POLİTİKA - 13 Ekim 2020 Salı 15:12

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: 'Her hal ve şartta kardeş Azerbaycan'ın yanındayız'

A
A
A
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: 'Her hal ve şartta kardeş Azerbaycan'ın yanındayız'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde ile bir araya geldi. Bakan Çavuşoğlu, “Siz kimden aldığınınız yetki ile Türkiye’nin Suriye’den çekilmesini istiyorsunuz, ya da Türkiye’yi uyarıyorsunuz?” Suriye’deki rejim İsveç ya da Avrupa birliğine böyle bir yetki mi verdi" dedi.

Dışişleri Bakanlığı’nda gerçekleşen buluşma sonrasında ortak bir basın açıklaması düzenlendi. Ortak düzenlenen basın açıklamasında konuşan Bakan Çavuşoğlu, İsveç’in AGİT dönem başkanlığı ve faaliyetlerini destekleyeceklerini vurgulayarak, “Bugün Avrupa Birliği’nin (AB) genişleme dahil bir çok noktada kararlar alması gerekiyor ve bu konuda da zorlandığını görüyoruz. Türkiye AB üyelik sürecinde eğer AB bizimle dürüst bir şekilde müzakere etmek istiyorsa, tüm kriterleri yerine getirmeye hazırdır. Eğer Türkiye kriterleri yerine getiremezse o zaman AB, Türkiye’yi rahat eleştirebilir veya istediğini söyleyebilir ya da durdurabilir. Ama bazı siyasi engelleri de ortadan kaldırmamız lazım. Tabi AB, Avrupa’nın ya da bölgemizin tek örgütü değil. Avrupa Konseyi’nde de İsveç ile yakın iş birliği içerisinde çalışıyoruz. Diğer taraftan her iki ülke de AGİT için aktif iki üye ülke. 2021 yılı başında İsveç, AGİT dönem başkanlığını Arnavutluk’tan devir alacak. Bugün dönem başkanlığında neler yapılabilir? Hangi çalışmaları beraber yürütebiliriz? Biz nasıl destek verebiliriz, bunları konuştuk” ifadelerini kullandı.

“Her hal ve şartta kardeş Azerbaycan’ın devlet olarak da, millet olarak da yanındayız”

Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan çatışmada ateşkesi bozan tarafın Ermenistan olduğuna dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, “Moskova’da tesis edilen ateşkesten sonra bile Ermenistan sivillere saldırmaya devam etti ve çok sayıda sivil şehit var Azerbaycan’da. Minsk Eş Başkanları’nın bu sorunu çözmek için bugüne kadar somut bir adım atmadığını, atamadığını söyledik. Minsk Grubu olarak, 9+2, 6 tane daha üye ülke var, artı Minsk 3’lüsü, artı Azerbaycan ve Ermenistan var. Belki Minsk grubu olarak özel bir toplantı yapmamıza gerek var bunu da bugün dile getirdik. Minsk Eş Başkanlarının da bir rapor vermesi lazım. Bugüne kadar ne yapıldı, neden olmadı, kimden kaynaklanıyor ve artık adım atmamız gerekiyor. Bu sorunun artık tek çözüm yönteminin Ermenistan’ın, Azerbaycan topraklarından çekilmesi olduğunu defalarca söyledik. Biz her şartta Azerbaycan’ın alacağı kararları destekleyeceğimizi, hem masada hem sahada, söyledik. Bugün de söylüyoruz. Elbette çözümden yanayız ve çözümün de parametresi belli. Ama her hal ve şartta kardeş Azerbaycan’ın devlet olarak da, millet olarak da yanındayız” şeklinde konuştu.

“Siz kimden aldığınınız yetki ile Türkiye’nin Suriye’den çekilmesini istiyorsunuz”

İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde’nin “Türkiye’yi Suriye’den çekilmesi için uyarıyoruz” sözlerine cevaben konuşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Türkiye’yi Suriye’den çekilmesi için uyarıyoruz.' Bir kere diplomaside bu ifadeyi kullanmak tepeden bakmacı bir yaklaşımdır. O kelime yanlış. Ama şimdi şunu sormak istiyoruz; Siz kimden aldığınınız yetki ile Türkiye’nin Suriye’den çekilmesini istiyorsunuz, ya da Türkiye’yi uyarıyorsunuz? Suriye’deki rejim İsveç ya da Avrupa Birliği'ne böyle bir yetki mi verdi? Biz her katıldığımız toplantıda, Soçi, Astana, Cenevre toplantılarında İdlib ile ilgili ortaya çıkan tüm metinlerde bir şeyi vurguluyoruz. Suriye’nin sınır ve toprak bütünlüğü. Biz Suriye’yi bölmek istemiyoruz. Ama siz Suriye’yi bölmek isteyen PKK’lılara destek olmak için Türkiye’ye 'çekil' diyorsunuz. Uluslararası hukukta bu var mı? Peki 'İdlib’den de çekil' diyor musunuz Türkiye’ye, ya da DAEŞ’den temizlediğimiz bölgelerden 'çekil7 diyor musunuz Türkiye’ye, hayır. Neden? Çünkü İdlib’den çekilsek 3 milyon daha mülteci Türkiye’ye gelecek oradan da Avrupa’ya gidecek. Nereden çekilmemiz lazım? PKK’dan temizlediğimiz alanlardan Türkiye’nin çekilmesi lazım. Şimdi kimin adına bir kere uyarıyorsunuz? Bu birincisi. İkincisi, neden 'O bölgelerden çekil Türkiye' diyorsunuz?” açıklamalarında bulundu.

