POLİTİKA - 13 Ekim 2020 Salı 15:12

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: 'Her hal ve şartta kardeş Azerbaycan'ın yanındayız'

A
A
A
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: 'Her hal ve şartta kardeş Azerbaycan'ın yanındayız'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ile bir araya geldi. Bakan Çavuşoğlu, “Siz kimden aldığınınız yetki ile Türkiye’nin Suriye’den çekilmesini istiyorsunuz, ya da Türkiye’yi uyarıyorsunuz?” Suriye’deki rejim İsveç ya da Avrupa birliğine böyle bir yetki mi verdi" dedi.

Dışişleri Bakanlığı’nda gerçekleşen buluşma sonrasında ortak bir basın açıklaması düzenlendi. Ortak düzenlenen basın açıklamasında konuşan Bakan Çavuşoğlu, İsveç’in AGİT dönem başkanlığı ve faaliyetlerini destekleyeceklerini vurgulayarak, “Bugün Avrupa Birliği’nin (AB) genişleme dahil bir çok noktada kararlar alması gerekiyor ve bu konuda da zorlandığını görüyoruz. Türkiye AB üyelik sürecinde eğer AB bizimle dürüst bir şekilde müzakere etmek istiyorsa, tüm kriterleri yerine getirmeye hazırdır. Eğer Türkiye kriterleri yerine getiremezse o zaman AB, Türkiye’yi rahat eleştirebilir veya istediğini söyleyebilir ya da durdurabilir. Ama bazı siyasi engelleri de ortadan kaldırmamız lazım. Tabi AB, Avrupa’nın ya da bölgemizin tek örgütü değil. Avrupa Konseyi’nde de İsveç ile yakın iş birliği içerisinde çalışıyoruz. Diğer taraftan her iki ülke de AGİT için aktif iki üye ülke. 2021 yılı başında İsveç, AGİT dönem başkanlığını Arnavutluk’tan devir alacak. Bugün dönem başkanlığında neler yapılabilir? Hangi çalışmaları beraber yürütebiliriz? Biz nasıl destek verebiliriz, bunları konuştuk” ifadelerini kullandı.

“Her hal ve şartta kardeş Azerbaycan’ın devlet olarak da, millet olarak da yanındayız”

Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan çatışmada ateşkesi bozan tarafın Ermenistan olduğuna dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, “Moskova’da tesis edilen ateşkesten sonra bile Ermenistan sivillere saldırmaya devam etti ve çok sayıda sivil şehit var Azerbaycan’da. Minsk Eş Başkanları’nın bu sorunu çözmek için bugüne kadar somut bir adım atmadığını, atamadığını söyledik. Minsk Grubu olarak, 9+2, 6 tane daha üye ülke var, artı Minsk 3’lüsü, artı Azerbaycan ve Ermenistan var. Belki Minsk grubu olarak özel bir toplantı yapmamıza gerek var bunu da bugün dile getirdik. Minsk Eş Başkanlarının da bir rapor vermesi lazım. Bugüne kadar ne yapıldı, neden olmadı, kimden kaynaklanıyor ve artık adım atmamız gerekiyor. Bu sorunun artık tek çözüm yönteminin Ermenistan’ın, Azerbaycan topraklarından çekilmesi olduğunu defalarca söyledik. Biz her şartta Azerbaycan’ın alacağı kararları destekleyeceğimizi, hem masada hem sahada, söyledik. Bugün de söylüyoruz. Elbette çözümden yanayız ve çözümün de parametresi belli. Ama her hal ve şartta kardeş Azerbaycan’ın devlet olarak da, millet olarak da yanındayız” şeklinde konuştu.

