altıntaş ve çok sayıda davetli katıldı. Gecede Aydın Veteriner Hekimler Odası Başkanı Cemil Şahin oda üyeleri ve davetlileri karşılayarak yakından ilgilenip sohbet etti. Aydın Veteriner Hekimler Odası Başkanı Cemil Şahin yaptığı konuşmada veteriner hekimlerin sürekli özlük hakkı kaybı yaşadığını belirterek, “Burası dert anlatma, yakınma yeri değil tabii ki ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Veteriner Hekimler uzun yıllardır, sürekli özlük hakkı kayıpları yaşıyor, çok fazla sıkıntımız var dolayısıyla bunun aslında kutlanacak bir tarafı da yok. Biz de isteriz ki, Dünya Veteriner Hekimler Günü vesilesiyle, günlerce eğlenelim, 7 gün 7 gece düğün, bayram yapalım ancak maalesef olamıyor. Bu geceyi de, birlik, beraberlik, dayanışma ve moral gecesi olarak değerlendirerek organize ettik. İlerleyen yıllarda inşallah coşkuyla günlerce kutlamalar yapabileceğimiz günleri de görürüz diye umut ediyorum" dedi. Başkan Şahin odanın kuruluşunun 30’uncu yıl dönümü olduğunu hatırlatarak devam ettiği konuşmasında, "Aynı zamanda, Aydın Veteriner Hekimleri Odamızın kuruluşunun da 30. yılı içerisindeyiz. Odamızın bugünlere ulaşmasında büyük emek veren, değerli oda yöneticilerimize, oda kurullarımızda görev yapan meslektaşlarımıza ve maddi manevi her şartta büyük destek aldığımız, temel taşlarımız, meslek örgütümüzün varlık sebebi olan değerli üyelerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Şanla, şerefle, onurla daha nice 30 yıllara erişebilmeyi ümit ediyoruz" diye konuştu. Organizasyonda emeği geçen ve katılarak gecede kendilerini yalnız bırakmayan tüm misafirlerine teşekkür ederek konuşmasını tamamlayan Şahin, “Organizasyonumuza teşrif ederek gecemizi onurlandıran, Efeler Belediye Başkanımız Av. Anıl Yetişkin’e, Köşk Belediye Başkanımız Veteriner Hekim Nuri Güler’e, Veteriner Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Cavit Kum’a ve Dekan yardımcılarımız Prof. Dr. Bülent Ulutaş ve Prof. Dr. Göksel Erbaş’a, Tarım ve Orman İl Müdürümüz Veteriner Hekim İbrahim Altıntaş’a ve İl Müdür Yardımcımız Veteriner Hekim H. Eray Yeşilçayır’a, Buharkent İlçe Tarım ve Orman Müdürümüz Veteriner Hekim İbrahim Selli ’ye, TMMOB Aydın İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Makine Mühendisleri Odası Başkanı Tunç Erlaçin’e, Aydın Tabip Odası Yönetim Kurulu’na, Aydın Diş Hekimleri Odası Yönetim Kuruluna, tüm meslektaşlarımıza ve kıymetli ailelerine, sesi ve harika sahne performansıyla gecemize renk katan müzisyen veteriner hekim İncirliova İlçe Temsilcimiz Mehmet Tokalı’ya şükranlarımızı sunuyor, daha nicelerine hep birlikte ulaşabilmeyi temenni ediyoruz "ifadelerini kullandı. Gecede efelerin sunduğu zeybek gösterisi de büyük beğeni toplarken günün anlam ve önemi dolayısıyla Başkan Şahin, protokol üyeleriyle birlikte pasta kesti. Oda üyeleri canlı müzik eşliğinde doyasıya eğlenerek unutulmaz bir gece yaşarken, üyeler de düzenlediği geceden dolayı Başkan Şahin ve yönetimine teşekkür etti.