“Ne olursa olsun Yunanistan ya da Rum Kesiminin her yaptığı haklıdır anlayışı doğru değil”

Kıbrıs’ın egemen hakkı konusunda hakça paylaşımdan yana olunduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu, “Kıbrıs Türklerinin haklarından neden bahsetmiyorsunuz? İsveç olarak, İskandinav ülkeleri olarak, insan haklarından, haktan, hukuktan bahsediyorsunuz ki, biz göreceleri olarak İskandinav ülkelerini, İsveç dahil örnek gösteriyoruz. Peki Kıbrıs Türklerinin hakları ne olacak? Hidrokarbon kaynakları konusunda onların hakları yok mu? Neden hakça paylaşıma vurgu yapmıyorsunuz, bunu yapabiliyor musunuz, hayır. Neden? Demin siz de vurguladınız, AB içerisindeki dayanışma anlayışı yüzünden. Şimdi dayanışma doğru olan yerde faydalı. Ama haksız olan bir yerde dayanışma insanı kör eder, AB’yi de kör eder ve adaletten uzaklaştırır. Haksız yerde dayanışma içinde olmayalım. 'Ne olursa olsun Yunanistan ya da Rum Kesiminin her yaptığı haklıdır' anlayışı doğru değil. Yunanistan Ege Denizi’nde bu kadar göçmeni ayrım yapmaksızın öldürürken, botlarını batırırken, geri iterken neden bir kere olsun Yunanistan’ı eleştirmiyorsunuz? Madem bu kadar hassassınız insan hakları konusunda, onlar insan değil mi? Çünkü Yunanistan Avrupa’ya göç gelmesini engelliyor. Neden? Çünkü Yunanistan AB üyesi ve dayanışma ruhu var engelleyemeyiz” ifadelerini kullandı.

“Diyarbakır’da 1 yıldır çocuklarını bekleyen annelere bir gidin, bir konuşun”

AB’nin Kürtleri ayrıştırma konusunda sadece belli bir kesime destek çıktığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Siz de bir annesiniz. Sizden rica ediyorum, Diyarbakır’da 1 yıldır çocuklarını bekleyen annelere bir gidin, bir konuşun. Onlar da Kürt kadın. Onlar da eli öpülesi Kürt anneler. Siz de bir annesiniz. Neden hep Kürt deyince, PKK’lıları, YPG’lileri, efendim bu listeye girmedi SDG veya onları destekliyorsunuz? Diğer Kürtlerin ne günahı var, onlar haksızlığa uğruyor, onlara da destek verelim. Onları da dinleyelim. Görün anlatsınlar PKK nasıl bir terör örgütü” şeklinde konuştu.

“Türkiye’yi geri çekilmeye davet etmeye devam ediyoruz”

Yeni ve pozitif bir AB-Türkiye ilişkilerinin oluşmasını temenni ettiklerini aktaran İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, “Türkiye’nin komşu bölgelerinde bazı zorluklar ile karşı karşıya olduğunu kabul ediyoruz. Aynı zamanda Kuzeydoğu Suriye konusunda pozisyonumuzu ifade ettim. Bu anlamda Avrupa Birliği’nin güçlü pozisyonu devam ediyor. Türkiye’yi geri çekilmeye davet etmeye devam ediyoruz. Aynı zamanda Doğu Akdeniz’le ilgili olarak 1 hafta önce Avrupa Konseyi bir karar aldı. Aynı zamanda Türkiye’yi demokrasi ve insan hakları konusunda da desteklemeye devam ediyoruz. AB’nin Türkiye ile iyi işleyen bir ilişki kurma isteği var. Aynen Avrupa Konseyi’nin de kararında ifade etmiş olduğu gibi. Türkiye ile ticaret hepimiz açısından büyük bir öneme sahip. Türkiye ve AB gündeminde çözümlenmesi gereken bir dizi husus var. Bu hususların diyaloglarla ele alınması gerekir” dedi.