“Siz kimden aldığınınız yetki ile Türkiye’nin Suriye’den çekilmesini istiyorsunuz”

İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde’nin “Türkiye’yi Suriye’den çekilmesi için uyarıyoruz” sözlerine cevaben konuşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Türkiye’yi Suriye’den çekilmesi için uyarıyoruz.' Bir kere diplomaside bu ifadeyi kullanmak tepeden bakmacı bir yaklaşımdır. O kelime yanlış. Ama şimdi şunu sormak istiyoruz; Siz kimden aldığınınız yetki ile Türkiye’nin Suriye’den çekilmesini istiyorsunuz, ya da Türkiye’yi uyarıyorsunuz? Suriye’deki rejim İsveç ya da Avrupa Birliği'ne böyle bir yetki mi verdi? Biz her katıldığımız toplantıda, Soçi, Astana, Cenevre toplantılarında İdlib ile ilgili ortaya çıkan tüm metinlerde bir şeyi vurguluyoruz. Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğü. Biz Suriye’yi bölmek istemiyoruz. Ama siz Suriye’yi bölmek isteyen PKK’lılara destek olmak için Türkiye’ye 'çekil' diyorsunuz. Uluslararası hukukta bu var mı? Peki 'İdlib’den de çekil' diyor musunuz Türkiye’ye, ya da DAEŞ’den temizlediğimiz bölgelerden 'çekil7 diyor musunuz Türkiye’ye, hayır. Neden? Çünkü İdlib’den çekilsek 3 milyon daha mülteci Türkiye’ye gelecek oradan da Avrupa’ya gidecek. Nereden çekilmemiz lazım? PKK’dan temizlediğimiz alanlardan Türkiye’nin çekilmesi lazım. Şimdi kimin adına bir kere uyarıyorsunuz? Bu birincisi. İkincisi, neden 'O bölgelerden çekil Türkiye' diyorsunuz?” açıklamalarında bulundu.

“Ne olursa olsun Yunanistan ya da Rum Kesiminin her yaptığı haklıdır anlayışı doğru değil”

Kıbrıs’ın egemen hakkı konusunda hakça paylaşımdan yana olunduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu, “Kıbrıs Türklerinin haklarından neden bahsetmiyorsunuz? İsveç olarak, İskandinav ülkeleri olarak, insan haklarından, haktan, hukuktan bahsediyorsunuz ki, biz göreceleri olarak İskandinav ülkelerini, İsveç dahil örnek gösteriyoruz. Peki Kıbrıs Türklerinin hakları ne olacak? Hidrokarbon kaynakları konusunda onların hakları yok mu? Neden hakça paylaşıma vurgu yapmıyorsunuz, bunu yapabiliyor musunuz, hayır. Neden? Demin siz de vurguladınız, AB içerisindeki dayanışma anlayışı yüzünden. Şimdi dayanışma doğru olan yerde faydalı. Ama haksız olan bir yerde dayanışma insanı kör eder, AB’yi de kör eder ve adaletten uzaklaştırır. Haksız yerde dayanışma içinde olmayalım. 'Ne olursa olsun Yunanistan ya da Rum Kesiminin her yaptığı haklıdır' anlayışı doğru değil. Yunanistan Ege Denizi’nde bu kadar göçmeni ayrım yapmaksızın öldürürken, botlarını batırırken, geri iterken neden bir kere olsun Yunanistan’ı eleştirmiyorsunuz? Madem bu kadar hassassınız insan hakları konusunda, onlar insan değil mi? Çünkü Yunanistan Avrupa’ya göç gelmesini engelliyor. Neden? Çünkü Yunanistan AB üyesi ve dayanışma ruhu var engelleyemeyiz” ifadelerini kullandı.

“Diyarbakır’da 1 yıldır çocuklarını bekleyen annelere bir gidin, bir konuşun”

AB’nin Kürtleri ayrıştırma konusunda sadece belli bir kesime destek çıktığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Siz de bir annesiniz. Sizden rica ediyorum, Diyarbakır’da 1 yıldır çocuklarını bekleyen annelere bir gidin, bir konuşun. Onlar da Kürt kadın. Onlar da eli öpülesi Kürt anneler. Siz de bir annesiniz. Neden hep Kürt deyince, PKK’lıları, YPG’lileri, efendim bu listeye girmedi SDG veya onları destekliyorsunuz? Diğer Kürtlerin ne günahı var, onlar haksızlığa uğruyor, onlara da destek verelim. Onları da dinleyelim. Görün anlatsınlar PKK nasıl bir terör örgütü” şeklinde konuştu.