Utku Şimşek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Fatmana ’Ölmeden valiyi görmek istiyorum’ dedi, hayali gerçek oldu Muğla Valiliği tarafından hazırlanan "Muğla’nın Değerleri" serisi, gönülleri ısıtan bir buluşmaya vesile oldu. Vali Dr. İdris Akbıyık, kendisini görmek isteyen 90 yaşındaki Fatmana Ertuğrul’u evinde ziyaret ederek hayalini gerçekleştirdi. Milas ilçesine bağlı Çomakdağ Mahallesi’nde yaşayan 90 yaşındaki Fatmana Ertuğrul’un "Ölmeden valiyi görmek istiyorum" isteği karşılık buldu. Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık, yaşlı çınarın bu çağrısına sessiz kalmayarak Fatmana nineyi 200 yıllık tarihi taş evinde ziyaret etti. Ziyaret sırasında Fatmana Ertuğrul’un elini öperek hayır duasını alan Vali Akbıyık, asırlık taş evi ve Fatmana ninenin çeyizi olarak sakladığı tarihi eşyaları inceledi. Oldukça sıcak bir atmosferde geçen sohbette Vali Akbıyık, yaşlıların toplumdaki önemine dikkat çekerek "Yaşlılarımız dün ile bugün arasında köprü kuran, toplumsal, kültürel ve etik değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan, tecrübesi ile bizlere yol gösteren en değerli hayat rehberlerimizdir. Fatmana anamızın bizi görme isteğini bugün yerine getirdik. Onu sağlıklı ve hayat dolu görmek bizleri çok mutlu etti. Değerli büyüğümüzü memnun etmek ve hak ettiği ilgiyi, saygıyı göstermek bizim en önemli görevimizdir" dedi. Valilik tarafından yürütülen ve kentin kültürel zenginliklerini tanıtan "Muğla’nın Değerleri" serisinin 10. bölümünde yer alan Fatmana Ertuğrul, sempatik tavırları ve Valiyi görme arzusuyla izleyenlerin büyük ilgisini çekmişti. Ziyaretin sonunda Vali Akbıyık, Fatmana nineye sağlıklı, huzurlu ve uzun ömürler dileyerek mahalleden ayrıldı.
Erzurum Özel güvenlikçilerle değerlendirme toplantısı Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde görev yapan özel güvenlikçilerle değerlendirme toplantısı yapan Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur ile Destek Hizmetleri Şube Müdürü Güngör Şenses, önemli mesajlar verdi. İl Müdürü Çakmur, "Güler yüzle karşılamanın sadaka olduğunu bilen bir camiayız. Sizler bizim için karşılama yüzümüzsünüz" dedi. 5188 Sayılı Özel Güvenlik Kanunu ile Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde görev yapan özel güvenlikçilerle değerlendirme toplantısı yapıldı. Sporcu Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur ile Destek Hizmetleri Şube Müdürü Güngör Şenses, yeni yıl öncesinde özel güvenlikçilerle yol haritasını belirlediler. Kurumda görev yapan özel güvenlik görevlileri ile iki ayrı seansa istişare ve değerlendirme toplantısı yapan İl Müdürü Levent Çakmur ile Destek Hizmetleri Şube Müdürü Güngör Şenses, önemli mesajlar verdiler. Özel Güvenlikçilerin kurumları adına önemli olduğunun altını çizen Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur, "Bizler Güler yüzle karşılamanın sadaka olduğunu bilen bir camiayız. Şehirde söz sahibi bir kurumuz. Bunda da bütün personelimizin, çalışanlarımızın payı var. Sizleri de değerli görüyoruz. Sizler bizim için karşılama yüzümüzsünüz" diye konuştu. Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Destek Hizmetleri Şube Müdürü Güngör Şenses ise iki grup halinde yapılan özel güvenlikçilerle değerlendirme toplantısında önemli mesajlar verirken, görevini hakkıyla yapan her güvenlikçinin destekçisi olacağını söyledi. Şenses, "Sizler bizim aynamızsınız. Kurumumuza, tesislerimize ve yurtlarımıza gelen insanların ilk karşılaştığı kişiler sizlersiniz. Sizlerin kurumuza, tesislerimize, gençlik merkezlerimize ve yurtlarımıza gelen insanlara gerekli olan yaklaşımlarınızı göstereceğinizden en ufak bir şüphem yok. Hepimizin amacı bu kuruma en iyi şekilde hizmet etmek ve layık olmaktır" dedi.