“Türkiye’yi geri çekilmeye davet etmeye devam ediyoruz”

Yeni ve pozitif bir AB-Türkiye ilişkilerinin oluşmasını temenni ettiklerini aktaran İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, “Türkiye’nin komşu bölgelerinde bazı zorluklar ile karşı karşıya olduğunu kabul ediyoruz. Aynı zamanda Kuzeydoğu Suriye konusunda pozisyonumuzu ifade ettim. Bu anlamda Avrupa Birliği’nin güçlü pozisyonu devam ediyor. Türkiye’yi geri çekilmeye davet etmeye devam ediyoruz. Aynı zamanda Doğu Akdeniz’le ilgili olarak 1 hafta önce Avrupa Konseyi bir karar aldı. Aynı zamanda Türkiye’yi demokrasi ve insan hakları konusunda da desteklemeye devam ediyoruz. AB’nin Türkiye ile iyi işleyen bir ilişki kurma isteği var. Aynen Avrupa Konseyi’nin de kararında ifade etmiş olduğu gibi. Türkiye ile ticaret hepimiz açısından büyük bir öneme sahip. Türkiye ve AB gündeminde çözümlenmesi gereken bir dizi husus var. Bu hususların diyaloglarla ele alınması gerekir” dedi.

Utku Şimşek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Buldukları 1.3 milyonluk altını sahibine teslim eden çocuklar ilk kez konuştu Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bağcılar’da yolda buldukları ve içerisinde 1 milyon 300 bin lira değerinde altın olan çantayı sahibine ulaştıran çocuklarla ailelerini ziyaret etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Bağcılar’da yolda buldukları ve içinde 1 milyon 300 bin lira değerinde altın olan çantayı sahibine ulaştıran çocukları ve ailelerini ziyaret etti. Çocuklar yaşadıkları olayı Bakan Kacır’a anlattı. Bakan Kacır da, "Maalesef hep olumsuz şeyler haber oluyor. Böyle güzel bir şeyin olması, duyulması olması benim çok hoşuma gitti" dedi. Bakan Kacır, sosyal medya hesabından, ziyarete ilişkin görüntüleri paylaştı. Kacır, İstanbul Bağcılar’da yolda buldukları içi altın dolu bir çantayı, sahibine ulaştıran 13 yaşındaki Samir Hasanova ile 12 yaşındaki Selim Bayhan’ı ve ailelerini tebrik etti. İki çocuk yaşadıkları olayı Bakan Kacır’a, "Elimize aldığımızda ağırdı. İçerisine baktık, altın doluydu, kuyumcunun kartı da vardı" dedi. Bakan Kacır ise, "Biz sizi internette gördük. Maalesef hep olumsuz şeyler haber oluyor. Böyle güzel bir şeyin olması, duyulması olması benim çok hoşuma gitti. Böyle pırıl pırıl gençlerin olmasından çok mutlu olduk. Biz de sizinle gurur duyduk. Hayat boyu doğru dürüst şekilde yola devam edersiniz inşallah" temennisinde bulundu. Sıcak diyalogların geçtiği evde Bakan Kacır çocuklara diz üstü bilgisayar ile TEKNOFEST montu hediye etti. Bakan Kacır’a Bağcılar Belediye Başkanı Yasin Yıldız da eşlik etti. İstanbul Bağcılar’daki Kemalpaşa Mahallesi’nde yolda yürüdükleri sırada içinde altın olan çantayı bulan 2 çocuk, çantayı çevredeki bir esnafa götürmüştü. Esnaf çantanın içinde bulunan kartvizitten altınların alındığı kuyumcuyu tespit etmiş, esnaf ve 2 çocuk, kuyumcuya giderek altınları sahibine teslim etmişti. Öte yandan, çocukların ve esnafın çantanın sahibini bulmak için bir kuyumcuya girmesi iş yerinin güvenlik kamerasınca kaydedilmişti.
Kocaeli 7 kez üst üste Türkiye şampiyonu olmuştu, bugün sporu bıraktı Artistik Buz Pateni’nde üst üste elde ettiği başarılarla piste imzasını atan ve uluslararası organizasyonlarda Türkiye’yi başarıyla temsil eden milli sporcu Burak Demirboğa kariyerini noktaladı. Alkışlar arasında son kez piste çıkan başarılı sporcu, "25 yılın ardından sporculuğumu sonlandırdığım için mutlu, huzurlu ve hüzünlüyüm. Geriye bakınca pişman olmayacağım. Başardıklarım için mutluyum" dedi. 18-21 Aralık tarihleri arasında Kocaeli’de düzenlenen Artistik Buz Pateni Türkiye Şampiyonası son günkü büyükler kategorisi performanslarıyla tamamlandı. Kocaeli Olimpik Buz Sporları Salonu’ndaki şampiyonanın son gününde Buz Pateni Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Derya Aksoy, Kocaeli Gençlik ve Spor İl Müdürü Gökhan Yavaşer de takip etti. Şampiyonanın son gününe, 7 yıl üst üste Türkiye şampiyonu olan ve 235 puanlık rekoru elinde tutan milli sporcu Burak Demirboğa’nın son kez piste çıkarak veda etti. Son şampiyonada sporculuk kariyerini 186.77 puanla ikinci olarak noktalayan başarılı milli sporcuya gösterilen yoğun ilgi, sevgi ve saygı zaman zaman duygusal anların yaşanmasına neden oldu. "25 yılın ardından sonlandırdığım için mutlu ve hüzünlüyüm" Kariyerine antrenör olarak devam etmeyi planlayan başarılı sporcu Burak Demirboğa, duygularını İHA mikrofonuna paylaştı. Demirboğa, "Ağabeyimin başlamasının ardından onu takip ederek buz sporculuğuna başladım. Burada başladık. 25 yılın ardından bu buzda sporculuğumu sonlandırdığım için hem mutluyum, huzurluyum, biraz da hüzünlüyüm. Ama başardıklarım ve yaptıklarım için mutluyum. Geçmişe baktığımda pişman da olmayacağım. Emekleri ve destekleri için aileme, hocalarıma, federasyonumuza, herkese teşekkür ederim" dedi. "Olimpiyat kotası için beklemiştim. Bu sene sonlandırmam planlanan bir şeydi" Burak Demirboğa, sporu bırakma kararını ve kariyerinin devamıyla ilgili şunları söyledi: "Uzun yıllardır bu seneye göre kendimi planlamıştım. Olimpiyat kotası almak için beklemiştim. Onu da kaçırdık, alamadık. Bu sene sonlandırmam planlanan bir şeydi. Bundan sonra antrenörlük kısmında devam edeceğim. Kendi antrenörümün yanında yeni sporcular yetiştirmek için mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonra buzdan kopamam. Doğduğumdan, gözümü açtığımdan beri buzun içindeyim. Yine buz pistinde bu sefer pistin dışında devam edeceğim." "Benden iyi sporcular yetiştirmeyi hedefliyorum" Başarılı sporcular yetiştirmeyi hedeflediğini sözlerine ekleyen Demirboğa, "7 kere Türkiye şampiyonu oldum. 6 kere Avrupa ve Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi temsil ettim. Avrupa Şampiyonası’na finallere kalmayı 4 kere başardım. Bir de challenger seride tek madalya sahibiyim. Bu şekilde kariyerimi sonlandırmış oldum. Benim yaptığımın daha iyisini yapacak sporcular yetiştirmek hedefindeyim. İnşallah gelecek sporcular çok daha üstünü başarabilir" temennisinde bulundu. "Antrenörüm şansımdı. İlk Avrupa şampiyonamda finallere kaldığım anı hiç unutamıyorum" 25 yıllık süreçte unutamayacağı olay ve kişileri de paylaşan Demirboğa, "Kişi kesinlikle antrenörüm. Çok şanslıyım o konuda. Allah bana böyle bir antrenör nasip etti. Onun sayesinde, buz içinde ve buz dışında, her yerde yanımdaydı. Sürekli beni motive etti. Bu konuda çok şanslıydım. Unutmadığım olaylar ise; ilk Avrupa şampiyonasında finallere kaldığım anı hiç unutamıyorum. Benim için de, Türkiye için de çok mutluluk vericiydi. Bir de challenger seride tek madalya olduğum ilk yarışmada da çok farklı duygular hissetmiştim. Bu iki anım mutluluk ve gurur vericiydi" diye konuştu. "Aileler çocuklarını güvenle buz pistine gönderebilir. Korkuları olmasın" Son olarak çocuklarını buz sporlarına göndermek isteyen ailelere