Gaziantep Kamil Ocak Spor Salonu, 25 Aralık’ta ‘Gazi Oyunları’ ile kapılarını açıyor Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırılan Kamil Ocak Spor Salonu, 25 Aralık’ta hizmete giriyor. Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümü olan 25 Aralık’ta açılacak tesisin ilk etkinliği, geleneksel hale gelen Gazi Oyunları olacak. Toplam 4 bin 300 metrekarelik alanda inşa edilen Kamil Ocak Spor Salonu, basketbol, voleybol ve hentbol başta olmak üzere tüm salon sporlarına ev sahipliği yapacak şekilde tasarlandı. Profesyonel lig maçları ve uluslararası organizasyonlara uygun olarak projelendirilen tesiste, zemin sistemi, aydınlatma, tavan yüksekliği ve tribün yerleşimi uluslararası standartlara göre hazırlandı. Yapılan ek düzenlemelerle yaklaşık 3 bin 800 seyirci kapasitesine ulaşılan salonda 15 özel loca, bir VIP salonu ve engelli bireyler için erişilebilir tribün alanları yer alıyor. Teknolojik altyapısıyla da dikkat çeken tesis, uluslararası yayınlara uygun canlı yayın altyapısına, yüksek kaliteli ses ve aydınlatma sistemlerine, dijital ekranlara ve akıllı skor tabelalarına sahip. İklimlendirme sistemi sayesinde salon dört mevsim boyunca konforlu şekilde kullanılabilecek. Sporcular için soyunma ve dinlenme alanları, antrenman salonları, hakem ve doktor odaları, doping kontrol alanları ile teknik ekip ofisleri projede yer alıyor. Basın mensupları için ise modern toplantı salonları ve canlı yayın alanları planlandı. Kamil Ocak Spor Salonu, yalnızca profesyonel müsabakalara değil, gençler ve amatör sporculara da hizmet verecek. 10 farklı branş için ayrılan spor odaları sayesinde kulüp antrenmanları, okul sporları ve gençlik organizasyonları bu tesiste gerçekleştirilebilecek.
Diyarbakır Sisli havalarda korkutan zararlı partikül uyarısı Uzmanlar, insan faaliyetleri, sanayi ve şehir yaşamıyla birlikte solunan havada birtakım zararlı partiküllerin sis aracılığıyla aşağıları indiğini ve insanların bu zararlı havayı solduğunu aktardı. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Mehmet Sinan Bodur, sisli havaların solunum sağlığı üzerindeki etkilerinden bahsetti. Uzm. Dr. Bodur, "Aslında sis dediğimiz olay, atmosfer şartları ve hava sıcaklıklarıyla birlikte bulutların yeryüzüne doğru yaklaşmasıdır. Yani soluduğumuz havadaki nem miktarının artması anlamına gelir. Ancak sis tek başına masum değildir. Özellikle insan faaliyetleri, sanayi ve şehir yaşamıyla birlikte solunan havada birtakım zararlı partiküller birikmektedir. PM10, PM5 ve PM2.5 olarak adlandırdığımız bu partiküller şehir havasında yoğun şekilde bulunabilmektedir. Özellikle sisli havalarda bu partiküller ve zehirli toksik gazlar, sisin içindeki su buharıyla etkileşime girerek olumsuz sağlık sonuçlarına yol açmaktadır. Solunum hastalığı bulunan bireyler bu durumdan daha fazla etkilenmektedir. Özellikle PM2.5’in altındaki çok küçük partiküller yoğun şekilde kan dolaşımına geçebilmekte, bu da genel sağlığı ciddi biçimde olumsuz etkilemektedir" dedi. Tarihte bunun önemli örneklerinin olduğuna değinen Uzm. Dr. Bodur, "1952 yılında İngiltere’nin Londra kentinde yaşanan büyük sis felaketi bunlardan biridir. Aralık ayında, rüzgârın olmadığı yaklaşık bir hafta boyunca Londra’da görüş mesafesi bir metrenin altına düşmüştür. O yıllarda yoğun kömür kullanımı ve kömür madenleri nedeniyle sisle birlikte ağır bir hava kirliliği oluşmuş, on binlerce insan bundan etkilenmiştir. Resmî rakamlara göre bir hafta içinde yaklaşık 6 bin, bazı kaynaklara göre ise 10 bine varan ölümler yaşanmış; 100 bine yakın kişi sağlık kuruluşlarına başvurmuştur" ifadelerini kullandı. Biz sağlık profesyonelleri, özellikle göğüs hastalıkları uzmanları olarak halkımıza şunu özellikle vurgulamak istiyoruz: Sisli ve kirli havalarda, mümkünse kendi sağlığımızı korumak adına sokağa çıkmamaya özen göstermeliyiz. Bununla birlikte hava kalitesi yalnızca bireysel değil, aynı zamanda idari bir meseledir. Soluduğumuz havanın kalitesinin artırılması toplum olarak hepimizin sorumluluğu ve ortak bir zorunluluktur’’ diye konuştu. (MAK