mesaj veren milli sporcu Burak Demirboğa, "İnsanlar buzu duyunca tedirgin olabiliyor. Ayaklarını kırarım ya da kafamı vururum korkusu falan oluyor. Ama diğer sporlara göre çok daha az riskli bir spor. Çünkü sakatlık oranına baktığınızda hiç korkulacak düzeyde değil. Tabii ki sakatlık da oluyor. En bilindik spor olan futbolda çok daha fazla sakatlık yaşayabiliyorlar. Buz pistine çok rahat bir şekilde, güvenle gönderebilirler. Akıllarında soru işaretleri olmasın" ifadelerini kaydetti. Antrenör Rana Belkıs Göçmen: "Birlikte bir devri kapattık" 25 yıl boyunca Burak Demirboğa’yı çalıştıran, önemli müsabakalarda kürsüye taşıyan antrenör Rana Belkıs Göçmen, "Burak ile beraber bir çeyrek asrı, bir devri kapattık. 6 yaşında teknik olarak çalışmaya başladık ama ben onu 4 yaşından beri tanıyorum. Çalıştırmak için çok peşinden koştum. ‘Asla bir kadın hoca ile çalışmam’ diyerek ağladığı günlerden bugünlere diyebilirim. 25 senedir hiç ayrılmadan; iyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla büyük bir savaşın içinden geçerek 25 seneyi tamamladık. Hala çok formda. Çok formda ama zamanı gelmişti, tatlı bitirmek istedik. Bundan sonra Burak ile beraber çok daha iyi sporcular yetiştirip olimpiyatlara hazırlanmaya çalışacağız. Çok büyük ihtimalle beraber çalışacağız. Kocaeli’de çok yetenekli sporcular var. Bugünün junior şampiyonu keza yine Kocaeli’den. Bundan sonra yola beraber devam edeceğiz" şeklinde duygularını paylaştı. Gökhan Yavaşer: "Türk sporuna verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ederim" Kocaeli Gençlik ve Spor İl Müdürü Gökhan Yavaşer, ise başarılı kariyere sahip sporcu hakkında şöyle konuştu: "Burak Demirboğa güzel bir kariyerin ardından sporu bıraktı. Türk sporuna ve özellikle Kocaeli’mize ve milli takıma verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Kocaeli birçok branşta şampiyon sporcular yetiştiriyor. Olimpiyat ve Avrupa şampiyonları yetiştiriyor. Bu sporculardan biri de Burak. İnşallah Burak teknik adam olarak ülkemize hizmet edeceğini düşünüyorum. Daha birçok şampiyon sporcular yetiştirecek. Emeği geçen anne ve babasına, ailesine, antrenörüne, tüm ekibe, gençlik ve spor ekibine, bakanlığımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Kocaeli’nin ve ülkemizin sporcu için çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Yeni Türkiye şampiyonu en güçlü rakibine duygusal veda etti Son olarak bu yıl kürsünün en tepesine çıkan ve ikinci kez Türkiye şampiyonluğunu elde eden Alp Eren Özkan, buza veda eden güçlü rakibiyle ilgili değerlendirmede bulundu. Alp Eren Özkan, "Burak abiyi çok uzun zamandır tanıyorum. 10-12 yaşındayken onun ilk Türkiye şampiyonluğunda bende minikler kategorisindeydim ve ailesiyle birlikte onun şampiyonluğunu kutlamıştım. Kendisiyle çok iyi bir ilişkimiz var. Bana çok iyi rol model oldu. Onunla mükemmel zamanlar geçirdik. Buz patenini bana çok iyi anlattı, tanıttı. Onunla buzu paylaşmak benim için gurur verici. Sporu inanılmaz derecede ilerleten, bir önceki nesil için imkansız görünen şeyleri norm haline çeviren ve çocuklar için çok güzel yol açan bir sporcumuz. Burak ağabey onu ne kadar çok sevdiğimi biliyor. Onunla son kez buzu paylaşmak benim için de gurur vericiydi. Onu çok seviyorum" ifadelerini kaydetti. "Umarım benim yaptığımın çok üstünde başarılar elde edecektir" Türkiye şampiyonluğunda birincilik kürsüsünü devrettiği Alp Eren Özkan’ın kendisiyle ilgili değerlendirmesi üzerine Burak Demirboğa, "Geçen sene de Türkiye şampiyonu o olmuştu. Ben ondan önceki 7 yılın şampiyonu oldum. Onun için çok gururlu ve mutluyum. Umarım benim yaptığımın çok daha üstünde başarılar elde edecektir. Yolu açık olsun. Hep destekçisiyiz ve bundan sonra takipçiyiz. Elimizden ne geliyorsa ona yardımcı olacağız" diye karşılık verdi.
Muğla MTO, kapanma riski bulunan oteller için ek süre talep etti Marmaris Ticaret Odası (MTO), "Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik" kapsamında mevcut konaklama tesislerinin uyum sürecine ilişkin ek süre talebini ilgili kurumlara iletti. Mevcut takvime göre, gerekli düzenlemelerini 31 Aralık 2025 tarihine kadar tamamlayamayan tesisler, faaliyetlerini durdurma riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Bolu Kartalkaya’da geçtiğimiz Ocak ayında yaşanan yangın faciasının ardından ülke genelinde hız kazanan yangın denetimleri, Marmaris’te de yoğun şekilde yürütülmüş; denetimler sonucunda eksikleri tespit edilen tesislere eksikleri tamamlamaları için süre tanınmıştı. Sürenin bitimine kısa bir zaman kala, sahada uygulamaya dönük güçlükler ve sektörün operasyonel takvimi nedeniyle otel işletmecilerinden ek süre beklentisi gündeme geldi. MTO Yönetim Kurulu Başkanı Mutlu Ayhan, sürecin önemine vurgu yaparak yangın güvenliğinin tartışmasız bir öncelik olduğunu belirtti. Ayhan, mevcut binaların yönetmeliğe uyumunda teknik, idari ve uygulama kaynaklı aksaklıkların yaşandığını; turizm bölgelerinin kendine özgü şartlarının, özellikle de zaman kısıtının uyum takvimini zorlaştırdığını ifade etti. Ayhan, yüksek maliyetlere rağmen otellerin eksiklikleri tamamlamak için gayret gösterdiğini ancak, turizm bölgelerinde uygulanan inşaat yasakları ve Mart-Kasım döneminde yoğunlaşan sezon operasyonlarının, tesislerin kapsamlı tadilat ve iyileştirmeleri gerçekleştirebileceği süreyi ciddi ölçüde daralttığını kaydederek, uyum süresinin uzatılmasının hem güvenlik hedefleri hem de sektör sürdürülebilirliği açısından kritik olduğunu dile getirdi. Başkan Ayhan değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: "Misafirlerimizin can güvenliği elbette birinci önceliğimiz ve yangın güvenliği konusunda hiçbir taviz söz konusu olamaz; ancak uyum sürecinin sahadaki gerçeklikle örtüşen, uygulanabilir bir takvimle yürütülmesi gerekir. Mevcut yönetmeliğe tabi olan konaklama tesislerimizin önemli bir kısmı, bugüne kadar uluslararası tur operatörlerinin güvenlik denetimlerinden geçmiş ve sözleşmelerle çalışan büyük ölçekli işletmelerdir. Muhtemel kapanmalar konaklama kapasitesinde ani daralmaya, rezervasyon iptallerine ve destinasyon güvenilirliğinin zedelenmesine yol açarak, Marmaris ve ülke turizmi açısından telafisi güç sonuçlar doğuracaktır." Başkan Ayhan ayrıca, "15 Ekim’de sona eren inşaat yasaklarının akabinde ilçemizdeki birçok tesis hızlı bir şekilde tadilata başlamıştır. Ancak gerek tedarikte yaşanan aksamalar, gerek tadilat başvuru ve onay süreçlerindeki yoğunluktan kaynaklı gecikmeler nedeniyle çoğu konaklama tesisimizin eksiklerini zamanında tamamlaması mümkün değil. Son 10 günde TOBB bünyesinde gerçekleştirdiğimiz toplantılarda bu durumu ve 2026 sonuna kadar süre uzatım talebimizi Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’a ve ilgili Bakanlık yetkililerine ilettik. Üyelerimiz adına talebimizin olumlu sonuçlanmasını diliyoruz" şeklinde konuştu.